TEKNOFEST'i Ziyaretlerinde Yaptıkları Konuşma

29.04.2023

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aziz Kardeşim İlham Aliyev,

Libya Başbakanı Kardeşim Abdulhamid Dibeybe,

Sevgili İstanbullular,

Hanımefendiler, Beyefendiler,

TEKNOFEST’in değerli katılımcıları, kıymetli gençler; sizleri en kalbi duygularımla hasretle, muhabbetle selamlıyorum.

Maşallah bu yıl da İstanbul TEKNOFEST bir başka güzel ve buradan sizlerin vasıtasıyla ülkemizin 81 vilayetindeki tüm genç yüreklere selamlarımı gönderiyorum. Gönül coğrafyamızın dört bir yanındaki gençlerimizi, genç kardeşlerimizin tamamını buradan bir kez daha sevgiyle selamlıyorum. Dünyanın 1 numaralı havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST’te sizlerle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. İstanbul’umuzun ve Türkiye’nin farklı şehirlerden TEKNOFEST’e teşrif eden gençlerimize, İstanbul’umuza hoş geldiniz diyorum.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı, kıymetli kardeşim ve dostum İlham Aliyev’e katılımlarından dolayım eşleriyle birlikte bilhassa teşekkür ediyorum. Aynı şekilde Libya Başbakanı Dibeybe kardeşime de teşekkür ediyorum. Şöhreti ülkemizin sınırlarının da ötesine taşan TEKNOFEST’in 7’ncisinde sizlerle birlikteyiz. İlkini 2018 yılında düzenlediğimi TEKNOFEST, hamdolsun artık kendi alanında bir markaya dönüştü. Geçen sene Bakü’de can Azerbaycanlı gençlerimizle TEKNOFEST sevincini yaşadık. Samsun’dan Gaziantep’e ülkemizin farklı illerinde teknolojiye, savunma sanayine, bilime meraklı gençlerimizle bir araya geldik. Bu yılki teknoloji bayramımızı önce İstanbul’da, ardından da inşallah Ankara’da yapıyoruz. 

Mili teknoloji hamlemizin somut örneklerinin sergilendiği TEKNOFEST’in ülkemize, milletimize ve siz gençlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Bizlere bu gurur tablosunu yaşatan T3 Vakfına, bakanlıklarımıza, tüm paydaş kurum ve kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum. Yarışmaya katılan, dereceye giren, projeleriyle, fikirleriyle önümüzde yeni ufuklar açan tüm kardeşlerimizi canı gönülden tebrik ediyorum. Maşallah, başvuran takım sayısı her sene katlanarak artıyor. Biliyorsunuz bu etkinliğe 2018 yılında 4 bin 333 başvuruyla Bismillah demiştik. Bu yıl 81 il ve 96 ülkeden 333 bin takım, 1 milyon yarışmacı başvurusuna ulaştık. Yarışma kategori sayısı da 14’ten 41 ana ve 102 alt kategoriye çıktı.

Katılımların artmasıyla birlikte ödül ve teşviklerimizin meblağı da yükseldi. Toplam 4 milyon lira ödül ve destek rakamıyla başlayan süreç 44 milyon lirayı buldu. Rekorların ve ilklerin festivali olan TEKNOFEST’in önümüzdeki dönemde başarı çıtasını daha da yukarı taşıyacağına inanıyorum.

Bu vesileyle 6 Şubat depremleri sonrasında milletimizin imdadına koşan T3 Vakfımızı ve Baykar şirketimizi tebrik ediyorum. Baykar, asrın felaketi karşısında sergilediği örnek duruşla bu milletin öz evladı olduğunu bir kez daha ortaya koydu. T3 Vakfı ve TEKNOFEST gönüllüsü genç kardeşlerimiz birçok kez bölgeye giderek depremzedelerimizin kara günlerinde yanlarında oldular. Fedakârlıklarınız ve gayretleriniz dolayısıyla sizleri tekrar kutluyor, Allah hepinizden razı olsun diyorum.

