Sevgili Hataylılar,
Defne’nin Saygıdeğer Güzel İnsanları,
Değerli Kardeşlerim,
Sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Asrın felaketi 6 Şubat depremleri ve onları takip eden artçı sarsıntılarda hayatını kaybeden kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Yakınlarına başsağlığı niyazında bulunuyorum.
Biliyorsunuz afetin ikinci gününden itibaren sürekli deprem bölgesindeki şehirlerimizdeydik. Hatta 12 Mart’ta Defne’ye de gelmiş, sahra hastanemizi ziyaret etmiş, Defneli kardeşlerimizle hasbihalde bulunmuştuk. Hatay’a da en son 1 aydan daha kısa bir süre önce deprem konutlarının temel atma töreni vesilesiyle gelmiştik. Dün Adıyaman ve Kahramanmaraş’la başlayan bölge ziyaretlerimizi bugün Hatay ve Gaziantep’le sürdürüyoruz. Defne ziyaretimizde bu ilçemizin güzel bir hastaneye ihtiyacı olduğunu gördüğümüz için hemen Sağlık Bakanlığımıza talimat vermiş, çalışmaları başlatmıştık.
Kardeşlerim,
Biz bir şeyi yapacağız dersek… Yapacağız dersek… İşte buyurun. Ziya Paşa ne diyor: “Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.” İşte bir tanesi çıkmış ne diyor? Üç ayda ne yapıyorsun diyor. Eğer sende yüz varsa, eğer karakterin müsaitse, gel Defne Hastanesi’ni gör. Temelini 24 Mart’ta attığımız 300 yataklı hastanemizi 3 ay içinde bitirme sözü vermiştik. Çünkü biz salgın döneminde İstanbul’da 1006’şar yataklı iki ayrı hastaneyi aynı sürede kurma tecrübesine sahiptik. Birisi Atatürk Havalimanı’ndaydı, birisi Anadolu Yakası’nda Sancaktepe’deydi, bizim oradan bir tecrübemiz var, bir deneyimimiz var. Ve biz bunlar gibi akşam yalan-sabah yalan yok.
Şimdi bize dediler ki; işte burada Kılıçdaroğlu, bay bay Kemal yüzde 90 oy aldı. Eee? Siz yüzde 8 aldınız. Bizi bunlar ilgilendirmez, burada benim vatandaşım yaşıyor mu, burada deprem oldu mu, ölenler, yaralılar var mı, ben yaratılanı Yaradan’dan ötürü severim. Biz ayrım yapamayız, mezhep, meşrep, ırk, böyle bir şey bizim dinimizde de yok, kitabımızda da yok. Ben inanıyorum ki benim vatandaşım gerekli gördüğü zamanda gerekeni de yapacaktır.
Kardeşlerim,
Hatay’da 100 yataklı Arsuz, 100 yataklı Hassa, 30 yataklı Belen devlet hastanelerini hizmete açmıştık. Hastanemizin temelini attıktan sonra bu projeyle ilgili neler söylendiğini hatırlıyorsunuz değil mi? Tabii biz bunların hiçbirine aldırmadık, sadece işimize baktık. Şu anda tomografisiyle, MR’ıyla ve yarından itibaren hasta kabulüne başlayacak burası.
Sizleri bu güzel esere bir an önce kavuşturmak için Sağlık Bakanım ve ekibi gece-gündüz çalıştılar. Defne Hastanesi’yle ilgili kem söz söyleyenlerin hepsini de mahcup ederek işte aradan 3 ay bile geçmeden hastanemizin inşaatını bitirdik. İnşa sürecinde tam 35 bin kamyon seferiyle 500 bin metreküp hafriyat aldık, çelik konstrüksiyon sistemiyle binanın karkasını 25 günde tamamladık. Gereken donanımları, malzemeleri, her şeyi süratle yerine yerleştirerek bugün sizlerin karşısına alnımız ak olarak çıktık.
Kardeşlerim,
Şu anda bu hastanede 11 ameliyathane var. Hastanemizin tüm odaları her an yoğun bakıma dönüştürülebiliyor. 256’sı hekim, 1044 sağlık çalışanının görev yapacağı hastanemizde en gelişmiş MR ve tomografi cihazları bulunuyor. Tekrar ediyorum; biz temeli atarken ne söz verdiysek yalnızca onu yaptık. Bir fotoğraf karesi üzerinden tezvirat üretenlerin ise daha sonraki günlerde işin nasıl yürüdüğüne dair tek kelime ettiklerini bile duymadık. Türk siyasetinin, Türk muhalefetinin hastalığı işte budur. Kendisi iş yapmaz, ama yapılan işi engellemek için her yola başvurur. Hanımefendi; Genel Başkanı olduğun partiden bir milletvekilinin sözleri bu, bak eser burada, eser burada. Fiziken bu engellemeyi başaramadığında da burada olduğu gibi çamur atarak, iftira atarak yapılan işi değersizleştirmeye çalışır. Atalar ne diyor: “At binenin, kılıç kuşananın” demişler.
