Bilecik Toplu Açılış Töreni’nde Yaptıkları Konuşma

27.01.2023

Sevgili Bilecikliler,

Sevgili Gençler,

Saygıdeğer Hanımefendiler;

Kıymetli Kardeşlerim,

Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Ertuğrul Gazi’nin, Hayme Ana’nın, Şeyh Edebali’nin, Osman Gazi’nin emaneti Bilecik’le hasret gidermeye geldik.

Söğüt’te dikilen Osmanlı çınarı, 3 kıta ve yedi iklimi kucaklayan dallarıyla 600 yıl boyunca dünyanın en güçlü devlet olarak tarihteki şerefli yerini almıştır. Esasen milletimiz tarih boyunca hep güçlü devletler kurmuş, idaresi altında yaşayan herkesi inancına ve kökenine bakmadan korumuş, güvende tutmuş, müreffeh kılmıştır. Buna karşılık, kendisine düşmanlık edenlere de Orhon Yazıtları’ndaki ifadeyle, başlıya baş eğdirerek, dizliyle diz çöktürerek hep galebe çalmıştır.

Divanı Lügati Türk’te, Rabbimizin bu milleti halk üzre görevlendirdiği, hak üzere kuvvetlendirdiği, mensuplarını aziz kıldığı ve muratlarına erdirdiği ifade ediliyor. Evet, Bilecik işte bu kutlu yürüyüşün sancağının 7 asır önce bu topraklarda bir kez daha ve en yükseğe dikilişinin sembolüdür. Bölgedeki diğer beyliklerin tersine her geçen yıl artan bir güç, azim ve cesaretle gaza yolunda yürüyen Osman Gazi’nin bıraktığı emanet nesilden nesle geçerek Cumhuriyete miras kalmıştır.

Bu topraklarda Selçuklu’dan Osmanlı’ya, oradan Cumhuriyete uzanan tarihi süreklilik içinde verilen her mücadelenin başımızın üzerinde, kalbimizin en mutena köşesinde yeri ardır. Kendi öz yurdunda garip hale düşürülmeye çalışıldığında bile, milletimiz bu vizyonu kaybetmemiş, ecdadına ve onun hayallerine hep sahip çıkmıştır. Biz de geçtiğimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız her eseri, milletimize yaptığımız her hizmeti bu anlayışla hayata geçirdik.

Kardeşlerim,

Attığımız her adımda, girdiğimiz her mücadelede Sultan Alparslan’ın, Osman Gazi’nin, Fatih Sultan Mehmet Han’ın, aziz şehitlerimizin manevi desteğini hep yanımızda hissettik. Geliştirdiğimiz son teknoloji ürünü insansız hava aracına Kızılelma adını verirken de bu kavramın işaret ettiği hedefi hayal ediyorduk.

Osmanlı, Söğüt’te başladığı yolculuğunu önce Bursa’ya, ardından Edirne’ye, sonra İstanbul’a, onu takiben Belgrad’a ve nihayet Viyana kapılarına kadar sürdürürken, sadece toprak kazanma peşinde değildi. Bizim milletimiz, ayak bastığı her yeri eman yurdu haline getirme, huzuru, adaleti, refahı, hakim kılma gayesi taşıyordu. Avrupa’nın şark meselesi olarak gördüğü Osmanlı’yı parçalamak için dört bir yandan üzerine çullandığı dönemde dahi bu hayal tüm canlılığıyla milletimizin benliğinde yaşıyordu.

Bu coşkunuz, bu heyecanınız, inanıyorum ki, evet, 14 Mayıs’ta burası bir başka patlayacak. Buna hazır mıyız?

Hayallerini kaybeden, yani Kızılelma’sı kalmayan milletler tıpkı geçmiştekiler gibi tarihin tozlu sayfaları arasına karşımaya mahkûmdur. Biz millet olarak hayallerimizden asla vazgeçmediğimiz için hâlâ dimdik ayaktayız, hâlâ bölgemize ve dünyaya sözümüzü söylüyoruz. Emperyalistlerin kan, zulüm, sömürü üzerine kurduğu kirli düzenin aksine, bizim hayallerimizin istikameti hep barışa ve hakkaniyete dönüktür.

