Sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Sizlerin nezdinde bugün bizi aşkla, sevdayla, bir kez daha hasretle bağrına basan Denizli’nin güzel insanları en kalbi duygularla selamlıyorum.
Artık veda etmenin hüznünü yaşadığımız mübarek Ramazan-ı Şerifinizi tebrik ediyorum. Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan-ı Şerif’e artık veda zamanı geldi, yarın arife, öbürkü gün Ramazan Bayramı. Ve bizleri Ramazan-ı Şerif’e, ardından Ramazan Bayramı’na elhamdülillah kavuşturan Rabbimize hamdolsun. Ramazan Bayramınızı şimdiden tebrik ediyorum. Her birinize sağlıklı, huzurlu, mutlu bir bayram diliyorum.
Bugün Denizli halkı bize yalnız olmadığımızı, bu kutlu yolda asla yalnız yürümeyeceğimizi gösterdi. Bugün Denizli, çok güçlü bir sedayla Türkiye yüzyılının inşasında ben de varım dedi. Bugün Denizli, hep olduğu gibi yine destan yazdı, tarih yazdı, geleceğin aydınlık Türkiye’sine yeni bir pencere daha açtı. Rabbim hepinizden razı olsun diyorum. Desteğiniz, dayanışmanız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Rabbime, bana sizler gibi vefalı yol arkadaşları verdiği için hamd ediyorum.
Üstat Necip Fazıl’ın o güzel ifadesiyle, inşallah pekleşe-pekleşe büyümeye devam edeceğiz. Saflarımızı sıklaştıracağız, hiç kimseyi ayırmayacağız, kimseyi dışlamayacağız. Ülkesi için hayal kuran, ülkesinin geleceği için dertlenen hiçbir insanımızı dışarıda bırakmayacağız. Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Arap’ıyla, Muhacir’iyle, Sünni’siyle, Alevi’siyle 85 milyon bir ve beraber olacağız. Aramıza nifak tohumları saçmak isteyen fitne tüccarlarına asla prim vermeyeceğiz. Siyasi rekabeti siyasi husumete dönüştürmek isteyenlerin oyununa gelmeyeceğiz. Kardeş olacağız ve inşallah ebediyen de kardeş kalacağız. Denizli için hemen şimdi diyerek hedeflerimize doğru sağlam adımlarla yürüyeceğiz.
Kardeşlerim,
Yaklaşık 30 yılı icra makamında olmak üzere 40 senedir Denizli’yle birlikte tüm Türkiye’nin hizmetindeyiz. Bu kutlu yola çıkarken, biz millete efendilik değil, hizmetkarlık yapmaya geliyoruz demiştik. Hamdolsun, sizlerin takdiriyle üstlendiğimiz tüm görevlerde bu sözümüzün daima arkasında durduk. Zorluklarla, engellerle, hatta doğrudan hayatımızı hedef alan alçakça saldırılarla karşılaşsak da size olan sözümüzden dönmedik. Milletimizin sandıkta verdiği emanete leke sürdürmedik. Milli iradeye halel getirmedik. Güveninizi asla boşa çıkarmadık. Emanetinize canımız pahasına sahip çıktık. Allah’a dayandık, saya sarıldık, hükmüne ram olduk. Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol diyerek yolumuza devam ettik. Kaderin üstünde bir kaderin, hesapların üstünde bir hesabın olduğuna dair inancımızı asla kaybetmedik.
Ve hep şuna inandık: Allah’ın rahmetinden başka bize asla rahmet penceresi yoktur. Ve esteuzubillah bismillah, “'Vemekeru vemekerallah vallahü hayrul makirin.” Şunu biliyorduk ki, hesapların üzerinde bir hesap vardır, o da Allah’ın hesabıdır, Rabbim Kur’an’da bunu bize haber veriyor.
Gözümüzü ufuktan hiç ayırmadan hamdolsun büyük ve güçlü Türkiye idealimiz doğrultusunda azimle, cesaretle, kararlılıkla yürüdük. Biz bugünlere işte böyle geldik, bugünlere birilerinin lütfuyla değil sizlerin destekleriyle geldik. Biz bugünlere, günde 5 defa ellerini semaya açanların hayır dualarıyla geldik.
Biz bugünlere, gece karanlığında seccadesini gözyaşlarıyla ıslatanların samimiyetiyle geldik. Seccadenin üzerinde ayakkabılarıyla dolaşarak kıble arayanlarla değil, tam aksine kıblesinin Kâbe olduğunu bilenlerle geldik.
Siz bize dua ettiniz, bize sahip çıktınız, gerektiğinde dağ gibi yanımızda durdunuz. Biz de Denizli’yle birlikte 81 vilayetimizin tamamına, Denizlili kardeşlerimle birlikte 85 milyonun her bir ferdine aşkla hizmet ettik. Her karışında bir şehit yatan bu cennet vatanı eserlerle, yatırımlarla donatmayı Rabbim bizlere nasip etti.
