Birleşik Arap Emirlikleri İş Dünyasının Kıymetli Temsilcileri,
Çok Değerli Yatırımcılar,
Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle, hürmetle selamlıyorum, esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu. Birleşik Arap Emirlikleri ziyaretim münasebetiyle sizlerle biraraya gelmekten duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum.
Değerli kardeşim Şeyh Muhammed bin Zayid’in Kasım ayındaki ziyaretiyle, Türkiye-Birleşik Arap Emirlikleri ilişkilerinde yeni bir dönemi başlattık. Ticari ilişkilerin geliştirilmesi, yatırımların arttırılması konusunda güçlü bir müşterek iradeye sahibiz. Dün yaptığımız görüşmelerde bu karşılıklı anlayışı bir kez daha teyit ettik, zira 13 anlaşmayı imzalamış olduk.
Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye’nin Körfez Bölgesi’ndeki başlıca ticaret ortağıdır. İkili ilişkilerimizde duraksama yaşanan dönemde dahi ticari ilişkilerimiz hacmini korumuş, özel sektörlerimiz arasındaki ortaklıklar canlılığını muhafaza etmiştir. Bu durum ikili ekonomik ve beşeri ilişkilerimizin köklü bir geçmişe ve sağlam bir altyapıya sahip olduğunun ispatıdır. Şimdiki ortak hedefimiz, ikili ilişkilerimizi her alanda çok daha üst seviyelere taşımaktır. Dün sanayi ve ileri teknolojiden taşımacılığa, sağlıktan tarıma ve karşılıklı yatırımlara kadar çok geniş bir yelpazede imzalanan belgeler, bu hedef doğrultusunda birlikte çalışma arzumuzu açıkça ortaya koymuştur.
Birleşik Arap Emirlikleri, ileri teknoloji şirketlerine ve startup’lara finansman desteği ve uygun yatırım fırsatları sunuyor. Türkiye ise dinamik ve genç nüfusuyla ileri teknoloji geliştiren küresel ölçekte isim sahibi yeni girişimlere öncülük ediyor. Ekonomik açıdan birbirini tamamlayan ülkeler olarak kısa sürede önemli mesafe alacağımıza inanıyorum. Karayolu, havayolu, bankacılık ve finansman başta olmak üzere her alandaki ekonomik bağlantılarımızın güçlendirilmesi için biz de gereken adımları atıyoruz.
Değerli Kardeşlerim,
Türkiye, 85 milyonluk nüfusu, yükselen sanayi üretimi, nitelikli istihdam kapasitesi, fiziki altyapısı ve coğrafi konumuyla öne çıkan bir ülkedir. Koronavirüs salgını sürecinde yaşananlar, Türk ekonomisinin gücünü, dayanıklılığını ve son 20 yılda kat ettiği mesafeyi açıkça göstermiştir. Siyasi istikrarımız, hızlı karar alma mekanizmalarımız ile üretimi, istihdamı, yatırım teşvik eden yönetim anlayışımızla salgın sürecini suhuletle yönettik. Küresel ekonominin yüzde 3,4 küçüldüğü 2020 senesinde, biz 1,8’lik büyüme oranı yakaladık. Aynı dönemde G-20’de sanayi üretimi en çok artan ülkelerden olduk. Geçen seneyi yüzde 33’lük artışla 225 milyar doları geçen rekor ihracat ve 500 milyar dolara yaklaşan dış ticaret hacmiyle tamamladık. Çift haneli oranları bulacağına inandığımız 2021 yılı büyüme rakamlarıyla inşallah bu başarımızı taçlandırmış olacağız
Dünyada dengeleri altüst eden salgın, bizim gibi üretim kapasitesi yüksek ülkelerin önünde yeni fırsat pencereleri açmıştır. Türkiye, özellikle Asya merkezli üretim ağına alternatif arayışında olan yatırımcılar için çok önemli avantajlar sunuyor. Nitekim uluslararası yatırımcıların ülkemize ilgisi giderek artıyor. Daha önce Türkiye’yi tercih etmiş şirketler de ülkemizi üretim, ihracat ve yönetim merkezi olarak görmekte, bu kapsamda yatırımlarını genişletmektedirler.
Biz 2003 yılından bu yana 239 milyar dolardan fazla doğrudan uluslararası yatırım çekmeyi başarmış bir ülkeyiz. Son 16 yılda Orta ve Doğu Avrupa’da en fazla uluslararası doğrudan yatırım alan ikinci ülke olmamız, Türkiye’ye duyulan güvenin en somut işaretidir. Bunun yanında, Türkiye, iş kurma ve iş yapma fırsatları bakımından son derece cazip bir mevzuata ve uygulamaya sahiptir.
Altyapı ortamını iyileştirmeye yönelik adımlarımız ve ulaştırma koridorlarını birleştiren hamlelerimiz, uluslararası yatırımcılara ilave fırsatlar sunuyor. Birleşik Arap Emirlikleri özel sektörünün önde gelen temsilcileri olarak Türkiye’yle ticari ortaklıklar ve yatırım iş birlikleri tesis etmenin faydalarına tüm boyutlarıyla vakıf olduğunuza eminim. Denizbank ve Yarımca Limanı gibi başarılı örnekler hepinizin malumudur.
Türkiye-Birleşik Arap Emirlikleri ilişkilerinin hak ettiği seviyeye ulaşmasında devlet adamlarının sergilediği irade elbette çok önemlidir. Liderlerin görevi, ticaretten savunmaya, turizmden enerji ve ulaşıma kadar her alanda iş birliğinin üzerinde yükseleceği ahdi zemini tesis etmektir. Ancak, iki ülkenin gerçek potansiyelini bilhassa ticaret ve yatırımlarda hayata geçirecek olan iş dünyamızın siz kıymetli mensuplarıdır. Ticaret Bakanlığımız, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, Cumhurbaşkanlığı Yatırım, Finans ve Dijital Dönüşüm Ofislerimiz, diğer kurumlarımız yeni yatırım projelerinizde sizlere gereken her türlü desteği vermeye hazırdır.
Şimdi kıymetli görüş ve önerilerinizi dinlemek üzere sözü sizlere bırakıyorum.
Toplantımızın hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.