İslam İşbirliği Teşkilatı, Bilim Ve Teknoloji Zirvesinde Yaptıkları Konuşma

10.09.2017

Sayın Başkan, aziz kardeşim Nursultan Nazarbayev,

İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin saygıdeğer devlet ve hükümet başkanları,
Sayın bakanlar,
Sayın Genel Sekreter,
Çok değerli katılımcılar;

Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü.

İslam İşbirliği Teşkilatı’nın bu ilk Bilim ve Teknoloji Zirvesine katılmaktan ve sizlerle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak, kardeşim Sayın Nazarbayev’e bu tarihi girişiminden dolayı teşekkür ediyorum.

Bu vesileyle, tüm dünyayı yakından ilgilendiren ‘Geleceğin Enerjisi’ konulu bir EXPO düzenleyen Kazakistan makamlarını başarılı organizasyonları için tebrik ediyorum. İslam İşbirliği Teşkilatı Bilimsel ve Teknolojik İşbirliği Daimi Komitesi bu zirvenin hazırlıklarına ve özelikle kabul edeceğimiz ‘2026 Bilim, Teknoloji Ve Yenilikçilik Gündemi Belgesi’ne çok önemli katkı sağladı. Bunun için Komitenin Başkanlığını yürüten değerli kardeşim Pakistan Cumhurbaşkanı Memnun Hüseyin’e ve tüm üyelere şükranlarımı sunuyorum. Toplantımızın tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Allah’tan diliyorum.

İstanbul Zirvesinde aldığımız kararı hayata geçirdiğimiz bu müstesna günde İslam dünyası adına çok önemli bir adım atıyoruz. Zira bizler ilk emri “ikra”, yani ‘oku’ olan, beşikten mezara kadar ilim öğrenmeyi tavsiye eden bir dinin mensuplarıyız. İslam medeniyeti özünde bir ilim ve irfan medeniyetidir. Müslümanların dünya siyasetine yön verdikleri dönem, aynı zamanda bilginin, ilmin, yeniliğin merkezi oldukları dönemdir.

Ne zaman ki Müslümanların hayatında okuma, ilim tahsil etme, araştırma, sorma, sorgulama ikinci plana düşmüştür, işte o zaman gerileme ve çöküş de başlamıştır. Bugün İslam dünyasındaki nüfusun yüzde 55’i okuma-yazma dahi bilmiyor. OECD ülkelerinde milli gelirden eğitime ayrılan payın ortalaması yüzde 5,2 iken, bu oran İslam dünyasında yüzde 1’i dahi bulmuyor.

En başarılı çocuklarımızı, en parlak beyinlerimizi Batılı kurumlara ve ülkelere kaptırıyoruz. Günümüzün en önemli güç kaynağı olan enformasyon ve bilgi teknolojileri konusunda üreten değil, tüketen konumundayız. Bu durum bizi milli güvenliğimiz başta olmak üzere, birçok açıdan kırılgan hale getiriyor. Altını çizerek ifade etmek isterim ki, dün olduğu gibi bugün de güçlü ülke olmak, bilgiyi üretmekten ve bilgili en iyi şekilde işleyebilmekten geçiyor.

Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı çerçevesinde teknoloji paylaşımı, eğitim işbirliği, öğrenci ve akademisyen değişimi, burslar, üniversiteler arası ortak projeler geliştirme gibi alanlarda her türlü işbirliğine hazırdır. Nitekim ülkemiz hali hazırda Teşkilat üyesi ülkelerden 9500 öğrenciye yükseköğrenim bursu vermektedir.

Değerli kardeşlerim;

Bizim inancımızda insanın görevi, tabiata ve dünyaya tahakküm değildir. İnsanın gayesi, dünyanın nimetlerinden istifade ederken onu korumak ve gelecek nesillere en iyi şekilde devretmektir. Çünkü bizi, tabiatı, dünyayı ve tüm evreni yaratan Yüce Allah’tır. Çevreyi kirleten, doğal kaynakları düşüncesizce tüketen, kazanç uğruna savaşı, çatışmayı, katliamları meşru gören bir kalkınma modelini biz asla benimseyemeyiz. Öyleyse bizlerin dayanışmayı, yardımlaşmayı ve paylaşmayı esas alan bir anlayışla hareket etmesi gerekiyor.

