Bilim Kurulu Toplantısı Sonrası Yaptığı Konuşma

26.04.2022

Hepinizi en kalbi duygularla, muhabbetle selamlıyorum.

Ramazan-ı Şerifinizi ve Pazartesi günü vasıl olacağımız bayramınızı şimdiden tebrik ediyorum.

Koronavirüs salgının ortaya çıkışından bugüne kadar ülkemize ve milletimize verdiğiniz hizmetler sebebiyle de her birinize şahsım, ailem, milletim adına şükranlarımı sunuyorum.

Bilindiği gibi, dünyamızın son iki yılı bu salgının gölgesi altında geçti. Sağlık tehdidi olarak başlayan bu süreç, kısa sürede üretimden tüketime, ulaşımdan turizme, spordan eğitime ve istihdama kadar her alanını etkileyen topyekun bir krize dönüştü. Hayatımızın olağan akışını karşı karşıya bulunduğumuz yeni duruma göre tekrar düzenlemek mecburiyetinde kaldık ve ülkelerin her biri kendi kapasite ve kabiliyetleri ölçüsünde salgınla mücadeleye girişti. Hastaneden sağlık personeline, maskeden ilaca, solunum cihazından aşıya kadar her başlık altında ciddi sıkıntılar yaşandı. Koskoca devletlerin havalimanlarında, sınır kapılarında maske kapma kavgasına giriştiklerine malum hep birlikte şahit olduk. En önemlisi de, devletlerin yönetim becerileri bu arada sınandı. Türkiye tüm bu sınamalardan anlının akıyla çıkabilen az sayıdaki ülkelerden biri olmuştur. Maruz kaldığı büyük yükün altında ezilmeyen sağlık altyapımız ve fedakârlıklarına hep birlikte şahit olduğumuz sağlık çalışanlarımızla, Sağlık Bakanımızın koordinasyonunda dünyada örnek bir varoluş mücadelesini ortaya koyan bu heyeti ayrıca kutluyorum.

Tabii bu arada bir de bizim için çok çok önemli olan bazı hocalarımızı, biraz sonra isimlerini de vereceğim, onları da ebediyete uğurladık. Merhum Cemil Taşçıoğlu Hocamız, merhum Murat Dilmener Hocamız, merhum Feriha Öz gibi salgında hayatını kaybeden hocalarımızın isimlerini verdiğimiz hastanelerimizi bu mücadelenin sembolleri olarak görüyoruz ve bu mücadelenin sembolleri olarak görmek, yaşamak ve yaşatmak da bizim için tabi çok çok önemli bir adım oldu.

Diğer ülkelerde insanların sağlık kuruluşlarına erişimi sınırlanırken, biz sadece salgın döneminde şehir hastaneleriyle, devlet hastaneleriyle, acil durum hastaneleriyle 16 binin üzerinde yeni yatağı da bu arada hizmete açtık.  Salgınla en etkili mücadeleyi yürütürken toplumsal ihtiyaçların karşılanmasında da herhangi bir zafiyete asla müsaade etmedik. Kamu görevlilerinin ve gönüllülerinin oluşturduğu Vefa Grupları gibi uygulamalarla insanlarımızın yanında yer aldık. Milletimiz de gösterdiği dirayet ve sabırla bu sürece gerçekten çok önemli katkı sağladı.

Her alanda olduğu gibi salgınla mücadelede de yol göstericimiz ve en önemli güç kaynağımız bilimin ışığı, bilim insanlarımızın sağ olsunlar gayretleri olmuştur. Yönetim olarak bize en büyük desteği Sağlık Bakanlığımızın salgın tehdidinin dünyada duyulmaya başlamasıyla birlikte oluşturduğu Bilim Kurulumuz ve alt çalıma grupları vermiştir. Dünya Sağlık Örgütü de bu süreci yakından takip ederek takdirlerini kendi platformlarında açıkça kaydetmiştir gerek ikili, biraraya geldiğimiz uluslararası toplantılarda açık, net bunları bize söylemişlerdir.

Sürekli güncellenerek ilgili kesimlerle paylaşılan Kovid-19 salgın yönetimi ve çalışma rehberleri mücadeledeki en önemli yol haritamız olarak öne çıkmıştır. Kriz dönemlerinde kamuoyunun beklentilerini karşılamak, alınan kararlara uyulmasını sağlamak, bunların muhtemel etkilerini yönetmek elbette kolay değildir. Hükümet olarak bilimsel verilerle toplumsal beklentileri en üst düzeyde buluşturmaya gayret ettik. Hamdolsun, hep birlikte ülkemizi bu sancılı ve sarsıntılı dönemden sağ salim çıkartarak, milletimize karşı sorumluluğumuzu yerine getirmiş olmanın huzuru içinde bugün burada bir aradayız.

