Sevgili Trabzonlular,
Sevgili Uşaklar,
Değerli Kardeşlerim,
Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Fatih Sultan Mehmet Han’ın ebedi vatanımız kıldığı Trabzon’da bir kez daha sizlerle kucaklaşmaktan, hasret gidermekten memnuniyet duyuyorum.
İyi ki varsın diyerek, aziz hatırasını yâd ettiğimiz şehidimiz Eren Bülbül’ün memleketi Trabzon maşallah her zamanki gibi bizi coşkuyla, sevgiyle, yüreğiyle bağrına bastı. Hani kalpten kalbe bir yola vardır görülmez denir ya, bizim kalplerimizdeki, aramızdaki bu sevgi yolu işte burada tüm samimiyetiyle, tüm hasbiliğiyle, tüm güzelliğiyle açıkça ortadadır. 15 Temmuz Meydanı’ndan Trabzon’un tüm ilçelerindeki, mahallelerindeki, hanelerindeki vatandaşlarıma, kardeşlerime, gönüldaşlarıma selamlarımı gönderiyorum.
Trabzon’la, Trabzonlu ile aramıza bugüne kadar kimseyi sokmadık, bundan sonra da sokmayız. Karadeniz’in lokomotif şehri Trabzon ayağa kalkarsa, tüm Türkiye ayağa kalkar. Karadeniz’in yıldız şehri Trabzon yürürse, tüm Türkiye yürür. Karadeniz’in gözde şehri Trabzon büyürse, gelişirse, kalkınırsa tüm Türkiye aynı yolda ilerliyor, yürüyor demektir. İşte bunun için 20 yıldır ülkemizin 80 vilayetiyle birlikte Trabzon’u da hak ettiği, özlemini çektiği eserlere, hizmetlere, yatırımlara kavuşturmanın gayreti içindeyiz. Bugün de elimiz boş gelmedik, bakanlıklarımıza ve belediyelerimize ait yatırım bedeli 2 milyar 309 milyon lirayı geçen 95 kalem eser ve hizmetin toplu açılışını yapmak üzere sizlerle bir aradayız. Bu yatırımlarla, eğitimde, sağlıkta, hemen her ilçemizi kapsayan anaokulundan ilkokula, ortaokuldan liseye, spor salonundan pansiyona kadar pek çok yatırımın resmi açılışını bugün buradan yapıyoruz.
Gençlik ve sporda yapımı tamamlanan Akyazı Yavuz Selim Stadı’nın birinci etap tribününün, Şenol Güneş Stadı içindeki 1500 kişilik betonarme tribünün ve futbol sahalarının, çeşitli ilçelerimizdeki spor salonları ve sahaların, gençlik merkezlerinin, her biri 500’er kişi kapasiteli 3 ayrı öğrenci yurdunun resmi açılışlarını bugün gerçekleştiriyoruz. TOKİ tarafından şehrimize kazandırılan Tabakhane Sosyal Donatı Alanları altyapısı ve çevre düzenlemesinin, Yomra’daki 511 konut, 24 iş yeri ve ticaret merkeziyle altyapı ve çevre düzenlemelerinin, Beşikdüzü Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamındaki 142 konut ve 51 iş yerinin, Araklı’daki 278 konut, ticaret merkezi, altyapı ve çevre düzenlemelerinin, eski Avni Aker Stadı yerine yapılan Ortahisar Millet Bahçesi’yle altyapı ve çevre düzenlemelerinin, Vakfıkebir Millet Bahçesi’nin, Pazarkapı Balık Hali Binası ile altyapı ve çevre düzenlemelerinin resmi açılışlarını bugün buradan yapıyoruz. Çevre Bakanlığımızın desteklediği yap-işlet-devret modeliyle kurulan ve 450 milyon liralık bir yatırım olan katı atık bertaraf ve enerji tesisini buradan resmen hizmete açıyoruz.
Ulaştırmada, 443 milyon liralık bir yatırımla inşa edilen Kaşüstü Kavşağı ve Altgeçit Köprüsü’nü, havalimanımızın pist onarımlarını, Çarşıbaşı Sahil Tahkimatı’nı buradan resmen hizmete alıyoruz. Devlet Su İşlerimiz Of ilçe merkezimizdeki dereleri ıslah etti, Ağasar Vadisi 4’üncü kısım çalışmaları tamamlandı.
Sizin gibi milletim olduktan sonra Allah’ın izniyle dünya ile de mücadelemizi sürdürürüz.
Şehrimizde Ulusal Su Ürünleri Gen Bankası kuruldu, orman yolları ve ağaç yetiştirme çalışmaları yapıldı. Tarım Bakanlığımızın bu yatırımlarının resmi açılışlarını da bugün yapıyoruz. İlçelerimize kaymakamlık, emniyet, jandarma, öğretmenevi hizmet binaları yapıldı, çeşitli restorasyon çalışmaları tamamlandı. İçişleri ve Kültür Turizm Bakanlıklarımızca yapılan bu yatırımları da resmen hizmete alıyoruz. Şimdi geliyoruz belediyelerimizin yatırımlarına.
