Bakanlığımızın Kıymetli Mensupları,
Çok Değerli Öğretmenlerimiz,
Sevgili Öğrencilerimiz,
Sizleri en kalbi duygularımla, sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Bu seneki programımızı tüm il ve ilçe müdürlerimizin yanı sıra öğretmen ve öğrencilerimizin de aramızda yer aldığı geniş bir katılımla yapıyoruz. Ülkemizin 80 vilayetinden İstanbul’u teşrif eden siz kıymetli kardeşlerimle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. 2023-2024 eğitim-öğretim yılının öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz başta olmak üzere bütün eğitim-öğretim camiamıza hayırlı olmasını diliyorum.
Üç aylık yaz tatilinin ardından Pazartesi günü öğrencilerimiz okulları ve öğretmenleriyle buluştu. Minik kalpleri okula başlamanın heyecanıyla kıpır kıpır atan yavrularımızın hepsinin tek tek gözlerinden öpüyorum. Kendi evlatlarından ayrı tutmadıkları kıymetli öğrencileriyle kucaklaşan tüm öğretmenlerimize de buradan selamlarımı gönderiyorum.
Sizlerin şahsında ülkemizin 81 vilayetinde ilçelerden köylere kadar 780 bin kilometrekare vatan toprağının her karışında aşkla çalışan eğitim ordumuzun her bir neferine ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Aydınlık yarınlarımızın teminatı olan gençlerimizi yetiştirmek için hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan kıymetli öğretmenlerimizin hakkını ödeyemeyiz. Mesleğini tutkuyla icra eden idealist bir öğretmenin milletimize yaptığı hizmetleri anlatmaya kelimeler kifayet etmez. Rabbim tüm öğretmenlerimizden razı olsun diyorum.
Üzerimde hakkı ve emeği olan saygıdeğer öğretmenlerimi burada bir kez daha saygıyla anıyor, vefat edenlere Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Yine bu vesileyle Necmettin Yılmaz ve Aybüke Yalçın gibi görevi başında şehit edilen eğitim camiamızın tüm şehitlerini de rahmetle yâd ediyorum. Aynı şekilde 6 Şubat depremlerinde yıkıntıların altında kalarak aramızdan ayrılan öğretmen ve öğrencilerimize Mevla’dan rahmet diliyorum. Türkiye’nin müreffeh yarınları için mücadele ederken bizden kopartılan öğretmenlerimizin hiçbirini unutmadık, unutmayacağız. Onların uğrunda canlarını feda ettikleri değerleri yaşatmaya, yüceltmeye devam edeceğiz.
İnsanımızın gönlünü fetheden şehit Aybüke Yalçın’ın ismini ülkemizin en büyük petrol rezervine sahip Cudi-Gabar’daki petrol sahasına verdik. Günlük 100 bin varil üretim yapacak petrol sahamız Türkiye’ye değer kattıkça şehidimizin adı da nesilden nesle aktarılmaya devam edecektir.
Değerli Kardeşlerim,
Bu sene Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş Yıl Dönümünü kutluyoruz. 29 Ekim tarihinde millet olarak bu önemli yıl dönümüne ulaşmanın gururunu hep birlikte yaşayacağız. Bu topraklardaki bin yıllık şanlı mazimizden aldığımız cesaret ve ilhamla devletimizin ikinci asrına çok büyük bir heyecanla gireceğiz.
Geçen sene Cumhuriyetimizin 100. Yılına bir selam mahiyetinde Türkiye yüzyılı vizyonumuzu kamuoyumuzla paylaşmıştık. Farklı görüşlerden insanlarımızın Türkiye yüzyılı vizyonunu sahiplenmesi devleti yönetenler olarak bizlere cesaret verdi, güven aşıladı. Bunun siyasi bir söylemden öte ayakları yere basan, tutarlı, kapsamlı hedefler bütünü olduğu görülmüş oldu. Mayıs ayındaki seçimlerde milletimizin Türkiye yüzyılına olan güçlü desteği teyit edildi. İstiklalden istikbale kurduğumuz bu köprüyü inşallah güçlendireceğiz. Tıpkı bir asır önce olduğu gibi 85 milyon el ele, gönül gönle vererek Türkiye yüzyılını hep birlikte inşa edeceğiz.