Aynı şekilde Kahramanmaraş’ta temelini az önce beraber attığımız deprem konutları için İlham kardeşime de çok teşekkür ediyorum. Azerbaycan makamları ve halkı bu süreçte dostluğun ve kardeşliğin ne demek olduğunu göstermişlerdir.

Sevgili Gençler,

Bir siyasetçi için en büyük mutluluk kaynağı, verdiği emeklerin boşa gitmediğini bizzat kendi gözleriyle görmesidir. Biz, Türkiye’de bir teknoloji ekosistemi inşa etmek için gerçekten çok çaba harcadık. Gençlerimizin hayallerinin peşinden korkusuzca gidebileceği bir iklimi ülkemizde kurmak için de çok mücadele verdik. İşte bugün, yıllar önce diktiğimiz fidanların kök saldığını, serpildiğini ve meyveye durduğunu görmenin bahtiyarlığı içindeyim. Rabbime, TEKNOFEST gençliğinin dalga-dalga büyüyen şu coşkusuna şahit olmayı bizlere nasip ettiği için hamd ediyorum.

Gençler; bugün burada sadece Türkiye yüzyılının mimarları yok, burada aynı zamanda geleceğin Hezârfen Ahmed Çelebi’leri, istikbalin Uluğ Bey’leri, Fergâni’leri, Birûni’leri, Ali Kuşçu’ları var. Burada hayalleri yarım kalan Vecihi Hürkuş’lar, Nuri Demirağ’lar, Nuri Killigil’ler, Şakir Zümre’ler var. Burada okuyan, araştıran, ülkesi ve vatanı için yüreği çarpan yarının bilim adamları, mühendisleri, münevverleri, girişimcileri var.

Evet, aynı zamanda burada çok değerli dünürüm, rahmetli Özdemir Bayraktar’ları var. Ve varisleri, değerli Canan yengem var. O da bu işin bütün muhasebatını bizzat tutmuş bir anne, bir eş, böyle bu işi yürüttüler. Öbür tarafta, kardeşlerin bu işe sahip çıkışları, onlar da bunun için ayrı bir dinamizm oldu. Rabbim hepinizin yolunu, ufkunu ve bahtını açık etsin diyorum.

Türkiye’de geri kalmışlığın prangalarını biz parçaladık. Büyük ve güçlü Türkiye’nin altyapısını biz kurduk. Gençlerimize “ben de yapabilirim” özgüvenini biz kazandırdık. Dışa bağımlılığın, montajcılığın, sürekli başkalarına muhtaç yaşamanın milletimizin kaderi olmadığını biz gösterdik. Kendi vatandaşlarıyla birlikte tüm mazlum ve mağdurların umudu olan bir Türkiye’nin temellerini attık. Yatırımlarımızla, ülkemizi bölgesinin parlayan yıldızı haline biz getirdik. İnşallah, Türkiye yüzyılını da sizler inşa edeceksiniz.

Gençler,

Unutmayın, biz artık sizin zamanınızın misafiri durumundayız. Dünyanın devler ligine bu ülkeyi sizler taşıyacaksınız. Tam bağımsızlık hayalimizi gerçeğe sizler dönüştüreceksiniz. Bin yıldır elden ele, nesilden nesile geçen o kutlu sancağı inşallah burca sizler dikeceksiniz.

Bu ülkenin gençleri olarak davamızı sizler omuzlayacak, bayrağı evlatlarınıza sizler teslim edeceksiniz. Şehitlerimizin uğruna can verdiği değerleri inşallah sizler ihya edeceksiniz. Fatih’in, Yavuz’un, Kanuni’nin, Sultan Abdülhamid’in, Çanakkale’de toprağa düşen kınalı kuzuların ruhlarını Gazi Mustafa Kemal’le birlikte sizler şad edeceksiniz.

Bacımızın örtüsüne uzanan kirli ellere dünyayı dar eden İstiklal Harbi kahramanlarımızın açtığı yolda sizler yürüyeceksiniz.