Şöyle bir hastanemize göz atalım. ... İşte eser, işte hizmet. Rabbime bize bugünleri gösterdiği için hamd ediyorum.
Ayrıca, 1000 yataklı Hatay şehir hastanemizin projesi hazırlandı. İnşallah en kısa sürede ihalesini yapıyoruz. Antakya’da 400 yataklı Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanemizin inşaatı devam ediyor. İskenderun’da 200 yataklı devlet hastanemiz de yakında hasta almaya başlıyor. Defne ile birlikte tüm bu hastanelerimizin de şimdiden Hatay’ımıza hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
Kardeşlerim,
Bu kadar kısa sürede hastanemizi ilçemize kazandıran Bakanlığımızı, yüklenici firmaları, işçisinden mühendisine herkesi tebrik ediyorum.
Biz, Belediye Başkanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı görevlerimiz boyunca sadece eser ve hizmet siyaseti yaptık. Bu eserleri ve hizmetleri yaparken hiç kimsenin kökenine, inancına, mezhebine, meşrebine bakmadık. Tek kriterimiz, bu ülkenin vatandaşı olması, bu milletin bir ferdi olmasıydı. Türkiye’nin 81 vilayetinin ve 922 ilçesinin tamamındaki eser ve hizmetlerimizde bu anlayışın izlerini görebilirsiniz. Şimdi deprem bölgesindeki şehirlerimizi ayağa kaldırma mücadelesi verirken de aynı yaklaşımla hareket ediyoruz. Yeni inşa edeceğimiz konutları, köy evlerini, iş yerlerini planlarken baktığımız tek şey, hak sahibi olup-olmadığıdır, şayet hak sahibiyse diğer konular insanımızın kendini ilgilendirir.
Ama maalesef ülkemizde bir kesim var ki bu anlayışın tam tersi bir tavır içinde. Geçtiğimiz Pazar günü yapılan seçimlerde deprem bölgesinde bize yüksek oy çıkmasını hazmedemeyenler, sularını bile kesmişler çadırların, sularını. Tüm hırslarını, tüm hınçlarını depremzedelerimize yönelttiler. Az önce Vali Vekiline onu söyledim, hemen halledin ve bilgiyi aldım şu anda çözüm noktasına geldik dedi.
Aman Allah’ım, neler söylüyorlar, ne hakaretler ediyorlar, ne terbiyesizlikler yapıyorlar. Hani bunlar demokrattı? Hani bunlar herkesi kucaklayacaktı? Hani bunlar baharı getirecekti? Hani bunlar depremzedelere bedava ev verecekti? Ya nasıl oldu da bir gecede faşist kesildiler? Nasıl oldu da bir gecede depremzedelere düşman oldular? Nasıl oldu da bir gecede bahardan karakışa geçtiler? Çünkü bunların hayatı yalan, dolan, palavra.
Seçim gecesi geride olduklarını bile bile öndeyiz, diye başladıkları yalanlarının sonu, depremzedelere hakarete kadar vardı. Milletim bunlara 14 Mayıs’ta ilk mesajını verdi, görülen o ki onlar bu mesajı yanlış anlamış. İnşallah milletim haftaya Pazar 28 Mayıs’ta bu mesajı tamamlamaya hazır mı? Sağ olun, var olun.
Önümüzdeki dönemde yeni eserlerle, yeni hizmetlerle sizlerle beraber olmayı sürdüreceğiz. Allah’ın izniyle Ekim-Kasım aylarından itibaren konutları da teslim etmeye başlayacağız.
Şöyle hazır mıyız? Çünkü bunlar talimatı Kandil’den alıyor. Kandil’deki terörist başlarının bayrağı var mı? Onların ezanı var mı? Onların Kur’an’ı var mı?
Kardeşlerim; işte karşımda bayrağı olanlar, ezanı olanlar, kitabı olanlar.
Hep birlikte haykıralım.
Tek millet… Tek bayrak… Tek vatan… Tek devlet…
Bir olacağız… İri olacağız… Diri olacağız… Kardeş olacağız… Hep birlikte Türkiye olacağız…
Evet, Defne Devlet Hastanemiz sadece Defne’mize değil, tüm Hatay’ımıza hayırlı olsun inşallah.