BANU EL- İyi akşamlar değerli izleyiciler; ATV-A Haber ortak yayınında seçimlere saatler kala Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı ağırlıyoruz. Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Okan Müderrisoğlu’yla birlikte. Sayın Cumhurbaşkanım, hoş geldiniz yayınımıza.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Hoş bulduk, sağ olun.
BANU EL- Bugün yine çok yoğundunuz. Nasılsınız, iyi misiniz?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Gayet iyiyiz.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Aşgınan koşan yorulmaz.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Eyvallah. Hele hele Esenler’de bugün muhteşem bir miting oldu, gerek alana gelirken, gerek çıkışta, yani o coşku insanın bütün yorgunluğunu tabii alıyor. Bunun öncesinde hanımlarla İstanbul Kongre Merkezi’nde çok güzel bir program yaptık, orada da salon ful doluydu. Hanımların heyecanı coşkusu…
BANU EL- Bir başka oluyor değil mi?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Bir başka oluyor. Hele hele bu seçim öncesine kadar hanımlarla bu kadar geniş çaplı bir toplantı yapmamıştık. Bugünkü toplantı yaklaşık 3 bini aşkın kadının katıldığı bir toplantıydı. Ama coşkularıyla gerçekten seçime ağırlıklarını koyacaklarını da ortaya koydular, kendilerine çok teşekkür ediyorum.
BANU EL- İkinci tur kesinleşince siz hep rehavet vurgusu yaptınız. Rehavet gördünüz mü? İkinci tura giderken de çok yoğun bir süreç geçirdiniz, meydanlar, bu tarz buluşmalar size hangi mesajı verdi, ne okudunuz?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Meydanlar olsun, işte bugünkü İstanbul Kongre Merkezi’ndeki toplantı olsun, hamdolsun bir rehavetin olmadığı, tam aksine şu anda tabanın bu işe asıldığını görüyorum ve seçime çok kararlı olduklarını görüyorum ve ikinci turla ilgili olarak da gerek hanımların, gerek bugün Esenler meydan mitinginde ki yaklaşık bir 150 bine yakın insan vardı yollardakiyle beraber. Bu tabii bir şeyi gösteriyor. Yani biz hazırız ve bu işi kesinlikle bırakmayacağız; bunu gördüm. Yarın da aynı bir açık hava toplantısını Beykoz’da yapacağız ve ben Beykoz’da da doğrusu böyle bir coşkunun, böyle bir heyecanın olacağına inanıyorum.
BANU EL- Ne istiyorlar, ne amaçlıyorlar, fark daha mı açılsın istiyorlar acaba, ne okudunuz gözlerinden?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Bunlar tabii 21 yıldır gördükleri, tanıdıkları, bildikleri eser ve hizmetleriyle tanıdıkları bir başkan var. Öbür tarafta tabi Sayın Kılıçdaroğlu’nun böyle eser, hizmet, bu tür şeyleri falan söz konusu değil, yani referansı yok. Ama Erdoğan’ın bir referansı var, bu referansı dolayısıyla oylama durumunda olacak benim halkım. Ziya Paşa’nın sözünü her zaman söylüyorum, yine söyleyeceğim; “Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.”
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Ben de siyasi iklime dair bir soru sormak istiyorum, aslında belki iç içe soru, belki Banu Hanım da katkı sağlar. Ya bizdensin, ya da değilsin, anlayışına ilişkin bir soru bu aslında. 14 Mayıs seçimleri öncesinde Sayın Muharrem İnce bir siyasi linçe maruz kaldı, bir operasyona maruz kaldı aslında ve adaylıktan çekilmek durumunda kaldı. Ardından Sayın Sinan Oğan ikinci turda size destek vereceğini açıklayınca benzeri bir tabloyla karşılaştı. Biraz daha hafızayı tazeleyelim, Sayın Akşener de masadan kalktığında siyasi linçe tabi tutuldu, sonra geri dönmek zorunda kaldı. Muhalefetteki bu anlayışı, yani ya benimsin, ya da değilsin, şeklindeki bu anlayışı nasıl yorumluyorsunuz? Bir de Sayın İnce…
BANU EL- Evet, Muharrem İnce’yle ilgili bir haber de bugün gündeme düştü, aslında iki lider arasındaki bakış farkını da ortaya koyan bir paylaşımdı bu, aslında çok sıcak da bir paylaşımdı. Sayın İnce’nin annesi rahatsızlığında siz onu aramışsınız galiba, bir görüşme yapmışsınız, bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sormuşsunuz. Ancak Tandoğan Mitingi’ne katılması için Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın İnce’yi aramış. Bunu da kısaca değerlendirmenizi rica edeceğiz.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şöyle bir değerlendirme yapayım: Bir defa kendinden olmayana tahammül göstermeyen Kılıçdaroğlu’nun linç kampanyaları artık rutinleşti, yeni bir şey değil bunlar. Ta başından itibaren bunlara hep şahit oluyoruz. Bu Kılıçdaroğlu’nun demokrasiden ne anladığını da gösteriyor. Kişilerin kararlarına, tercihlerine saygısı olmayanların ki bunu CHP her zaman yapıyor, ilk başvurdukları yöntem linç kampanyasıdır. Bunu 14 Mayıs’tan sonra depremzedelerimiz için de yaptılar.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Onu da soracağız.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Ve depremzedelerimize gerçekten çok çok insani olmayan saldırılar yapıldı. Kendilerine oy vermedi diye vatandaşlarımıza etmedikleri hakaret kalmadı. Oysa iyiliğin karşılığını bekleyen tefecidir, öyle.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Burada bir siyasal tefecilik mi var, demek istiyorsunuz?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Aynen aynen. Nasıl elle kalp yapmakla kalpler kazanılmıyorsa, gönüller inşa edilmiyorsa, kendine “demokrat dede” dedirtmekle de demokrat olunmuyor. Kendinden olmayana adeta yaşam hakkı tanımayan bir zihniyete sahipler. Allah bu zihniyete fırsat vermesin.
Tabii Sayın İnce’nin adaylıktan çekilmesi sonrasında aramıştım ilk. Bunu daha önce zaten açıklamıştım.
BANU EL- Evet efendim.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Adaylıktan çekilmesine üzüldüğümü de ifade ettim. Çünkü dörtlü bu yarışa girdik, keşke böyle devam etseydi. Hem de bu arada hastalanan validesi için geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Daha sonra tabi tekrar Sayın İnce’nin rahatsızlandığını tekrar duydum, o rahatsızlığında da ben yine kendisini…
BANU EL- Kendisi rahatsızlandıktan sonra da görüştünüz yani.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Birinciden daha sonra ikincide de yine böyle bir durum oldu ve yine ben kendisini aradım, geçmiş olsun dileklerimi yine ilettim. Ve birincide olduğu gibi bize düşen herhangi bir şey varsa elimizden geleni yapalım, dedik. Zaten dedi, ben de şimdi hastaneden çıktım, evde istirahatteyim dedi. Biz de tabii insani görevimiz olarak Allah’tan şifalar diledik.
BANU EL- Şimdi siyasetin 1 numaralı gündem başlıklarından birine geçelim dilersiniz. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın Kemal Kılıçdaroğlu’na destek açıklaması ve iki liderin imzaladıkları mutabakat metni çok tartışıldı malum. Bu mutabakat metninin ortaya çıkmasının ardından HDP’de de muhtelif toplantılar yapıldı ve onlar Kılıçdaroğlu’nu desteklemeye devam edeceklerini ilan ettiler. Bu arada bu desteğin açıklandığı gün, yani Ümit Özdağ’ın Millet İttifakı’na desteğini açıkladığı gün Sayın Özdağ İçişleri Bakanı olacağını ima etti ya da iddia etti bir Twitter paylaşımıyla. Bu önce ciddiye alınmamıştı, ama sonra gayet ciddi olduğu anlaşıldı; bunu nasıl değerlendireceksiniz? Bir de; HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın sıcak bir açıklaması var, müsaadenizle onu da paylaşmak istiyorum ben sizinle. “Ümit Özdağ ile protokol imzalamış…
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Banu, ses çok az geliyor…
BANU EL- Çok özür diliyorum efendim. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın açıklamasını da sizinle paylaşmak isterim. Dedi ki; “Ümit Özdağ ile protokol imzalamış olabilirler, bizim için esas olan Kılıçdaroğlu’nun bize vermiş olduğu sözlerdir.” Sizce ne demek istiyor?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Tabii bunlar Kılıçdaroğlu’nun başından beri ilkesiz siyaset yaptığının bir yerde resmidir. Siyaseti hizmet yarışına değil, adeta –kusura bakmayın- at pazarlığına çevirdiler, ortada böyle bir durum var. Oy oranına bakmadan siyasi parti tabelası olan herkes CHP’den ya bir bakanlık ya da cumhurbaşkanı yardımcılığı kopardı. Toplam oyu yüzde 1’i bile bulmayan partiler, düşünün 40’a yakın vekil kopardı. Şöyle bunun bir orantılamasını alsak, sormazlar mı adama; ey CHP, sana şimdi ne kalıyor? Sen hep hesap uzmanıyım diyorsun, hesap uzmanıyım diyen sen 40’ını bu ufak partilere verdikten sonra sana ne kalıyor? Ama bizim böyle bir siyaset anlayışımız yok, çünkü böyle bir siyaset olmaz. Milleti kandırmaya çalışarak siyaset yapılmaz. Millete karşı oynadıkları oyunlar, yaptıkları pazarlıkları biliyor, görüyor ve sandıkta da bunlara gereken cevabı benim milletim muhakkak verecek.
