Saygıdeğer Kardinal Ravasi,
Kadın Danışma Konseyi’nin kıymetli üyeleri,
Değerli katılımcılar;
Hepinizi, en içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Bu seçkin topluluk ile bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Samimi ev sahiplikleri için Sayın Ravasi’ye ve konsey üyelerine, şahsım ve heyetim adına kalbi şükranlarımı sunuyorum.
Sözlerimin başında, kadınların varlığına verdikleri değerin nişanesi olarak kurdukları bu konsey nedeniyle, Kardinal Ravasi’yi yürekten kutluyorum.
Çocukların ve gençlerin olduğu kadar kadınların sorunlarına da büyük bir duyarlılık göstermeleri, takdire şayandır. Her biri kendi alanında başarılı bu hanımefendiler, inanıyorum ki, dünya barışının zemini olacak önemli kültürel çalışmalara imza atacaklar. İnsanlığın, barışın inşa ve ihyası için ortak kelimeler bulmaya ihtiyacı var.
Değerli katılımcılar;
Ne yazık ki, terör, mültecilik ve çevre sorunları gibi birçok mesele ile yüzleşme halindeyiz. Bu sorunların üstesinden gelmek için insanî müştereklerde buluşmak, dünyaya yeni bir perspektiften bakmak durumundayız. Mücadele etmemiz gereken sorunlar, ne siyasi, ne de ideolojiktir. Temel sorun ahlakidir. Bu nedenle, bütün farklılıkları bir tarafa bırakarak sorunların çözümünde insani ve ahlaki kriterlerde buluşmalıyız.
Mülteciler meselesi, bu reçeteyi kullanmamız gereken önemli bir küresel sorundur. Bu konuda Türkiye, din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın, 4 milyona yakın mülteciye kapısını açmış bir ülkedir. Mülteci kamplarımız, çoğunluğu oluşturan kadınların ve çocukların her türlü ihtiyacının düşünüldüğü, temel ve mesleki eğitim imkanlarının oluşturulduğu şekilde dizayn edilmiştir.
150 binden fazla Suriyeli çocuğun dünyaya geldiği ülkemizde, kayıp bir nesil olmamaları için eğitim seferberlikleri başlatılmıştır. Biz, bize ihtiyacı olan insanları kendimiz gibi seviyor, onlara sadece soframızı değil, yüreklerimizi de açıyoruz.
Türkiye, milli gelire oranla, dünyada en çok insani yardım yapan bir ülkedir. Uluslararası kuruluşların ortak ifadesiyle, dünyanın ‘en cömert’ ülkesidir. Türkiye, bu duyarlılığını, farklı kültürlerin buluşma, kaynaşma noktası olan tarihsel zenginliğine borçludur. Tarih boyunca savaşlardan, zulümden ve ayrımcılıktan kaçanlar, Anadolu topraklarını sığınılacak güvenilir bir liman olarak görmüşlerdir. Bugün de, insana insan olduğu için değer veren insani diplomasi anlayışımız, dış politikamızın ayrılmaz bir parçasıdır.
Medeniyetler ve inançlar arasındaki mücadele şiddetlenirken, bizler ırkçılığın ve nefretin arttığı bu şartlara teslim olamayız. İnsan onuruna saygının temel alınacağı birlikte yaşama kültürünü yeşerteceğimiz bir iklim var etmeliyiz.
Bunu da bilime, kültüre, sanata daha çok alan açarak gerçekleştirebiliriz. Maddi değerlerin egemen olduğu bir çağda, insan ruhunu bu değerlerle besleyebiliriz. İnanıyorum ki, ruhun beslendiği bir yerde maddi mücadeleler önemini kaybedecek, çevre bir tahakküm aracı olmaktan çıkacak, terörü ve şiddeti besleyen damarlar kuruyacaktır.
Bugün burada birlikte teneffüs ettiğimiz bu güzel iklimin, dünyanın geleceği adına bir umut olduğuna inanıyorum. Bu buluşma ile, farklılıkları değil, ortaklıkları ön plana çıkaracağımız dünya tasavvuruna bir tohum ektik. Bu tohumun filiz vermesi, ilişkilerimizi karşılıklı olarak güçlendirmeye bağlıdır.
Bunu gerçekleştirmek üzere, sizleri inançların, kültürlerin buluşma noktası olan ülkeme davet etmek istiyorum. İnanıyorum ki, çevresel sorunlara, çocukları ve kadınları ilgilendiren meselelere ve tüm dünyayı kuşatan şiddete karşı, paylaşacağımız çok sayıda ortak fikir ve eylem planı olacaktır.
İş, sanat ve siyaset dünyasından çok sayıda önemli ismi bir araya getirebileceğimiz bir kadın zirvesini Türkiye’de yapabiliriz. Akademik alanda, dünya ortalamasının üzerinde bir kadın gücüne sahibiz. Ülkemizdeki kadın akademisyen oranı % 45’ler düzeyindedir. Bu zirve kapsamında özellikle kültür ve sanat alanında karşılıklı tecrübelerden istifade edebileceğimizi düşünüyorum.
Devletimiz son yıllarda kültür ve sanatı teşvik eden önemli adımlar atıyor. Geleneksel sanatlardan, modern sanatlara özellikle gençlerin dikkat çekici çabalar içinde olduğunu görüyor, bundan memnuniyet duyuyoruz. Öte yandan el sanatlarının yaygınlaşması, sanatsal duyarlılığın toplum tabanına yayılması noktasında da çabalarımız var.
Ülkemiz, Roma, Hitit, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı başta olmak üzere farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan bir coğrafyadır. Gerek arkeolojik, gerekse tarihi eserler bakımından son derece zengin bir ülke. Biz de bugün tarihi eserlerimizin restorasyonu için
geniş çaplı bir gayret içindeyiz. Bu konuda sizlerin tecrübesinden faydalanmak, karşılıklı işbirlikleri geliştirmek isteriz.
Çok sayıda ortak gündemimiz olduğunu düşünüyorum. Özellikle kız çocuklarının ve kadınların eğitim kaynaklı sorunları konusunda ne yapsak azdır. Bu buluşmayı işbirliklerini artırıcı bir ilk adım olarak görüyorum.
Bu duygularla, Saygıdeğer Kardinal Ravasi başta olmak üzere samimi ev sahipliğiniz için her birinize tekrar teşekkür ediyor, sizleri en kalbi duygularla selamlıyorum.