Aziz milletim,
Değerli devlet ve hükümet başkanları,
Meclis başkanları,
Uluslararası kuruluşların kıymetli temsilcileri,
Saygıdeğer bakanlar, milletvekilleri,
Hanımefendiler, beyefendiler;
Sizleri el kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum.
Bugün burada sizlerle iki büyük mutluluğu bir arada yaşıyoruz. Dünyanın en büyükleri arasında yer alan İstanbul Havalimanı’mızın açılışını yurt dışından gelen kıymetli dostlarımızla birlikte yapıyoruz. İstanbul Havalimanı’nın tüm dünyaya, bölgemize, ülkemize hayırlı olmasını Allah’tan temenni ediyorum. Bunun yanında, Cumhuriyetimizin 95. Kuruluş Yıldönümünü de bugün hep birlikte yaşıyoruz. Cumhuriyetimizin 95. Kuruluş Yıldönümü kutlu olsun.
Öncelikle bu güzel günümüzü bizimle birlikte paylaşan Arnavutluk Cumhurbaşkanı Sayın Meta’ya, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sayın Ceenbekov’a, Kosova Cumhurbaşkanı Sayın Thaçi’ye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı’ya, Makedonya Cumhurbaşkanı Sayın İvanov’a, Moldova Cumhurbaşkanı Sayın Dodon’a, Pakistan Cumhurbaşkanı Sayın Alvi’ye, Sırbistan Cumhurbaşkanı Sayın Vucic’e, Sudan Cumhurbaşkanı Sayın el-Beşir’e, Bosna Hersek Başbakanı Sayın Zvizdic’e, Bulgaristan Başkanı Sayın Borisov’a, Azerbaycan Meclis Başkanı Sayın Asadov’a, diğer ülkelerden gelen sayın bakanlara, sayın heyet başkanlarına şahsım, milletim adına çok çok teşekkür ediyorum.
Tabii bugün bir de Endonezya’daki düşen uçağın durumu var. Bundan dolayı bu uçakta ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Tüm Endonezya halkının başı sağ olsun diyorum.
Değerli misafirler;
İstanbul bizim sadece en büyük şehrimiz değil, aynı zamanda ülkemizin en değerli markasıdır. Şair ne güzel söylemiş:
“Bu şehr-i İstanbul ki bî-misl ü bahâdır,
Bir sengine yek-pâre Acem mülkü fedadır.
Bir gevher-i yek-pâre iki bahr arasında,
Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezadır.”
Şimdi bunu günümüz Türkçesiyle şöyle bir tekrarlayacak olursak:
Bu İstanbul şehri ki ona paha biçilmez.
Tüm Acem mülkü feda olsun onun tek bir taşına.
Öyle bir incidir ki iki deniz arasında,
Yeridir dünyanın güneşiyle tartılsa.
Evet, paha biçilmez bu şehre yaptığımız böylesine bu büyük eser işte bunun için adını İstanbul verdik, hayırlı olsun.
Yeşilköy’deki Atatürk Havalimanı’mız, burası tam kapasiteyle hizmete girdiğinde ticari seferlere kapanacak olmakla birlikte, havalimanı vasfını koruyacaktır. Gerek havacılık fuarları, gerekse başka birtakım faaliyetler için Atatürk Havalimanı aynı isimle hizmet vermeyi sürdürecektir. Atatürk Havalimanı’nın bu faaliyetler dışındaki alanları ise söz verdiğimiz şekilde millet bahçesi olarak İstanbul halkının kullanımına açılacaktır. Fakat şu andaki kapalı alanları da inşallah ülkemizin, İstanbul’umuzun en büyük fuarı haline getireceğiz. Dolayısıyla orası Atatürk Havalimanı, burası ise İstanbul Havalimanı olarak isimlendirilecektir. Havalimanımızın ismi de hayırlı olsun.