Rabbim bizlere, Türkiye’yi CHP zihniyetinin boyunduruğundan kurtarmayı, vesayetçilerin milli iradeye vurdukları zincirleri tek tek kırmayı nasip etti.
Rabbim bizlere, 86 yıllık hasretin ardından Ayasofya’yı yeniden asli kimliğine kavuşturmayı, Ezanı Muhammedilerle buluşturmayı nasip etti.
Rabbim bizlere, Büyük Çamlıca Camii gibi, Taksim Camii gibi, Beştepe Millet Camii gibi nice sembol ibadethaneyle ülkemizi nakış-nakış süslemeyi nasip etti.
Şimdi de Barbaros Hayrettin Paşa Camii’ni Levent’te elhamdülillah inşa ettik ve bayramdan sonra da orayı açacağız. Barbaros Hayrettin oradan Boğaz’a leventleriyle kadırgalarını sürdü, biz de şimdi Barbaros Hayrettin’lerin izinden yolumuza devam ediyoruz.
Rabbim bizlere, ülkemizdekilerle beraber tüm mağdur ve mazlumların elinden tutmayı nasip etti. Rabbim bizlere, Türkiye’nin iyilik sancağını, şefkat ve merhamet bayrağını dünyanın dört köşesine ulaştırmayı nasip etti. Rabbim bizlere, on yıllardır kendi öz yurdunda horlanan, hor görülen, değerleri aşağılanan bu necip millete özgüven kazandırmayı nasip etti. Rabbim bizlere, ülkemizin kronik sorunlarını çözmeyi, vatandaşlarımızın sıkıntılarını çözüm bulmayı nasip etti. Rabbim bizlere, son 21 yılda sadece Denizli’ye hemen her alanda 66,3 miyar lira yatırım yapmayı nasip etti.
Bu uğurda verdiğimiz mücadeleye sizler şahitsiniz. Ülkemize kazandırdığımız eserlere sizler şahitsiniz. Türkiye’yi nereden nereye getirdiğimize sizler şahitsiniz. Denizli’mizin gelişmesi, kalkınması, ülkemizin lokomotif şehirlerinden biri olması için gösterdiğimiz çabalara sizler şahitsiniz. Ekonomiden ulaşıma, sağlıktan eğitime, ticaretten ulaştırmaya attığımız adımlara sizler bizzat şahitsiniz.
Türkiye’nin istikbal ve istiklaliyle bağrından çıktığımız milletimizin huzur ve güvenliği dışında hiçbir amacımız olmadı, bugün de aynı hüsnüniyetle yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Bugün de sizlerin derdiyle dertleniyor, hangi meseleniz varsa çare arıyor, sizlerin hayır duasını almayı en büyük şeref payesi olarak görüyoruz. Sizlere hizmet yolculuğumuzu çok daha kararlı bir şekilde 14 Mayıs’tan sonra da sürdürme niyetindeyiz.
Yedili koalisyonun içinde debelendiği gaflet çukurunu bizim gibi eminim sizler de mahcubiyetle takip ediyorsunuz. 3 günlük çıkarları uğruna eteğine yapışmadıkları terör örgütü kalmadı. Siyasi ikballeri için işportaya çıkarmadıkları ilkeleri, hassasiyetleri kalmadı. Gündeme gelmek için söylemedikleri yalan, atmadıkları iftira kalmadı. Masayı devirdikleri 3 gün içinde birbirlerine etmedikleri hakaret kalmadı. Türk siyasetine yakışmayan ne kadar kötü sahne varsa hepsini 3 güne sığdırmayı başardılar. Bizim gençlerimize son 20 yılda unutturduğumuz eski Türkiye’ye ait tüm at pazarlıklarını, siyasete güveni dinamitleyen tüm tartışmaları bu ülkeye tekrar yaşattılar.
Yeri geldi kumar masası dediler, yeri geldi noter dediler; ne oldu? Gitti geldi, gitti geldi, tekmeledikleri masayı, aylarca kazanamaz dedikleri naylon adayı şimdi millete yutturmaya çalışıyorlar.
Hepsi topu topu 7 kişiler, ama kavgasız, gürültüsüz tek bir günleri dahi geçmiyor. Daha birbirlerini idare etmekten acizler, fakat sorsan 85 milyonluk Türkiye’yi idare etmeye adaylar. Ülkemizin asli meselelerine dair hiçbir çözüm önerileri, gelecek vizyonları, ayakları yere basan hiçbir projeleri yok. Bunun yerine, 6-8 Ekim olaylarında biliyorsunuz 51 insanımızı Diyarbakır’da bunlar katlettiler. Gezi olaylarında aynı şekilde katliamlar yaptılar. Bütün bunlarla beraber kardeşlerim, şimdi de ne diyorlar? Selo’yu çıkaracağız. Bu terörist, nasıl çıkarırsın? Biliyorsunuz evlat katili Apo’yu çıkaracağız; nasıl çıkarırsınız? Evvel Allah, yani sizler bize 14 Mayıs’ta bu emaneti vermeniz halinde onlar asla bu adımları atamazlar.