Tarih boyunca nice engeli aşan, nice saldırıyı püskürten, nice oyunu bozan, nice imkânsızı başaran mücadeleci bir milletin evlatları olarak bu hedefimize de ulaşacağımıza yürekten inanıyorum. Böylesine kendimizden emin ve iddialı konuşmamızın arka planında 21 yıllık emek, özveri ve çalışma vardır. Biz, ne yaptığımızı, 21 yılda neyi başardığımızı çok iyi biliyoruz. Biz, kendimizi de, milletimizi de, Türkiye’nin potansiyelini de biliyoruz, çünkü biz 2002’den beri boş durmadık, Türkiye yüzyılına giden yolun önündeki taşları temizledik, altyapısın kurduk. Eğitimden teknolojiye, ulaştırmadan savunmaya, demokrasiden hak ve özgürlüklere kadar her alanda çok ciddi hazırlık yaptık. Bu süreçte eğitime daima özel önem ve öncelik verdik.
Burada özetin özeti olacak şekilde bazı rakamları paylaşmak istiyorum. Bakınız, 2002 yılında göreve geldiğimizde derslik sayımız 343 bindi, bugün bu sayı 2 kata yakın artışla 620 bine çıktı. 21 sene önce yaklaşık 500 bin öğretmenimiz varken, şimdi 1 milyon 200 bin öğretmenimiz var. Hâlihazırda görev yapan öğretmenlerin yüzde 80’ini biz atadık.
Rekor sayıdaki atamalar yanında, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu hayata geçirerek öğretmenlerimize ilave mali ve ekonomik haklar tanıdık. Şimdi Bakanlığımıza bağlı olarak resmi eğitim kurumlarında ek ders ücreti karşılığında görev yapanlar ve usta öğreticilerimizle ilgili bir adım atıyoruz, bu kardeşlerimizin saatlik ek ders ücretlerinde yaklaşık yüzde 25 oranında ilave bir artışa gidiyoruz, böylece aylık ücretlerinde 2023 yılında yüzde 91 oranında artış yapmış olacak.
Milli Eğitim burslusu lisansüstü öğrencilerimizin burslarını da okudukları ülkenin şartlarına göre değişen oranlarda yükseltiyoruz. Burslarda döviz bazında ortalama yüzde 26-27 civarında bir zam yapmış oluyoruz.
Her iki müjdemizin de hayırlı olmasını diliyorum.
Ülkemizin ekonomisi güçlendikçe bundan 85 milyonun her bir ferdinin hak ettiği payı almasını sağlayacağız. Eğitim kurumlarımızı, spor salonları, dijital kütüphaneler, laboratuvarlarla donatarak altyapı problemlerini önemli ölçüde çözdük. Okullarımızdaki 560 bin etkileşimli tahta sayısını 2023 yılı sonuna kadar 620 bine ulaştıracağız. Okullarımızın fiziki altyapısını geliştirme yanında darbeci zihniyetin eğitim sisteminde yol açtığı tahribatı da giderdik. Meslek liselerine üvey evlat muamelesi yapan katsayı adaletsizliğine son verdik.
Ortaokul ve liselerde başörtüsü yasağını kaldırarak kız evlatlarımızın eğitimlerinin önünü açtık. İsteyen öğrencilerimiz ülkemizdeki tüm okullarda mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’i ve Peygamber’imizin hayatını öğrenme imkânına kavuştu.
Ders kitaplarını ücretsiz dağıtarak hem velilerimizi büyük bir yükten, hem de öğrencilerimizi kırtasiye-kırtasiye dolaşmaktan kurtardık. Okul öncesi eğitimi daha önce hiç olmadığı kadar yaygınlaştırdık. Daha bunun gibi saymaya kalksak saatler sürecek pek çok yeniliği, reformu, atılımı, düzenlemeyi eğitim alanında ülkemize kazandırdık.