Dünyanın hâlâ hayranlıkla karışık bir çekingenlikle adını andığı Osmanlı Devleti’ni kuran Osman Gazi’yi bakınız tarihçilerimiz nasıl anlatıyor. Osman Gazi, küçük bir bölgede tutunmaya çalışan Türkmenleri büyük bir devletin çekirdeği haline getirdi. Devrin büyük güçleri Bizans’a ve Moğollara riske girmeden meydan okudu. Hakimiyeti altındaki yerlerde yaşayan Hıristiyanlara iyi davrandı. Siyasi gelişmeleri ve fırsatları iyi değerlendirdi. Nerede ilerleyeceğini, nerede duracağını Osmanlı iyi bildi. Kuvvet ve müsamaha, cesaret ve tedbir, askeri güç ve strateji unsurlarını daima birlikte kullandı, böylece bir dünya devleti kurdu.

Evet, biz de bugün tıpkı ecdadımız Osman Gazi’nin yaptığı gibi ülkemizi çağın şartlarına göre en iyi eserlere, hizmetlere, siyasi etkinliğe, ekonomik altyapıya, askeri güce kavuşturma mücadelesi veriyoruz. Her kim bazı tarihçilere göre bugün 724. kuruluş yıl dönümü olan Osmanlı Devleti’ni kötülüyor, aşağılıyorsa, bilin ki ya mankurttur, ya kuyruk acısı vardır.

Bilecik’ten, devletini kurduğu topraklardan Osman Gazi’yi ve Osmanlı’yı yöneten tüm neslini rahmetle, şükranla yâd ediyorum. Rabbim bizlere inşallah onlara layık olmayı, onların mirasını yaşatmayı, onların bıraktığı emaneti daha ilerlere taşımayı nasip etsin.

Kardeşlerim,

Biz hiçbir zaman sizlerin ve milletimizin hiçbir ferdinin vaktini hamasetle heba etmedik. Allah’ın yardımına ve milletimizin desteğine güvenerek çıktığımız eser ve hizmet yolculuğunda medeniyet ve tarih mirasımızı bize ışık tutan bir rehber olarak gördük. Ne söylediysek onu yapmanın gayreti içinde olduk. Ne söz verdiysek yerine getirmek için gece-gündüz çalıştık, çabaladık. Hamdolsun, Rabbimiz bize, ülkemize ve milletimize taahhütlerimizin çoğunu daha da ilerisine geçerek yerine getirmeyi nasip etti. Eksik kalan işler elbette oldu, ama kazanımlarımız öylesine büyük ki, bunların telafisi sadece vakit meselesidir.

Yaşı müsait olanlar 20 yıl öncesinin eski Türkiye’sini hatırlar mı? Hatırlar. Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, tarımdan sanayiye, spordan sosyal yardımlara, her alanda Türkiye’nin nereden nereye geldiğini akıl ve vicdan sahibi herkes görüyor, kabul ediyor. Ülkemize 20 yılda asırlık eser ve hizmetler kazandırdık derken ne mübalağa yapıyoruz, ne de kimseyi kandırmaya çalışıyoruz, sadece tüm kalbimizle inandığımız somut verileri ortada olan bir hakikati dile getiriyoruz. Ülkemizin tarihi olarak eski, coğrafi olarak nispeten küçük şehirlerinden biri olan Bilecik, bunların en yakın şahididir. Bilecik’e son 20 yılda toplam ne kadar yaptırım yaptık biliyor musunuz? 20 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık.

Eğitimde toplam 773 adet yeni derslik ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesini kazandırdık.

Gençlik ve sporda 2 bin 736 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtık. Toplam 21 adet spor tesisi inşa ettik.

İhtiyaç sahibi vatandaşlarımıza 563 milyon lira tutarında kaynak aktardık.

