Avrasya Tüneli Açılış Töreninde Yaptıkları Konuşma

20.12.2016

Sayın Cumhurbaşkanı,

Sayın Başbakan,

Halef-selef olduğumuz değerli kardeşim Sayın Gül ve bugüne kadar ülkemize hizmette kusur etmeyen değerli başbakanlarımız, bakanlarımız;

Sizleri bu anlamlı günde en kalbi duygularla selamlıyorum. Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi hepimizin üzerine olsun.

Açılışını yaptığımız ve ismini Avrasya Tüneli olarak belirlediğimiz İstanbul Boğazı Karayolu Tüp Geçişi Projesinin ülkemize, milletimize, Avrupa ve Asya kıtalarına hayırlı olmasını Allah’tan temenni ediyorum.

Kardeşlerim;

Hamdolsun iki kıtayı birbirine bağlayan böyle nadide bir ülkenin, aynı zamanda bir şehrin mensuplarıyız. Bu şehir, gerçekten uğruna birçok şeyler feda edilebilecek bir şehir. Onun için biz bu şehre aşığız.

Bu projenin hayata geçmesini sağlayan tüm kurumlarımızı, Bakanlığımızı, yüklenici ve işletmeci şirketleri mimar-mühendis işçisine kadar inşasında çalışan herkesi tebrik ediyorum. Temelini Asya yakasında atmıştık, Rabbime hamdolsun açılışını Avrupa Yakasında yapıyoruz, bu ne mutluluk…

Sözlerimin hemen başında dün Ankara’da alçakça bir saldırıda hayatını kaybeden Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un ölümünden duyduğum üzüntüyü bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Gerçekten bir diplomat olarak takdir ettiğim bir arkadaştı. 1 hafta kadar önce Tataristan Cumhurbaşkanını yanıma getirmişti, birlikteydiler. Birlikte bazı değerlendirmeleri yapmıştık. Sıcak, sempatik bir insandı. Dün akşam uğradığı o suikast girişimi ve neticesi gerçekten üzüntü vericiydi. Şahsım, milletim adına şiddetle telin ediyorum, lanetliyorum. Devlet Başkanı Sayın Putin’in şahsında tüm dost Rus halkına ve müteveffa Karlov’un ailesine başsağlığı dileklerimi iletiyorum.

Dün akşam olayın hemen ardından Sayın Putin’i arayarak şahsım ve milletim adına olaydan duyduğumuz derin elemi kendisine bizzat ilettim. Kendisiyle bu kalleş saldırının Türk-Rus ilişkilerine yönelik açık bir provokasyon olduğu konusunda hemfikiriz. Güvenlik güçlerimiz ve yargımız olayı tüm yönleriyle araştıracak ve gerçekleri ortaya çıkaracaktır. Rusya ile ortak bir soruşturma komisyonu kurarak şu anda çalışmalara başladık ve heyetimiz çalışıyor.

Suriye başta olmak üzere, Rusya’yla giderek genişleyen işbirliği alanlarımızın bu saldırıdan etkilenmeyeceği konusunda Sayın Putin’le anlayış birliği içindeyiz. Rusya’yla ilişkilerimizin bozulmasına, zedelenmesine asla izin vermeyeceğiz.

Terör saldırılarında büyük kayıplar vermiş bir ülke olarak topraklarımız içinde böyle elim bir hadisenin meydana gelmiş olması bizi en az kendi vatandaşlarımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik saldırılar kadar üzmüştür. Bir kez daha dost Rus halkına ve Büyükelçi Karlov’un ailesine başsağlığı diliyorum.

Kıymetli misafirler, değerli kardeşlerim;

Terörün bizi kendi gündemine esir etmesine izin vermedik, vermeyeceğiz. Onun için bugün burada bu eserin açılışının yapılmasını dedik ki ertelemeyeceğiz, yapacağız. Bunun teröre karşı en doğru ve en etkili tutum olduğuna inanıyoruz.