Değerli Arkadaşlar,
Hayatın dinamizmi içinde yeni ihtiyaçların ortaya çıkması gayet doğaldır. Bizim okul yıllarımızla çocuklarımızın ve torunlarımızın büyüdükleri zaman arasında dağlar kadar fark var. Sadece teknolojik imkânlar değişmedi, aynı zamanda insanlar değişti, talepler değişti, karşı karşıya kalınan sorunlar değişti. Tüm bunlarla birlikte elbette beklentiler ve istekler de değişti, hayata dair her alanda köklü değişimler yaşanırken eğitim yöntemlerinin, eğitim araçlarının ve müfredatın aynı kalması elbette düşünülemez. Biz böyle gelmiş, bırakalım böyle gitsin zihniyetinin bedelini çok ağır ödemiş bir ülkeyiz. Hepsi beşeri hazinemiz olan pırıl-pırıl çocuklarımızı yasakçı, tek tipçi, formatlayıcı eğitim sisteminin paslanmış dişlileri arasında ne yazık ki kaybettik. Sınav odaklı, sınavlardaki başarıya odaklı bakış açısı ne yazık ki eğitim sistemimizin kanayan yaralarından biri oldu. Düşünmeye, sorgulamaya, öğrencilerimizin sanat, spor, bilim, edebiyat gibi farklı alanlardaki kabiliyetlerini keşfetmeye yeterince önem verilmedi. Milletimizi asırlardır ayakta tutan manevi değerler örselendi, yok sayıldı. Devlet, eğitimde vatandaşın talepleri karşısında kör, sağır kesildi. Tüm bu acı tecrübelerimizin ışığında artık şunu çok net görebiliyoruz: Eskiye öykünerek, zamanın gerisinde kalarak hiçbir yere varamayız. Evlatlarımızı kendi dönemimizin şartlarına göre değil onların yaşayacakları zamanın ihtiyaçlarına göre yetiştirmemiz gerekiyor. Bu amaçla atılan her adımı önüne-arkasına bakmadan birilerinin hemen yapbozculuk olarak yaftalamasını kesinlikle doğru bulmuyoruz. 85 milyon olarak hepimizin birinci önceliği, evlatlarımızın geleceğidir. Eğitim meselesinde siyasi görüşü ne olursa olsun tüm paydaşların yapıcı eleştirilerine açığız. Önerisi olan getirsin, fikri olan paylaşsın, tenkidi olan iletsin. Yapılan her çalışmaya kapı duvar olmak yerine eğitimde kaliteyi arttıracak projeler sunulsun. Ama doğrudan istikbalimizi ilgilendiren eğitim konusu ideolojik kakofoniye mahkum edilmesin.
Buradan bir kez daha akademisyeni, sendikası, derneği, gazetecisi, siyasi partisi dahil herkesi objektif bir anlayışla eğitim hamlelerimize samimi katkı vermeye davet ediyorum. Türkiye, eğitim başta olmak üzere her meselesini konuşacak, tartışacak, ortak akılla çözüm yolları bulacak kapasiteye sahip bir ülkedir. Aynı durum, darbe anayasası yerine ülkemizi sivil, kuşatıcı ve özgürlükçü bir anayasayla buluşturma hedefimiz için de geçerlidir. Türk demokrasisi, sivil anayasa yapacak olgunluğa ulaşmış, 15 Temmuz ihanetinden alnının akıyla çıkarak rüştünü ispat etmiştir. Cumhuriyet’imizin ikinci asrındaki yolculuğumuzu sivil bir anayasayla yapmamız amaçlarımıza daha kolay ulaşmamızı sağlayacaktır. Elbette yeni anayasamızı bizim her zaman ve her yerde ifade ettiğimiz 4 ana sütun üzerine inşa etmeyi hedefliyoruz, bunların da “tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” ilkeleri olduğunu ısrarla söylüyoruz. Devletimizin bekası, milletimizin birliği, vatanımızın bütünlüğü, ay yıldızlı al bayrağımızın temsil ettiği bağımsızlığımız bizim kırmızı çizgimizdir.
İşte bir tane sözde milletvekili çıkmış ne yapıyor? Benim Mehmetçiğime saldırıyor. O Mehmetçik ki teröristlere karşı feda-yı can ediyor, ama mensubu olduğu ana muhalefet partisi kalkıp da bu milletvekili müsveddesine en ufak bir söz söylemiyor veya bir müeyyide uygulamıyor. Şu anda bu topluluk Allah’ın izniyle işte bu sözde milletvekillerine gereken dersi, gerektiği zamanda, en ideal şekilde verecek kalitededir. Biz Mehmetçiğimize hiçbir gücün dokunmasına müsaade etmeyiz. Cumhur İttifakı’ndaki ortaklarımızla iş birliği ve istişare içerisinde yeni anayasa sürecini de bu şekilde sürdüreceğiz. Önce milletim ve memleketim diyebilme cesaretini gösteren tüm aktörlerin de bu sürece pozitif katkı vermesini bekliyoruz.
