Türk ve Amerikan toplumunun değerli mensupları,
Kıymetli hanımefendiler, beyefendiler;
Hepinizi en kalbi duygularla selamlıyorum. Türkevi çatısı altında, bu mübarek Ramazan akşamında, sizlerle bir arada olmaktan memnuniyet duyuyorum. Bizleri iftar sofrasında bir araya getiren Türk Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesine teşekkür ediyorum.
Amerika’daki Türk ve Müslüman toplumunun güçlenmesi ve daha iyi bir konuma gelebilmesine yönelik çalışmalarınızla her biriniz, adeta Türkiye’nin bu coğrafyada atan kalbisiniz. Hepiniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.
Değerli Konuklar;
Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz. 6 Şubat sabahı peş peşe yaşadığımız depremlerde verdiğimiz kayıplar, hepimizi derinden yaraladı. Yaklaşık 15 milyon vatandaşımızın yaşadığı 11 ilimizi doğrudan etkilese de acısının şiddeti 82 milyonun yüreğinde hissedildi.
Asrın felaketi olarak nitelendirdiğimiz bu depremler, dünyanın pek çok ülkesinden daha geniş bir coğrafyayı yıkımla karşı karşıya bıraktı. Pek çok ülkenin nüfusundan daha yüksek sayıda vatandaşımız evsiz kaldı. Yaralarımızı sararken, kayıplarımızın acısı yüreğimizi yakıyor. Tekrar milletimizin, ülkemizin başı sağ olsun.
İnanıyoruz ki, “her karanlık gecenin bir sabahı, her kışın baharı vardır. Karanlıkları aydınlığa çeviren, hüzünleri ferahlığa tahvil eden bir yüce el, bir yüce kudret vardır.” Devletimizin gücü ve milletimizin birliği ile aşamayacağımız sorun, saramayacağımız yara yoktur.
Nitekim depremin ilk anından itibaren, tüm devlet ve sivil toplum kuruluşlarımız, iş birliği halinde seferber oldu. Bu zorlu süreçte, geçmişte farklı ülkelere sayısız defa gösterdiğimiz destek ve dayanışma ile, Türkiye’nin ne kadar fazla dost biriktirdiğini de görmüş olduk.
Dün özel görüşmemizde Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sayın Guterres’in söylediği bir cümle vardı; “tüm insani krizlerde elini taşın altına koyan Türkiye’nin bu zor günlerinde yanında olmak hepimiz için bir borçtur.”
Yıllarca; TİKA, AFAD, Kızılay, YTB, Diyanet, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif gibi kuruluşlarımız, Türkiye’nin şefkat ve merhamet elini en uzak diyarlara taşıdı.
Bu kez biz, en çok ihtiyacımız olan zamanda, adeta bir vefa ve dostluk çemberi ile kuşatıldık. Arama-kurtarma ekipleri göndererek, insani yardım imkanlarını seferber ederek, dua ve iyi dileklerini paylaşarak yanımızda olan tüm dost ülkeler, bizim ve milletimiz için teselli kaynağı oldu.
Açılan derin yaraları sarmak için dünyanın farklı yerlerindeki vatandaşlarımız da bizimle tek yürek oldu. Anavatanınızla aranızda binlerce kilometrelik mesafeye rağmen gönüllerinizin Türkiye ile attığını, topladığınız ayni ve nakdi yardımlar ile sizler de gösterdiniz.
Bu süreçte, Türk-Amerikan toplumu ve Amerikalı dostlarımız tarafından toplanan yaklaşık 2 bin ton ayni yardım, Türk Hava Yolları’nın desteğiyle deprem bölgesindeki vatandaşlarımıza ulaştı.
Yardımların toplanması, tasnifi ve sevkiyatında görev alan sizlerin nezdinde, gönüllü katkı sunan tüm dünya vatandaşlarımızın, karanlık gecemizi aydınlatan umut ışığı olduğunu ifade etmek istiyorum. Her birinize şahsım ve Türk halkı adına en kalbi şükranlarımı sunuyorum.