İşte bu gençliği karşımda şu anda görüyorum. Bu meydanda 40 yıllık mücadelemizin zafer muştusunu görüyorum. Burada yarınların uzay yolcularını, mucitlerini, pilotlarını, mühendislerini, fizikçilerini görüyorum. Aziz Sancar’ın izinden giderek Türkiye’ye yeni Nobel’ler kazandıracak yeni bilim insanlarını görüyorum. Bugün burada ülkemizi gönül huzuruyla ellerine teslim edeceğimiz pırlanta gibi bir gençlik görüyorum. Fedakârlıklarımızın, emeklerimizin ilmek ilmek dokunan zorlu bir sürecin başarıya ulaştığının müjdesini görmenin bahtiyarlığını yaşıyorum.

Sevgili Gençler,

Ülkemizin her birinin ardında mühendislerimizin, teknisyenlerimizin alın teri, emeği, azmi olan yüksek teknolojiye dayalı projelerini birer-birer hayata geçiriyoruz. Sadece son aylarda yaşadığımız gelişmeleri sizler de gördünüz. Az önce değerli kardeşim de ifade etti. Kızılelma havalandı, TOGG satışa sunuldu. İşte Kızılelma, hemen karşımızda duruyor, Akıncı burada. TCG Anadolu Gemimiz Deniz Kuvvetleri’ne teslim edildi ve TCG Anadolu son haftayı da inşallah İzmir’de geçirecek; çok anlamlıdır, ne demek istediğimi anlıyorsunuz.

Şu ana kadar TCG Anadolu’yu 100 bine yakın vatandaşım ziyaret etti, belki de aşmıştır. Karadeniz doğal gazı hizmete alındı, bunu bile hazmedemeyenler var. Kimlerin hazmedemediğini anlıyorsunuz. Biraz çalışın da sizin de olsun ya.

Milli Muharip Uçak piste çıktı. İMECE Uydumuz uzaya gönderildi. Gökbey Helikopterimiz milli motorumuzla yükseldi. Altay Tankı testler için ordumuza teslim edildi. Hürjet ve Atak-2 uçtu. TEKNOFEST, işte tüm bunların sembolüdür. Ülkemizde bu etkinlikle oluşturduğu sinerji birilerinin çok ciddi biçimde rahatsız etmeye başlıyor. Gümbür-gümbür gelen TEKNOFEST gençliği şimdiden ülkemizdeki kimi çevrelerin adeta kâbusu oldu.

Son günlerde yaptıkları skandal açıklamalarla karınlarında büyüttükleri kini ve nefreti ortaya koyuyorlar. Biri çıkıyor, iktidara gelmeleri halinde Türkiye’nin savunma projelerine dokunmaktan bahsediyor, diğeri çıkıyor İHA ve SİHA’ların maketten yapıldıklarını iddia ediyor. Bir başkası çıkıyor; TCG Anadolu’nun iki bombalık ömrü var diyor. Bir diğeri çıkıyor; Türkiye’nin en gözde projelerinin sembol yerini Amerikan şirketlerine peşkeş çekmekten söz ediyor.

Kardeşlerim; ne yapsalar, ne etseler boş. Türkiye’nin savunma sanayi hamlelerinden, ülkemizin ihracat rekorları kıran şirketlerinden duydukları rahatsızlıkları gizlemeye ne süslü cümleleri, ne buram-buram riya kokan sırıtmaları yetiyor. Önceki gün, biliyorsunuz artık koalisyon masası bayağı arttı; önce altılı dediler, sonra yedili oldu, daha sonra dokuzlu oldu, şimdi dokuzlu bir koalisyon masası var. Ne yapsanız boş, buradan bir şey çıkmaz. Geçmişte bu koalisyonları çok gördük. Üç ay bu ülkede hükümetler oldu, altı ay hükümetler oldu, dokuz ay, 1 sene hükümetler oldu. İşte özellikle başkanlık sisteminin bu ülkeye sağladığı ne? Bu kazanç, bu koalisyonlardan ülke kurtuldu. Yola çıktık mı gümbür-gümbür gittik ve bugünlere geldik.