Kılıçdaroğlu birbirine bu kadar zıt, birbirine bu kadar benzemez bir şürekâ ile işin içinden nasıl çıkacak, doğrusu ben de merak ediyorum, çıkılmaz. Kaldı ki burada çok enteresan bir şey var, PKK uzantısı Yeşil Sol Parti’nin bir milletvekili Kılıçdaroğlu’nun HDP ile bir mutabakat yaptığını açıkladı. O mutabakatta neler olduğunu HDP’lilerin açıklamalarından anlıyoruz zaten. Terörist başını ve Demirtaş’ı hapisten çıkarma… Şimdi bu Selo Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan bir teröristtir, şu anda cezasını çekiyor. Kılıçdaroğlu ne diyor? Eğer onu çıkarmak istiyorsanız oyunuzu bana vereceksiniz diyor. Şimdi böyle bir siyaset olabilir mi, böyle bir hukuk olur mu? Hani sen hak, hukuk, adalet diyordun, İstanbul’a böyle yürümüştün, nerede kaldı hak, nerede kaldı hukuk, nerede kaldı adalet? Terörle mücadele operasyonlarını durdurmaktan bahsediyorsun, nasıl oluyor bu terörle mücadeledeki operasyonlar veya onlara karşı durma? Öbür taraftan kalkıyorsun, özerk yönetim ilan etme; bunlar zaten HDP’lilerin talepleri, bunları biliyoruz. Sen bunlarla ne mutabakatına vardın Kılıçdaroğlu, bunu açıkla diye sorarlar. Bütün bunlarla beraber CHP Genel Başkanı bunlara niye cevap vermiyor, ver cevabını.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- HDP’nin desteğini tabii ciddi bir şekilde birinci turda belki aldığı için de bu cevap çok net bir şekilde…
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Aldın ama, şimdi ikinci turda neyin desteğini alacaksın?
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Evet, bu da görülecek.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Bu da var, o nu şimdi Pazar günü göreceğiz. Bir de burada bu hani Yeşil Sol vesaire, bunlar da garip garip oluşumlar. Bütün mesele, şimdi sandıkta her yönüyle inşallah ikinci turda belli olacak.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Tabii Sayın Kılıçdaroğlu için yüzde 1’lik partilere 40 milletvekilliği vererek ne aldı, dediniz, herhalde Cumhurbaşkanı adaylığını aldı. Çünkü AK Parti’den kopan iki parti var, o belli ki AK Parti tabanına bir mesajdı. Demokrat Parti bir sembolizm, oradan yürüdü. Saadet Partisi, Milli Görüş’e bir mesajdı belki. Bu tarafta da zaten HDP’yle Meclis’te yapılan görüşmeden sonra sizin açık çağrılarınız var. Hakikaten bu bileşim, İYİ Parti’ye de bakınca belki milliyetçi oylara bir mesajdı. Ben de tam o noktadan hareket etmek istiyorum. Şimdi gerek birinci turda, gerek ikinci turda hem HDP-Yeşil Sol Parti kimliği, hem de Kandil açık bir şekilde Sayın Kılıçdaroğlu’ndan yana tavır sergilediklerini yüksek sesle ifade ettiler. Bunu hani tırnak içinde Kandil’deki terör baronları bugün de ifade etmeye devam ediyorlar.
BANU EL- Okan Bey, o görüntüleri de biz hazırladık izleyicilerimiz için.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Öyle mi, tamam, çok güzel.
BANU EL- Efendim, müsaadeniz olursa o görüntüleri de izleyicilerimizle paylaşalım.
…
BANU EL- Evet Sayın Cumhurbaşkanım, mesajlar böyle, bunlar sadece bizim seçtiklerimiz, bunlardan daha onlarca var, biz de zaman zaman yayınlarımızda bunları paylaşıyoruz. Elbette bu mesajları kimse görmezden gelemez, neticede o ekrana yansıttığımız PKK’lı teröristler bir sürü çocuğumuzun ve dahi bebeğimizin, anne karnındaki evlatların, gencecik öğretmenlerin katili bunlar ve bunlar böyle açıklamalar yapıyorlar ve bunu sürekli yapıyorlar, ikinci tura kalındığı ortaya çıktıktan sonra da yapmaya devam ediyorlar. Ne hissettiriyor size bu görüntüler, öfkelendiğinizi görüyorum şu anda?
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Ve şöyle devam edelim: Siz bu gerçekleri birinci turda özellikle Türk seçmenine gayet iyi aktarmış oldunuz. Hemen ardından Sayın Kılıçdaroğlu bu söylemden hızlı bir şekilde uzaklaşarak, bir milliyetçilik söylemine doğru yaklaşmaya, hatta tabiri caizse abanmaya başladı. Sizce bu yapay milliyetçilik söylemi ikinci turda tutar mı, bu nasıl bir hesap?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şimdi Okan Bey, zaten milletim benim bu yapay milliyetçilikle ilgili, terörle yaklaşım noktasında veya onlarla iş birliği noktasında öyle zannediyorum ki kararını verdi. Ama biz yine de et tekraru ahsen, velev kane 180, diyeceğiz, tekrarda fayda var. Çünkü bu adamların söylediklerine inanılmıyor, bunlar çünkü yalanı böyle kabak çekirdeği gibi yiyorlar, çok rahat yalan söylüyorlar. Çünkü bay bay Kemal bir defa yalanın piri, yalancının piri. Eğer yalanın dersini almak istiyorsan, bay bay Kemal’e git. İki hafta öncesine kadar helalleşme, diyordu, şimdi önüne gelene nefret kusuyor, depremzedeler de buna dahil. Aynı şekilde insanın siyasette ilkesi olmayınca, sonuç hep böyle olur. Düne kadar sosyal demokratız, diyorlardı, bugün Nazileri mumla aratacak dil kullanıyorlar, bu kadar ileri gittiler. Bölücü örgütün uzantılarıyla olan iş birliklerini de bu arada rahatlıkla devam ettiriyorlar. Ne şiş yansın, ne kebap, politikasıdır bunun adı. Dağdaki teröristlerin Kandil’den çektikleri destek videolarına karşı bir kere bile, bizim size ihtiyacımız yok dediler mi? Hayır, aynen devam ediyorlar. Mitinglerinde, Van’da mesela “kana kan, intikam intikam” diye sloganlar atanlarla yan yana gelmekten utandılar mı? Hayır. Şimdi çıkmış milletin gözünü boyamaya çalışıyor ve yapay bir milliyetçilik. Tabii sadece o değil, yanındakiler de teröristlerle anılmaktan imtina etmiyorlar. Şu an CHP’nin İstanbul İl Başkanlığını yapan kişinin terörist seviciliğini ortaya koyduğu açıklamaları herhalde görmüşsünüzdür. PKK’nın kurucularından birinin öldürülmüş olmasına “yanlış” diyor. Bu kişi, daha önce de öldürülen terörist için “insanlık kaybetti” demişti. Kılıçdaroğlu, kendisine terörist desteğini yanına alırken CHP yönetimine de terörist sevicileri doldurmuş durumda. CHP’ye gönül vermiş vatandaşlarım bunları çok iyi görüp kararını vermeli diye düşünüyorum.
Tabii burada şunu da söylememiz lazım: Biz Kılıçdaroğlu’na terör örgütünün desteğini ortaya koyarken, PKK ile Kürt kardeşlerimizi kesinlikle ayrı tutuyoruz. Yani Kürt kardeşlerimiz bir tarafa, ama PKK bir tarafta. Kürt kardeşlerimiz, 80 milyonluk büyük Türkiye ailesinin önemli bir parçasıdır, onları biz onlarla beraber hasredemeyiz. Bugün Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığını yaptığı CHP zihniyetinin yasaklarla, baskılarla Kürt kardeşimize yaşattığı acılara, zulümlere biz son verdik. Onların dillerinden, kimliklerinden dolayı yaşadıkları sorunları çözüme kavuşturan biz olduk. İnşallah bundan sonra da Kürt kardeşlerimizle yol yürümeye devam edeceğiz. Şu anda çatısı altında bulunduğumuz şu salon, bu noktada özellikle çözüm sürecinde çok şeylere burası özellikle tanık oldu. Ve biz bu konuda neler yaptık, neleri çözmeye çalıştık, burada onların akillerle beraber çok tartışmalarını yaptık.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Siz nasıl bir lidersiniz, hani bu soruyu spontane soruyorum. Bir tarafta İYİ Parti, Gelecek, DEVA, Saadet, Demokrat Parti, sonra CHP çatısı altında birbirine yakınlaşan uçtaki Zafer Partisi’yle bu taraftaki Yeşil Sol Parti-HDP, hepsi sadece size karşı bir araya gelmiş oluyorlar. Yani bu sizin herhalde liderliğinizin ve bunun üstesinden gelmenin başka çaresi olmadığının göstergesi mi, hakikaten ilginç bir durum?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şimdi Okan Bey, tabii bu söylediğiniz kişilerle ilgili, bunlara Başbakanlıksa Başbakanlık verdik, bakanlıksa Dışişleri Bakanlığı, Ekonomi, bunları verdik. Ama insanoğlu doymuyor, insanoğlu öyle doyumsuz ki Rabbimin de buyurduğu gibi; hem zalimdir, hem cahildir, diyor ve bunu bizzat biz yaşadık. Mesela Başbakanlık görevi verdiğimiz zat, ayrılışında bir veda konuşması yapmıştı Ankara Kapalı Spor Salonu’nda, herhalde onları biliyorsunuz. Ne demişti? Pazara kadar değil, mezara kadar beraberiz, demişti. Diğeri, bana istifasını getirdiği zaman, benim yanımdaki arkadaşların, yani kifayetsiz olduğundan bahsetmişti. Senin yanındakiler ne kadar kifayetli, diye sorduğumda, o zaman bana cevap da verememişti. Ama ben onların gramajını biliyordum, yani Başbakanlık yapanın da, diğerinin de. Onlarla beraber attığımız adımlar, yaşadıklarımızı biliyordum.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Ama hepsi bir araya geldi, sadece bu iki isim değil, kuşkusuz. Yani HDP’sinden Zafer Partisi’ne ve diğer saydığım partilere kadar. Bu kadar unsurun size karşı konsolide olmasını nasıl yorumluyorsunuz, çok enteresan bir tablo gerçekten?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şimdi o tabii biraz Sayın Kılıçdaroğlu’nun koltuğu kapmak için ihtiyacı var, bunu garantiye almak için böyle yarım puan, 1 puan ki bunları da yakalayamıyorlar, hepsi yarım puan civarında toplanıyorlar, hepsini toplasan da zaten 1 de yapmıyor, yani böyle bir durumdalar. Ama burada Kılıçdaroğlu’nun derdi nedir? Bir defa ne yapıp yapıp ben Cumhurbaşkanlığı koltuğunu nasıl kaparım. Şimdi birinci turdaki durumu gördük, burada zaten İYİ Parti, öbür tarafta HDP, biraz ağırlıklı olan bu iki parti. O diğerleri, ifade ettikleriniz, onlar zaten 1 puanı bile sağlayamıyorlar. Ama Kılıçdaroğlu o kadar güçlü bir hesap uzmanı ki bunlara 40 tane milletvekilliğini verdi.