Türkiye yüzyılının her konu gibi eğitimde de yeni bir dönemin kapılarını aralayacağına inanıyorum. Son 21 yılın tecrübesi, halkın talepleri ve günün ihtiyaçları doğrultusunda bazı projelerimizin hazırlıklarını tamamladık. Öğretmenlerimizin lisans programlarından, öğretmen istihdamı ve mesleki geliştirme süreçlerini yeniden ele alıyoruz. Burada amacımız, öğretmenlerimizin hem mesleklerini daha huzurlu icra etmelerini hem de evlatlarımızı daha başarılı yetiştirmelerini sağlamaktır. Akıllı telefonlarla birlikte sosyal medya araçlarının gençlerimiz arasında kullanımının yaygınlaşması yeni problemleri beraberinde getirmektedir. Ekran bağımlılığı, odaklanma sorunu, kişisel bilgilerin bilinçsizce paylaşılması, ciddiyet ve disiplin eksikliği bunlardan sadece bir kısmıdır. Bu sıkıntıların önüne geçecek adımları atıyoruz, atacağız. Dijital mecraların dili kısırlaştıran etkisi karşısında Türkçemizin iyi konuşulması, güzel yazılması ve okunmasını teşvik ediyoruz. Öğrencilerin kelime hazinelerini, kavram bilgilerini ve düşünme becerilerini geliştirmeleri için her türlü çabayı göstereceğiz. Küresel güç odaklarının özendirdiği sapkın akımlarla mücadeleden asla taviz vermeyeceğiz.
Aile müessesini koruyacak, çocuklarımıza ailevi değerlerimizin aydınlık rehberliğinde yetiştireceğiz. Sigara, alkol, uyuşturucu gibi zararlı alışkanlıklarla mücadele etmek nasıl görevimizse, küresel çetelerin dayattığı sapkınlıklarla mücadele etmek de asli vazifemizdir.
Değerli Arkadaşlar,
Yeninin peşinde koşarken geçmiş kazanımlarımıza halel getiremeyiz. Eğitime dair konularda geçmişin başarılı örneklerinin devam ettirilmesi çok çok önemli. Yani yıkarak değil, üzerine koyarak gideceğiz. İyi projeleri sahiplenerek, varsa eksiklerini tamamlayacağız. Şimdiye kadar Hükümet olarak hep bu anlayışla hareket ettik. Mesleki eğitimde yakın dönem de devreye aldığımız projelerle ülkemizin iş gücü ihtiyacının karşılanması noktasında çok iyi bir konuma geldik. Okul, sanayi ve aile iş birliğini çok güçlü bir şekilde tesis ederek bu alanda kanayan yaramıza çare ürettik. Şehirlerimizin nüfusunun ve çalışan sayımızın artması neticesinde ortaya çıkan okul öncesi eğitim kurumu ihtiyacını da süratle gideriyoruz. Çıraklık eğitim zaten yeniden rayına oturttuğumuz ve takdirle karşılanan bir başka başarı hikayemizdir. İnşallah bu projeleri güçlendirerek yola devam edeceğiz.
6 Şubat depremlerinin eğitim-öğretimde açtığı yaraları sarmak en öncelikli gündem maddemizdir. Asrın felaketinde 936 okul, 11 bin 738 dersliğimiz kullanılamaz hale geldi. Planladığımız okul ve derslik sayılarına ilaveten acil ihtiyaç duyulan yeni 2 bin 571 dersliğimizi açtık. Toplam 15 bin 720 dersliğimizi ise gelecek sene hazır hale getireceğiz. Bugüne kadar bölgedeki 48 bin dersliğimizin bakım-onarım çalışmalarını yaparak yavrularımızın emrine verdik. AFAD koordinesinde 11 bin konteynerimiz hızlı bir şekilde hazırlanarak öğretmenlerimizin hizmetine sunuldu. Deprem bölgesindeki çocuklarımızın eğitimlerinde sıkıntı olmaması için elimizden geleni yapmayı sürdüreceğiz.
Kardeşlerim,
Sözlerime son verirken öğrencilerimizden yarınlara umutla, heyecanla bakmalarını, ama şu dört kelimeyi de unutmamalarını rica ediyorum: Oku-düşün-uygula-neticelendir. Kendilerini geleceğe çok iyi hazırlamalarını, bunun için çok okumalarını, öğrenmelerini, araştırmalarını istiyorum. Yarının mühendisleri, doktorları, öğretmenleri, bilim adamları, sanatçıları, düşünürleri, cumhurbaşkanları inşallah sizlerin arasından çıkacaktır. Sizlerden ufkunuzu geniş, zihninize açık, merakınızı daima canlı tutmanızı bekliyoruz.
Bu duygularla 2023-2024 eğitim-öğretim yılının bir kez daha Milli Eğitim camiamıza, ülkemize, milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Allah tüm evlatlarımıza zihin açıklığı versin diyor, sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Kalın sağlıcakla.