Togemder İftarında Yaptıkları Konuşma

03.06.2018

Değerli Hanımefendiler, Beyefendiler

Kıymetli Misafirler,

Hepinizi en kalbi duygularla selamlıyorum. Ramazan-ı şerifinizi tebrik ediyorum.

Rabbim, oruç tutmanın anlamını idrak etmeyi hepimize nasip etsin. Bizleri hayırlısıyla bayrama eriştirsin.

Ruhen ve bedenen arınma vesilesi olan bu ayda yaptığımız her ibadet ve hayır, cennete açılan bir kapıdır. Bu imkânı en iyi şekilde değerlendirmeyi diliyorum.

Sevgili Dostlar,

TOGEMDER, yaptığı hayır ve eğitim faaliyetleriyle dikkat çekici başarılar elde etmiş bir kuruluşumuzdur.

Açtığı anaokulları, özel eğitim ve mesleki eğitim merkezleriyle, ülkemizin eğitim seferberliğine anlamlı katkılarda bulunmaktadır.

Eğitim, tek başına devletin üstlenebileceği bir iş değildir. Gerek bizim geleneğimizde, gerekse modern toplumlarda vakıflar, eğitim işinin her zaman bir parçası olmuştur.

Gençlerimize eğitim bursları, kadınlarımıza mesleki eğitim faaliyetleriyle, hayırda yarışan tüm TOGEMDER gönüllülerini kutluyorum.

Hayırda yarışmak, medeniyetimizin özüdür. “Sevdiklerinizden infak etmedikçe iyilerden olamazsınız” ayeti, infak medeniyetinin temelini oluşturur.

Hayır yapmak, cömertliğin, cömertlik merhametin, merhamet de imanın tezahürüdür.

Mü’min, yoksulları, ihtiyaç sahiplerini görüp gözeten bir merhamet bulutu olmalı, yardımlarını onlara yağdırmalıdır.

Gündelik sofrasına dahi, misafir olmadan tek başına oturmayı ayıp sayan bir medeniyetin mensupları olarak biz de elimizdekini paylaşma sorumluluğundayız.

Elimizde hiçbir şey yoksa bile dostluğumuzu, kardeşliğimizi ikram edebiliriz.

Dünyanın merhametsizlikten can çekiştiği bir zamanda en azından yakın çevremizde ulaşabileceğimiz nice hayır kanalı var. TOGEMDER de onlardan biridir.

Söz konusu çocuklar olunca, yapılacakların sonu yoktur.

Mart ayında açılışına benim de katıldığım, Çocuk İhmal ve İstismarı Sempozyumu’nun sonuç raporu hepimize sorumluluklar yüklemiştir. Şimdi sıra, bu sorumlulukları yerine getirme vaktidir.

İhmal ve istismara uğramış çocukların en az kayıpla yeniden hayata kazandırılması, önemli dediğimiz diğer tüm işlerin başında gelir.

İstismara uğrayarak zaten bir darbe alan çocukların, adli ve tıbbi işlemler sırasında yeniden yıpratılmaması son derece hayati bir konudur. Bu amaçla kurulacak Çocuk İzleme Merkezi’nin önemli bir misyon üstleneceği açıktır.

Çocukların güven içinde yaşayacağı bir dünya inşa etmek, en temel vazifemizdir. Çocuklarımızı psiko-sosyal ve fizyolojik açıdan en iyi şekilde yetiştiremiyorsak, hayatın çok önemli bir tarafını ıskalıyoruz demektir.

Bu proje kapsamında 5000 çocuk ve aileye ulaşmak somut bir hedeftir. İnanıyorum ki, TOGEMDER tecrübesi ile bu en yetkin şekilde gerçekleştirilecektir.

Hayatının henüz çok başında büyük sorunlarla karşılaşan yavrularımızın yaralarını sarmak, hepimizin boynunun borcudur.

Değerli Katılımcılar,

İstismara uğramış çocukların yaralarını sarmak kadar, istismarın kapısını aralayan şartları ortadan kaldırmak da önemlidir.

Çocuklarımıza gerektiğinde ‘hayır’ diyebilmeyi öğretmeliyiz. Ama daha önemlisi, çocuklar için en güvenli yer olan aileyi gözümüz gibi korumalıyız.

Aile, toplumsal yapının en sağlam kalesi olmalıdır. Onu layıkıyla korumak, birçok riski bertaraf etmek demektir. Ailenin olduğu yerde en zehirli niyetler, eylemler dahi nispeten zararsız kalır.

İdeal olan, çocukların kendi aile ortamında huzur içinde yetişmesidir. Fakat bunun mümkün olmadığı durumlarda ise, koruyucu aile ve sevgi evleri en güzel çözümdür.

Hepinizin bildiği gibi artık devletimiz, yetiştirme yurtları yerine sevgi evleri açarak, korumasız çocukları kanatları altına alıyor. Burada huzur ve güven içinde çocuklarımıza sahip çıkıyor.

Bunun bir adım ötesi, koruyucu ailedir. Nice çocuğumuz, kendisine merhamet ve sevgiyi esirgemeyecek toplum gönüllüsü aramaktadır.

Koruyucu aile olarak, kalplerini bu çocuklara açan kardeşlerimi kutluyorum. Gerçekten bu, tam anlamıyla yüce gönüllülüktür. Rabbim sayılarını artırsın.

Kıymetli Dostlarım,

Toplum kalkınması çok boyutlu bir meseledir. Bir yanda Türkiye’yi ekonomik, siyasi açıdan geliştirip büyütürken, bir yandan da bu minik kalpleri hayata kazandırmalıyız.

Gelecekte bu ülkeyi onlara teslim edeceğiz. Çocuklarımıza bugünden yapacağımız yatırım, gelecekte meyve verecektir.

Gölgesinde oturamayacağını bile bile ağaç diken insan ne kadar ulvi bir iş yapıyorsa, geleceğe attığımız her tohumla bizler de aynını yapıyoruz.

Hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığına inananlar olarak, bugün burada toplanmamız da boşuna değildir.

Bir maneviyat büyüğü, “Allah katında yerini bilmek istiyorsan, seni hangi işe memur ettiğine bak” der. Bizler de bugün burada isek, çocuklarımızın sorumluluğu bizim üzerimizedir. Rabbim, bizleri memur ettiği bu işin üstesinden gelmeyi nasip etsin.

Bu dualarla hepinizi en kalbi duygularla selamlıyorum. Oruçlarınız makbul, hayırlarınız ve dualarınız kabul olsun. Sağlıcakla kalın!