Hindistan-Türkiye İş Forumunda Yaptıkları Konuşma

01.05.2017

Değerli Dostum Başbakan Modi,

Sayın Bakanlar,

Türk ve Hindistan iş dünyasının değerli temsilcileri,

Değerli misafirler;

Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Değerli dostum Başbakan Modi’yle birlikte Hindistan-Türkiye İş Forumuna iştirak etmekten büyük bir memnuniyet duyduğumu özellikle ifade etmek isterim.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ile Hindistan Ticaret ve Sanayi Odaları Federasyonunun düzenlendiği bu toplantının ülkemiz ve iş adamlarımız için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Hindistan iş dünyası ile Türk iş dünyasının güzide mensuplarını biraraya getiren bu toplantının inşallah yeni bir dönemin miladı olacağına inanıyorum.

Esasen Hindistan’ın bağımsızlığından itibaren ilişkilerimize hep dostluk ve işbirliği havası hâkim olmuştur. Geldiğimiz noktada ekonomik işbirliğini derinleştirip bunu çeşitlendirerek artırmak istiyoruz. Bizim bu konuda kararlılığımız tamdır ve samimidir. Forum öncesinde bir araya geldiğim değerli dostum Modi’nin de ticari ve ekonomik ilişkilerimizin geliştirilmesi hususunda aynı düşünceleri taşıdığına inanıyorum. Bugün ayrıca kendileriyle biraraya gelip bunları etraflıca görüşme fırsatımız olacak.

Bu olumlu iklimden aldığımız güçle gerekli yasal zemini inşa etmemizin ve özellikle kapsamlı ekonomik ortaklık anlaşması müzakerelerini başlatmamızın isabetli olacağına inanıyorum. Türk-Hint İş Konseyinin de ikili ekonomik işbirliğimizin ve karşılıklı yatırımların arttırılmasına katık sağlayacak daha etkin bir mekanizma haline getirilmesini arzu ediyoruz. En son 2014 yılı başında gerçekleştirilen Türkiye-Hindistan Karma Ekonomik Komisyonu toplantılarının devam ettirilmesi ve serbest ticaret anlaşması müzakerelerine başlanması da ekonomik ve ticari ilişkilerimize ivme kazandıracaktır. Hindistan Ticaret ve Sanayi Odaları Federasyonunun İstanbul’da, Türk İhracatçılar Meclisinin ve DEİK’in ise Yeni Delhi’de irtibat ofisi açmalarının yararlı olacağını düşünüyorum. Bunlar her iki ülke özel sektörleri arasındaki iletişimin güçlendirilmesine katkı sağlayacak imkânlardır, fırsatlardır.

Hindistan ile ikili ticari hacmimizin 2016 yılı sonu itibarıyla yaklaşık 6,5 milyar dolara ulaşması memnuniyet vericidir. Bu rakamın gün geçtikçe artacağını ve yakında gerçek potansiyeline ulaşacağını düşünüyoruz. Ancak, ikili ticaret hacminin dengesiz olduğu ve uzun yıllar boyunca ülkemiz aleyhine gerçekleştiği de bir gerçektir. Geçtiğimiz yıl itibarıyla 652 milyon dolar ihracat, 5 milyar 757 milyon dolar ithalat olarak gerçekleşen bu dengesizliğin ülkemiz açısından sürdürülebilmesi çok zor. Bu bakımdan karşılıklı yatırımların arttırılmasını ve ticaret hacminin hızla dengelenmesine yönelik adımlar atılmasını önemli görüyoruz.

Türk firmalarının Hindistan’daki yatırımlarına gelince, 212 milyon dolar iken, Hindistan’ın Türkiye’deki yatırımlarına baktığımız zaman 110 milyon dolar, burada da aradaki fark ciddi manada az. Hem Türk, hem de Hint firmalarının 3’üncü ülkelerdeki kuruluşları aracılığıyla yaptıkları yatırımları dikkate aldığımızda, bu rakamların çok daha yüksek olduğunu biliyoruz. Bununla birlikte, dünyanın 17’nci büyük ekonomisi olan Türkiye’yle 7’nci büyük ekonomisi olan Hindistan’ın potansiyellerinin bu rakamların çok üzerinde olduğu bir gerçektir.