Değerli misafirler;
Bir yanda, gönüllüler insanlığın yaralarını sarmak için seferber olurken, diğer yanda nefret suçları işleniyor. Bir yanda ırkçılık ve islamofobi zehirli bir hastalık gibi yayılırken, diğer yanda ülkemize yönelik iftiralarla karalama kampanyaları gerçekleştiriliyor.
Sosyal medya platformlarında, hakikatten 16 kat daha hızlı yayılan yalan ve yanlış bilgiler, zihinleri ve kalpleri yapay bir gerçeklik zindanına hapsediyor. Nefret, haksızlığa uğrayan kadar, sessiz kalan ve göz yumanları da içine alarak, insanlığı büyük bir karanlığa sürüklüyor.
Farklı milletlere ve farklı dinlere kucak açmış kadim bir medeniyetin mirasçısı olan bizlerin, ötekine yönelik bu tahammülsüzlüğü anlamamız mümkün değil. Anadolu kültüründen beslenen her kişi; Yunus Emre’nin “Ben gelmedim dava için, benim işim sevgi için, dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim” öğüdünü içinde taşımaktadır.
Sizler, merhamete ve vicdana ihtiyacın her geçen gün arttığı dünyaya umut kaynağı olan Türkiye’nin temsilcilerisiniz. Demokrasi ve özgürlüklerin merkezi olarak görülen ülkelerin, içinde yükselen nefret ve ayrımcılığa karşı sessiz kaldığı bir ortamda, adalet ve hoşgörünün timsali olmanızı ümit ediyorum.
Zira Türkiye; Suriye’den Ukrayna’ya, Somali’den Myanmar’a; uluslararası toplumun karşı karşıya kaldığı insani krizlerin hiçbirinde sessiz kalan taraf olmamıştır. Şahit olduğumuz her bir meselede sorumluluğumuz olduğu inancıyla, sorunlar karşısında devletimiz her zaman çözüm odaklı samimi ve gayretli bir tutum izlemiştir.
Yaşadığımız dünyanın; sel, kuraklık, yangın gibi felaketler halinde duyulan yardım çığlığına karşı gösterdiğimiz duyarlılık da, yine aynı toplumsal vicdanın bir ürünüdür.
Ortak Evimiz Dünya’nın temizliği, güvenliği ve geleceği için 5 sene önce Türkiye’de başlattığımız Sıfır Atık Projesi’nin, bugün, gölgesi dünyanın farklı köşelerine ulaşan büyük bir çınara dönüştüğüne şahitlik ediyoruz.
Ülkemiz girişimleri ve 105 ülkenin eş-sunucu olarak desteğiyle Birleşmiş Milletler’de kabul edilen Sıfır Atık Kararı, hepimiz için büyük bir gurur kaynağı oldu. Karar neticesinde ilan edilen 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü’nün ilkini, dün Birleşmiş Milletler Genel Kurul salonunda, 160’tan fazla ülkenin katılımıyla kutladık.
Türkiye’den yükselen Sıfır Atık hareketinin dünyaya örnek olması temennisiyle, Sayın Genel Sekreter Guterres, Birlemiş Milletler bünyesinde, başkanlığını yürüteceğim bir Danışma Kurulu kurulacağını ilk kez dün ilan etti.
Bu tarihi gelişmeler, çocuklarımıza tertemiz bir gelecek adına bırakacağımız en kıymetli miraslar arasında olacaktır. İnanıyorum ki, münferit veya toplumsal, yaptığımız her bir iyilik, birleşip çoğalarak, içinde bulunduğumuz karanlıkları bir bir aydınlığa kavuşturacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken, yeryüzüne bir rahmet olarak gelen bu mübarek ayın barış ve kardeşliğe vesile olmasını temenni ediyorum. Duaların arşa yükseldiği bu mübarek günlerde; yalan bilgi ve dezenformasyonla vicdanların ve zihinlerin kirlenmediği, toplumların barış ve kardeşçe yaşadığı, insanların yalnızca iyilikte yarıştığı bir dünya diliyorum. Kalın Sağlıcakla.