Değerli misafirler;
İstanbul Havalimanı’mızı yapmak için 2013 yılında kolları sıvayıp ihalesini gerçekleştirdiğimizde, az önce Sayın Yıldırım ifade ettiler, pek çok çevrenin bu projenin sonunun gelip-gelmeyeceğini merak ettiğini biliyoruz. Buraları iyi bilirim, buraların Çiftealan, Ağaçlı olduğu zamanları iyi bilirim, maden ocaklarının, kömür ocaklarının olduğu zamanları iyi bilirim. Ve Sayın Yıldırım’la şöyle helikopterle birkaç kez buraları dolaştığımızda, ‘buraları havalimanı olarak yapalım’ dedik ama, yetmez. Niye? Şimdi Cahit Bey’in bunun hazırlıklarını da yapması lazım, Kuzey Otoyolu ile ilgili olarak kalan bütün o çukurlarda bir çevre düzenlemesi yapmak suretiyle, çevre şehircilik açısından göller haline getirilmesi, oralardan geçerken bir taraftan yeşili, bir taraftan da o gölleri izleyerek geçmek, inanıyorum ki insanlara bir başka keyif, zevk verecektir.
2015 yılının Mayıs ayında yer teslimi yapılıp inşaat başladığında dahi bu tereddütler hala sürüyordu. Geçenlerde bir televizyon kanalında bir tane kendini de çok beğenen birisi, ‘burası çöker, şimdi o tartışılıyor’ diyor. Niye çökermiş? Burası çok yumuşak bir araziymiş, dolayısıyla çökermiş. Yahu bu teknolojinin önünde yumuşak arazi mi var? Burada çakılan kazıklardan haberin var mı? Yok. Bütün bunlar niçin yapılır? İşte bu ileri teknolojinin elimize verdiği imkandır, bize tanıdığı imkandır ve bunlar burada yapılmak suretiyle bu adımlar atılmıştır. Rabbimize hamdolsun, bugün finansmanından inşaatına kadar her boyutuyla dünyada eşine az rastlanır bu dev projeyi tamamladık ve ilk etabının resmi açılış törenini sizlerle birlikte yapıyoruz.
Toplam 4 etaptan oluşan projenin açılışını yaptığımız ilk etabı, yılda 90 milyon yolcu kapasitelidir. Bu kapasite tüm etaplar bittiğinde 150 milyona yükselecek, hatta gerekirse 200 milyona kadar çıkartılabilecektir. Yaklaşık 76,5 milyon metrekarelik bir alana inşa edilen ve ilk etapta 3 pistle açılan havalimanımız, toplamda 6 pisti, paralel taksi yolları, 2 milyon metrekareyi bulacak kapalı alanı, 6,5 milyon metrekare apron büyüklüğü, terminalleri arasındaki ulaşımı sağlayacak raylı sistemi, kargo ve genel havacılık terminalleri, kapasiteyi karşılayacak büyüklükteki kapalı ve açık otoparkları, destek birimleri, sosyal tesisleri, diğer tüm üniteleri ile gerçekten dev bir eserdir.
Projenin ikinci etabında doğu-batı paralel pisti ve taksi yoları; üçüncü etabında ikinci terminal binası, ilave apron, paralel pist ve taksi yolu; son etabında ise ek terminal binası, paralel pist, taksi yolları ve ilave apron yer almaktadır. Tüm etapların 2028’e kadar tamamlanması öngörülmektedir. Dolayısıyla önümüzdeki 10 yıl boyunca bu havalimanımız büyümeye devam edecektir.
Kendi enerjisini üreten, çevreci, tabiat dostu ve engelsiz bir proje olan havalimanımızdaki hizmetler için 120 bin kişi görev yapacaktır. Havalimanımızdaki her birim uluslararası standartların üzerinde son teknolojiye sahip şekilde tasarlanmış ve inşa edilmiştir. Şehir merkezine kara yolu, raylı sistem ve deniz yoluyla alternatifli ulaşım imkanları sağlanacaktır. Hava trafiği ve güvenliği konusunda da bu projeyle birlikte pek çok yeniliğe imza atılacaktır.
Bu proje, az önce de ifade edildi, yatırım bedeli 10 milyar 247 milyon avro, devlete bu kira süreci içerisinde ödenecek kira bedeli de 22 milyar 152 milyon avro olmak üzere, vergiler hariç toplam 32,4 milyar avro ekonomik büyüklüğü ifade ediyor. İlk etabın finansmanının 4,5 milyar avro tutarındaki bölümünün Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank ile 3 özel bankamız tarafından karşılanmış olmasını da çok önemli görüyorum.