Trabzon Büyükşehir Belediyemiz ilçelerimizde 272 milyon liralık altyapı yatırımını tamamladı; hizmet binasını tadil etti, çok katlı otopark yaptı. Yalıncak plajını düzenledi. Sokak geliştirme ve çevre düzenleme projelerini hayata geçirdi. Şehrimize 6 tane turizm tesisi kazandırdı. Millet bahçesine buz pateni pisti kurdu.
Büyükşehir Belediyemizin bu ve diğer yatırımlarının resmi açılışlarını da bugün buradan yapıyoruz. Tabi Büyükşehir Belediyemizin yatırımları bunlardan ibaret değil. Yeni otogar inşası, sahil düzenleme çalışmaları, meydan otogarı yapımı, kentsel tasarım ve dönüşüm projeleri gibi devam eden pek çok çalışması var. Evet, şimdi de ilçe belediyelerimizin açılışlarına geçiyorum.
Ortahisar Belediyemiz Pazarkapı Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında konut ve ticari alanları tamamlarken, aynı bölgedeki tarihi bir konağı restore etti. İlçe genelinde 7 adet ulaşım ve altyapı projesini bitirdi.
Değerli Kardeşlerim,
Şalpazarı ve Hayrat belediyelerimiz hizmet binalarının inşasını tamamladı. Tonya Belediyemiz bir güneş santrali kurdu. Canikdere Şelalesi peyzaj çalışmalarını bitirdi. Büyük Liman’da çok sayıda ceviz ve aronya ağacı dikimi yaptı. Arsin Belediyemiz Cadde yapımı ve düzenlemesi, Maçka Belediyemiz kültür merkezi projesini hayata geçirdi. İlçe belediyelerimizin tüm bu eser ve hizmetlerinin resmi açılışlarını da bugün buradan yapıyoruz.
Trabzon’a bakanlıklarımız, kurumlarımızın ve belediyelerimiz vasıtasıyla kazandırdığımız yatırımların şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Bu yatırımlarda emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
Değerli Kardeşlerim,
Türkiye’yi 20 yılda Cumhuriyet tarihinde yapılanların 5 katı, 10 katı esere kavuşturabilme başarısını gösterebilmemizin gerisinde milletimize aşkla, sevdayla hizmet etmemiz vardır. Her ne zaman diyorum, Ferhat ve Şirin, biz Ferhat’ız, siz Şirin’siniz, dolasıyla dağları dele dele biz Şirin’e kavuştuk. Birileri ülkeye ve millete hizmet makamlarını kendi siyasi ajandalarının basamağı olarak görebilir. CHP’nin başındaki zat da kurduğu ittifakla etrafına topladığı kifayetsiz muhterislerle meseleye böyle bakıyor. İşte CHP kiminle yan yana? Terör örgütüyle yan yana. PKK bir terör örgütü, onun Meclisteki uzantısı da malum. Ya bunlarla el ele, kol kola dolaşanlara benim milletim yürü der mi? şimdi Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te, Beslerderesi’nde artık teröristler var mı? Hepsinin inlerine girdik mi? İnlerini duman ettik mi? İnşallah tek bir terörist kalmayıncaya kadar bu yola devam edeceğiz.
Bu uğurda bölücü terör örgütünün siyasi uzantısı olan partiyi dahi ülkenin yönetimine ortak etmek hevesine kapıldılar. Belediyelerinde bunu zaten yaptılar, en kritik yerleri PKK’sından FETÖ’süne kadar terör örgütleriyle irtibatlı kişilere altın tepside, maalesef belediye makamında iş verdiler. 44 bin işçiyi belediyeden atıp, onların yerine maalesef teröristleri doldurdular. Hatırlarasınız bunlar seçimden önce kimsenin ekmeğiyle oynamayacakları üzerine namus, şeref, haysiyet sözü vermişlerdi. Bay Kemal, sen bu sözü verdin, nerede namus, nerede şeref? Seçimden sonra ipleri ellerine alınca yaptıkları ilk iş ise liyakatine, gayretine, emeğine bakmaksızın kendilerinden görmedikleri herkesi kapı önüne koymak olduk.
