Rize'nin Kendirli Beldesi'nde Yaptıkları Konuşma

10.10.2014

Rize'nin Kendirli Beldesi'nde Yaptıkları Konuşma

Siz duayı yaptınız, bana da Amin demek kaldı.

Kendirli’nin Güzel İnsanları,

Sevgili Kardeşlerim,

Hanımefendiler,

Beyefendiler,

Sizleri bu anlamlı buluşmada uzun bir ayrılıktan sonra en kalbi duygularla selamlıyorum.

Kardeşlerim,

Bugün Trabzon’da yoğun bir programımız vardı. Gecikmeli de olsa çok özlediğim Kendirli’ye hamdolsun ulaştık.

Kardeşlerim,

Kendirli bize yabancı değil, biz de Kendirli’ye yabancı değiliz. On yıllar öncesinde, malum hep gittik geldik, gittik geldik, buralarda çok özel muhabbetlerimiz, sohbetlerimiz oldu.

Kardeşlerim,

Başbakan olduktan sonra yine aynı şekilde Kendirlimizle ilgili atılan adımlar malumunuz. Gönlümüzde özel bir yere sahip Kendirli ve bu özel yeri inanıyorum ki, güçlenerek devam ediyor.

Kardeşlerim,

Farklı bir sürecin içinden geçiyoruz ve bu sürecin içerisinde, birliğimize, beraberliğimize, ne yazık ki kastedenler var. Tabii bu birliğimize, bu beraberliğimize kastedenler, bugüne kadar nasıl başarılı olamadıysalar, Allah’ın izniyle bundan sonra da başarılı olamayacaklar. Çünkü biz yola çıkarken “Niyet hayır, akıbet hayır” dedik ve öyle çıktık. Ve bu hayırlı niyetimizin neticesini de bugüne kadar hep aldık. Ben bundan sonra da alacağımıza inanıyorum. Rabbim, bizi hiçbir zaman yalnız koymadı, inşallah bundan sonra da koymayacak.

Bölgemizde malum birçok terör örgütleri türedi. Fakat içimizde zaten bir terör örgütü var ve bu terör örgütünün yaptıkları malum. 30 seneyi aşkın zamandır bu bölücü terör örgütü ne yazık ki, bu ülkede, Kürt’ü Kürt’e, Kürt’ü Türk’e, Türk’ü Kürt’e kırdırdı. Ve burada, hiçbir zaman bunlarda, özgürlük diye, barış diye, vicdan diye bir şey olmadı ve insanımızı bunlar yeri geldi haraca bağladılar, bunlar yeri geldi maalesef bu ülkenin okullarını, hastanelerini yaktılar. Yeri geldi bunlar, maalesef istifade ettikleri kamu araçlarını, belediye otobüslerini yaktılar. Yeri geldi bunlar, vatandaşın, kendi etnik kökenlerinden gelen vatandaşın da araçlarını yakıp yıktılar. Çünkü bunlarda asla insaf yoktu, vicdan yoktu. Çünkü bunlar bir bölücü terör örgütü olarak, silahlı eylemleriyle hep gövde gösterdiler ve bunların uzantısı gördüğünüz gibi artık Parlamento’da da var. Ve Parlamento’da olan uzantıları ne yazık ki, bunlarla beraber şu anda meydanlarda, onların silahlarının gölgesinde gösteri yapıyorlar ve o gösterilerle kendilerine puan toplamaya çalışıyorlar.

Kardeşlerim,

Barışı özleyenler silahla yürümez. Barışı özleyenler fikirle yürür, düşünceyle yürür, bununla konuşurlar. Varsa senin dünyanda bir muhabbet; bunu eylemlerinle, fikrinle, düşüncenle ortaya koy, ama bunlarda bu yok.