Ülkemizde yatırım yapmak isteyen Hindistan firmalarına Yatırım Destek Ajansımız ve diğer kurumlarımız vasıtasıyla her türlü kolaylığı sağlamaya biz hazırız. Türkiye kendi pazarı yanında Avrupa, Orta Asya, Karadeniz Bölgesi ve Ortadoğu başta olmak üzere geniş bir coğrafya içinde üretim ve ticaret üssü olmaya uygun bir konumdadır. Bu potansiyeli kullanabilmek için finans başta olmak üzere kritik sektörler ile gümrük ve vergi mevzuatı alanında gereken altyapıyı süratle kurmamız gerekiyor. Aynı şekilde ticaretimiz üzerindeki kur baskısını azaltmalıyız, yani bununla kendi milli paralarımızla karşılıklı olarak ithalat ve ihracatı yapabiliriz. Bu konuda ilgili birimlerimizin görüşmesinde fayda var.

Değerli arkadaşlar;

Türkiye genç ve nitelikli işgücü, büyük iç pazarı, disiplinli finans sektörü, gelişmiş altyapısı, rekabetçi özel sektörüyle bölgesinde ve dünyada önemli bir ekonomik aktör haline olarak gelmiştir. Ekonomimiz son 10 yılda istikrarlı ve kesintisiz bir büyüme performansı sergilemiştir. Türkiye 2011-2015 yılları arasında ortalama yüzde 7.1 büyümüştür. 2016 yılında ise yaşadığımız tüm olumsuzluklara rağmen beklentilerin üzerine çıkarak yüzde 2.9’luk bir büyüme oranına ulaşmıştır. Türkiye ekonomisinin 2017 ve 2018 yıllarında sırasıyla yüzde 4,5-5 seviyesinde bir büyüme oranı elde etmesi beklenmektedir. Şahsen bu oranların üzerine çıkacağımıza da inanıyorum.

Tüm yatırımcılar şundan emin olsunlar: Türkiye rekabet kurallarının işlediği bir ülkedir. Özel sektörümüz ekonomide öncü bir role sahiptir. Kanunlarımız yatırımcılara kolaylık sağlayacak şekilde düzenleyici bir anlayışla uygulanmaktadır. Mal ve hizmetlerin bireyler ve kurumlar arasında herhangi bir engele tabi olmadan el değiştirebildiği serbest piyasa ekonomisine sahibiz. Ekonomideki yapısal reformlara büyük önem veriyoruz. Büyük ölçekli enerji altyapı yatırımlarını da kapsayan çok önemli kalkınma projelerini hayata geçirmeye devam ediyoruz.

Asya ve Avrupa kıtalarını İstanbul Boğazının altından bir araya getiren Marmaray ve Avrasya Tünelini hizmete açtık. Dünyanın dördüncü en uzun açıklıklı asma köprüsü olan Osman Gazi Köprüsü ve İstanbul Boğazındaki üçüncü köprü olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü de hizmet vermeye başladı. İstanbul’da dünyanın en büyük havalimanının inşası sürüyor. Önümüzdeki yıl bunun da açılışını yapacağız. Yine kendi alanında dünyada ilk sırada yer alacak olan 1915 Çanakkale Köprüsünün temelini de 18 Mart’ta attık. İstanbul Boğazına kardeş olarak inşa edeceğimiz Kanal İstanbul’la ilgili hazırlık çalışmaları sürüyor. Hızlı tren hatlarından tünellere, barajlardan sulama projelerine kadar daha pek çok dev yatırım devam etmektedir ve başlaması planlanan yatırımlarımız da var. Bu projelerin başarıyla hayata geçmesinde önemli rol oynayan şirketlerimiz imkan tanındığı takdirde aynı gayreti Hindistan’da da göstereceklerdir. Özellikle Hindistan’daki ‘100 akıllı şehir’ projesinde Türk müteahhitlik firmalarının yer almaya hazır olduklarını da burada müjdelemek isterim.

Bazı şirketlerimizin Hint ortaklarıyla önemli projeler gerçekleştirdiklerini biliyorum. Ancak bu konuda çok daha fazlasını yapacak potansiyelimiz mevcuttur. Biz de Türk şirketlerinin Hindistan’ı dünyanın en gelişmiş altyapısına sahip ülkelerinden birine dönüştürmeleri konusunda yürütülecek çalışmalara her türlü desteği vermeye hazırız.

