Ahlat ‘da Gerçekleştirilen Malazgirt Zaferi’nin 952. Yılı Kutlama Töreni’nde Yaptıkları Konuşma

25.08.2023

Sevgili Gençler,

Okçular Vakfımızın Kıymetli Mensupları,

Değerli Misafirler,

Sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Malazgirt Zaferi’nin 952. Yıl Dönümünün ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Bir sene sonra bizleri şehitlerimizin mübarek kanlarıyla yoğrulmuş bu topraklarda tekrar buluşturan Rabbimize hamdediyorum. Malazgirt’in temsil ettiği değerlere samimiyetle sahip çıkan Ahlat halkını canı gönülden tebrik ediyorum. Özellikle istikbalimizin teminatı olan gençlerimizi Malazgirt ruhunu yaşattıkları için kutluyor, her birinin anlından öpüyorum.

Bugün bir kez daha demiri demirle dövenlerin, Anadolu’yu aşk ile yoğuranların destanına şahitlik ediyoruz. Bugün bir kez daha cesaretleri ve mücadeleleriyle ölümü öldüren yiğitlerin hikayelerini yeniden hatırlıyoruz. Dünyaya insan hakları ve demokrasi dersi verenlerin çoğu geçmişteki ayıpları nasıl örteceğini düşünürken, biz hamdolsun ecdadın zaferlerini şeref madalyası olarak göğsümüzde iftiharla taşıyoruz.

Bizi anlamak, bizi tanımak isteyenler hiç uzağa gitmesinler, buraya gelsin, Türk milletinin şanlı tarihini öğrenmek isteyenler Ahlat’ı ve Malazgirt’i ziyaret etsin. Sevgili gençler; burası, Belh ve Buhara’yla birlikte Kubbetü'l-İslam unvanına sahip üçüncü yerdir.

Ahlat, 8 bin 200 ecdat mezarıyla birlikte bu topraklardaki mevcudiyetimizin sicil belgesidir. Selçuklu kabristanındaki her bir şahideyi aynı zamanda bir hafıza kaydı olarak görüyoruz. Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet nesli olarak birlikte geleceğe yürüyoruz.

Şair bakın buraları nasıl anlatıyor:

“Ahlat, yurdun tapusudur,

Şehri ecdat yapısıdır.

Büyük Malazgirt Zaferi,

Fetihlerin kapısıdır.”

Evet, bu mısralarda anlamını bulan zaferden bir gün önce Sultan Alparslan'ı ve ordularını fethe hazırlayan, yiğitleri gazaya katılan Ahlat beylerine, Ahlatlı neferlere Yüce Allah’tan rahmet diliyorum.

Anadolu’nun fatihini, Malazgirt Destanı’nın Şanlı Komutanı Sultan Alparslan’ı ve istiklalimizin uğrunda asırlardır canlarını ortaya koyan tüm şehitlerimizi, gazilerimizi şükranla yâd ediyorum.

Ahlat yolunda elim bir trafik kazasında vefat eden Profesör Doktor Ahmet Haluk Dursun Hocamıza bu vesileyle bir kez daha rahmet diliyorum.

Mümtaz bir ilim ve gönül adamı olan Haluk Dursun Hocamız, geride pek çok eser ve hayırla yâd edilen miras bırakmıştır. Rabbim kendisinden razı olsun diyorum.

Kıymetli Kardeşlerim,

Tarihimizde zaferler ayı olarak geçen Ağustos ayını anlamına ve önemine uygun şekilde hep birlikte idrak ediyoruz. Bugün Ahlat’tayız, yarın inşallah Malazgirt’te olacağız, 30 Ağustos’u Ankara’da kutlayacağız, ardından 85 milyon olarak 29 Ekim’de Cumhuriyetimizin 100. yılına ulaşmanın sevincini yaşayacağız. Geçmişten ders çıkartarak, ibret alarak daha müreffeh, daha güçlü bir geleceğe yürüyeceğiz. Tarihimizde çok önemli bir kilometre taşını ifade eden bu seneyi en güzel şekilde değerlendirmenin gayretindeyiz.

Zaferlerimizin ve gurur günlerimizin her birini ülkemizde yeni bir dönemin, milletimizin fertleri arasında yeni bir kucaklaşmanın zemini haline getirmek istiyoruz. 6 Şubat’ta asrın felaketi olan depremlerle sarsıldığımız, akabinde rekabet seviyesi yüksek bir seçim geçirdiğimiz bu süreçte, Türkiye olarak böyle bir kardeşlik seferberliğine ihtiyaç duyuyoruz.

Şimdi hep beraber 31 Mart’a hazırlanıyoruz muyuz? 31 Mart’ta başta İstanbul, Ankara olmak üzere buraları şu anda maalesef adeta çöp, çukur, çamura çeviren zihniyetten geri alıyor muyuz?

Öyleyse şöyle kaldıralım ellerimizi.

Tek millet… Tek bayrak… Tek vatan… Tek devlet…

Bir olacağız… İri olacağız… Diri olacağız… Kardeş olacağız… Hep birlikte Türkiye olacağız…

Kalın sağlıcakla.