Değerli Dostlar,

Salgının başlangıcında bilinmeyen, tanınmayan, sonuçları kestirilemeyen bir virüsle karşı karşıya gelinmiş olmasının yol açtığı hakikaten belirsizlikler vardı. Virüsün kaynağı olarak gösterilen Çin’den gelen bilgiler dehşetengiz bir tablo ortaya koymaktaydı. Hastalık diğer ülkelere yayıldıkça bilim insanlarının gözlemleri ve tespitleri tüm dünya ile birlikte bizi de hemen her gün yeni bilgilere, yeni tavsiyelere maruz bıraktı. Vatandaşlarımızı virüse karşı korumak için dünyada geliştirilen her yöntemi, her aracı en hızlı şekilde ülkemize kazandırarak mücadeleyi özellikle ön plana çıkardık. Kendi verilerimizi analiz ettikçe bilgilerimizi geliştirdik. Kendi mücadele yöntemlerimizi oluşturduk. Bilim insanlarımızın gayretleriyle yerli solunum cihazından tanı kitine, ilaç ve aşı üretimine kadar pek çok başarıya hep birlikte imza attık.

Bugün dünyada kendi aşısını üretebilen 9 ülkeden biri durumundayız. Salgınla mücadele için ürettiğimiz her ürünü, elde ettiğimiz her mücadeleyi ve tecrübeyi sahip olduğumuz tüm birikimi dost ve kardeş coğrafyalardaki halklarla ve halklarla paylaşarak, insani sorumluluklarımızı da yerine getirdik. Dünya genelinde 160 ülkeye ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi yardım desteği sağlayarak insani ve vicdani hassasiyetlerimizin farkını salgın sürecinde de gösterdik.  Açık konuşmak gerekirse, gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünya bu konuda hiç de hayırla yâd edilmeyecek bir yaklaşım sergilemiştir. Kendi güvenlikleri ve refahları dışında hiçbir şeyi umursamayan ülkelerin insanlığın tamamına yönelik tehditler karşısındaki bu bencilliği tarihin utanç sayfalarına kaydedilmiştir.

Türkiye olarak bu süreçten çıkardığımız ders, diğer alanlar gibi sağlık altyapısı ve hizmetleri konusunda da kendi kendimize yeterli hale gelmemizin şart olduğudur. İnşallah güçlü altyapımız ve nitelikli insan kaynağımızla bu hedefe hızla ulaşacağız. Tabii tüm bu süreç boyunca Sağlık Bakanlığı ekibinin ve Bilim Kurulu üyelerimizin çabalarına ve emeklerine bizzat şahit olduğumuz bir konu, bunu özellikle belirtmek istiyorum. Son iki yıldır mesaisinin neredeyse tamamını, hiçbir maddi karşılık beklemeksizin salgınla mücadele ayıran değerli bilim insanlarımıza milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Bakanımız ve ekibi başta olmak üzere 1 milyon 300 bin kişilik sağlık ordumuzun günün 24 saati ve haftanın 7 günü verdiği hizmetleri asla unutmayacağız.

Yürütülen mücadeleye destek veren İçişleri Bakanlığımız, Milli Eğitim Bakanlığımız, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, Diyanet İşleri Başkanlığımız ve diğer kurumlarımızın mensuplarını da tebrik ediyorum. Sağlık çalışanlarımıza teşekkürümüzün en azından bir kısmını onlara yönelik şiddetin önüne geçilmesinden, özlük haklarındaki iyileştirmelere kadar bir dizi düzenlemeyle ifade etmenin gayreti içindeyiz. Salgının artık kitlesel bir tehdit olmaktan çıkmasıyla birlikte Avrupa ülkelerinin hemen tamamı kısıtlamaları malum kaldırmıştır. Ülkemizin de bu aşamaya geldiğine inanıyoruz. Nitekim bugün yapılan Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı’nda bu hususlar enine boyuna değerlendirilmiştir. Bilim Kurulumuz bundan sonra olağanüstü bir durum olmadıkça düzenli toplantı yapmasına ihtiyaç kalmadığı görüşüne varmıştır. Sağlık Bakanlığımız ise salgın yönetimi eylem planı çerçevesinde çalışmalarını yine sürdürecektir.

Koronavirüs tedbirleri kapsamında yaklaşık 3 yıldır çeşitli kapsamlarda uygulanan kapalı mekanlardaki maske kullanma zorunluluğu tümüyle kaldırılmıştır. Sadece toplu taşım araçları ile sağlık kuruluşlarında maske uygulamasına vakalar binin altına düşene kadar bir müddet daha devam edilecektir.

Bilim Kurulumuzun önerisi, ileri yaşlardaki kişiler ile kronik hastalığı, hastalık şüphesi ve riskli gruplarla teması olanların maske kullanmaya devam etmeleri yönündedir. Yine Bilim Kurulumuz kronik hastalığı olanlar ve yaşlılar başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızın salgına karşı en büyük kozumuz olan aşıların özellikle hatırlatma dozlarını ihmal etmemelerini de önermektedir. Etkinliği ispatlanmış olan kendi aşımız Turkovac hatırlatma dozları konusunda özellikle tavsiye edilmektedir.

Bunun için aile sağlığı merkezleri ve kamu hastanelerinde aşı uygulama merkezleri ihtiyacı cevap verecek şekilde faaliyetlerini sürdürecektir. Ülkemizde üretilen koronavirüs ilaçlarının vatandaşlarımıza ücretsiz dağıtımı devam edecektir.  Güncel teknolojiler ve tedavilerde yakından izlenecektir.

Rabbimden kendi vatandaşlarımız ile tüm insanlığa sağlıklı, güvenli, huzurlu, müreffeh bir gelecek temenni ediyorum. Bu duygularla Bilim Kurulu üyelerimize teşrifleri için bir kez daha teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Kalın sağlıcakla.