Çok Değerli Katılımcılar,
Öncelikle sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Belize Cumhuriyeti First Lady’sinin böyle önemli bir konu etrafında bizleri buluşturmasından dolayı kendilerine çok teşekkür ediyor, bu vesileyle Türkiye halkının selamlarını sizlere iletmek istiyorum.
‘Kadınların ve kız çocuklarının mali yönden iyileştirilmesi’ dünyanın her yerinde en önemli konuların başında geliyor.
Bildiğiniz gibi her şeyin başı eğitim. Bu nedenle ben de kadınların mali kalkınmasına temel teşkil edecek eğitim yatırımlarımızdan bahsetmek istiyorum. Özellikle yeterli imkânlara sahip olmayan toplum kesimlerine yaptığımız eğitim faaliyetlerinin altını çizmek istiyorum.
Bu alanda, gerek devlet nezdinde, gerek sivil toplumda çok önemli çalışmalar yapıyoruz.
Öncelikli hedefimiz ülkemizde %100 okullaşma. Bu bağlamda, okula gitmeyen kimse kalmasın diyerek `haydi kızlar okula’ kampanyası başlattık ve çeşitli sebeplerle okula gidemeyen küçük kız çocuklarımıza eğitim imkânı sağladık. Bu projemizde hedefe çok yaklaştık.
Aynı şekilde, daha önce eğitim imkânı bulamamış kadınlarımıza kendi çocukları ile birlikte eğitim alabilmelerini sağladık ve tüm Türkiye’de ‘ana-kız okuldayız’ kampanyası yaptık.
Bütün bunlara ilaveten, kadınların meslek sahibi olabilmesi için çeşitli mesleki eğitim projeleri geliştirdik. Ülkemizin tüm illerindeki vali eşleri bu tür çalışmalara yerel destekler verdi.
Tüm bu kampanyalarımızda tanınmış popüler kişilerin de desteğini alarak eğitim işini toplumsal bir seferberliğe dönüştürdük.
Bu eğitim projelerimizin başarısı bize ulusal ve uluslararası çapta çeşitli ödüller getirdi.
Değerli Katılımcılar,
Fakat bildiğiniz gibi dünyanın her yerinde herkes eşit şartlara sahip olamıyor. Özellikle de savaş şartlarında en çok zorluğu kadınlar ve çocuklar yaşıyor. Bizim de hemen sınırımızdaki Irak ve Suriye’de devam eden savaşlar nedeniyle Türkiye’ye çok sayıda sığınmacı geldi. Gelmeye de devam ediyor.
Biz ülkemiz vatandaşları için yaptığımız eğitim faaliyetlerini aynı hassasiyetlerle ülkemize gelen bu sığınmacılar için de yapıyoruz.
Aslında biz onlara ‘misafir’ diyoruz!
Irak ve Suriye’de savaşın başladığı zamandan bu yana, yani 4 yıldır, Türkiye’ye gelen misafir sayısı bir buçuk milyona ulaştı.
Ve Türkiye, hiçbir etnik ve dini ayrım yapmaksızın herkese kucak açtı, açmaya da devam ediyor.
Bu misafirlerimiz yoğunlukla çocuk ve kadınlardan oluşuyor.
Yabancı bir ülkede yaşamak takdir edersiniz ki, hiç de kolay değil. Fakat biz Türkiye olarak önce onların temel ihtiyaçlarını karşılamak, sonra da eğitimlerini sürdürmelerini sağlamak adına tüm imkânlarımızı seferber ettik. Bu desteklere ayırdığımız toplam kamu kaynağı 4 milyar doları aştı.
Neler yaptık?
Genç kadınlar için mesleki eğitim kursları açtık. Kültürel, sanatsal, sportif aktivitelerden faydalanmalarını mümkün hale getirdik. Psiko-sosyal destek hizmetleri ile rehabilitasyonlarını sağladık.
Fakat bu süreçte Türkiye’ye uluslararası kamuoyundan hiçbir destek gelmedi. Tüm bunları kendi öz kaynaklarımızla yaptık.
Dünyada savaş şartlarındaki kadınlar ve çocuklar adına, vicdanların bu büyük trajediyi fark etmesi ve insanlığın artık ortak bir adım atması en büyük arzumuz ve beklentimiz.
Kadınların ve kız çocuklarının mali yönden iyileştirilmesinin ilk adımı olarak Türkiye’de yaptığımız bu eğitim seferberliğinin, tüm dünya için örnek teşkil edeceğini umuyorum.
İnanın istediğimiz, arzuladığımız zaman, ulaşabileceğimiz çok güzel hedefler var.
Güç birliği, özellikle de tecrübe paylaşımı çok güzel hedeflere ulaşabilmemizin ilk adımı olacaktır.
Bu toplantının da bu hedefleri gerçekleştirmeye vesile olmasını umuyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.