Dokuzlu koalisyonun adayı bir gece yarısı yayımladığı videoyla yine ipe sapa gelmez bir sürü şey söyledi. FETÖ’cülerle hamburger yemek için gittiği Amerika’da kendisine verilen talimatları tek-tek ifşa etmeye başladı. Milli teknoloji projelerinin sergilendiği TEKNOFEST’te ev sahipliği yapan şu havalimanımızı Amerikalı bir şirkete vermeyi taahhüt etti. Ülkemize, milletimize ve ordumuza hizmet eden yerli-milli şirketler varken, Amerikan firmalarının reklam ajanslığına soyunmanın adı mandacılıktır. Bay bay Kemal, senin o görüştüğün kişiler benimle görüştü ve Türkiye’de böyle bir yatırım yapma arzularının olduğunu söylediler. Buyurun gelin dedim, bizim kapımız yeter ki yatırımcı olsun herkese açık, hiçbir mani yok. O gün bugündür bir daha biz görmedik. Türkiye’de yatırım yapmak yürek ister yürek. Ve bir de Türkiye’de güvenilir iktidarın olduğunu görmeyi gerektirir.

Savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye hedefini baltalamaya çalışanların bir asır önce İstiklal Harbimize karşı çıkan İngiliz ve Amerikan Muhipleri cemiyetlerinden hiçbir farkı yoktur. Kılıçdaroğlu ve yandaşlarının yönetiminde Gazi’nin partisi Amerikan Muhipleri Cemiyetine dönüştürmüştür. Burada uzay çalışmaları yapılacağından söz ediyor. Eğer bununla uydu fırlatma merkezini kastediyorsa, böyle tesisler yerleşim yerlerinden çok uzaklara, deniz kıyılarına ve çöllere kurulur bay bay Kemal. Bunun sebebi de; Allah göstermesin herhangi bir aksilik durumunda kimsenin zarar görmemesidir. 16 milyon insanın yaşadığı bir metropolün tam göbeğinde böyle bir yer düşünmek bile başlı başına bir felakettir. Dersini iyi çalışmamış her zamanki gibi. Yok eğer burada teknoloji geliştirme çalışmaları yapılacağını kastediyorsa, hamdolsun İstanbul’da ve ülkemizin dört bir yanında bunun için yüzlerce yer kurduk. Teknokentlerimizin her birinden dünya çapında başarılara imza atan girişimler, şirketler çıkıyor. Sayılarını 1249’a çıkardığımız araştırma-geliştirme merkezlerimiz ile 316 tasarım merkezimiz de hamdolsun harıl harıl çalışıyor. Anlaşılan bay bay Kemal’i Amerika seyahatinde yine birileri işletmiş, kandırmış. Uzay, mekik, Mars diyerek absürt bir projeyi buna yutturmuşlar. Neyse, en azından Boğaz Köprüsünü kendisine satmaya kalkmamışlar. Önüne konulanı okumaktan, kulağına fısıldananı tekrarlamaktan başka meziyeti olmayan birisi için bu kadar nefes tüketmek bile israftır.

Gazi Mustafa Kemal’in hatırasına hürmeten CHP’yi, özellikle de CHP’ye oy vermeyi düşünen vatandaşlarımıza Allah’tan sabır diliyorum. Kendilerine cumhurbaşkanı adayı diye bu kişinin dayatıldığı diğer partilere gönül vermiş insanlarımıza da Allah sabır versin diyorum. En büyük sabrı da, bir seçim dönemi çeşitli mecralardan sürekli kendisine maruz kalacakları için siz gençlerimize diliyorum.

İnşallah gençler; 14 Mayıs’ta tüm bu utanç sahnelerine son vermeye hazır mısınız?

Seçimlerin ardından tüm vaktimizi ve enerjimizi Türkiye yüzyılının süratle inşasına ayırmaya hazır mıyız? Cumhuriyetimizin yeni asrı için hayal ettiğimiz, yıllardır hazırlığını yaptığımız projeleri hızlandıracağız. Gençlerimize teslim edeceğimiz Türkiye’nin artık son dokunuşlarını yapacak, eksiklerini tamamlayacağız. Amacımız; baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş meğer diyerek yola devam. Büyük ve güçlü Türkiye mirasını sizlere emanet edeceğiz.