BANU EL- Efendim, şimdi grup kurmaya çalışıyorlarmış, haberiniz var mı?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Dedikodularını duyuyoruz.
BANU EL- 4-5 milletvekili isteniyormuş Cumhuriyet Halk Partisi’nden, Cumhuriyet Halk Partisi eğer DEVA Partisi’ne 4-5 milletvekili yollarsa, DEVA Partisi grup kuracakmış örneğin. Diğer partiler de bir araya gelip grup kurma çalışmaları yürütüyorlar, bunlara nasıl baktınız?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şu anda tabii karşımızda olan koalisyon tek başına değil, bunların bir de dışarıda hamileri var, akıl hocaları var. Dış müdahaleyle ülkemizin büyüme ve kalkınma hamlesini bunlar aynı zamanda durdurmaya da çalışıyorlar. Biz büyük, bağımsız ve güçlü Türkiye’yi kurmaya çalışırken, onlar bölünmüş ve küçülmüş bir Türkiye istiyorlar. Biz istikrar diyoruz, onlar kaos vadediyorlar. Bütün bunlarla beraber Pazar günü bizim bu seçimi almamız halinde onların bu hesapları da zaten ne yapacak, yerle yeksan olacak, tutmayacak.
Bir de tabii işin en ilginç yanı, bunlar paramparça olacaklar, duman olacaklar. Hep söylüyorum; bunların bir kısmı emekliye ayrılacak, belki tamamı emekliye ayrılacak, böyle bir durum var. Niye? Okan Bey, Banu Hanım; bu iş çok ciddi bir tecrübe istiyor, yani bunların şu anda uluslararası platformdaki ağırlığı ne, kilosu ne, buna baktığınız zaman bunu göremezsin. Ama şu anda hamdolsun, zatımızı dünyadaki liderler yoğun bir şekilde arıyorlar. İşte ben önce geleyim, ben törene katılmak istiyorum vesaire diye bu tür şeyler şimdiden başladı, çünkü onlar da bütün kamuoyu araştırmalarını vesaire hepsini takip ediyorlar. Biz de diyoruz ki; inşallah bu törenle ilgili Pazar gününü bir görelim, Pazar gününü gördükten sonra da sizlerle irtibatlarımızı inşallah kurar, bu yeni atacağımız adımı sizinle de katılımlarınızla beraber atarız.
BANU EL- Bu arada bu kapsamda soracağım bir soru daha var Sayın Cumhurbaşkanım. Şimdi siz az önce DEVA Partisi’nden, Gelecek Partisi’nden bahsettiniz, istifa haberleri geliyor. Aslında aylardır geliyor bu haberler, yani altılı masanın işleyiş şekline ve liderlerin hareket ve siyaset tarzından rahatsız olan pek çok siyasetçi partilerinden istifa ettikleri gibi Cumhur İttifakı’na destek açıklıyorlar, ya da Cumhur İttifakı’nın üyelerinin rozetlerini takmaya başladılar, en son AK Parti rozetlerini takan Van’daki siyasetçileri de gördük. Bir süre DEVA Partisi’yle, Gelecek Partisi’yle yol yürümüş genç siyasetçilere anladığımız kadarıyla yuvanın kapıları açık, öyle değil mi?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şimdi Banu Hanım, bu konuda bazı şeyleri hemen konuşursak yanlış olur. Ama partimize oradan istifa edip de ayrılma durumunda olanlara, bunları sabıkası olanlar olarak söylemiyorum, ama partiden ayrılıp bize katılmak isteyenlere biz şu ana kadar kapımızı kapatmadık, ama sabıkası olanlar ayrı bir konu. Onu tabii ki değerlendirmemiz lazım, çünkü o bizim tabanımızı da üzer.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Bu kadar şeyden sonra.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Tabii, bu kadar ihanetten sonra bunlara kapıyı nasıl açıyorsunuz derler. Onun için sabırlı olmakta fayda var, çünkü ihtiyaç olarak da onların birçoğuna ihtiyacımız da yok.
BANU EL- Geçelim daha neşeli bir başlığa efendim. Sayın Devlet Bahçeli, geçici Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olacak, bunu biliyoruz, ama yeni dönemde Meclis başkanı kim olacak, grup başkanvekilleri kim olacak? Her şeyden önemlisi Kabinenizde kimler olacak, nasıl bir Kabine şekillenecek? Ve şu an itibarıyla milletvekili seçilmiş isimler bakanlığa seçilecek mi? Tüm bu soruların yanıtını bekliyor vatandaş, belki bazı bilgiler paylaşmak isterseniz bizimle.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- En azından bir takım terkibine ilişkin bir ipucu verirsiniz diye düşündük.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Yani çok aceleci bir yaklaşım olmuyor mu? Yani burada Meclis’in 28. Dönem açılışını inşallah Devlet Bey’in Başkanlığında gerçekleştireceğiz. O tabii şu anda anayasanın filan bir gereği ve bu konuda da tabii en yaşlı üyeyle Meclis açılır diyor. Sağ olsun, biz de Devlet Beye ricada bulundum, o da daha önce böyle bir şeyi kabul etmemişti, ama bu defa ricamızı o da kırmadı ve kabul ettiler. İnşallah Devlet Bey’in riyasetinde Parlamento’yu böylece bu geçici süreçte açmış olacağız ve onunla birlikte de inşallah süreci başlatmış olacağız. Bu arada malum milletvekilleri mazbatalarını filan almaya başladılar, o da devam ediyor.
Kabine konusuna gelince, inşallah Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yakışan bir Kabinemiz şüphesiz ki olacak. Büyük ve güçlü Türkiye idealimize gönül vermiş, Türkiye yüzyılı vizyonumuzu sahiplenmiş kadrolarla yola devam edeceğiz. Kadrolarımızı yenilemekten hiçbir zaman geri durmadık, yine durmayacağız, her dönem kadrolarımızı yenileyerek, dinamik ekiplerle yolumuza devam ettik. Siyasetten bürokrasiye, iş dünyasından kültür, sanat dünyasına kadar pek çok değerli ismimiz mevcut, bu kıymetli isimlerin tecrübelerinden yararlanabiliriz. İnşallah Kabinemizde Türkiye yüzyılı vizyonumuza ayak uyduracak, aşkınan koşup yorulmayacak isimler olacak. Ve bu isimlerle beraber de inşallah bu yeni dönemi güçlü bir şekilde geleceğe motive edeceğiz.
BANU EL- Bellidir tabii, biz de merak ediyoruz, haliyle soruyoruz efendim.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Biraz sabır.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- İlkesel olarak kadın bakan sayısını düşünür müsünüz ilkesel olarak?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Biraz sabır.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Size hayırlı olsun mesajını önden gönderen liderler gibi bir durumdayız aslında biz de biraz, hani erkenden bazı şeyleri öğrenelim diye. Şimdi efendim, bu yedili koalisyonun paydaşları bu sıralar ve belirgin şekilde…
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Tabii bu 7 11’e kadar çıktı.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Evet, ilk 11’de de oluşturdular, öyle bir oyun tertibi de var, haklısınız.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Futbol takımı kurar gibi.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Ama herhalde o maç minyatür kale olur benim anladığım. Bu seçim sürecinde ağırlıklı olarak yasaklar üzerinden ve toplumu korkutmaya, güdülemeye dönük birtakım açıklamalarda bulundular. Ben isimlerini zikretmeyeyim ama mesajlarını kısaca hatırlatayım. Eğer iktidar değişmezse, bir daha gençler sizler için bu ülkede konserler olmayacak.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Nasıl?
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Bir daha bu ülkede konser olmayacak. Gençler, eğer bu iktidar değişmezse bu ülkede bir daha eskisi gibi gençlerin katıldığı konserler olmayacak veya genç kızlar tek başına sokağa çıkamayacak ya da bankalardan paranızı ayın 29’unda çekemeyeceksiniz gibi; hakikaten bu çok riskli bir ifadeydi. Sizin hayatınız yasaklarla, yoksullukla, yolsuzlukla mücadeleyle de geçti. Muhalefet cephesinden gelen bu yorumlara, özellikle bu korkutmaya dayalı yorumlara, piyasaları da olumsuz etkilemeye dönük bu alt mesajlara bir cevabınız olacak mı?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Okan Bey, bunlardan siz hiçbir zaman doğru bir söz duydunuz mu? Ben duymadım. Benim Belediye Başkanlığımda da bunlar aynı şeyleri söylediler. Trenden aşağı atarlar, otobüsleri ikiye bölerler, kadın kısmı, erkek kısmı. Bunların işi gücü yalan. Yani bu konserler bütün belediyelerde, bizim belediyelerimiz de dahil olmak üzere festivaller her zaman yapılmıştır, yapılmaya devam ediyor. Topluma sürekli bunlar karamsarlık yüklüyorlar. Kendi seçmenlerini yalanla zehirliyorlar. 21 yılda kim bankadan parasını çekemedi bana söyler misiniz?
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Bu çok hassas bir konu efendim, vatandaşı hakikaten manipüle etti yani.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Ama bu sahtekârlık, bu tam bir fitnedir, fesattır. Yani böyle bir şey şu anda bizim bankalarımızdan hiçbir zaman cereyan etti mi?
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Hayır.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Yani bankaya gidip parasını alamayan kim var, ben böyle bir şeyi bugüne kadar duymadım. Ama bunu duymak istiyorsanız bunlara müracaat edeceksiniz, bunlarda çünkü her numara var. Bölücü faaliyetlere hizmet etmediği sürece hangi konser bugüne kadar engellendi? Salgında sokağa çıkma kısıtlaması zamanlarında bile online konserler organize edildi o dönemde bile.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Cumhurbaşkanlığı himayesinde, evet.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Bir siyasi parti insanları ikna etmek istiyorsa, önce doğru bilgi vermeli, yalandan kaçınmalı, samimi olmalı. Vatandaşım bu ülkede böyle bir muhalefet görmek istemiyor. Ama CHP Genel Başkanı korku senaryolarıyla adeta korku imparatorluğu kurarak insanımızı kandırmaktan vazgeçmiyor. Dün de bir de vatandaşlara SMS göndermiş, kendisi seçilirse vatandaşın kredi kartı borçlarını Hazine devralacakmış.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Evet, böyle bir açıklaması oldu.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Okan Bey, siz böyle bir şeye inanıyor musunuz ya? Bu nasıl bir yalan ya?