Ülkelerini her fırsatta bunlar yabancılara şikayet etmediler mi? Siyasi ikballerini de yabancılardan alacakları desteğe bağlamadılar mı? Allah göstermesin, yarın ülkenin başına geçseler, yine aynısını yapacaklar ve bunlar Batıdan talimat alacaklar, çünkü bunların ülkeye ve şehirlere hizmet etmek gibi bir dertleri yok. Çünkü bunların sadece sözleri değil, hayatları da yalan. İşte bir tanesi vardı ya, bir kadın, televizyonda çıkıyor ne diyordu? Büyük yalan söyleyeceksin, en büyük yalanı söyleyeceksin. Bunları dediler mi? Sonra ne oldu? Şimdi yargı aldı tutukladı ve şimdi cezaevinde. Kime çalışıyordu bunlar? CHP’ye, Bay Kemal’e çalışıyordu. Bay Kemal de zaten yalanı bunlardan öğrendi, çok iyi yalan söyler, büyük yalan söyler ve bunlarla da bir şeyler yapmaya çalışır. Şimdi geçen akşam gene çıkmış, benim televizyon programım var saat 22:00’de, aynı saatte o da kendi özelinden açıklama yapıyor. Bu açıklamayı yaparken yine bir yalan, ihale yapmışız ve bu ihalede de, 5’li çete diyor müteahhit firmalara ve bu firmalara, biz burayı 3 kat fazlasına bir rakamla verdiğimizi ve bir kağıt gösteriyor, altında güya benim imzam var. Ben ihalelere imza atmam Bay Kemal, yalancılığını ispat ettin. Ve hemşehriniz Ulaştırma Bakanım Adil Bey’e dedim ki, Adil, yarın akşam çık, bunun dedim şöyle bir dersini ver. Ertesi akşam Ulaştırma Bakanım Adil Bey çıktı, televizyonda buna güzel bir ders verdi; çünkü adamın hayatı yalan. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar, bununki yatsıyı bile bulmadı, çünkü Adil Bey işini biliyordu. Ama Bay Kemal’in işini bilmek diye bir durumu yoktu, cambaz ve yalan, hayatı yalan. Ben de diyorum ki, artık benim hemşehrilerim, benim milletim bu adamın yalanlarına prim vermeyecek.
Türkiye için yazılan senaryolarda kendilerine verilen rolü oynamak ve bunun karşılığında elde ettikleri imkanları tepe tepe kullanmak dışında bir dertleri, bir davaları, bir hedefleri de yok. Eğer böyle olmasaydı ellerine tutuşturulan her kağıt parçasını sonuçta rezil, kepaze olacaklarını bile bile kameralar önünde sallamazlardı, ama bunlar sallıyor. Eğer böyle olmasaydı, yalan olduğu defalarca ifade edilmiş, ispatlanmış iftiraları sürekli tekrarlayıp durmazlardı. Açtığım davaların hepsini kazanıyorum, çünkü yalancı. Eğer böyle olmasaydı her fırsatta yüzlerine karşı en ağır hakaretleri edenleri zoraki baş tacı etmezlerdi. Türkiye siyasetinde şu anda CHP Genel Başkanı’nın ve yöneticilerinin sergilediği omurgasızlığın bir başka örneğini bulamazsınız.
Hep söylediğimiz gibi, ülkemizi her alanda geliştirdik, büyüttük, ileriye taşıdık, sadece muhalefetin kalitesini ve kalibresini yükseltemedik. Bunun için de 20 yıla yaklaşan hükümetlerimiz döneminde hep kendimizle yarıştık.
Kardeşlerim,
Milletimize verdiğimiz her sözü yerine getirdikten sonra çıtayı kendi elimizle çıtaya taşıdık, eğitimde bunu yaptık, sağlıkta bunu yaptık, ulaşımda bunu yaptık, enerjide bunu yaptık, velhasıl her alanda bunu yaptık. Hâlbuki normal bir ülkede muhalefetin yapması gereken şudur: Mesela biz ülkemizin eğitim altyapısını sınıflarıyla, öğretmenleriyle, ücretsiz ders kitaplarıyla, okul kütüphaneleriyle bugünkü seviyesine getirdik, onlar daha fazlasını tahayyül etmeliydi. Ama bakıyorsunuz tek parti faşizmi ve vesayet zihniyetiyle ellerinden gelse yeniden mesleki eğitim kurumları başta olmak üzere okullarımızın çoğunun kapısına kilit vuracaklar.