Aynı şey IŞİD terör örgütünde de ortada. Ve bunlar da ne yazık ki, anlamı itibariyle Arapça ‘Sin’ kelimesinden türeyen, barış anlamında İslam böyle türedi ve barış dini olan İslam’ı ne yazık ki, bunlar lekelediler, hala lekelemeye devam ediyorlar. Biz bir taraftan dünyadaki “İslami terör örgütleri” diye ifade kullananların karşısında mücadele verirken, şimdi ortaya bunlar çıktı. İslam ile terör kelimesini yan yana getirmek mümkün değildir. Kimse barış dini olan İslam’a terör ifadesini yakıştıramaz, onları yan yana koyamaz, ama ne yazık ki, bu IŞİD terör örgütü bizi böyle bir sıkıntının da içerisine soktu.

Hamdolsun dünyada güçlü ülkeler şimdi bunu anladırlar ve şunu söylüyorlar: “Bu örgütün İslamla alakası olamaz” diyorlar. Bu bizim için anlamlı. Batılı ülkeler aynen bunu söylüyorlar, “Olamaz” diyorlar, evet olamaz. Çünkü bizim dinimizde bunların yeri yok. Bizim dinimizde kalkıp da insanları bu şekilde öldürmek asla yok. İşgal, bu şekilde yok. Allah-u Ekber diyerek, Allah-u Ekber diyeni sen nasıl öldürürsün ya? Böyle bir şey olur mu? Onun da dini İslam, sen diyorsun ki, “Benim de İslam”. Peki bir Müslüman, bir Müslüman’ı bu şekilde nasıl öldürür? Buna hakkın var mı? Bırak sen onu, Müslüman olmayana bile, gazeteci… Sen bunu nasıl öldürüyorsun ya? Gazeteci bu, gazetecilik yapmaya gelmiş. Yatırıyorsun, kör testereyle öldürüyorsun, böyle bir şey olabilir mi? Kadınları, kızları aynı şekilde, yakıyorsun, yıkıyorsun böyle bir şey olabilir mi?

Ve şu anda buyurun Suriye’de olanlar. Birisi Esed. Devlet terörü estiriyor -ki IŞİD’in arkasında aynı zamanda o var, ciddi destekler verdi- ama aynı şeyi bakıyorsunuz, Musul’dan, oradaki Arap kardeşlerimiz bu IŞİD’in terör tehdidinden kaçarken ne yazık ki onlar da çok ciddi kurbanlar verdiler.

Kardeşlerim,

Çok uyanık olacağız. Biz bu terör örgütlerine inşallah ülkemizde de, bölgemizde de fırsat vermeyeceğiz. İşte dün Bingöl’de 2 polisimizi şehit ettiler, ama bedelini de anında ödediler ve 4 tane bu katil, bu alçaklar yine emniyet güçlerimiz tarafından anında cezalandırıldılar.

Değerli Kardeşlerim,

Bundan sonra süreç çok daha farklı işleyecektir. Bunu herkesin bilmesi lazım. Bugün, ilginç, Ana Muhalefetin başındaki zat, benimle ilgili “Siyasi partinin başkanı gibi konuşuyor” dedi. Bir defa, hala bulunduğun yeri, konumu öğrenememişsin. Ben bir Cumhurbaşkanı olarak, cumhurun başı olarak hükümetimizle, iktidarımızla hiçbir zaman aykırı olmayacağım, beraber olacağım, bunu her zaman söyledim. Önünde engel olmayacağım. Yani, bütün bu terör eylemlerinde ben hükümetimin karşısında durup, senin yanında mı yer alacaktım? Benden bunu mu bekliyorsun? Yoksa o diğer, bir tane daha siyasi parti var. Onun da mı yanında yer almamı bekliyordun? Ben hak neredeyse orada yerimi alacağım. Bunu böyle bilmeniz lazım.