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Bu hakikaten ekonomik mantık itibarıyla mümkün değil. Hani borçlar yapılandırılabilir, taksitlendirilebilir, ama böyle bir şey yok yani.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Ekonomi değil, bir defa bunun oturacağı bir başlık yok. Yani bu zat yalan vaatleriyle milleti aldatmaktan vazgeçmiyor. Sen şu anda neyin hesabını yapıyorsun ya?
Bir defa, bütçeyi nerenin onayıyla çıkaracaksın? Parlamento’nun onayı gerekmiyor mu? Gerekiyor. Şu anda Mecliste 323 nerede? Cumhur İttifakı’nda. Bir defa sen Bütçe Komisyonu’nda ne yapacaksın? Komisyonlar da ağırlıklı olarak kimde? Yine aynı şekilde Cumhur İttifakı’nda Ya yalan söyleme ya, dürüst ol ya. Sana bir defa Cumhur İttifakı yol vermediği sürece sen Plan Bütçe Komisyonundan neyi geçiriyorsun? Bunu geçiremezsin, milleti aldatma ya. Borçların Hazine’ye yüklenmesi, yapılandırılması konularında düzenleme yapma yetkisi Meclise aittir, Plan Bütçe Komisyonlarına aittir, buralardan bunu geçirmen lazım. Burada Cumhur İttifakı hakim olduktan sonra bunu nasıl yapacaksın? Ya önce bunu öğren ya, milletimize yalan söyleme, milletimizi aldatmaya kalkma. Ben bunların hepsini halledeceğim diyor, bol keseden atıyorsun. Neymiş, ondan sonra hesap uzmanıymış? Senin her yerin hesap uzmanı olsa ne yazar ya? Önce sen bir defa şu yalanı bir bırak. Plan Bütçe Komisyonu ne iş yapar, Parlamento ne iş yapar, bunları bir öğreniver.
Biz AK Parti olarak geçmiş dönemlerde kredi kartı borçlarına dair düzenlemeleri hep komisyondan ve Meclis’ten geçirdik. Borçların belli vadelerle kapatılması imkânını borçların yapılandırılması adı altında vatandaşlarımıza tanıdık. İhtiyaç halinde bankacılık sektörünün düzenlemeye ihtiyaç var dediği yerde biz yine gerekli yasal düzenlemeleri Meclis’ten geçirdik, oranın çünkü en üst mercii orası, alt mercii Plan Bütçe Komisyonu, ondan sonra da gideceksin Genel Kurula, buralardan geçirmedikten sonra palavra atma ya, sen tek başına neyi yapıyorsun?
Kaldı ki, başkanlık sisteminde bu iş daha da zor, başkanlık sisteminde bunu hiç yapamazsın. Niye? Çünkü başkanlık sisteminde buralardaki özellikle cumhurbaşkanının geçirdiği bir bu noktadaki kararname gidecek Meclis’e, Meclis Genel Kurulundan ne yapması lazım, geçmesi lazım. Meclis Genel Kurulundan geçmedikten sonra sen bu işi yapamazsın.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Ya da bir kararname çıkarılsa Meclis yasayla onu değiştirebilir.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Ki Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi de yetmiyor bu yeni sistemde. Yani bu ülkede bir sorun varsa onu da yine biz çözeriz. Biz başkan olduğumuzda Meclis çoğunluğu kimde olacak? Bizde olacak 323’le, dolayısıyla 323’le de bunu çözme yetkisi bizde. Ve ben milletime diyorum ki, bu tür şeyleri halletme, bu tür bunların yalan yanlışlarının doğrusunu yapma, o da yine bizim irademizdedir, bunları yine biz çözer, biz hallederiz.
BANU EL- Efendim, yine bu kapsamda değerlendirmenizi rica edeceğim bir açıklaması daha var, Kemal Kılıçdaroğlu’nun. Siz geçtiğimiz günlerde yine deprem bölgesindeydiniz, depremzede vatandaşlarımızla bir araya geldiniz, oradaki yetkililerle oradaki çalışmaların nasıl seyrettiğine dair görüşmeler yaptınız, bilgi aldınız, size brifing verdiler. Oradaki son durum size soracağım, ama yine o günlerde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da bir ziyaret yaptı, Hatay’da…
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Benden bir veya iki gün sonra.
BANU EL- Evet, bir veya iki gün sonra bir ziyaret yaptı. Büyükçe bir çatırda 200-300 kişilik bir mitingdi zannediyorum. Ben de dediğini merak edip açtım izledim. Depremzedelere evlerin, dükkânların, ahırların bedava verileceğini iddia ettikten sonra şöyle bir cümle kurdu: 5 yılı ödemesiz, 20 yıl vadeli çok düşük faizle uluslararası kredi için sözleşmeler yapılmış vaziyette dedi. Bu ne demek?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- İnandınız mı?
BANU EL- İnanmadım, bu doğru da olamaz. Hangi sıfatla nasıl bir…
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Banu Hanım, senin ne sıfatın var ya, adama sorarlar. Senin ne sıfatın var ya?
BANU EL- Anlaşmaya imza atabiliyorsun.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Ona sorarlar, seni ne sıfatın var? Sen uluslararası finans kuruluşlarından parayı alabilmek için önce bir sıfatının olması lazım, öyle mi?
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Ülke adına taahhütte bulunacak bir sıfatının olması lazım.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Tabii, sıfatının olması lazım. Eğer senin böyle bir sıfatın yoksa, sana delikli kuruş vermezler. Ya uluslararası para fonlarının böyle enayiliğini sen bugüne kadar hiç gördün mü, böyle bir şey var mı? 21 yıldır bu ülkede yöneticiyim ben, hepsinin inciğini büncüğünü çok iyi bilirim. Kime neyi verirler, çok iyi bilirim. Ama sen hesap uzmanı sıfatın tarih oldu, sen bu sıfatla mı para alacaksın? Yok Londra piyasasından 300 milyar dolar alacakmış. Yalan söyleme ya, neyi alıyorsun? Daha ortada hiçbir vasfın yok, sıfatın yok.
BANU EL- O görüşmeleri de izledik, yuvarlak masaları birleştirip kafelerde yaptılar.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Hepsi yalan. Depremzede kardeşlerimiz ne diyor? Şimdi yaparsa Reis yapar diyor, bay bay Kemal yapar, demiyor.
BANU EL- Bunu size ifade de ettiler değil mi efendim?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Tabii tabii, devamlı ediyorlar. Bakın şimdi o gün Hatay’a gitti, hemen ayrıldı. Şimdi biz ne dedik? Defne’de biz bir hastane yapacağız. Peki bu Defne’nin yapısı ne? Defne’de…
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Siyasal tercihleri itibarıyla.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Siyasal tercihleri itibarıyla yüzde 90 CHP aldı, biz yüzde 8 aldık. Ama ben yüzde 90’a, yüzde 8’e bakmadım. Burası bir darbe yedi mi? Yedi. Burada depremde ölenler, büyük hasarlar var mı? Var. Ben Sağlık Bakanıma dedim ki, hiç bu işin şurası-burası, falan-filan bakmayacaksın, hemen süratle aynen Atatürk Havalimanı’nda Murat Dilmener’i nasıl yaptıysak, aynı şekilde Pakize Öz’ü Anadolu Yakası’nda nasıl yaptıysak, burada da Defne’de de böyle bir hastaneyi yapacağız. Ne kadar zamanda yapacaksın dedim. O 2 ayda yaparım dedi. Fahrettin Bey, bak sana 3 ay dedim. Ama sen 2 ayda yaptın, nurun ala nur oldu. Ve gerçekten 2 ayda Defne’de bu hastane bitirildi ve biz de gittik hem ziyaret, hem de bir nevi açılışını yaptık. Gayet modern sağlık elemanlarıyla ve bunun yanında ciddi manada tomografisiyle, MR’yla, ultrasonografisiyle, bütün bunlarla beraber odalarıyla, ameliyathaneleriyle, 11-12 tane de ameliyathanesi var, böyle güzel bir yeri tek katlı olarak yaptık ve şu anda bu hastane hasta alımına başladı. Ne dedi muhalefet? Ben 3 ay dedim ya, 3 ayda dedi neyi yapıyorsun? Sözde şimdi milletvekili de oldu ya. Ve Meral Hanım da buna aldandı, bunlar yalan söylüyor dedi, yapamazlar dedi. Ve yaptık…
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Orada bir temel atılmıştı, o temel üzerinden…
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Evet, onu da spekülasyonlar yaptılar, gösterdiler filan-falan. Buyur, şimdi ben açılışını yaptım ve o arada…
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Sözünüzü tamamlarsanız, İzmir ve Van’da da depremler olduğunda burası da siyasal olarak AK Parti’nin örneğin çok üst oy aldığı merkezler değil, ama siz Cumhurbaşkanı olarak devletin ve milletin birliğini temsil eden bir konumdasınız, dolayısıyla…
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Oradan hareketle zaten mesela Van’a daha ikinci gecesinde ben kendim bizzat gittim, ilk gün bakan arkadaşlarımı gönderdim ve biz Van’ın tamamına çok ciddi yatırım yaptık biz Van’a.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Muhteşem olmuş, ben de gidip gördüm.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Ve Van’da Van’ın o zamanki Büyükşehir Belediye Başkanı malum örgütün mensubuydu, adam suyunu getirmiyor, sular kesildi. Ve o zaman ben Veysel Bey’e dedim ki, Veysel Bey, hemen DSİ’ye devreye sok ve DSİ devreye sokarak Van’ın su sorununu hallettik. Hâlbuki büyük şehirlerde su problemini çözmek Büyükşehir Belediyesine aittir.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Asli görevi.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Evet. Fakat sağ olsun Veysel Bey’in üstün gayretleriyle DSİ oranın su sorununu çözdü. Ama Van’da mesela bir Edremit var ki, Edremit, Van denizi diyorum ben artık, göl demiyorum, onun kıyısında bir yer böyle, adeta yayılar filan yapıldı oraya, bu kadar güzel Erciş aynen o şekilde oldu, bu kadar güzel yatırımlar yapıldı.