Özgürlük, asla sorumsuzluk veya hukuksuzluk demek değildir. Bilhassa yeni iletişim araçları ve internet konusunda bu ilkenin gözetilmesi şarttır. Hızlı, erişilebilir, bilinçli ve güvenli internetin birey, toplum, devlet, ticaret ve ekonomi açısından vazgeçilmez olduğu ortadır. Bununla birlikte, internetin ve sosyal medyanın İslam düşmanlığının aracı olma yanında, DEAŞ, El Kaide, FETÖ gibi terör örgütleri tarafından etkin şekilde kullanıldığını da biliyoruz.

İslam ülkeleri olarak vatandaşlarımızı internetin tüm nimetlerinden faydalandırırken, zararlı etkilerinden de korumakla mükellefiz. Bu çerçevede siber suçlara karşı hukuki ve teknik altyapımızı güçlendirmeliyiz. Yaptıkları her eylemle insanlığa ve İslam’a büyük zararlar veren eli kanlı çetelerin, değerlerimizin içini boşaltman akımların gençlerimizi, dolayısıyla geleceğimizi çalmasına asla müsaade etmemeliyiz.

Değerli kardeşlerim;

Barış, istikrar ve güvenlik olmadan kalkınma ve ilerleme de olmaz. İslam ülkelerinin şu dönemde ayrışmaya ve gerilemeye değil, vahdete, birlik ve beraberliğe ihtiyacı bulunuyor. Son dönemde yaşadığımız hadiseler bunu bir kez daha ortaya koymuştur.

Körfez Bölgesinde yaşanan kriz hepimizi derinden üzmüştür. İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak, Körfez Bölgesinde yaşanan krizin bir an önce çözüme kavuşmasını arzu ediyoruz. Kuveyt’in arabuluculuk çalışmalarını desteklemeyi sürdüreceğiz.

Dünyanın her yerinde Müslümanların sıkıntı içinde yaşadıkları bir dönemden geçiyoruz. İslam ülkeleri olarak bizim birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı seferber etmemiz gerekirken, enerjimizi bu tür krizlerle heba etmemeliyiz. Diğer taraftan, ilk kıblemiz Kudüs’ün ve Harem-i Şerif’in kutsiyetinin ihlal edilmesine de asla izin veremeyiz. Mescid-i Aksa’ya yönelik saygısızlıkların, tahriklerin ve provokasyonların önüne geçilmesi için çok daha kararlı bir tutum ortaya koymalıyız.

Aynı şekilde, Myanmar’da Müslüman kardeşlerimizin çektiği zulüm, işkence ve sürgünlerin son bulması için de hep birlikte gayret göstermeliyiz. Türkiye olarak bu doğrultuda attığımız çeşitli adımlar var. Bölgede yaşanan insani dramın önüne geçmek için Myanmar ve Bangladeş hükümetleriyle birlikte çalışmak istiyoruz. Baskı ve katliamlardan kurtulmak için topraklarına sığınan Müslümanlara gerekli kolaylığın gösterilmesi beklentimizi ve yardım teklifimizi Bangladeş makamlarına ilettik. Uluslararası kuruluşlar, bilhassa da İslam ülkeleri olarak bizler elimizden tüm imkanlarla bu zulmün son bulması için birlikte mücadele etmeliyiz.

Kardeşlerim;

Bilim ve teknoloji alanındaki işbirliğimizi güçlendirmek yanında, bu yöndeki çalışmalarımıza siyasi bir yön de vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Aldığımız kararların uygulamasını takip etmek maksadıyla bilim ve teknoloji zirvelerinin düzenli olarak tertiplenmesi teklifini destekliyorum.

Toplantımızın sonuçlarının hayırlara vesile olmasını, ümmetin ve tüm insanlığın huzuruna, refahına, geleceğine olumlu katkılarda bulunmasını Allah’tan niyaz ediyorum.

Aziz kardeşim Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev’e, samimi ev sahipliği, Genel Sekreterlik ile Bilimsel ve Teknoloji İşbirliği Daimi Komitesine de toplantının tertiplemesine katkıları için teşekkür ediyorum.