Avrasya Tüneli, yaklaşık 4 yılda inşa edilmiş ve kendi alanında pek çok ilkler kullanılarak tamamlanmıştır. Henüz proje ve inşaat safhasında birçok ödül alan bu eserin hizmete girdikten sonra daha büyük ilgi göreceğine inanıyorum. 1 milyar 245 milyon dolar, TL olarak yaklaşık 4,5 trilyon TL’ye ulaştı; yatırım bedeli bu. Günde 100 bin araç dışarıdaki hava şartlarından etkilenmeden rahat bir şekilde burayı kullanacaktır. Artık ‘fırtına çıktı, vapur seferleri iptal oldu, sis çöktü, köprüde trafik durdu’ gibi haberleri geride bırakıyoruz. Bir taraftan Marmaray, bir taraftan Avrasya Tüneli… Avrasya Tüneli sayesinde İstanbul’un iki yakası arasında dışarıdaki iklim şartlarından etkilenmeden kesintisiz araç ulaşımı mümkün hale geldi.

Bu eser için devletin kasasından tek kuruş çıkmamıştır. İş bilenin, kılıç kuşananındır. Tünelin inşasını ve işletmesini üstlenen firmalar bir bölümü öz kaynak, bir bölümü kredi olarak projenin finansmanını kendileri sağlamıştır. Yaklaşık 25 sene boyunca kamu payı ve vergilerle Hazine’ye yılda 180 milyon lira gelir getirecek tünelin işletmesi bu sürenin sonunda tamamen devlete geçecek.

Harem ve Çatladıkapı arasındaki tünel ve geliştirilen yaklaşım yolları sayesinde Kazlıçeşme-Göztepe 15 dakikaya iniyor. Bu sayede zamandan ve yakıttan yapılacak tasarrufu ben sizlerin takdirine bırakıyorum. İlk etapta Ocak’ın sonuna kadar sabah 7 ile akşam 9 arasında hizmet verecek olan bu tünel, gerekli sistem düzenlemeleri ve diğer ulaşım ağlarıyla operasyon-entegrasyon çalışmaları yapıldıktan sonra inşallah 30 Ocak itibariyle de 7 gün 24 saat işletmeye geçecektir.

Avrasya Tüneli ile ülkemiz Marmaray, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü gibi dünya çapındaki eser zincirine bir yeni halka daha eklemiştir. Bundan sonra sıra Kanal İstanbul. İnşallah Karadeniz’i Marmara’ya bağlayacağız. Bu da dünyadaki ilklerden bir tanesi olacak. Çünkü Türkiye buna layık, Türk insanı buna layık. Ve dünyadaki bu yarışta biz varız. Kanal İstanbul ve Çanakkale Köprüsü projelerimizi inşallah şu anda hayata geçirmenin hazırlıkları içindeyiz. Ve 18 Mart’ta evet Çanakkale Köprüsü’nün inşallah temelini atıyoruz. Önümüzdeki yıl içinde de Kanal İstanbul’la ilgili temel atma noktasına gelmiş olacağız. Bir diğer önemli projemiz yeni havalimanımızı inşallah önümüzdeki yılın, az önce sağ olsun Sayın Başbakanımız açıkladılar, 2018’in Şubat’ında, evet, dünyanın bir numaralı havalimanının açılışını yapıyoruz, bu da bir numara. Hızlı tren, liman, baraj, enerji hatları gibi projelerdeki çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.

İstediğiniz kadar terör estirin, istediğiniz kadar alçakları biraraya getirin bu milleti bölmeyeceksiniz, bu milleti parçalayamayacaksınız. Onun için ben milletime sesleniyorum; Türkü’yle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Gürcü’süyle, Abhaza’sıyla, Roman’ıyla, Boşnak’ıyla, Arnavut’uyla, Alevi-Sünni 80 milyon kardeşlerim, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Biz yaratılanı Yaratan’dan ötürü sevdik, bu yolda böyle varız ve inşallah bundan sonra da böyle olacak. Sizin şu birliğiniz var ya, bu beraberliğiniz var ya, işte onları çıldırtan bu. 80 milyon biz tek milletiz.