Yani şu anda peki size oy çıkıyor mu? Gene bize oradan, Van’dan maalesef büyük bir oy çıkmıyor. Biz şimdi oradan yine maalesef…
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Hiç kimse bir ayrımcılık iddiasında bulunamaz Van’da, İzmir’de, bu da çok açık bir gerçek.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- İzmir’de de milletvekili sayımız bizim aynen geçen dönem olduğu gibi aynı milletvekilini aldık. Ama biz orada kalktık ya bu deprem, ne yapalım ya, burası işte CHP’ye daha çok oy veriyor, onun için biz buraya bu tür yatırımları yapmayalım, nasıl olsa belediye CHP’nin belediyesi, varsın yapsın demedik. Bu gerçekleri her şeyden önce bir görmemiz lazım. Ama biz öyle de olsa, böyle de olsa biz yaratılanı Yaratan’dan ötürü sevdik ve bu mücadelemizi, bu hizmet aşkımızı, hizmet anlayışımızı aynen bu şekilde veriyoruz. Mesela ben şimdi 8 Şubat tarihinde depremden 2 gün sonra ne dedim? Bize bir yıl verin dedim. Şu anda biz bir yılın içindeyiz, Allah’ın izniyle bir yılda biz bu yıkılan konutları inşallah 3-4 kat zemin artı bu şekilde yapmanın gayreti içerisinde olacağız.
Ve tabii bu arada biz geçici dönemde de 910 bini aşkın çadır ile 117 bin konteynerin kurulumunu tamamladık, 13 bine yakın iş yerimizi de faaliyete aldık. Bugüne kadar 175 bin bağımsız bölümün inşa sürecini başlattık. 319 bini ilk 1 senede olmak üzere toplamda 650 bin afet konutunu inşa edeceğiz. Ekim-Kasım’a kadar da bu işleri bitirmeyi kendimize hedef olarak tayin ettik.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Bir de, Anayasa’nın ilk 4 maddesine ilişkin farklı pozisyonlar ve tartışma başlıkları var. Devletin yönetim biçimini, resmi dilini, başkentini, bayrağını tanımlayan ve değiştirilemeyeceğine ilişkin Anayasa’da hüküm bulunan bu ilk 4 madde. Sayın Kılıçdaroğlu daha önce, biraz geride kaldı, ama hani bir zihni kodu açıklamak bakımından; bu maddeler üzerinde tartışma açılabileceğine ilişkin bir soruya hayır demedi. PKK’nın bir kanalıydı bu, ben ismini çok fazla zikretmek istemem. DEVA Partisi de yine bu ilk 4 maddenin, Türk vatandaşlığı tanımının tartışmaya açılabileceğini ve burada başka bir tanımlamaya gidilebileceğini söyledi. Esasen bu altılı masa şeklindeyken HDP’yle birlikte yapılan bir Anayasa taslağı çalışması da vardı, orada da Anadolu Cumhuriyeti deniliyordu mesela Türkiye Cumhuriyeti yerine, Türk vatandaşlığı tanımı bütünüyle ayıklanıyordu, sonra bu metne sahip çıkmadılar. Siz, bu çerçevedeki tartışmaları özellikle muhalefet cephesinde en uçlara kadar gidip-gelen bu yaklaşımı nasıl yorumluyorsunuz?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şimdi Kılıçdaroğlu, aklınıza gelebilecek her konuda yalan söyleyecek karakterde biri. Bir defa burada da yine yalan söylüyor. Böyle bir düşünce ne geçmişimizde vardı, ne de şimdi var. Anayasa’nın ilk 4 maddesinin değiştirilebileceğini söyleyen kendisidir ve sizin de ifade ettiğiniz gibi yanındakilerdir. Üstelik bunu PKK kanalında katıldığı bir programda ifade etmiştir, burası da çok enteresan. Belli ki CHP Genel Başkanının kapalı kapılar ardında yaptığı pazarlığın bir parçası da, Anayasa’nın ilk 4 maddesinin değiştirilmesidir. İşte az önce de dinledik, yine terör örgütünün uzantısı partiden bir tanesi ne diyor? Biz yüzyılı değiştireceğiz diyor, bunu söylüyor.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- 100 yıllık Cumhuriyet’i değiştireceğiz.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Değiştireceğiz diyor. Şimdi 100 yıllık Cumhuriyet’i değiştireceğiz diyenler, hatta hatta yine aynı kişi Gazi Mustafa Kemal’le ilgili de çok ağır bir ifadesi var, işte general olsa ne yazar, bilmem ne yapsa ne yazar falan. Sizin gibi it sürüleri, it sürüleri, it sürüleri, bu ifadeleri kullanıyor. Ben tabii burada bizim yargımıza da şaşıyorum, yargımız burada daha neyi bekliyor, bunların suç teşkil ettiği ortada değil mi? Apaçık ortada.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Milletvekili olarak Meclis’e geldi bu isim şimdi.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- O ayrı, ama şimdi mevcut o bu ifadeleri kullanan zaten bildiğim kadarıyla milletvekili olamadı.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- An itibariyle dokunulmazlığı yok, evet.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Dokunulmazlığı yok, yani böyle bir durum var. Kaldı ki bize bakınca; “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” bu bizim ciğerlerimize işlemiştir, biz bayrağımıza böyle bakarız. Başkentimiz noktasında zaten en ufak bir sıkıntımız söz konusu değil. Diğer iki maddeyle ilgili en ufak bir sıkıntımız benim partimin, arkadaşlarımın böyle bir sıkıntısı söz konusu değil. Yani bunlar kendilerine göre bu işi alıp farklı yere gidiyor ve bunlar tartışılabilir, konuşulabilir. Kimse endişe etmesin, Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı, cumhurun ve Cumhuriyet’in teminatıdır. Buralarda herhangi bir spekülasyona nasıl 21 yıldır biz fırsat vermediysek, bundan sonra da kesinlikle böyle bir spekülasyona, böyle bir yaklaşıma asla fırsat vermeyiz.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Bunun altını bir kez daha çizelim; cumhurun ve Cumhuriyet’in teminatıdır ifadesi, günün bence en flaş başlıklarından birisi oldu.
BANU EL- Geride bıraktığımız süreçte, 14 Mayıs seçimlerine yaklaşırken biz yine Batı medyasında bilinen manşetleri gördük; sizin fotoğrafınızı manşetlerine koydular, diktatör dediler, hakaret ettiler, rakibinize oy istediler, sandığa gitme çağrısı yaptılar. Bu manşetlerini sosyal medya hesaplarını süslemek maksadıyla da kullandılar, yani daha fazla kişiye ulaşabilmek için. Bunları takip ettik, siz de zaten zaman zaman bu konuda da açıklama yaptınız. Türkiye’ye hep basın özgürlüğü konusunda parmak sallayan bir güruhtan bahsediyoruz Batı dünyasını değerlendirirken. Bu arada bizim arkadaşlarımız, Sabah Gazetesi’nin Almanya’daki temsilcilerinin evlerine sabah saatlerinde şafak baskını yapıldı, firari FETÖ’cülerin ihbarıyla birlikte ve hakikaten hiç de hoş olmayan şeyler yaşadılar. Bunları da tahmin ediyorum takip ettiniz, ne söylemek istersiniz bu ikiyüzlülüğe?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Bu konuyla ilgili olarak tabii Batı medyası tüm ilgi alakasını bize kanalize etmiş durumda. Kendi ülkelerindeki seçimlerden çok Türkiye’deki seçime ilgi duyuyorlar. Ama sürekli yalan haberlere imza atıyorlar. Basın ahlakı hak getire, böyle bir şey yok. Konu, Türkiye aleyhine yayın olunca, basın etik ilkeleri ihlal edilebiliyormuş, onu da bu vesileyle anladım. Tabii yapılanların farkındayız, hangi odaklara hizmet ettiklerinin bilincindeyiz. Yani bunlar oralardaki FETÖ uzantılarıyla müşterek olarak attıkları adımlar. Bu ikircikli tavrı çok önceden beri biliyor ve bu tarz yayın yapanlara zaten itibar etmiyoruz.
Bizi üzen durum, Türkiye’deki belli kesimlerin de bu yayınlara inanması. Alman güvenlik güçlerinin firari bir FETÖ’cünün şikâyeti üzerine Türk gazetecileri gözaltına almasını ise kabul edilemez buluyoruz. Bu yapılanlar çok açık bir şekilde basın özgürlüğünün bir defa ihlalidir. Her fırsatta Türkiye’yi basın özgürlüğü konusunda eleştirenlerin düştükleri durum, kendileri adına utanç verici bir durumdur. Bunlar bundan sonra bizi ziyarete geldiklerinde veya bizimle bir araya geldiklerinde herhangi bir yerde nasıl kalkacaklar da bize basın özgürlüğüyle ilgili herhangi bir sorumluluk yüklemeye yaşanacaklar; onlara gereken hesabı orada biz sorarız. Ülkemdeki hiçbir gazetecinin özgürlüğü mesleklerini icra ettikleri için kısıtlanmamıştır ve onların hepsi de Basın Ahlak Yasası’nın dışında affedersiniz her türlü yanlışı yaptıklarından, bundan dolayı bunlar ülkemizdeki yani yasama veyahut da yargı noktasında o yönden bunlar tutuklanmıştır veya içeri alınmıştır, olay budur. Ama onlar her zaman, işte siz şu an cezaevlerinde bu kadar işte basın mensubu var filan gibi yaklaşımlarla bize yanaşıyorlar, hâlbuki birçoğu bunların ya bakıyorsun silah bulundurmaktan, ya esrar, eroin vesaire bu tür şeyleri bulundurmaktan, bunlardan dolayı içeride olanlar. Ama nedir? Elinde bir gazeteci kimliği vardır, buna sığınarak bu adımları bunlar atmışlardır, olay budur.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Bir hususu müsaadenle tekrar hatırlatalım…
BANU EL- Lütfen.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Bizim Almanya’daki temsilcimiz ve arkadaşlarımız Alman Ceza Yasasında şimdiye kadar uygulanmayan bir hüküm dolayısıyla, üstelik tescilli ve firari FETÖ’cünün adresi ve bunun orada yürüttüğü faaliyetler gazetecilik sınırları içinde anlatıldığı, haber konusu yapıldığı için kişisel verilerin ve bunların paylaşılması dolayısıyla can güvenliğim tehlikede iddiasıyla böylesine bir şafak baskınıyla hakikaten insanlık dışı bir uygulamaya maruz kaldılar, onu da hatırlatmakta fayda var.