Uluslararası standartta kredi formatına sahip olmasına karşılık, ülkemiz hukukunun geçerliliği ve böyle bir yöntem ilk defa bu projede uygulandı. Bu projenin finansmanında herhangi bir Hazine garantisi veya benzeri bir taahhüt söz konusu değildir. Sadece toplam bütçe içerisinde sembolik bir rakamı ifade eden ve projenin işletme süresinin ilk 12 yılıyla sınırlı olmak üzere 342 milyon avro dış hat yolcu geliri garanti edilmiştir. Görüldüğü gibi, İstanbul Havalimanı hem mimarisi, hem inşası, hem işletmesi, hem finansmanı ile gerçekten ülkemizin yük akı, dünyada da örnek olacak bir projedir.
Bu dev projenin etüdünden inşasına ve işletmesine kadar her aşamasında emeği geçen, katkısı olan kamu kurumlarımıza, bankalarımıza, yüklenici firmalara, taşeronlara, mimarından mühendisine, tabi hepsinden öte işçisine teşekkür ediyorum.
Değerli misafirler;
Coğrafi olarak ülkemiz, özellikle de İstanbul tarih boyunca hep stratejik bir konumda yer almıştır. İstanbul Havalimanı’mızın hizmete girmesiyle Türkiye, kuzey-güney ve doğu-batı aksları arasındaki en önemli transit merkez konumuna gelmiştir. Havalimanımız hitap ettiği bu geniş alanda 60 ülkeyi ve 20 trilyon dolarlık ekonomileri birbirine bağlıyor. Ülke olarak küresel ekonomilerin entegrasyonunda sahip olduğumuz kilit rolü bu havalimanıyla daha da ileriye taşıyoruz. Burası önemli bir hub. Dolayısıyla biz İstanbul Havalimanını sadece ülkemize değil, bölgemize ve dünyaya yaptığımız bir büyük hizmet olarak görüyoruz. Enerji ve su verimliliğinde yüzde 40 tasarruf sağlayacak özellikleri ve teknoloji ağırlıklı yönetimiyle burası geleceğin dünyasına hitap eden bir akıllı havalimanı olarak faaliyet gösterecektir.
İstanbul Havalimanının hizmete girmesiyle Avrupa hava sahasının yeniden yapılandırılması gerekecektir. Artık en önemli transfer noktası İstanbul olacağı için, kıtalar arası uçuşların güzergahları da büyük ölçüde değişecektir. Konumu ve özellikleriyle tarihe damga vuracak bu eserin ülkemizde inşa edilmiş olması tesadüfi değildir. Türkiye, özellikle geçtiğimiz 16 yılda eğitimden sağlığa, ulaştırmadan enerjiye her alanda dev yatırımlar yaparak kendisini işte bu geleceğe hazırlamıştır.
Sadece havacılık alanında ulaştığımız seviye dahi başlı başına bir başarı hikâyesidir. Nedir o? Mesela ülkemizdeki havalimanlarının sayısı göreve geldiğimiz zaman 26’ydı, bugün itibarıyla 30 ilave yaparak havalimanlarımızın sayısını 56’ya çıkarmış bulunuyoruz. Halen inşası ve projesi devam edenler buna ilave edildiği zaman, önümüzdeki yıllarda havalimanlarımızın sayısı 64’e çıkacaktır. Yurt dışı uçuş noktalarımızın sayısını 60’dan 316’ya, dünyada destinasyon olarak bir numarayız, birinci sırada biziz, uçulan ülke sayısını da 50’den 122’ye, büyük gövdeli uçak sayımızı 162’den 506’ya çıkardık. Tüm bu atılımlar sayesinde havacılık sektörümüzün cirosu 2,2 milyar dolardan 25 milyar dolara yükselmiştir.
Diğer alanlarda da benzer gelişmeler kaydettik. Üstelik bu başarılara bilhassa son 5 yılda yaşadığımız nice provokasyona, üzerimizde oynanan nice oyuna, ülkemize kurulan nice tuzağa, maruz kaldığımız nice saldırıya rağmen imzayı attık.
Bugün Türkiye milli gelirine göre dünyada 17’nci, satın alma paritesine göre dünyada 13’üncü sıraya yükselmiştir. Bunu devletimizle milletimiz arasında kurduğumuz o güçlü bağdan aldığımız feyzle gerçekleştirdiğimiz hizmetler sayesinde başardık. Tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi, istiklaline ve istikbaline sahip çıkan, geleceğine güvenle ve ümitle bakan bir Türkiye olarak hedeflerimize doğru kararlılıkla yürümeye devam ediyoruz.