İki; tek bayrak… Bayrağımızın rengi belli, şehidimizin kanı; hilal bağımsızlığımızın ifadesi, her yıldız bir şehit işareti. Onun için tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, gazilerimize Rabbimden şifalar diliyorum. Sizler bu inançta olduğunuz sürece, bu inancınızla Allah’ın izniyle bu millet işte o terörist alçaklara karşı boyun eğmedi, eğmeyecektir. Bunu Çanakkale’de gösterdi, bunu Kurtuluş Savaşı’nda gösterdi, en son bunu 15 Temmuz’da gösterdi. Sizler tankların üzerine imanınızla yürüdünüz. Sizin elinizde bayraktan başka ve yüreğinizde de imanınızdan başka bir şey yoktu. İşte dün akşamki alçak gibi alçaklar tanklarla, topraklarla savunmasız insanlara saldırdılar. O namussuzlar da uçakla vurmaya kalktılar, helikopterlerle vurmaya kalktılar, ellerindeki silahlarla vurmaya kalktılar. İşte dün akşamki kalleş de geldi ülkemizde Rusya’nın temsilcisi olan, bir yerde bize emanet durumunda olan bir insanı sırtından vurdu. Sırtından vurmak kalleşlerin adetidir, alçakların adetidir, işte bunu yaptılar. Dün akşamki tabii bedelini anında ödedi. Ama bağlantıları, bunların hepsi, şimdi ayrı ayrı inceleniyor, araştırılıyor, bunları da çıkaracağız. Zaten bağlantılar çıkmaya başladı.

Kardeşlerim;

Görüldüğü gibi Türkiye 2023 hedefleri doğrultusunda adım adım ilerlemeye devam ediyor. Ülkemize yönelik yurt içinde, yurt dışında giderek yoğunlaşan saldırıların en önemli amaçlarından birinin, bizim enerjimizi ve dikkatimizi 2023 hedeflerimizden uzaklaştırmak olduğunu biliyoruz. Türkiye’nin dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline gelmesi durumunda bölgesinde ve dünyada güç dengelerine nasıl bir etki yapacağının biz gündeme getirmesek de herkes gayet iyi farkında.

Terör örgütleri üzerinden bizim ayağımıza pranga vurmaya çalışanlara mesajım şudur: Türkiye hem terörle mücadele edebilecek, hem de taviz vermeden hedeflerine yürüyebilecek imkana ve kararlılığa sahiptir. Ama nasıl? Tek millet. Ama nasıl? Tek bayrak, Ama nasıl? 780 bin kilometrekareyle tek vatan, vatanda operasyon asla. Ve tek devlet, bizim tek devletimiz var, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, o kadar. Ve devletimize de sahip çıkacağız.

Yaşanan ölümler, acılar, elbette canımızı yakıyor. Dikkat ederseniz, eksiden dağda eylem yapan teröristler, şimdi şehirlere indi, hatta Rusya Federasyonu Büyükelçisinde olduğu gibi, misafirlerimizi de hedef almaya başladılar. Güvenlik güçlerimiz teröristlere dağlarda ve inlerinde nefes aldırmayınca, terörün en alçak, en sinsi, en ahlaksız biçimi olan sokaklarda, caddelerde bombalı eylemler, suikastlar devreye sokuldu.

FETÖ ihanet çetesinin darbe girişiminde de sokaklardaki, meydanlardaki insanlarımız hedef alınmıştı. DEAŞ ve PKK terör örgütleri de güya belli hedeflere yönelik gözüken, ama aslında 80 milyon vatandaşımızın tamamının hayatına kasteden eylemler yapıyor. Saldırıya uğrayan otobüslerin, binaların içinde polisimizin olması, bu eylemlerin tamamının sivilleri hedef aldığı gerçeğini değiştirmiyor. Çünkü sokaklarda, caddelerde, meydanlarda herkes var.