BANU EL- Efendim, çok keyifli bir konuya geçelim istiyorum. Petrol ve doğal gaz müjdelerini peş peşe verdiniz ve veriyorsunuz. Petrol ve doğal gaz gelirleriyle birlikte aile ve gençlik bankası kurulacağını müjdelediniz ve hem gençlere, hem kadınlara peş peşe müjdeler sıraladınız. Bu müjdeler ne zaman hayata geçecek, Meclisin açılmasıyla birlikte öncelikli gündem başlıklarından biri olacak mı; bu ilk sorum. İkincisi de şu: Şimdi doğal gaz keşfini konuştuk, artık karaya da taşındı, sisteme aktarıldı Karadeniz doğal gazı. 710 milyar metreküp olarak son güncellenmiş rezervi açıklamıştınız. Şimdi ben bakıyorum Azerbaycan hakikaten bir enerji devi değil mi, Hazar’dan doğal gaz çıkartılıyor ve on yıllardır sondaj yapıyorlar, çok uluslu şirketlerle birlikte yapıyorlar bu sondajı ve 2.6 trilyon metreküp doğal gaz rezervleri var. Ama biz son birkaç yıldır sondaj yapıyoruz, kendi öz kaynaklarımızla sondaj yapıyoruz ve şu anda 710 milyar metreküpe ulaştık bile. 1 trilyon metreküp müjdesi yakın mı, yeni petrol müjdeleri var mı? Şimdi Rize açıklarında da, sizin memleketinizin açıklarında da sondaja başlanacak, belki oradan petrol müjdesi gelir diyor Sayın Bakan. Bu konuda bize ne söylersiniz, yeni müjdeler yakın mı efendim?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Yakın.
BANU EL- Ne kadar yakın?
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Ama her seçim öncesi oluyor diye bir kampanyası var ya muhalefetin, ona da cevap mahiyetinde belki.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Bunlar tabii 21 yıldır zaten Türkiye’de malum bunların iktidar diye bir şeyleri söz konusu olmadı, daha bunlar çok bekleyecekler. Ama biz 21 yıldır yerli-yabancı, bütün ülkelerle bu konuda sismik araştırmalar yaptık, sondajlar yaptık ve bulamayana da dedik ki; bulamadığına göre artık daha devama da gerek yok ve hepsiyle de yüzde 50-yüzde 50 anlaşmalar yapmıştık ve bunların içerisinde Shell vardı, BP vardı, fakat netice alamadılar. Fakat bu arada da işte özellikle Berat Bey’in döneminde biz bu sondaj gemilerinden alım yaptık ve bu sondaj gemileriyle beraber bir defa artık kendi kendimize yeter hale geldik. Önce işte 2 sondaj gemimiz vardı, 1 sismik araştırma vardı, daha sonra bunları 4’e, 5’e çıkardık. Sismik araştırmayı aynı şekilde arttırdık ve bunları tabii elde edince, kendimizin malı da olunca, o zaman tabii biz çok daha rahat hareket eder hale geldik. Bu arada tabii bu sondajlarla beraber bir defa doğal gazı hamdolsun bulduk. Tabii burada önemli olan bir şey şu: Rezerv çok önemli. Şimdi tabii şu anda Azerbaycan’la mukayese ederken, Azerbaycan’ın konumu farklı, o da çok farklı kuyularda çok farklı rezervler elde ediyorlar, Hazar’a varıncaya kadar onların böyle bir rezerv konusu var.
Şimdi bizim tabii şu anda öncelikle Karadeniz, Sakarya, burayı şey yaptık. Şimdi bir de tabii Ordu ve Rize olayımız var. Ordu ve Rize’de; birisinde petrol olayı var, birisinde doğal gaz konusu var. Şimdi inşallah burada da rezervi iyi yakalayabilirsek, rezervi iyi yakalamamız halinde gerek Ordu, gerekse Rize’de çok daha farklı bir potansiyele ulaşmış olacağız. Tabii Sakarya, yani oradaki rezerv olayı inşallah siz 710 dediniz, belki daha da artabilir, böyle de bir durum söz konusu. Şimdi biliyorsunuz ilk 1 ayı biz ücretsiz yaptık, ama yıl boyu da, inşallah 1 yıl boyu mutfakta biz bir yüzde 25 gibi…
OKAN MÜDERRİSOĞLU- 25 metreküp evet.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Evet, bunlara özellikle yılsonuna kadar bunu ücretsiz vereceğiz.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Mutfakta ve sıcak su için kullanılan gaz.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Bunu da Cumhurbaşkanı’nın hediyesidir, diye de altına bir not düştü arkadaşlar, böyle devam edecek. Bütün gayemiz; ülkemizin zenginliğini milletimizle paylaşmak, vatandaşlarımızın gelirini, hayat kalitelerini daha da arttırmak. Şimdi Batı Karadeniz’deki aramalarımızı Orta ve Doğu Karadeniz’e de böylece kaydırmış olduk. Özellikle Ordu ve Kastamonu açıklarında yoğun sondajlarımız var, Ordu tamam.
Petrol keşfi konusunda da, tabii bu noktaya gelince Gabar’da Şehit Esma Çevik Sahamızın keşfiyle arama ve sondaj çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Bu sahaya yakın bir bölgede Türkiye tarihinin en büyük keşfini yaptık, bu sahamıza da Şehit Öğretmen Aybüke Yalçın adını verdik. Burada yeni sondajlarla birlikte –bakın burası çok önemli- 100 bin varil/gün petrol üreteceğiz, bu muhteşem bir zenginlik. Türkiye’nin şu an günlük yurt içi petrol üretimi 80 bin varil, şimdi bunu düşünün 100 bin, bunun yaklaşık 1,5 katını sadece bir sahadan karşılayacağız. Bugün petrol aradığımız bu dağlarda, zamanında teröristler kol geziyordu ve bunlar sebebiyle buralarda bu tür çalışmalar yapılamıyordu.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Bu terör kumpasının zaten bir nedenin de ne olduğu daha iyi anlaşıldı.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Daha iyi anlaşılır.
Şimdi Aile ve Gençlik Bankamıza gelince, bankamızı kurduk, yani bay bay Kemal’in…
BANU EL- Evlenebilmek için düzenlemenin Meclis’ten geçmesini bekliyor efendim gençler.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Bay bay Kemal’in böyle salladığı gibi değil işler, önce kaynağını bulacaksın. Şimdi biz kaynağımızı bulduk, şimdi yani Aile ve Gençlik Bankamızın da ne oldu şimdi, kaynağı ortaya çıktı. Meclis çalışmaya başlayınca konuya dair yasal düzenlemeleri hızlıca yapacağız, bu banka vasıtasıyla –şimdi şurası çok önemli- ev hanımlarına emeklilik imkânı başta olmak üzere, ailelerimize farklı gelirler sağlayacağız.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Bu çok önemli.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Ev hanımlarına emeklilik, bu çok önemli. Yeni evlenen çiftlere 2 yılı geri ödemesiz, 48 ay vadeli 150 bin lira faizsiz evlilik kredisi sunacağız. Kadınların iş ve aile yaşamı dengesini tahkim edecek mekanizmaları da güçlendireceğiz. Toplumumuzun hiçbir kesimini çaresiz, sahipsiz hissettirmeyeceğiz. Konuyu seçim beyannamemize aldığımız zaman zaten bunların hazırlıkları da yapılmıştı, sadece vatandaşımızdan onay bekliyoruz, bu onay Pazar günü. Vatandaşımız bize yürü Erdoğan demesi halinde, hemen süratle, 323 de zaten Parlamento’da, Parlamento ile el ele vereceğiz. Başkaları gibi; tefecilerden bize şu kadar borç gelecek, onun için size vaatte bulunuyoruz dedik mi? Demedik, ama bay bay Kemal diyor. Kendi yerli ve milli kaynaklarımızı yine ülkemizin hayrına kullanacağız, yani bizim metodumuz bu. Kılıçdaroğlu’nun metodu ise, ortada bir şey yok, ama atıyor.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz, denilen husus bu.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Bulanlar zaten sadece arayanlardır, diye de güzel bir söz var.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Eyvallah.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Bir de, Türkiye İstatistik Kurumu’nun düzenli gençlik araştırmasında gençlerin önemlice bir bölümü evlenme konusunda az önce saydığınız nedenlerden ötürü hayata atılmaya ilişkin bu maliyet nedeniyle tereddüt yaşadıklarını beyan ediyorlar, rakamsal gerçeklik. Dolayısıyla aile ve gençlikle ilgili bu banka ve finansman modeli hakikaten çok ama çok önemli bir iş görecek özellikle gençler bakımından.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Çok iş görecek o anlamda, evet.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Şimdi bu konut fiyatlarıyla ilgili farklı tarihlerde farklı arkadaşlar size sorular yöneltti, ama ben konuyu özellikle büyük kentlerde hem gıda fiyatları artışı, hem konut, özellikle de kira fiyatları artışı nedeniyle kitlelerin, özellikle dar ve sabit gelirlilerin çok belirgin şekilde etkilendiğini gözlemliyorum. Şimdi tabii ki fahiş kirayla mücadele tamam. Fakat duyuyoruz ki Toplu Konut İdaresi eliyle konut arzı arttırılarak 3-4 bin lira bedelle bir kirayla dar ve sabit gelirlilere bu konut arzının yapılması, yani sadece satış değil aynı zamanda kiraya verilecek, makul kiraya verilecek konut yapımı. Bir dönem memur maaşlarının içinde bordrolarda kira yardımı vardı, zamanla anlamını yitirdi. Belki büyük şehirler için bu geçiş döneminde kira yardımı dahil olmak üzere, yani bu anlamdaki mağdur dar ve sabit gelirlilere nasıl bir yaklaşımınız, nasıl bir modeliniz olur acaba?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şimdi bir defa bizim önceliğimiz, vatandaşlarımızı bu fahiş fiyat artışlarına karşı korumak. Biliyorsunuz kira artışlarına bizde yüzde 25 sınırlaması getirmiştik, şimdi de başka alternatifler üzerinde çalışıyoruz.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Ki bunu 1 yıl daha uzatıyorsunuz.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Evet. Vatandaşlarımızı bir defa ne demiştik, enflasyona ezdirmeyeceğiz ve bunu biz yaptık, ezdirmedik. Adalet Bakanlığı’nın konuyla ilgili işlemleri içeren tedbirleri olacak. Ayrıca, çeşitli destek paketleriyle konut arzını daha da arttıracağız. Toplu konut noktasında atılan adımlarla meseleye çözümler üretiyoruz. Deprem bölgesindeki konutları da hızlı bir şekilde tamamlıyoruz.