Sağlıkta 8’i hastaneden oluşan toplam 26 sağlık tesisinin yapımını tamamladık, 3 sağlık tesisimizin inşaatı devam ediyor. Söğüt’e 50 yataklı bir devlet hastanesi yapmak için çalışmalarımız sürüyor.

Çevre ve şehircilikte TOKİ eliyle 2933 konut yaptık. Bilecik’te ilk evim projemizle 1037 konut daha inşa edecek, ilk arsam projemizle 3900 altyapılı arsa vereceğiz. Bu kapsamda Bayırköy’deki konutlarımızın yapımına da başladık.

Söğüt Millet Bahçemizi açılışa hazır hale getirdik. Osmaneli Millet Bahçemizin yapımı sürüyor. Ayrıca, 4 millet bahçesinin daha yapımına en kısa sürede başlıyoruz.

Hükümete geldiğimizde Bilecik’te 22 kilometre bölünmüş yol vardı, biz bunu nereye çıkardık biliyor musunuz? 175 kilometreye çıkardık; 22 nere, 175 nere. Bursa ve Eskişehir güzergâhlarında yol çalışmalarının bir kısmını bu yıl, bir kısmını seneye tamamlıyoruz. Ankara-Eskişehir-Bilecik-İstanbul yüksek hızlı tren hattını, Bilecik yüksek hızlı tren garını, Bozüyük hızlı tren garını, Bozüyük lojistik merkezinin birinci etabını hizmete açtık. Yapımı süren Bandırma-Bursa-Yenişehir- Osmaneli hızlı tren hattını inşallah 2025 yılında bitiriyoruz.

Tarım ve ormancılıkta Bilecik’e 12 baraj, 27 sulama tesisi, 30 taşkın koruma tesisi, 3 hidroelektrik santrali inşa ettik; durmak yok…  Aynen. Toplam 40 bin dekar arazinin sulanmasına hizmet edecek 5 baraj ile 26 bin dekar araziyi sulayacak 4 sulama tesisinin yapımı sürüyor. Bilecikli çiftçilerimize toplamda 500 milyon lira tutarında tarımsal destek verdik. Sanayi ve teknolojide; şehrimize 2 yeni organize sanayi bölgesi, 1 teknopark, 7 araştırma-geliştirme merkezi ve 1 tasarım merkezi kurduk. Enerjide; Bilecik, Bozüyük, Söğüt, Pazaryeri, Osmaneli, Gölpazarı, Dodurga, İnhisar ve Yenipazar’a doğal gaz arzı sağladık. Durmak yok…  O kadar.

Yarın birileri de buralara gelecek. Onlara sormak lazım; ya siz ne yaptınız? Bugün, açılışını yaptığımız yerlerle birlikte artık Bilecik’te doğal gaz götürmediğimiz ilçemiz kalmadı. Tabii bir avantajınız da var yani, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bilecikli olunca.

Görüldüğü gibi ne kadar özetlersek özetleyelim, Bilecik’e hizmetlerimiz saymakla bitmiyor. Üstelik bu kadarla da kalmıyoruz, bugün de güncel yatırım tutarı 1 milyar 771 milyon lirayı geçen 52 kamu yatırımı ile 653 milyon lirayı bulan 10 özel sektör yatırımının resmi açılışını yapıyoruz. Bu yatırımlar arasında Bilecik 300 yataklı ve Bozüyük 200 yataklı devlet hastaneleri ile diğer sağlık tesisleri de bulunuyor. Biz sizlere efendi olmaya değil hizmetkâr olmaya geldik.

Şu güzelliği görüyorsunuz değil mi, şu hastanelerin güzelliğine bakın. Ah ah, bu Bay Kemal SSK’nın Genel Müdürüyken bu hastanelere girilmezdi girilmez. Ulaştırmada Gölpazarı-Yenipazar yolunu hizmete açıyoruz. Yarın değil…  Hemen şimdi.

