Aziz Milletim,
Sevgili İstanbullular,
Değerli Kardeşlerim,
Hanımefendiler, Beyefendiler,
Sevgili Gençler,
Sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Çok farklı bir mekândayız ve bu mekânda Ramazan Bayramınızı tebrik ediyorum.
Ne mutlu bizlere ki, bu restorasyon çalışmalarını böyle anlamlı bir günde bitirdik ve bugün de Cuma gününe isabet eden Ramazan Bayramı sayesinde iki bayramı bir arada yaşadık.
Bayram Namazını Ayasofya Camii’nde kılmıştık. Biliyorsunuz uzun bir mahzunluk döneminin ardından 3 yıl önce yine bir Cuma günü Ayasofya’yı yeniden ibadete açmıştık. Hamdolsun, o günden beri Ayasofya hep dolu, hem canlı. Zira uzun bir hasretin ardından bu hasret işte şimdi dolu-dolu gideriliyor.
Bugün Cuma Namazımızı da restorasyonu bitmesi ve yeniden hizmet vermeye başlaması vesilesiyle Sultanahmet Camii’mizde eda ettik. Sultanahmet Camii’mizin tamamlanan restorasyonunun hayırlı olmasını diliyorum. Bu güzel çalışmada emeği geçenleri, başta Bakanım olmak üzere, Vakıflar Genel Müdürlüğü olmak üzere yüklenici firmalar dâhil hepsini milletim adına tebrik ediyorum.
Sultanahmet Camii, İstanbul’un en önemli sembollerinden biridir, hatta belki de ilkidir. Tabii burası sadece bir cami değildir, medresesi, kasrı, arastası, hamamı, çeşmesi, sebili ve diğer pek çok birimiyle burası kelimenin tam bir anlamıyla külliyedir. İstanbul’un merkezi konumundaki bu bölgeyi kuruluşundaki bütünlüğüne uygun şekilde muhafaza etmemiz gerekiyor. Ata yadigârı eserleri korumak, kollamak, ihya etmek, yaşatmak bizim en başta gelen görevimizdir.
Şu anda muhalefet ne diyor? Gelince Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kaldıracaklarmış, yerin inanç bilmem ne başkanlığı diye bir şey kuracaklarmış. Kardeşlerim; tabii yuh yetmez, 14 Mayıs’a kadar gece-gündüz çalışacağız ve onları siyasi mevta haline getireceğiz. Terör örgütüyle el ele olanlardan başka bir şey beklenebilir mi? Öyleyse 14 Mayıs bunların sonu olmalı. Bunun için hükümetlerimiz döneminde sınırlarımız içindeki ve dışındaki binlerce ecdat emaneti esere biz sahip çıktık, her birini yeniledik, ayağa kaldırdık. Vakıflarımıza ait eserleri amaçlarına uygun şekilde tekrar hizmete sunduk. İnşallah önümüzdeki dönemde de bu çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Gerek içeride, gerek yurt dışında bütün bu eserleri ihya edeceğiz.
Güzel bir eseri inşa etmek ayrı bir hünerdir, asırlar sonra onu yeniden eski güzelliğine kavuşturmak ayrı bir hünerdir. Bakın şimdi Ayasofya’nın bile minarelerini ele aldık, onları bile ihya ediyoruz, inşa ediyoruz. Neden? Sadece Ayasofya’daki o olumsuz mührü kazıyıp atmak yetmez dedik, onu hallettik, 86 yıl sonra açtık, ama şimdi de inşa çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Sultanahmet Camii ve külliyesi bırakınız hayranlık verici inşasını, restorasyonu bile iftihar verici bir eserdir. Şöyle minarelere baktığımız zaman bu yükselen minareler bize ayrı bir gurur veriyor. Allah hamdolsun, bu emaneti inşallah daha asırlar boyunca yaşayacak şekilde yeni nesillere bırakacak bir restorasyon gerçekleştirdik.
Camimizde kılınacak namazların, edilecek duaların, okunacak Kur'an-ı Kerim’lerin, huzura kavuşacak gönüllerin şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.
Emeği geçenleri tekrar tebrik ediyorum.
Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.