Burada benim bir şeyi ifade etmem lazım, o da şu: Bakın İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkanı oldum ve Belediye Başkanı olduğum zaman KİPTAŞ’ı kurdum. KİPTAŞ’la yüz binlerce konut inşa ettik. Şimdi Ekrem efendi İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkanı. Bir sorun bakalım, sen geldin geleli acaba ne kadar konut inşa ettin? Doğru dürüst hiçbir şey yok, yalan bol. Biz öbür tarafta TOKİ’yle yoğun bir şekilde konut inşaatını devam ettiriyoruz, şimdi ise yarısı bizden adımını yine bizler TOKİ olarak attık ve yarısı bizden sloganıyla inşallah bu konut inşalarını…
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Kentsel dönüşümü de kapsayacak şekilde.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Tabii tabii, 1 artı 2, 1 artı 3 şeklinde başta İstanbul olmak üzere yoğun bir şekilde devam ettireceğiz. Ve bunları yerinde dönüşüm bir taraftan, bir diğer taraftan zemin etütleri yapılmak suretiyle daha farklı yerlerde de bu inşaatları ciddi manada sayısal olarak yoğunlaştıracağız ve bunları yoğunlaştırmak suretiyle, en önemlisi benim şu ve bu konuda zaten bunlarla büyük bir mücadelemiz var ve olacak, o da; Kanal İstanbul’un her iki tarafında yapılacak konutlar. Oralar bizim şu anda rezerv alanlarımız olarak bekliyor. Yani mesela Avcılar, biliyorsunuz ciddi manada deprem sıkıntısının yaşandığı bir bölge.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Sorunlu bir zemin, evet.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Sorunlu bir zemin ve bunları bu taraflara taşımak suretiyle ve tabii Kanal İstanbul’un her iki tarafında da gerçekten çok çok kalite, lüks, güzel binaların yapılması mümkün ve rezerv alanı oraları seçtik, bu yeni bir şey değil. Ama bunlar da ne yapıyorlar? Biz diyorlar, Kanal İstanbul’u yaptırmayacağız. Şu anda Pazar günü neticeyi alalım, biz zaten şu anda Kanal İstanbul’da adımı attık, temeli attım ben ve Kanal İstanbul’da özellikle kanalın üzerinden çok ciddi bir köprünün yapım çalışmaları devam ediyor.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Bu Kanal İstanbul’un her iki yakasına 1 milyon yeni nüfus getirecek Hükümet şeklinde bir kampanya vardı. Aslında olayın orijinali; İstanbul’da kentsel dönüşümle önemli bir nüfusun güvenli alanlara taşınmasına ilişkin çok önemli bir motivasyon olacak.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Mesele o, yani güvenli alanlara taşınması konusu.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Oldukça önemli. Evet, Banu Hanım.
BANU EL- Efendim, Temmuz ayı da yaklaşıyor, Temmuz ayından vatandaşlarımızın beklentileri büyük. Hem memurların, hem emeklilerin Temmuz ayında bir güncelleme beklentisi var. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun da son 2 yıldır 2 kere toplandığını görüyoruz, yine Temmuz’da da toplanması muhtemel gözüküyor. Bu arada pek çok çalışanımız da var, özellikle polislerimiz, askerlerimiz, kamuda çalışan mühendislerimiz de şartlarının iyileştirilmesiyle ilgili bir beklenti içerisindeler. Özellikle bu vatandaşlarımıza nasıl bir mesaj verirsiniz, nasıl bir Temmuz ayı göreceğiz biz, hangi haberleri alacağız sizden?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Banu Hanım, en düşük emekli maaşını biliyorsunuz biz 7 bin 500 liraya çıkarttık, bu rakamı daha da arttırmanın çalışmalarını arkadaşlarım da yapıyorlar, bunun tabii belirlenen süre Temmuz ayıdır. Memurlarımızın en düşük maaşını da Temmuz’da 22 bin seviyesine yükseltme sözünü zaten verdik, bunu da gerçekleştireceğiz, Vedat Bey bunun açıklamasını zaten yaptı. Bu arada tabii EYT’lilerin de tüm haklarını verdik, vermeye devam ediyoruz. İlk maaşlarını aldılar, güle güle harcasınlar.
Şimdi Temmuz ayında asgari ücrete ilişkin hesaplamalar sürüyor. Biliyorsunuz bu Asgari Ücret Komisyonu’nun toplanıp çalışmasıyla belirleniyor. Bugüne kadar olduğu gibi yine bütün emekçilerimizi enflasyona karşı koruyacak tedbirleri alacağız ve bu yönde bütün gerekli adımları da atacağız. Enflasyon da şu an düşüş eğilimine girdi ve enflasyonu tek haneli rakamlara inşallah yine biz indireceğiz.
Ekonomik programımız planlı şekilde işliyor ve burada tabii bir gerçeği ifade etmem lazım; Başbakanlığım dönemimde biz faizi 4,6’ya, enflasyonu da 6,2’ye indirmiş bir Hükümettik.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- 2013 Gezi olaylarının hemen öncesinde.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Evet, biz bunu yaptık. Bizim deneyimimiz, tecrübemiz buna yeter. Seçimin ardından da inşallah piyasalarda rahatlamayı, ekonomide büyümeyi, yatırımlarda artışı hep birlikte göreceğiz, bundan kimsenin endişesi olmasın; çünkü biz bunu yaşadık, biz bunu yaptık. Ama bunlar herhangi bir şey yapmadılar, şimdi bay bay Kemal billboardlara koymuş, enflasyonu in-di-re-ce-ğiz.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Dü-şe-cek, evet.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Ya bugüne kadar senin böyle bir ne tecrüben var, ne uygulaman var, hiçbir şeyin yok.
BANU EL- Efendim, terör bi-te-cek de diyor.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Nasıl bitecek, yanındaki teröristlerle beraber mi bitirecek?
BANU EL- Ya da sınır ötesi tezkerelere hayır oyu vererek mi bitirecek mesela?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şimdi HDP dediğin zaten bu işin bunlar kompetanı ve orada zaten terörle yatıp terörle kalkanlar var ve bunlar bütün hepsi belgesellere varıncaya kadar şu anda ortada. Kandil oradan durmadan zaten sinyali veriyor, bunlarla beraber mi sen bunu bitireceksin veya terör noktasında bu işi ortadan kaldıracaksın? Terörü biz Cudi’de bitirdik, Gabar’da bitirdik, Tendürek’te bitirdik, Bestler Deresi’nde bitirdik ve adeta şu anda sıfırlama noktasına geldik.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Ülke içinde evet.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Evet. Bunları bir taraftan da tabi sınır ötesi noktada o koalisyon güçleriyle bile gerektiğinde gereken dersi onlara veriyoruz, vereceğiz.
BANU EL- Bir HDP milletvekili adayı Afrin’i geri alacağız demişti.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Hayır, bizzat Pervin’in kendisi söyledi, Afrin’i geri alacağız, diye onun açıklaması var.
BANU EL- Kimden alıyorlar, nasıl alıyorlar ve onlar kim, kim olarak alıyor?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şimdi bizim olduğumuz bir Türkiye’de, bizim bu işin başında olduğumuz bir Türkiye’de bunlar bu tür adımları atamaz, bunlar avucunu yalar.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- A-ta-maz diyor musunuz siz, yok direkt atamaz mı?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Ben o dille konuşmam.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Direkt atamaz.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Atamaz.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Şimdi az önce ekonomiye de atıfta bulundunuz, piyasalar da tabii merakla bazı mesajları bekliyor. Bir yeni döneme başlayacaksınız inşallah, Ekonomik Sosyal Konsey gibi önemli bir anayasal kurumsal yapı var aslında, acaba tarafları bir araya getirerek ekonomik programla ilgili seçim beyannamenizde de şartlara göre belli güncellemeleri de yaparız şeklinde de bir mesajınız var. Bu yönüyle bir değerlendirme, bir çerçeve çizer misiniz acaba?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şimdi Okan Bey, bu konuyla ilgili tabii kendi hafıza kayıtlarımda belli bazı bu noktalarda isimler de var, bütün bu süreci hem bu isimlerle çok daha farklı bir şekilde güçlendirmek ve onlarla beraber de tabi atacağımız adımı ona göre atmak var.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Bu çok önemli hakikaten piyasa beklentileri bakımından.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Tabii. Biz ülkemizin kronik sorunlarının çözümü noktasında bugüne kadar büyük adımlar attık, şu anda da enflasyon, hayat pahalılığı ve benzeri sorunları da yine biz çözeceğiz. Ve gıda fiyatlarına gelince, bu noktada da marketlerdeki fiyatlar da yaz dönemiyle birlikte inşallah dengeye de kavuşacak ve zaten düşüş başladı. Bakın şimdi bir domates, patates vesaire fiyatlar ta 7 liraya kadar düşmüş vaziyette. Şimdi bundan sonraki süreçte bu çok daha farklı olacak. Ve emtia fiyatları zaten hiç tereddütsüz düşüyor. Girdi maliyetleri bu noktada azalıyor, arz artıyor ve bunun sonucunda da fiyatların artırılması içinde ciddi bir sebep biz görmüyoruz.
BANU EL- Şimdi yine neşeli bir başlık, neden? Çünkü gençlerle ilgili. Siz gençlere çok kıymet veriyorsunuz, gençlerle özel programlar yapıyorsunuz. Şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisinin en genç ismi yine bir AK Parti milletvekili oldu, daha önce de öyleydi.