Değerli misafirler;
Cumhuriyetimizin ilanının 95. yılında 2023 hedeflerimize olan bağlılığımız, hizmete aldığımız bu muhteşem eserle bir kez daha güçlenmiştir. Bu vesileyle, özellikle milletimizin Cumhuriyet Bayramını tekrar tebrik ediyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, İstiklal Harbimizi zafere ulaştıran, yeni devletimizi kuran, ülkemizin bugünlere gelmesinde emeği, alın teri, kanı olan tüm devlet adamlarımızı, şehitlerimizi, gazilerimizi, kahramanlarımızı rahmetle, hürmetle yat ediyorum.
Yine şair ne diyor: “Ve kahramanlar can verir, yurdu yaşatmak için.” Bu ifade bizim ilham kaynağımızdır. Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Sınırlarımız içinde ve dışında milletimizin huzurla yaşaması, devletimizin payidar olması için gerektiğinde hayatlarını feda etme pahasına görev yapan güvenlik güçlerimize kalbi şükranlarımı sunuyorum. Bu ülke için dökülen tek damla alın teri de, tek damla kan da asla boşa gitmemiştir, boşa gitmeyecektir; tarih en büyük şahittir, en büyük hakemdir.
Tıpkı açılışını yaptığımız bu eser gibi, yaptığımız her işi milletimizin takdirine ve tarihin murakabesine emanet ediyoruz. Gençlerimize vasiyetimiz olan 2053 ve 2071 vizyonlarımızın altyapısını Cumhuriyetimizin 100. yılı için belirlediğimiz hedeflerimizle oluşturuyoruz. Türkiye dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmaya, bölgesinde ve dünyada barışın, huzurun, güvenliğin, refahın sembolü haline gelmeye kararlıdır.
Hedeflerimize ulaşmayı sadece kendimiz için değil, tüm dostlarımız için de istiyoruz. Bu anlayışla demokrasideki ve ekonomideki yolculuğumuzu dostlarımızla birlikte sürdürme arzumuzu her fırsatta dile getiriyoruz. Ne mazisinde sömürge ayıbı, ne alnında katliam karası, ne yüreğinde beşere dair husumet lekesi bulunmayan bir milletin mensupları olarak, bize hüsnüniyetle yaklaşan herkesle birlikte yol yürümeye hazırız.
Buradan bölgemizdeki ve dünyadaki tüm dostlarımıza sesleniyorum: Gelin, hepimiz için huzurlu, güvenli ve müreffeh bir geleceği birlikte inşa edelim. Gelin, düşmanlıklara, savaşlara, acılara, zulümlere değil, sevgiye, barışa, dayanışmaya çıkan kapıları birlikte açalım. Gelin, çocuklara, masumlara, mazlumlara umut verecek bir dünyanın müjdesini insanlığa hep birlikte verelim.
Sözlerimi bu toprakların yetiştirdiği büyük gönül insanı Yunus Emre’nin şu güzel sözleriyle bitirmek istiyorum:
“Ben gelmedim kavga için,
Benim işim sevgi için.
Dostun evi gönüllerdir,
Gönüller yapmaya geldim.
Gelin tanış olalım,
İşi kolay kılalım.
Sevelim, sevilelim,
Bu dünya kimseye kalmaz.”
Evet, inşallah İstanbul Havalimanımız insanları kavuşturup, tanıştıracak, sevgiyi çoğaltıp gönülleri abat edecek, ülkemize, bölgemize ve dünyaya hayırlı bir hizmet olmuştur.
Havalimanımızın inşasında emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür ediyorum. Hepsinden öte, özellikle bu 5’li konsorsiyumu huzurlarınızda tebrik ediyorum. Yılmadılar, usanmadılar ve 42 ayda bu eseri bu hale getirdiler. Tabi daha işleri var, henüz bitmedi.
Bu güzel günümüzde sevincimizi paylaşan dostlarımıza da şükranlarımızı sunuyorum. Cumhuriyetimizin 95. Kuruluş Yıldönümünü tebrik ediyorum.
Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.