Farklı bir Cumhurbaşkanı olmak böyle olur. Bunu başında söyledim, bu yola girdiğim zaman söyledim. ‘Farklı bir Cumhurbaşkanı olacağım, alışılmış değil, statükocu değil.” Ya? “Bu statükoları ayaklarının altına alan bir Cumhurbaşkanı olacağım” dedim. Ve şu anda bölücü terör örgütlerinin karşısında en önce şahsımın dikilmesi gerekir. Çünkü 77 milyon halkımın sorumluluğu var üzerimde ve bu sorumluluğun bilincinde olan iktidarın da tabii ki yanında olacağım. Bundan daha doğal, tabii ne olur?

El ele vereceğiz, tüm kurumlarımızla beraber inşallah bu işi çözeceğiz, er veya geç çözeceğiz, hiç endişeniz olmasın. Hiç endişeniz olmasın.

Kardeşlerim,

Bir süreçtir, 12 yıl devam etti ve bugünlere geldik. Yaptıklarımız, yapmakta olduklarımız hepsi belli. Türkiye neredeydi nerelere geldi. Yeterli mi? Değil. 2023 hedeflerimiz var. Bu hedeflere de ulaşacağız ve Türkiye inşallah 2023’te çok farklı bir konumda olacak.

İnşallah kişi başına milli gelirin 25 bin Dolar olduğu günleri göreceğiz. İşte, 3 bin 500 Dolardan başladık, şu anda 10 bin 500 Dolardayız. 11 senede buraya geldik. İnşallah önümüzdeki 9 yılda bunu Allah'ın izniyle 25 bine çıkaracağız. Hep beraber bunları yapacağız, el ele vererek yapacağız. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız ve bunu inanıyorum bunları gerçekleştireceğiz.

Kardeşlerim,

Sizlere inanıyorum ve bizim millet bilincimizi kimse bozamayacak. Bizim bayrak sevdamızı kimse engelleyemeyecek. Bizim vatan bilincimizi kimse gölgeleyemeyecek. Bizim devlet anlayışımızı kimse gölgeleyemeyecek. Onun için biz ne diyoruz? Gençler… “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet”. Bunu biliyorsunuz değil mi? Bu işareti hatırladınız değil mi? Unutmayın, Esmaları unutmayın. Esmaları da biliyorsunuz değil mi? Onlar otokratik rejimlerin egemenliğinde, otokratik rejimlerin, ne yazık ki, şehit ettiği kızlarımızdı Esmalar. Biz bu bilinçle, bu anlayışla yarınlara yürüyoruz. Elhamdülillah, bizim Esmalarımız çok.

Benim, bütün bu olanlardan sonra size bir de ayrıca şükran borcum var. Cumhurbaşkanlığı seçiminde tabii Kendirli belde olarak yüzde 96 gibi bir oy verdi. Onun için Kendirli’nin tüm sakinlerine, tüm kardeşlerime hamdolsun ben de bu teşekkürümü istedim ki, ilk defa bir beldeyi ziyaret ederek, bir Cumhurbaşkanı olarak buradan başlatayım. Sizlere şükranlarımı ifade ediyorum, teşekkür ediyorum. Rabbim, yar ve yardımcımız olsun diyorum. Dualarınızı eksik etmeyin. Biliyorsunuz dua çok önemli ve çok dualar alıyoruz, bunun farkındayım. Ve sizler çok daha farklısınız, bunun da farkındayım. Onun için Pensilvanya’nın bedduaları tutmadı, geri tepti. İnşallah bu hareket, bu dava yükseldikçe, onlar da inanıyorum ki, bunun cevabını en güzel şekilde alacaklardır.

Ben bu dua ile bu temenni ile siz değerli Kendirli sakini kardeşlerime tekrar kalbi şükranlarımı sunuyorum. Diyorum ki, “Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece”. Gideceğiz gündüz gece inşallah, yılmadan usanmadan gideceğiz. Durmak yok yola devam.

Hepinizi kalbi duygularla selamlıyorum, Allah’a emanet ediyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun inşallah.