Az önce siz de işaret ettiniz, EYT düzenlemesine vurgu yaptınız, aynı zamanda 3 bin 600 ek göstergenin birinci kademe memurlara uygulanmasıyla alakalı gelişme de son derece önemliydi, çünkü birçok vatandaşımız, birçok memurumuz emekli olabilmek için bu düzenlemeyi bekliyordu. Bu düzenlemenin hayata geçmesiyle birlikte kamudan emekliliğini isteyen vatandaşlarımızın sayısı artacak, bu yeni kadroların açılması anlamına gelecek. Kamuda görev yapmak isteyen pek çok gencimiz var, öğretmenler başta olmak üzere yeni kadrolar açılacak mı, yeni iş imkanları olacak mı kamunun içerisinde? Gençlere yönelik yeni müjdeleriniz var mı? Bunların hepsi yanıt bekleyen sorular, ne söylersiniz, nasıl mesaj verirsiniz gençlere?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şimdi tabii bir defa öğretmenler noktasında daha yeni biliyorsunuz 45 bin öğretmen atamasını yaptık. Bunun yanında yine 4 bini aşkın engelli atamasını yaptık. Ve bu süreç içerisinde de tabii, yani Kabinenin oluşumuyla birlikte de bu konuda yeni ne gibi atamalar yaparız? Mesela sağlıkta da 40 bini aşkın yine atama yaptık, memur alımı yaptık, bunların içinde sağlık memuru var, hemşire var, doktor var vesaire. Yani bu konularda bizim tıkanma diye bir şeyimiz söz konusu değil, bir de yapamayacağımızı vaat etmek gibi de bir alışkanlığımız yok.
Ama gençlerin önünü açmak, sorunlarını çözmek, onları desteklemek bizim hep önceliğimiz olmuştur. Şimdi bu dönemde de biz gençlere güveniyoruz, inanıyoruz, bunun için de Parlamento’ya özellikle bu gençlerimizi almak için şöyle bir, yani ufuk hızıyla bir adım atalım istedik. Ve bunu da birileri gibi işte aynen lafta bırakmıyoruz, siyasette de onun için gençlere en fazla yeri biz verdik.
BANU EL- Mülakatın kaldırılması da çok büyük bir sevinç dalgası yarattı.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Eyvallah. Şimdi seçilme yaşının önce 25’e, sonra da biz 18’e indirdik. Tabii buna o zaman nasıl karşı çıktıklarını hatırlayın, yani Parlamento’yu çoluk çocuklarla mı dolduracaksınız demişlerdi. Görüldü ki bunların çoluk çocuk dedikleri hepsi Parlamento’daki birçoklarını şöyle geriye düşürecek şekilde kabiliyetli, kaliteli gençlerimiz oldu.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Kendilerini de ispatlamak için çok iyi çalıştılar, ben de yakinen Meclis’ten biliyorum.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Evet, çok iyi çalıştılar. Ve bunların içerisinde öyleleri var ki, bakıyorsunuz double yapmışlar, o şekilde mezun olmuş gelmişler.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Tabii çift ana dal dediğiniz çok yetenekli, eğitimli.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Evet. Ve siyasette de bayağı deneyimleri, tecrübeleri var. Yani Parlamento’ya girdikleri anda değil, Parlamento’ya girmeden önce bunlar siyasetin mektebinde okuyarak geldiler aday oldular ve bunlara biz de yolu açtık, Parlamento’ya da girdiler. Ben gençlere güveniyorum.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Yaklaşık 1 saati tamamladık, sizin de tabii yarın da programınız var.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Yanlışın var, 1 saatten fazla.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Ben sonraki sorulara zaman açmak için 1 saat dedim, ama 1 saati biraz geçti. Hani uzatmalar da oluyor, nihayetinde siz futbola çok yatkın ve düşkün bir insansınız. Şimdi Türkiye son 20 yılda büyük organizasyonlara ev sahipliği yaptı, onlardan biri de 10 Haziran’da Şampiyonlar Ligi Finali İstanbul’da gerçekleşecek.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Manchester.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Manchester City’de İlkay Gündoğan var, diğer finalist İnter’de Hakan Çalhanoğlu var, Hakan aynı zamanda Milli Takımımızın da çok değerli bir oyuncusu. Dolayısıyla bu iki takım kozlarını İstanbul’da paylaşacak. Hem bu tür bir organizasyonunun Türkiye’de olması, hem iki Türk futbolcunun iki takımda olması ve sizce futbolu da yakın takip eden bir isim olarak kupaya kim daha yakın?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Tabii ben Hakan’la da konuştum, İlkay’la da konuştum.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- İlkay’la da konuştunuz mu?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Konuştum ikisiyle de. Tabii şimdi birisinden birisini söylersem onların da kulağına giderse üzerim.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- İyi olan kazansın mı?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Her zaman söylendiği gibi öyle. Özel olarak televizyon şeyinden sonra ben senin kulağına fısıldarım.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Ben de 10 Haziran’a kadar bu sırrınıza sahip çıkarım merak etmeyin.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Ama fevkalade bir durum olmazsa inşallah maça gitmeyi düşünüyorum.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- 10 Haziran’da. 1 Haziran’da da bir Avrupa Siyasi Diyaloğu Toplantısı var, daha önce Prag’daydı katılmıştınız, bu kez Moldova’da, vaktiniz olur mu, katılır mısınız?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- İşte Pazar’ı bir halledelim inşallah, çünkü beklenti var. İnşallah Pazar’dan zaferle çıkmamız halinde Moldova’daki bu toplantıya katılmayı düşünüyorum.
BANU EL- Efendim, şimdi bu tip programlarda biz size Sayın Cumhurbaşkanı diye hitap ediyoruz, Başkan diye KJ atıyoruz örneğin, gıyabınızda Beyefendi diyorlar, Reis diye bağıranlar var. En çok Tayyip dede diye bağırdıkları zaman sevindiğiniz hissi uyanıyor bende. Son günlerde Tayyip baba diyenleri de görüyoruz. En çok hangisini beğeniyorsunuz?
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Size sıcak hangisi sıcak geliyor?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Banu hangisini beğeniyor?
BANU EL- Tayyip dede.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- O da tabii ufaklıkların şeyi, bazıları da pankartlara da yazıyorlar böyle.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Çocuklar çok hesapsız, çok samimi, çok içten yani.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Tabii tabii. Ve tabii, Tayyip dede, bizim eve çaya gelir misin? Şimdi bugün mesela Esenler’de çok gördüm, Tayyip dede, ne olur bizim eve çaya gel, emir…
BANU EL- Efendim, gözleriniz doluyor.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Ve tabii bunların hepsi hoş. Bu tabii halkınızla eğer iç içe oluyorsanız, zaman zaman da bunların evlerine gittiyseniz oradan sizi tanıyorlar, biliyorlar. Ben de tabii bunlara çok uzak değilim.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- İyi de harçlık veriyorsunuz canım yani şimdi.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Onu vermemiz lazım. Bunlar bizim için özellikle hele hele bu seçim öncesinin güzellileri. Şimdi Banu’nun söylediği şeye göre de, yani o çocukları sevindirmekten daha güzel ne olabilir?
BANU EL- Hiçbir şey olamaz.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Banu Hanım, bu soruyu da siz sorun, müsaadenizle son soruyu da ben sorayım.
BANU EL- Peki efendim. Artık sayılı saatler kaldı demiştim ben yayını açarken, hakikaten sayılı saatler kaldı. Siz hep rehavet uyarısı yaptınız, ama gelinen noktada özellikle meydanlarda rehavetin aslında pek de olmadığın gözlemlediğinizi de ifade etmiştiniz. Seçimler öncesindeki son televizyon programınız bu, biz de sözü size bırakmak istiyoruz, ne mesaj vermek istersiniz 85 milyona? Buyurun efenim, kamera sizin.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şimdi bunu daha önce de söyledim, ama şu anda oturmuş olan, yani zihinsel devrim diye de düşündüğüm ve buradan hareketle özellikle bu seçim için çok önemsiyorum, bizim başlığımız şu olsun dedik, nedir o? Büyük Türkiye zaferi için hep beraber sandığa, bu bizim için çok önemli.
Yani milletçe bu işi hafife almamak gerekiyor, burada bizim büyük Türkiye zaferine bir yürüyüşümüz var, onun için de hep beraber sandığa diyelim ve hiç hafife almadan, çünkü bir oyun çok çok kıymetli olduğunu bilmemiz lazım. Aman canım, ya bu defa gitmesem de olur demeyelim. Hatta geçen defa gitmeyenleri de getirelim, onları da bir araştıralım, akrabadan kimler gelmedi veya komşulardan kimler gitmedi, buna da dikkat edelim. Özellikle Cumhur İttifakı’nı destekleyen bütün vatandaşlarıma sesleniyorum, sen-siz ol-maz, 28 Mayıs’ta hep beraber sandıklara gidelim, sen-siz ol-maz Türkiye yüzyılında ülkemizin bu şahlanış döneminde gelin her birimizin harcı olsun.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Müsaadenizle bitiriyoruz, ama bir emrivaki yaparak bitireyim, sizin meydanlarda çaldığınız, söylediğiniz…
BANU EL- Bu bana da sürpriz oldu Okan Bey, hakikaten emrivaki oldu.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Hadi biraz sesini açalım.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Hani böyle bir final yapalım dedik, madem duyanlara, duymayanlara sandığa…
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Ama ben o finali bugün Esenler’de yaptım, yarın büyük ihtimalle Beykoz’da da yapacağım.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Çünkü bu millet sizi 21 yıldır açık ara birinci tutuyor ve siz de bu milleti çok seviyorsunuz, o zaman duyanlara, duymayanlara herkes sadığa gitsin şeklindeki çağrınızla tamamlayalım.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Biz milletimizi kimseyle mukayese edilemeyecek derecede çok ama çok seviyoruz.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Ve en kritik anlarda sadece milletimi yanımda buldum diyen bir lidersiniz.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- evet.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Ve her şeyi de bu milletle yaptınız ve bu millet için yaptınız, inşallah yarından sonra da hayırlı sonuçlar alırsınız.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Ben de çok çok teşekkür ediyorum bu hassasiyetinize. Özellikle böyle güzel bir programı organize ettiğiniz için çok teşekkür ediyorum.
OKAN MÜDERRİSOĞLU- Biz de ev sahibine teşekkür ediyoruz.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Ve tabi Turkuvaz Grubu’nun da böyle başarılı bir finalini özellikle takdirle karşılıyorum. Allah yar, yardımcımız olsun.
BANU EL- Sağ olun efendim, bil mukabil, hepimizin inşallah. Değerli izleyiciler, ATV-A Haber ortak yayınında Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı ağırladık, kendisine sorularımızı yönelttik Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu’yla birlikte.
Yayınımızı burada noktalıyoruz, güzel bir akşam geçirmenizi diliyoruz efendim, hoşça kalın.