İş Dünyasının saygıdeğer temsilcileri,
Kıymetli hanımefendiler, beyefendiler;
Hepinizi en kalbi duygularla selamlıyorum. Türkiye İş Kadınları Derneği TİKAD’ın düzenlediği “Dünyaya Yön Veren Kadınlar Etkinliği” vesilesi ile, sizlerle bir arada olmaktan, büyük mutluluk duyuyorum. Kadın çalışmaları alanındaki çok seslilik ve medeniyet değerlerimizden yola çıkan çözüm arayışlarını, çok önemsiyorum.
Değerli konuklar;
Bizim medeniyetimizde, kadınlar ve erkekler beraberce, tarihin öznesi konumunda yer almışlardır. Fakat ne yazık ki, üstlendikleri görevler, tarih yazımında ön plana çıkarılmadığından yeterince bilinmez.
Özel olarak ilgilenmediğimiz sürece, öncü kadınlarımızın hikâyesinden, ancak edebiyat ve sinemaya aktarıldığında haberdar olabiliyoruz. Tomris Hatun’u bugün artık bütün dünya, filmlere konu olduğu için tanıyor. Buna karşın, Hindistan’da babası tarafından veliaht ilan edilerek Türk Devleti’nin başına geçen Raziye Sultan’ı çok az kişi biliyor. Hz. Ömer tarafından Medine pazarını denetlemekle görevlendirilen, dürüstlük abidesi Eş-Şifa’nın adını ise, neredeyse duyan yok.
Siz girişimcilerimizin arasındayken, yön veren kadınlarımızın hikâyelerinin dünyaya duyurulmasını çok önemsediğimi ifade etmek isterim. Rehber niteliğindeki kadınlarımızın, her platformda, şehirlerimizde, okullarımızda anlatılması, gençlerimizin değerli rol modellerle tanışması açısından anlamlıdır.
Bizim topraklarımız, dünyanın bütün kadınlarına umut olacak, destansı mücadelelerle doludur. Devletsiz kalmış Anadolu’yu eşkıyalar sarmışken, bir Hâyme Ana çıkıp da, obasını Söğüt’e getirmeyi başaramasaydı, üç kıtaya yayılan Osmanlı’dan söz edebilir miydik? İstiklal Savaşımız, kadın ve erkek, bütün milletimiz tarafından, topyekün yürütülen, cesur ve fedakar mücadele neticesinde kazanılmadı mı? 15 Temmuz gecesi, vatanımızı işgalden korumak için göğsünü tanklara siper eden kadınlarımızın cesaretini kim unutabilir ki?
Bizler, güçlü kadınlarımızla, çok zengin bir birikime sahibiz. “İlk” olma niteliği taşıyan seçme ve seçilme hakkımızdan, kadın başbakanımıza ve bakanlarımıza dek, bütün başarı hikâyelerimizi, hatırlamalı ve hatırlatmalıyız.
“Dünyaya Yön Veren Kadınlar” denilince, hayatın içinden daha nice kahramanımız gönlüme düşüyor ki, hepsini burada yâd etmek, maalesef mümkün değil. Osmanlı’da kadınların vakıf kurabilecek servete sahip olması ve yatırımları, tarihimizde kadın girişimciliğinin boyutlarına örnek teşkil eder.
Gurur duyarak söylüyorum; günümüzün kadınları da, tarihimizdeki kutlu örnekler kadar yürekli ve çalışkan insanlardır.
Kadının; hukukta, eğitimde, üretimde, ticarette, sanatta ve sporda, ailede, kısacası her alanda eşit şartlarda var olabildiği toplumlar, güçlü ve dinamik toplumlardır. Öte yandan, kadınları haklarından mahrum bırakmak, toplumsal gelişiminin önüne, aşılmaz bariyerler örmek ile eşdeğerdedir. Kadınlar, daima, medeniyetin ve kalkınmanın, ana aktörleridir.