Tarımda 7 bin 600 dekar alanı sulayacak Söğüt Çaltı Göleti’nin resmi açılışını yapıyoruz. Çeşitli kurumlarımıza ait yatırımların resmi açılışlarını buradan gerçekleştiriyoruz. Ülkemizin üretimine, istihdamına, ihracatına önemli katkıda bulunacağına inandığım 10 özel sektör yatırımının da resmi açılışını yapıyoruz. Tüm bu kamu ve özel sektör yatırımlarının Bilecik’imize hayırlı olmasını diliyorum.

Bilecik’imize bu yatırımları kazandıran bakanlıklarımızı, kurumlarımızı, özel sektörümüzü tebrik ediyorum.

Tabii bir de buraya gelmeden önce bugün bir açılış yaptık, duydunuz değil mi? Ve ilk altın dökümünü gerçekleştirdiğimiz Tarım Kredi Kooperatiflerimizin Gübretaş Şirketine ait altın madeni ocağı burada. İlk etapta 70 milyon dolarlık bir yatırımla işletmeye açtığımız bu tesisin toplam yatırım tutarı ne biliyor musunuz? 500 milyon doları bulacak. İlk fazda yıllık 2,5 ton, ilerleyen dönemde 6,5 ton üretim yapacak bu maden, şimdiden 1000 kişiyi istihdam etmeye başladı. Bu safhaya geldiğinde Söğüt’teki tesisimiz ülkemizdeki 16 madenin toplamda yıllık ortalama 35 tonu bulan üretimi arasında üçüncü sırada yer alacak. Artık ülkemizin altın talebinin yarısını kendi üretimimizle karşılayabileceğimiz bir seviyeye geliyoruz. Petrolle birlikte ithalatımızda en büyük yeri tutan altın üretimimizi daha ileri seviyelere çıkarmamız gerekiyor. Doğal gaz ve petrolde nasıl tarihi adımlar attıysak, inşallah altın üretiminde de kısa sürede önemli ilerlemeler sağlayacağız. Söğüt altın madenimizin şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Şimdi Bilecik, buradan öyle bir ses verin ki tarih boyunca Osmanlı bayrağının dalgalandığı her yerden duyulsun. Hazır mıyız? Bilecik, Türkiye yüzyılını birlikte inşa etmeye var mıyız? Bilecik, güvenli, huzurlu, müreffeh Türkiye’nin yolunu sandıkta bir kez daha açmaya hazır mıyız? Bilecik, dışarıda Türkiye düşmanlarının, içeride maşalarının heveslerini kursaklarında bırakmaya hazır mıyız? Bilecik, Cumhuriyet’imizin yeni asrını bir olarak, diri olarak, iri olarak, kardeş olarak hep birlikte Türkiye olarak kucaklamaya hazır mıyız?

Rabbim hepinizden razı olsun.

Kardeşlerim,

Şimdi biliyorsunuz seçimlere Türkiye yüzyılı vizyonuyla hazırlanıyoruz. Rahmetli Menderes, 73 yıl önce emperyalistlerin ülkemize operasyon aracına dönüşen tek parti faşizmine karşı ne demişti; “Yeter, söz milletindir” demişti. Her ne kadar Menderes’in sonu idam sehpasında bitmiş olsa da, bu söz yıllardır milletimizin yüreğinde yankılanmaya devam etmiştir. Şimdi bu CHP, çıkmış bizi taklit ediyor; yeter, söz milletindir. Bay Kemal, bunu biz söyleyeli ne kadar oldu, haberin yok mu? Bunlar darbeci darbeci, bunlar vesayetçi.

Şimdi hep birlikte öyle bir haykıralım ki Türkiye duysun. Kaldıralım elleri. Hanımlar; sizden çok şey bekliyorum. Kale içeriden fethedilir, onun için göreviniz ağır.

Hazır mıyız?

Tek millet… Tek bayrak… Tek vatan… Tek devlet…

Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.

Yolumuz açık olsun, evet başlatın bakalım.