Sayın Başkan, değerli işadamları;

G-20’de Türkiye ile birlikte yer alan Hindistan dünyanın en büyük demokrasisidir. Bunun yanında Hindistan dünyanın en büyük ve en hızlı büyüyen serbest pazar ekonomilerinden biri durumundadır. Ülkenin son yıllarda Sayın Modi önderliğinde yüksek teknolojide, bilgisayar yazılımı alanında ve uzay endüstrisinde kat ettiği önemli mesafeyi takdirle takip ediyoruz.

Tüm bu sektörlerde Hindistan ile işbirliğimizi geliştirmeyi arzuladığımızı bilhassa belirtmek istiyorum. İki ülke ekonomileri birbirlerini tamamlayıcı niteliktedir. Bu bakımdan birçok alanda araştırma-geliştirme çalışması yürütülebileceğini, ortak yatırımlarla üçüncü ülke pazarlarına birlikte girilebileceğini düşünüyorum. Türk özel sektörü özellikle inşaat alanında dünya pazarlarına açılmakta önemli bir başarı göstermiştir. Ülkemiz bugüne kadar üstlendiği 342 milyar dolarlık iş hacmiyle dünyanın 2. büyük müteahhitlik sektörüne sahiptir. Dünyanın en büyük 250 müteahhitlik firması arasında 42 şirketimiz bulunuyor. Hindistan Hükümetinin hayata geçirdiği ‘100 akıllı şehir’ ve ‘Hindistan’da yap’ projelerinin Hindistan’ın kalkınmasına ve kentsel dönüşüme büyük katkı sağlayacağı ortadadır. Bu projelere Türk müteahhitlik firmaları katkıda bulunabilir. Aynı şekilde enerji alanında da ülkelerimiz arasında büyük bir potansiyel olduğunu düşündüğümü belirtmek isterim. Hindistan’ın enerji alanındaki öncü rolünü takdir ediyoruz. Yenilenebilir enerji başta olmak üzere bu alandaki tecrübelerimizden karşılıklı olarak faydalanabiliriz. Nükleer enerji ülkelerimiz açısından bir diğer işbirliği alanı olabilir.

Turizm de Hindistan’la işbirliğimizi geliştireceğimiz bir başka önemli alan olarak görüyorum. Geçtiğimiz yıl 25 milyon yabancı turist ülkemizi ziyaret etmiştir. Tabii bu bizim için ideal bir rakam değildir. Bunların arasında Hint turistlerin sayısı sadece 79 bindir. Halbuki Hindistan’dan biz çok daha fazla turist bekliyoruz. Tanıtıma da ağırlık vererek tur operatörlerini karşılıklı olarak teşvik etmeliyiz. Son yıllarda düğünlerini ülkemizde yapan Hintli ailelerin sayısında ciddi bir artış yaşandığını görüyoruz. Tüm bu imkanları geliştirmek suretiyle 2017 yılında daha fazla sayıda Hintli turisti ülkemize bekliyoruz. Özellikle balayılar için ülkemiz çok müsait, bunun için de bekliyoruz.

Turist sayısının artırılması, ulaşımın geliştirilmesini de gerekli kılıyor. Türk Hava Yolları ve Atlas Jet Hava Yolu Şirketimiz Hindistan’a yönelik sefer sayılarıyla güzergahlarını artırmak istiyorlar. Bu alanda ortak uçuş düzenlemelerinin bulunduğu Air India ve Türk Hava Yolları ile diğer havacılık şirketlerimiz arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi yerinde olacaktır. Hava yolu taşımacılığındaki gelişmenin Başbakan Sayın Modi’nin turizmi kalkınmanın itici güçlerinden birine dönüştürme hedefi başta olmak üzere ortak çıkarlarımıza hizmet edeceğine inanıyorum.

Sayın Başbakan, değerli iş adamları;

Sözlerime son verirken İş Forumunun ikili ekonomik ve ticari ilişkilerimize yeni bir ivme sağlamasını temenni ediyorum. Türkiye olarak Hindistan’la ilişkilerimizi geliştirmek için gereken tüm adımları atmakta kararlıyız. Özellikle iş adamlarımıza karşılıklı kolaylıkların sağlanması ve yatırımların teşvik edilmesi hususunda üzerimize düşeni yerine getirme iradesine sahip olduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bu duygu ve düşüncelerle sizleri bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyorum, çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Kalın sağlıcakla.