Bu nedenle hükümetimiz, kadınların her alanda aktif rol almaları için, bütün kurum ve imkânlarını seferber ederek, üzerine düşen görevi yerine getirmektedir. Son yirmi bir yılda, “Haydi Kızlar Okula”, “Ana-Kız Okuldayız”, “7 Çok Geç”,“Okuma Yazma Seferberliği”, “Nerede Kalmıştık” gibi kampanyalarla, kızlarımızın eğitim hakkından mahrum bırakılmalarını engelledik. Sözkonusu kampanyalar, kadınlarımızın eğitimin her kademesinde, erkek öğrencilerimizle eşit sayıya ulaşmasına vesile oldu.
İş hayatındaysa, özellikle kadın çalışanların aleyhine seyreden kayıtdışı istihdamı azaltacak altyapı ve destek mekanizmaları kuruldu. En büyük hak ihlâllerinden biri emeğin kıymet bulmamasıydı. Eşit işe eşit ücret, yasal güvence altına alındı. Yıllar içinde adil, güçlü bir hukuksal ve idari altyapının temelleri atıldı.
Devletimiz, KOSGEB aracılığıyla, kadınları üretime teşvik etmekte, KOBİ kredilerinde kadın girişimcilere, pozitif ayrımcılık yapmaktadır. Bütün sektörlerde kadın istihdamını artırmanın yollarının arandığı günlerden, girişimci kadınların düzenlediği etkinliklere geçiş, hepimizi gururlandırıyor.
Yine de, bu adımların, lütuf değil, gecikmiş hak teslimi olduğunun ve kafi gelmediğinin farkındayız. Bu nedenle, kadınlarımızın potansiyellerini gerçekleştirmesine destek olacak, her türlü düzenlemenin yapılmasına devam edilmektedir.
Sürdürülebilir kalkınma hedeflerimize doğru yol alırken, kadınlarımızın ekonomik gelişimin yardımcısı değil, öznesi olduğunun tüm toplum kesimlerinde anlaşılmasını, gönülden diliyoruz.
Kadın girişimciler olarak açtığınız yoldan, nice genç kızımızın yürüyeceğini biliyoruz. Burs, staj ya da iş imkanı, bilet, kitap, enstrüman gibi, sizin için küçük bir destek, onlar için çok şey ifade edebilir, hatta bütün hayatlarını değiştirebilir. Bu nedenle, kadınlarımızla maddi ve manevi dayanışmayı artırmanızı diliyorum.
Değerli konuklar;
Kadınlarımız, yollarındaki bariyerler kaldırıldığında; bilimde, sanatta, sporda ve iş dünyasındaki başarılarıyla, dünyanın her yerinde, bayrağımızı dalgalandırıyorlar.
Yasal düzenlemeler, sanatta ve sporda meyvelerini vermeye başladı. Ülkemize getirilen ödüller, yayınlanan edebi eserlerimiz, yumuşak gücümüz sinema filmleri ve dizilerimiz, spordaki başarılarımız, hepimizi gururlandırıyor. Kadınlarımız, dünya ve Avrupa şampiyonluklarıyla, olimpiyatlarda aldıkları madalyalarla tarihe geçtiler. Gencecik kızlarımız, zekâları ve çalışkanlıklarıyla, her yıl Teknofest’in yıldızı oluyorlar.
Bütün bu başarıların, Türk kadınının yeteneklerine ayna tuttuğuna inanıyor, tüm kadınlara ilham olmasını yürekten diliyorum.Kadınlarımız hayatın bütün alanlarında, karar verici konumlara geldikçe, ulusal kalkınmamız hız ve istikrar kazanıyor. Böylelikle ülkemiz, kadim bir millet ve devlet geleneğinden aldığı güçle, Türkiye Yüzyılı vizyonuna, emin ve kararlı adımlarla yürüyor.
Unutmayalım ki azimli bir kadının ulaştığı başarı, yalnız kendi ülkesindeki kadınlar için değil, dünyadaki bütün hemcinsleri için rol model teşkil ediyor. Kadınlar güçlendikçe, toplumlar ve aile de güçleniyor. Kadının elinin değdiği her alanın bereketlendiğini, verimin arttığını, eşit ve adil bir dünyaya, beraberce yaklaştığımızı görüyoruz.
Her başarılı kadınımızın, parlayan bir mum gibi çevresini aydınlatacağını, yüreğimin en derininde hissediyorum. Sözlerime son verirken, programda emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, hepinizi yeniden muhabbetle selamlıyorum. Kalın sağlıcakla.