Aile kurumunun en büyük düşmanı sapkın akımların desteklenmesinden utanmıyorlar. Ayasofya’yı tekrar müze yapma vaadine kadar bunlarda her türlü kepazelik var. Kardeşlerim; biz LGBT’ye karşıyız, Cumhur İttifakı LGBT’ye karşı. CHP LGBT’ci, HPD LGBT’ci, ne yazık ki İYİ Parti de LGBT’ci, bunların aykırı bir şey söylediğini duydunuz mu? Bu milletin asli değerlerinden taviz vermeyeceğiz. Bu milletin kutsallarından değer vermeyeceğiz. Türkiye’yi küresel tefecilere peşkeş çekmekten IMF’in acı reçetelerine mahkum etmeye kadar bunlarda her türlü mandacılık var.
Ne diyor? 300 milyar dolar almış. Nerede? Bir göster bakalım ya. Ya bırak bu yalancılığı artık, senin bu yalanlarından bıktık. 300 milyar dolar sözü almış bay bay Kemal; nerede, hangi kasaya koydun bu paraları? Hangi bankaya koydun bu paraları bir söyle ya? Ya yalan olur da bu kadarı da olmaz.
Bir de kapalı kapılar ardında bölücü örgütün siyasi uzantılarıyla yaptıkları kirli pazarlıklar var, gizli anlaşmalar var. Bay bay Kemal, o gizli kapalı kapılar ardında ne konuştun? Eğer sıkıyorsa, eğer dürüstsen, eğer namusluysan bu millete onları da açıkla, bu millet senin dürüstlüğünü görsün. 25 gün sonra sandığa gidiyoruz, bütün bunlarla ilgili bir seçim yapacağız. Oy pusulasının bir tarafında eser ve hizmet siyaseti, diğer tarafında yıkım ve takoz siyaseti olacak. Pusulanın bir tarafında siyasette istikrar ve güven, diğer tarafında 90’ların kaotik koalisyon günleri olacak.
Oy pusulasının bir tarafında milletin adamı ve Cumhur İttifakı olacak, diğer tarafında yağma ittifakı ve onun geçmişi hezimetle, devletin kurumlarını batırmasıyla dolu iş bilmez adayı olacak. Biliyorsunuz bir zamanlar Sosyal Sigortalar Kurumu’nun başındaydı, batırdı orayı, bitirdi. Biz de işte şimdi şehir hastanelerimizle halkımıza nasıl hizmetler veriyoruz biliyorsunuz. Pusulanın bir tarafında bölücü örgütün siyasi uzantılarının had bildirdiği pısırıklar, diğer tarafında ise yurt içinde ve dışında teröristlere göz açtırmayanlar yer alacak.
Bir tarafta 21 yıldır hizmetlerini, gayretlerini, şehrimize yaptığı yatırımları çok iyi bildiğiniz ehil kadrolar olacak, diğer tarafta yıkmaktan, dokunmaktan, engellemekten başka hiçbir vaadi bulunmayan kendi ifadeleriyle bir kumar masası olacak.
Oy pusulasının bir tarafında Avrupa bize aferin diyecek diye havaya uçan birileri olacak, o özgüven fukaraları olacak, diğer tarafında bunların Batılı efendilerinin yüzlerine Birleşmiş Milletler kürsüsünden dünya 5’ten büyüktür diye haykıranlar olacak.
Oy pusulasının bir tarafında Türkiye yüzyılı parıldayan güneşi, diğer tarafında ise CHP zihniyetinin zifiri karanlığı olacak.
Evet, 14 Mayıs’ta oy kullanmaya gittiğinizde sadece cumhurbaşkanını ve milletvekillerini seçmeyeceksiniz, aynı zamanda bu iki fotoğraftan birisini tercih edeceksiniz. Sadece kendiniz için değil, evlatlarınız ve onlardan sonra gelecek kuşaklar için de çok mühim bir karar vereceksiniz. Ben, milletimizin basiret ve ferasetine sonuna kadar güveniyorum.
Hangi siyasi partiye mensup olursa olsun, hiçbir vatandaşımızın terör örgütleriyle kol kola yürüyenlere hoş bakmadığını çok iyi biliyorum. Yedili koalisyonun fütursuzlukları en fazla ittifak üyesi partilere umut bağlayan insanlarımızı rencide ediyor.
Öyleyse, hazır mıyız?
Tek millet… Tek bayrak… Tek vatan… Tek devlet…
Bir olacağız… İri olacağız… Diri olacağız… Kardeş olacağız… Hep birlikte Türkiye olacağız…
Değerli kardeşlerim; şimdiden yarın akşam iftarımızı inşallah Karadeniz doğal gazı çıkarırken yapacağız ve oradan Türkiye’ye doğal gazımızın dağıtımını başlatacağız. Müjdeleri de yarın akşam inşallah Filyos’tan vereceğiz.
Bayramınız mübarek olsun, geleceğimiz aydınlık olsun.