Değerli Hanımefendiler, Beyefendiler,
Kıymetli Kursiyerler,
Hepinizi en kalbi duygularla selamlıyor, bir eğitim seferberliğinde daha buluşmanın memnuniyetini yaşıyorum. Bundan 15 yıl önce, kız çocuklarının eğitimi için ‘Haydi Kızlar Okula’ adlı bir seferberlik başlatmış, binlerce kız evladımızı eğitim yuvalarına yönlendirmiştik. Bu seferberlik, sadece bir eğitim kampanyası değil, aynı zamanda bir sosyal dönüşüm seferberliği idi. Zira, kızlarımızı erken yaşta evlilikten, çocuk işçiliğinden koruyacak yegane güvenli liman okullardı, eğitim yuvalarıydı. Böylece 350 bin kız çocuğumuza aydınlık bir geleceğin yolunu açtık.
Aynı şekilde 2008 yılında, ismini bizzat koyduğum ‘Ana-Kız Okuldayız’ kampanyası ile, eğitim alma imkanı olmayan kadınlarımız için bir seferberlik başlattık. Bu kampanyanın sonunda 1 milyon 832 bin kadınımıza sertifika verdik.
Milletimiz, okuma-yazma seferberliği konusunda son derece hassastır. Cumhuriyet tarihimiz boyunca yapılan eğitim kampanyaları büyük ilgi görmüş, her biri bizi bir adım öteye taşımıştır.
Son 15 yıllık dönemdeki yoğun çabalar neticesinde ise, eğitim alanında önemli kazanımlar elde ettik. 2002 yılında bütçede eğitime ayrılan pay, 11 milyar TL iken, 2017’de 122 milyar TL olmuştur. Zorunlu eğitim 12 yıla çıkarılmıştır. En sevindirici olan da, temel eğitimde kızların okullaşma oranı ile erkek öğrencilerin okullaşma oranı arasında bir fark kalmamıştır. Ortaokulda kızlarımızın okullaşma oranı % 99.12 iken, erkek öğrencilerimizin oranı % 99.33’tür.
Özellikle kız çocuklarının okullaşması konusundaki çağrılara duyarlılıkları nedeniyle, tüm milletimize şükranlarımı sunuyorum.
Değerli Katılımcılar,
Şimdi belki de temel eğitimde ‘son seferberlik’ diyebileceğimiz bir noktadayız. Ülkemizde örgün eğitim çağını geçmiş, 14 yaş üzeri nüfusun % 4’ü okuma-yazma bilmemektedir. Yani yaklaşık 2.5 milyon vatandaşımız, bindiği otobüsün, aldığı ilacın adını okuyamamaktadır.
Resmi olarak bugün başlattığımız bu seferberlikle inşallah, ülkemizde okuma-yazma bilmeyen kimse kalmayacak, % 100 okur-yazar bir toplum olacağız.
Şubat ayının başında, bir toplum gönüllüsü olan Müge Anlı kardeşimizin çağrısıyla ATV’deki Tatlı-Sert Programına Cumhurbaşkanımızla katılarak, bu güzel kampanyaya desteğimizi açıklamıştık. Milli Eğitim Bakanlığımızın hızlı çalışmaları neticesinde bugün de, kurslarımızı resmi olarak başlatıyoruz. Bu seferberliğin ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Okuma-yazma bilmeyen tüm vatandaşlarımızı bu kampanyaya davet ediyorum. Ama özellikle de gündelik telaşlar içinde daha önce böyle bir imkanı olmayan, evde, işte, tarlada, fabrikada ter döken emektar kadınlarımızın bu imkanı değerlendirmelerini rica ediyorum. Yaşınız kaç olursa olsun lütfen bu fırsatı kaçırmayın!
Sadece 8 haftalık bir kurs, hayatınızı değiştirebilir. İnanıyorum ki, bu daha ileri hedefler için bir basamak olacak, birçok kardeşimiz ileride ilkokul denkliğinde bir diplomaya da sahip olacaklardır. Güzel bir söz var; ‘okuma ihtiyacı barut gibidir, bir kere tutuşunca artık onu söndüremezsiniz.’
İlk emri ‘OKU’ olan bir dinin mensupları olarak da, bu çağrının cevapsız kalmayacağına gönülden inanıyorum. Bizler yeter ki o fitili yakalım, gerisi kardeşlerimizin gayretine kalmış!
Kampanyanın açıklandığı son bir aylık süreçte, kurslara başvuranların sayısı 275 bini geçmiştir. İnanıyorum ki, 2.5 milyon vatandaşımızın tümü, süreç içinde bu seferberliğe katılacak, ülkemizde okuma-yazma bilmeyen kimse kalmayacaktır.
İnşallah bundan sonrası, eğitim alanında kaliteyi artırmaya yönelik kampanyalar olacaktır. Artık ülkemiz, gücünü perçinleyecek yeni hedeflere odaklanmalı, daha yüksek eğitim standartlarına talip olmalı.
Okuma-yazmanın ötesinde nitelikli bir okur-yazar toplum olma yolunda hızla ilerlemeliyiz.
Çinli bir ozanın ifadesiyle,
Bir yıl sonrasını düşünüyorsan buğday ek,
On yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik,
Yüz yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir!’
Türkiye, genç nüfusu, güçlü ekonomisi, tarihi ve kültürel zenginliği ile uzun vadeli hedefleri olan bir ülkedir. Bölgesinde önemli misyonlar üstlendiği, bilgi teknolojilerinin bizi yepyeni bir dünyaya çağırdığı böylesi bir dönemde, eğitim alanında toplumca çok daha nitelikli adımlar atacağız inşallah.
Bu duygularla, başta kampanyaya öncülük eden sevgili Müge Anlı’ya, ATV ve Turkuaz Medya yönetimine, Milli Eğitim Bakanlığımıza ve bu seferberlikte ‘Ben de varım!’ diyen tüm vatandaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Kursiyerlerimize başarılar diliyorum. 8 haftanın sonunda inşallah sertifika sevincini yine birlikte paylaşacak, bu sıraları yeni kursiyerlerimize devredeceğiz. Hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyor, kampanyanın hayırlı olmasını diliyorum.