‘Perakendede Kadın Gücü’ Konferansı

20.04.2018

Değerli Hanımefendiler, Beyefendiler,

İş dünyamızın, moda sektörünün kıymetli temsilcileri,

Hepinizi en kalbi duygularla selamlıyorum.

Alanında güçlü, girişimci kadınlarımızla birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.

Ters esen rüzgarlara karşı, nice çetin yolu aşarak geldiğiniz bu mevkilerde, hepiniz medar-ı iftiharımızsınız.

Böylesi bir toplulukla buluşmamıza vesile olan Birleşmiş Markalar Derneği’ne ve toplantının tüm paydaşlarına teşekkür ediyorum.

Biraraya geldikçe birbirimizden güç alıyor, ortaya çıkan sinerjiyi yeni hedeflere kanalize ediyoruz.

Dünyanın geleceğine yön verecek temel dinamiklerden birinin, kadınların toplumsal hayata ve iş yaşamına katılımı olduğunu düşünüyorum.

Bu nedenle, kadınların çalışma hayatında mağdur edilmeyeceği şartların tesisi, son derece önemlidir.

Devletimiz, kadınların toplumsal hayata dahil edilmesi konusunda son onbeş yıldır olanca gücüyle çalışıyor. Eğitimden siyasete kadın varlığının her alanda arttığını net şekilde görmek mümkün.

Son yıllarda kadınların haklarını gözeten pekçok hukuki düzenleme yapıldı. Aksini düşünmekte zorlandığımız ‘eşit işe eşit ücret’ ilkesi getirildi.

Hükümetimiz, kadınların siyasete katılımını her zaman teşvik ediyor. 2002’de % 4.5 olan kadın siyasetçi oranı % 15’e çıktı. İnanıyorum ki, bu oran daha da artacaktır.

Eğitim alanında kız çocuklarımızı önceleyen kampanyalarımızla, temel eğitimde kız öğrenci oranı erkeklerle eşit seviyeye geldi. Çok şükür ki, binlerce kızımızı çocuk yaşta evlilikten, tarım işçisi olmaktan kurtardık.

Kamu kurumlarında kadın çalışan oranı, %37’lerdedir. Ve nihayetinde, kadın istihdam oranı % 20’lerden % 30’lara çıkmıştır.

Bu güzel gelişmeler elbette yeterli değildir. Aslolan sürdürülebilir kalkınma hedeflerimiz içinde, kadınları, kalkınmanın sadece destekçisi değil, öznesi haline getirmektir.

İşte tam da bu noktada, özgüveni yüksek kadınlarımızın kenetlenmesine ihtiyaç var. Şu an %33.6 olan işgücüne katılım oranını, inşallah hep birlikte 2023’te %41’e çıkaracağız.

Binlerce kişiye istihdam alanı açan, yüksek bir ekonomik değeri temsil eden Birleşik Markalar Derneği gibi kuruluşların çabaları ile bu hedeflere daha hızlı ulaşacağımızı umuyorum.

Yerleşik toplumsal algılarla, kadın dostu olmayan yapılanmalarla mücadele etmeliyiz. İş ve aile yaşamı arasındaki dengeyi koruyarak kadını güçlendirmeliyiz. Sözgelimi, çocuk sahibi olmanın, iş hayatından uzaklaşmak için bir sebep olmasını ortadan kaldıracak şartları oluşturmalıyız.

Bu konuda da, hükümetimizin önemli çabaları olmuştur. Çocuk sahibi kadınlara, esnek çalışma hakkı sağlanmış, kreş gibi imkanlar artırılmıştır.

Değerli Hanımefendiler,

Kadınlarımızı sadece istihdam edilen değil, işveren konumunda görmek hepimizin ortak arzusudur. Ülkemizde % 7.8 olan kadın işveren oranını artırmak için çok yönlü çaba gerekiyor. İnanıyorum ki, rol modeller ve başarı hikayeleri, girişimcilik potansiyeline sahip kadınlarımızı da cesaretlendirecektir.

Ülkemiz, kadınlarımızı birçok sektörde ön plana çıkaracak, dünyada lider yapacak kaynağa sahiptir. Köklü tarihimiz, doğal kaynaklarımız, genç nüfusumuz, herbiri önemli bir rekabet değeridir.

Kendisi zaten bir marka olan İstanbul, bir markalar şehri neden olmasın? İlmek ilmek ördüğünüz başarıları yurtdışında daha iyi tanıtmalısınız. Asya ve Avrupa’nın ortasında bir mühür olan bu şehri, bir cazibe merkezi haline getirmek, kaynakların iyi değerlendirilmesiyle mümkündür.

Napolyon’un ifadesiyle ‘dünya bir ülke olsaydı, başkenti İstanbul olurdu’ gerçekliği, hepimiz için en büyük motivasyon kaynağıdır.

Aynı şekilde, Antep’in kutnusu, Bursa’nın ipeği, Denizli’nin pamuğu, Ankara’nın sof yünü, girişimci kadınların ilgisini beklemektedir. Anadolu’nun unutulmaya yüz tutmuş yerel değerleri, estetik dokunuşlarla dünya pazarlarına taşınmalıdır.

Yurtdışına gittiğimde, yerel değerlerin nasıl büyük markalara dönüştürüldüğünü görüyor ve bazen ülkem adına üzülüyorum. Bunca potansiyelimizi açığa çıkarmakta, onları rafine biçimde sunmakta ve tanıtmakta ne yazık ki eksiklerimiz var.

Sizlerden rica ediyorum. Bu açıkları kapatmak için kendiniz gibi girişimci, cesur, özgüvenli gençler yetiştirin. Becerilerinizi gençlere aktarın.

Kadın doğurgandır. İnanıyorum ki, cesaretiniz, özgüveniniz de, yeni başarı hikayeleri doğuracak, sayılarınız artacaktır. Yaptığımız işin doğruluğundan eminsek, korkumuz da olmamalı.

Dünyanın ilk 10 büyük ekonomisinden biri olmak yolunda milli bir hedefimiz var. Türkiye, bu enerjiyi bir daha kolay kolay yakalayamaz. Kadınlarımızın yolunu açan, teşvikler veren bir devlet irademiz var. Kadınların yönetim kademelerinde daha çok yer alabileceği bir zemin var. Bunu değerlendirelim.

Toplumsal önyargıları kırarak, kadınları ikinci plana atan yaklaşımlarla çarpışarak bugünlere geldik.

Aydınlık bir Türkiye, sadece bizim değil, bölgemizin, yerkürenin de umududur.

Kimyasal silahlarla yok edilen çocuklar, Afrika’da analarının kurumuş göğsünden süt emen çocuklar için daha çok enerjiye ihtiyacımız var.

Dünyada milli gelire oranla en çok insani yardım yapan, dünyanın en cömert ülkesiyiz. Bu ülkenin yüce ruhlu insanları için güçlü ekonomi, sadece kişisel hazların tatmini için değil, insanlığın yaralarını sarmak için gerekli.

Kadın duyarlılığının, her alanda vicdanı, estetiği, zerafeti kanatlandıracak bir değer olduğuna inanıyorum. Kadın zekasının dünyayı fethedeceğine inanıyorum!

Bu düşüncelerle, hepinizi en kalbi duygularla selamlıyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Yeni başarı hikayelerinizi dinleyeceğimiz güzel buluşmalar temenni ediyorum. Kalın sağlıcakla!