Nitekim İstanbul’da ve Kayseri’deki saldırılarda askerimiz ve polisimiz kadar sivil vatandaşlarımız da zarar görmüşlerdir. Kayseri’deki saldırıda yaralanan 60 kişinin 22’si sivildir. İstanbul’daki saldırıda 5 sivil şehit, 48 sivil yaralı vardır. Esasen çarşı iznine çıkmış her bir asker, görevini bitirip evine dönmeye hazırlanan her bir polis de sivildir, öyle kabul edilmelidir. Bırakalım hepsini, polis de olsa, asker de olsa can değil mi? Candır. Bu üniformaları benim askerim niçin giyiyor? Vatanı ve insanı korumak için giyiyor, askerim de, polisim de bunun için. Bu millet, onların güvencesinde. Öyleyse bu ayrım bile bana garip geliyor.

Terör örgütlerinin hedefinin asker, polis, korucu olması, bu saldırıları meşrulaştırmaz; maalesef bu yönde bir algı çalışması var. Bizim anlayışımıza göre, katil katildir, terörist teröristtir. Teröristin nereyi hedef aldığının, bunun için kimi kullandığının, hangi silahı tercih ettiğinin, hangi sloganı attığının ne önemi olabilir? Olayın kendisi bir terör eylemiyse, geri kalan her şey bu kavramın içine girer.

Türkiye’nin canını terör örgütleriyle, terör eylemleriyle yakarak bu ülkeyi ve bu milleti dize getirebileceklerini sanıyorlar. Tam tersine, bu saldırılar bizim inancımızı ve azmimizi daha da biliyor. Türk milletini bir asır sonra yeniden ‘ya istiklal ya ölüm’ noktasına getirenler yaptıkları yanlışı çok yakında anlayacaklardır.

Zulüm payidar olmaz. Unutmayın, zalime merhamet mazluma ihanettir, biz bu yolda bu inançla yürüyeceğiz. Dünya mazlumlarının çığlıklarına bizler bigane kalmadık, kalmayacağız. Şu anda Suriye’deyiz, Halep’ten o mazlumları biz çıkarıyoruz, İdlib’e taşıyoruz, gerekirse topraklarımıza taşıyacağız. 2 milyon 700 bin var, varsın 3 milyon olsun. Çünkü biz her zaman mazlumların yanında olacağız, ecdadımız böyleydi, biz de böyle olacağız. Elbet bu karanlık gecenin bir sabahı vardır, inşallah o da yakındır.

Kardeşlerim;

İşte bu sebeple biz terör örgütlerinin üzerine en şedit şekilde giderken, kalkınma ve büyüme gündemimizi de asla unutmuyoruz. Haziran ayında Osman Gazi Köprüsü’nün, Ağustos ayında Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün, şimdi Avrasya Tüneli’nin açılışında duyduğumuz heyecanın sebebi, bu projelerin geleceğidir. Ankara’daki hızlı tren garının açılışına, Göktürk-1 uydusunun fırlatılışına, yeni enerji, eğitim, sağlık, spor, altyapıya yatırımlarının hizmete alma törenlerine de aynı heyecanla katılıyoruz. Bazıları ısrarla bu projeleri küçümsemeye, değersizleştirmeye çalışıyor. Halbuki, bir ülkede temel hizmet alanlarına ilişkin yatırımlar, o ülkenin gelişmesi, kalkınması, büyümesi için gereken diğer atılımların zeminidir, taşıyıcısıdır.

Kardeşlerim, bundan 100 yıl önce dahi Anadolu’daki toprakların önemli bir bölümü ekilemiyordu. Niçin biliyor musunuz? Çünkü bu topraklarda yetiştirilecek ürünleri alacak insanların yaşadığı yerlere ulaştırılmasını sağlayacak yollar yoktu, araçlar yoktu. Bunun için İstanbul’da bilir misiniz patates kıtlığı çekilirken, 100-150 kilometre ilerideki Sapanca’da patatesler tarlada çürüyordu. Sebebi de, Sapanca’da üretilen patateslerin gölün suları taşkın yapıp mevcut yolu kapattığı ve alternatif yol da bulunmadığı için İstanbul’a ulaştırılamamasıydı. Daha da vahimi, Sapanca’dan İstanbul’a nakledilemeyen patates ihtiyacı Fransa’dan gemiyle şehre patates getirilerek karşılanıyordu. Nereden nereye.

