‘Sendikal Bakış Açısıyla Kadın Çalışanlar İçin Sorun Çözme Yöntemleri Projesi’ Kapanış Toplantısı Konuşması

21.11.2017

Değerli hanımefendiler, beyefendiler,
Kıymetli kardeşlerim;
Hepinizi en kalbi duygularla selamlıyorum. Türkiye’nin dört bir yanından gelen fedakâr ve cefakâr kadınlarımıza en kalbi muhabbetlerimi sunuyorum. Hoş geldiniz, safalar getirdiniz.

Eli kalem tutarken de, çapa yaparken de, oya işlerken de, yüreği hep aydınlık olan, Anadolu’nun güzel kadınları! Sizlerle bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. HAK-İŞ Konfederasyonu’na bizleri buluşturduğu için şükranlarımı sunuyorum.

Bu çatı altında geçtiğimiz yıl yine bir araya gelmiş, Cumhurbaşkanımızla birlikte kadınlarımız için önemli bir projenin açılışını yapmıştık. Kadınlarımızın karşılaştığı sorunların tespiti adına yapılan bu proje güzel meyveler verdi ve bugün onları topluyoruz inşallah. Bu projenin birçok açıdan faydalı olduğunu düşünüyorum.

Hem kadınlarımızın sorunlarının analizi, hem de sendikal ihtiyaçların yeniden dizaynı adına inşallah tatminkâr sonuçlar verecektir. Sahayı derinlemesine bilme çabası, somut kazanımları da beraberinde getirir. HAK-İŞ’i bu gayretleri nedeniyle kutluyorum.

Değerli Kardeşlerim;
Anadolu kadını çok yönlüdür, bu nedenle sorunları da çok boyutludur. Gerek ev içi sorumluluklar, gerekse çalışma hayatının getirdiği sorunlar kadınlarımıza ağır yükler yüklemektedir. Bu nedenle bizler, geleneklerimizle, medeniyet değerlerimizle örtüşen bir denklem kurarak bu yükleri hafifletmeliyiz.

Devletimiz bunun gayreti içindedir. Son 15 yılda medeni kanunda, iş kanununda ve nihayetinde anayasamızda yapılan değişikliklerle, önemli aşamalar kaydedilmiştir. Hükümetimiz aile ve iş hayatını uyumlu hale getirmek için, çalışan kadınlara hamilelik, doğum ve süt izinlerini kullanabilecekleri esnek çalışma imkanı getirmiştir. İzinde geçen süreyi kademe ilerlemelerinde saydırmış, kadın istihdamını teşvik eden birçok düzenleme yapmıştır.

Annelik yapan, evini çekip çeviren, çalışan, üreten kadınlarımız için yapılacaklar elbette daha bitmemiştir. Kadınlarımızı karar mekanizmalarında daha çok görmek, hepimizin arzusudur. Kadının olmadığı bir siyaset, kadın bakışının yansımadığı bir yönetim sadece kadınlar için değil, tüm toplum için eksikliktir.

Başarısı, ulusalar arası alanda yankılanan iş kadınları görüyorum. Gençlerimizin ufkunu açan kadın akademisyenler görüyorum. Bunlar hepimize gurur veriyor. Keza küçük adımlarla kendi işini kuran müteşebbis kadınlarımız umudumuzu artırıyor.

Kıymetli kardeşlerim;
Ülkemizin, devletimizin karşı karşıya kaldığı sorunları ve buna dair verdiğimiz çetin mücadeleyi hepiniz biliyorsunuz. Milli irademizin şahlanışını durdurmak, bu güzel ülkenin bağımsızlığını baltalamak istiyorlar. Ancak, vatanına sevdalı gençlerimiz, yüreği demirden güçlü fedakâr kadınlarımız oldukça buna güçleri yetmeyecek inşallah.

Türkiye’nin her alanda kaydettiği ilerleme ve kalkınma, başkalarının hayallerini yıksa da, bizim özgüvenimizi artırıyor. Biz, bize yakıştırıldığı şekliyle, iradesi elinden alınmış bir toplum olmayı reddettik. Yerel ile evrenselin, inanç ile değişimin, tarih ile geleceğin kucaklaşabileceğini gösterdik. İnançlarımızdan, değerlerimizden taviz vermedik. Tarihimizi reddetmedik, kültürümüze sırtımızı dönmedik. Köklü medeniyet birikimimizden aldığımız ilhamla kendimize bir gelecek vizyonu belirledik. Türkiye’nin bölgesinde güçlü bir ülke olması, İslam dünyasının ve tüm mazlumların kaderini etkileyecektir.

Bizler de kadınlar olarak acıya ve gözyaşına, yoksulluğa, eğitimsizliğe birlik ve dayanışma içinde çözümler üretebiliriz. Dünyanın çarpıklıklarını düzeltmeye katkı sunabiliriz. Yeter ki kendimize inanalım. Yeter ki gücümüze, dünyayı değiştirme potansiyelimize inanalım!

Rahmetli Neşet Ertaş ne diyordu?; ‘Kadın insandır, erkek insanoğlu!’ İnsanlığın sağduyusu ve vicdanı olan kadınlarımız, dünyanın umududur. Kadınlarımızın yüreği, sabrın, fedakarlığın, sevginin anayurdudur. Burada ülkemizin geleceği adına ne kadar güzellik yeşertebilirsek, sorunları daha kolay aşabiliriz.

Bu vesileyle, İstiklal Savaşı’ndan 15 Temmuz’a, bu topraklar için mücadele vermiş fedakar ve cefakar tüm kadınlarımızı şükranla anıyorum. Evladını, eşini vatan uğruna şehit vermiş şehit analarını, eşlerini minnetle yad ediyorum. Aynı şekilde, Myanmar’da, Somali’de, Filistin’de insanca yaşama mücadelesi veren kadınları, keza Afganistan, Suriye ve Irak’ın mazlumlarını, sömürülen, istismar edilen ve yeryüzünde hak mücadelesi veren tüm kadınları buradan selamlıyorum.

Unutmayın! Bizim gücümüz ümmetin gücüdür. Bizim cesaretimiz ümmetin geleceğidir. İnşallah kadın-erkek dayanışma içinde geleceğimizi şekillendireceğiz. HAK-İŞ gibi çatılar bu dayanışmanın sergilendiği yerlerdir. Yürüdüğümüz yolda sorunlarla birlikte mücadele edersek, büyük hedeflere de birlikte ulaşırız.

‘Sendikal Bakış Açısıyla Kadın Çalışanlar İçin Sorun Çözme Yöntemleri Projesi’ni bu anlamda çalışan kadınlarımız için bir can simidi olarak görüyorum. Kadınlarımız aldıkları eğitim sayesinde inşallah sorunlarla mücadele noktasında metotlar geliştirebilecekler. Bu vesileyle projeye emek veren herkesi kutluyorum. Çalışma hayatında hepinize başarılar diliyorum. Siz güçlü olun ki, milletimiz de güçlü olsun.

Gerek bireysel hayatımızda, gerekse milli hedeflerimizde başarılı olmak adına Rabbimden güç niyaz ediyor, hepinizi Allah’a emanet ediyorum.