Sevgili Gençler,

Her zaman söylediğim bir hususu burada sizlerin huzurunda tekrarlamak istiyorum; biz 21 yıldır bu ülkede sadece eser ve hizmet siyaseti yaptık. Bunun en büyük ispatı da, sadece son birkaç ayda açılışını yaptığımız yatırımlar, müjdesini verdiğimiz hizmetlerdir. Biz müjde açıkladıkça birileri bozuluyor, kızıyor, adeta karalar bağlıyor. Şimdi de çıkmış, Giresun’daki kardeşlerime ne diyor biliyor musunuz; fındığın fiyatını 4 dolar artıracağım diyor. İnandınız mı? Hayatın yalan ya, siz neyi söz verdiniz de yerine getirdiniz? İstanbul’da su fiyatlarını ne yapacaklardı? İndireceklerdi. Ne oldu? Otobüs fiyatlarını ne yapacaklardı, indireceklerdi, ne yaptılar? Ankara öyle, İzmir öyle, hayatları yalan.

Şimdi daha ileri gidip sizin müjdeniz de bir türlü bitmedi diyenler çıkıyor. Bizim yanımızda TEKNOFEST kuşağı oldukça Allah’ın izniyle bu ülkede müjdeler hiçbir zaman bitmeyecek. Yolumuza yeni müjdeler ve yeni başarılarla devam edeceğiz. Biliyorsunuz bundan iki sene önce küresel uzay yarışında ülkemizi üst liglere taşıyacak milli uzay programını kamuoyuna açıklamıştım. Bugün bu hayalleri gerçeğe dönüştürme yolunda önemli bir adım daha atıyoruz.

Mayıs ayında başlattığımız süreçte bir asil, bir yedek olmak üzere iki uzay yolcumuzu belirledik. Öncelikle uzay yolcusu olmak üzere başvuruda bulunan binlerce vatandaşımıza teşekkür ediyorum. Binlerce talipli arasından uzay yolcusu olma hakkını kazanan arkadaşlarımızı da tebrik ediyorum.

Türkiye’nin insanlı ilk uzay görevine çıkacak arkadaşımız Uluslararası Uzay İstasyonunda 14 gün kalacak. Uzay yolcumuz bu görevde ülkemizin kıymetli üniversite ve araştırma kurumlarının hazırladığı 13 farklı deney gerçekleştirecek. Yedek adayımız da, bir yörünge altı uçuşu gerçekleştirerek eğitimini pekiştirecek. Uzay yolcumuzun uzayla buluşma zamanı 2023 yılının son çeyreği olarak planlanıyor.

Evet, vakit geldi. Türkiye’nin gücünün ve kararlılığının sembolü olacak bayrağımızı uzayda gururla taşıyacak uzay yolcularımızı tanıma vakti de geldi.

Önce hep birlikte tanıtım filmini izleyelim.

Evet, Uluslararası Uzay İstasyonu’na gidecek Alper Gezeravcı kardeşimiz, Hava Kuvvetleri Komutanlığımızda önemli başarılara imza atmış kahraman bir Türk pilotumuz.

Yedek olarak seçilen Tuna Cihangir Atasever kardeşimiz de, ROKETSAN’da uzay fırlatma sistemleri alanında çalışan bir sistem mühendisimiz. Her iki kardeşimizin görevlerini en güzel şekilde yerine getireceklerinden hiçbir şüphe duymuyorum. Rabbimden kendilerine muvaffakiyetler niyaz ediyorum.

Sözlerime son verirken TEKNOFEST yarışmalarında dereceye giren gençlerimizi tekrar tebrik ediyorum. TEKNOFEST’in kurulmasında, bugünlere gelmesinde, icrasında emeği geçen, katkısı olanlara tekrar şükranlarımı ifade ediyorum.

Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum, kalın sağlıcakla.