Bu durum Anadolu’daki hemen her ürün için geçerliydi. Bunların hepsi artık aşıldı. Şimdi başka bir Türkiye var, şimdi dünyayı doyuran bir Türkiye var, daha iyi olacak. Mümbit topraklarda yaşayan halkımız sadece kendi ihtiyacını görecek, kendi karnını doyuracak kadar bir alanı ekiyor, kalan toprağı boş bırakıyordu, bunlar artık geride kaldı. 9 bin kilometreye yakın bölünmüş yol yapıldı bu ülkede, 79 senede 6 bin kilometre yapılmıştı, ama biz şu 14 seneye 19 bin kilometre bölünmüş yol sığdırdık. Teferruata girmeyeceğim, havaalanlarından Sayın Başbakanımız da bahsetti.

Değerli kardeşlerim;

Artık otobüs ücretine uçakla seyahat yapar hale geldik, elhamdülillah; nereden nereye. Hastanelerimiz şimdi çoğalıyor. İnşallah şimdi Mersin’de ilk şehir hastanesini açıyoruz. Artık vatandaşım benim hastaneye girdiği zaman, sedyeler üzerinde bir bloktan bir başka bloğa dolaşmayacak, bütün her şey aynı hastanenin içerisinde inşallah görülecek. Ve 30 büyük şehrin hepsinde de inşallah bu dev şehir hastanelerimiz yapılacak. İstanbul’umuzda hem Avrupa, hem Asya Yakasında birer tane dev şehir hastanesi, inşallah bunların da adımları atıldı. Artık ambulans uçaklarımız, ambulans helikopterlerimizle hamdolsun hastalarımız bir yerden bir yere yetiştirilebiliyor.

Kardeşlerim;

Eğitimde de aynısını yaptık hamdolsun, daha da iyi olacak. Üniversitesi olmayan ilimiz kalmadı. Şimdi içerikle uğraşıyoruz, daha iyisi olacak. İnşallah muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkacağız. Toplu konutta, sporda, enerjide, aynısını yaptık, adalette aynısı, daha iyisi olacak.

Kardeşlerim;

Şimdi yılbaşına kadar diyoruz ki buranın ücreti 15 TL olsun. Sayın Başbakan, yanlış yapmıyoruz değil mi? 15 TL. Ama bu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığındaki şehitlerimize yönelik o hesaba girecek. Ersin Bey, bir yanlış yok değil mi? Aynı zamanda buranın geliri yılbaşına kadar 15 liradan, resmi hesap daha sonra, o akşam ilan edilecek ve TL olarak 15 liradan o güne kadar geçişler yapılacak ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlığındaki şehit ve gazilerimize yönelik hesapta bu para toplanmış olacak. Nasıl, uygun mudur?

Tekrar ben tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimize şifalar

Dün akşam Ankara’da cereyan eden o meşum hadise sebebiyle de tekrar ailesine başsağlığı, Karlov’a rahmet diliyorum. Sayın Putin’in şahsında tüm Rus halkına şahsım ve milletim adına başsağlığı dileklerimi tekrar iletiyorum.

Kardeşlerim; bu arada Suriye ve Irak’taki mücadelemizi de aynı kararlılıkla devam ettiriyoruz, bunu da bilmenizi istiyorum. Orayı kendi kaderine terk etmeyeceğiz. Bütün her türlü ihtiyaçları oraya götürmek suretiyle, desteklerimizi vermek suretiyle şu anda oradaki mücadeleye yönelik de Dışişleri Bakanımız, o da bugün Moskova’daki görüşmeleri yürütüyor. Hepinizi en kalbi duygularla tekrar selamlıyorum. Hazır mıyız? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet… Allah’a emanet olun.

Avrasya Tünelimiz İstanbul’umuza, İstanbullulara, tüm insanlığa, dünyamıza inşallah kıtalar nasıl birleşiyorsa gönüllerin de birleşmesine vesile olsun diyoruz, ya Allah Bismillah.