Mesela biz ülkemizin sağlık altyapısını şehir hastaneleriyle, personeliyle, ambulansıyla, aşısıyla, ilacıyla gelişmiş ülkelerin bile önüne geçirdik, onlar çok daha ileri projeler teklif etmeliydi. Ama bakıyorsunuz daha bizim inşa ettiğimiz şehir hastanelerinin yolunu bile yapmaktan acizler. Mesela biz ülkemizin dört bir yanını bölünmüş yollarla, metrolarla, otoyollarla, hızlı tren hatlarıyla, havalimanlarıyla donattık, onlar çok daha fazlasını yapmak için karşımıza çıkmalıydı. Ha, verdikleri söz var, ne diyorlar? Şanlıurfa’ya gidiyor, diyor ki, Şanlıurfa Belediyesi’ni önümüzdeki seçimde bize verin, biz elektriği bedava vereceğiz. Ben de diyorum ki, Bay Kemal, Muğla Belediyesi sende, hadi ver bakalım Muğlalı çiftimize elektriği bedava. Aydın Belediyesi sende, Aydınlı çiftçimize hadi ücretsiz olarak elektriği ver. Antalya sende, hadi ver bakalım ücretsiz. Ya yalan söyleme, dürüst ol, dürüst. Senin elini tutan mı var? Bir defa elektriğin kaynağı nerede, şartel nerede? Merkezi yönetimde, bizde bizde. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nerede? Bizde bizde, adam bunu dahi bilmiyor, bu denli cahil. Hayata geçirdiğimiz projelerin finansman modelini bile kavramadıkları için aradan geçen bunca yıla rağmen hâlâ tamamlanan yatırımların hikmetini çözmekten acizler. Bize diyor ki, bu şehir hastanelerinin parasını nereden buluyorsunuz? Ey zavallı, biz diyoruz ki, yap-işlet-devret’le bunları yaptırdık, dolayısıyla biz bunları alternatif yatırım modelleri olarak yaptık ve şu anda hâlâ yapmaya devam ediyoruz.
Mesela biz ülkemizin enerji ihtiyacının karşılanmasında yerli ve yenilenebilir kaynakların oranını sürekli yükselttik, onlar ise çok daha verimli ve ekonomik yöntemleri gündeme getirmeliydi, biz şunu söyle yaparız, demeliydi. Ama bakıyorsunuz ya mevcut barajları ve tesisleri engellemenin ya da akıl, mantık işi olmayan birçok adımla, hesaba kitaba gelmeyen üfürüklerle milleti kandırmanın peşindeler. Mesela biz ülkemiz sanayisini üretim ve ihracat gücüyle dünyanın önde gelen alternatiflerinden biri haline getirdik, onlar ise çok daha fazlasını hedeflemeliydi. Ama bakıyorsunuz bırakın yapılanları takdir etmeyi, ülkenin başarılarına kulp takmak, sebebi belli dalgalanmaları krize dönüştürmek için var güçleriyle çalışıyorlar. Bu örnekleri her alana teşmil etmek mümkün. Allah epeyce bir zamandır ülkeyi ve milleti bunların eline bırakmadı, inşallah bundan sonra da bırakmayacak.
Değerli Kardeşlerim,
Biliyorsunuz biz 10 yıl önce milletimize 2023 hedeflerimizi açıkladık, bugüne kadar da bu hedeflerin kılavuzluğunda ülkemize nice büyük eserleri, hizmetleri kazandırdık. Bununla kalmadık, bizden sonraki nesillere miras bırakmak üzere 2053 vizyonunu gündeme getirdik, hatta yeşil kalkınma devrimi başta olmak üzere bu vizyonun ilk hedeflerini de oluşturmaya başladık. Peki, bugüne kadar siz CHP’den veya diğer muhalefet partilerinin herhangi birinden ülkenin gelişmesi, milletin refahının artması, gençlerimizin geleceğine güvenli bakabilmesi yönünde herhangi bir vizyon, hedef, proje duydunuz mu? Duyamazsınız, çünkü böyle bir dertleri yok, çünkü onlara biçilen misyon bu değil.
Tutturdular Z kuşağı, Y kuşağı. Ha biz de diyoruz ki, Teknofest kuşağı. Bizim Sürmeneli uşaklar İHA’yı yaptı mı? SİHA’yı yaptı mı? Akıncı’yı yaptı mı? Ula bir de bunu konuş da, bunu konuşmaz. Niye? Sürmeneli yaptı. Onlara biçilen misyon, Türkiye’nin 2023 yürüyüşünü engellemeleri, 2053 vizyonunu unutturmalarıdır; acı ama karşımızdaki gerçek budur. İşte bunun için hep birlikte 2023’e kadar çok çalışmalıyız, çok. Şimdi ben karşımdaki bu muhteşem topluluktan bir şeyi duymak istiyorum; 2023’e kadar çok çalışmaya var mıyız? Daha güçlü, var mıyız? Öyleyse şöyle bir kaldırın elleri bakalım, coşkuyla, hep birlikte.
Tek millet… Tek bayrak… Tek vatan… Tek devlet…
Bir olacağız... İri olacağız… Diri olacağız… Kardeş olacağız… Hep birlikte Türkiye olacağız… Allah’ın izniyle bizi bu yoldan kimse çeviremeyecek. Geçmişte ülkemizin defalarca düşürüldüğü tuzakların bir yenisini ayağımıza dolaştırmak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Kafaları başka yerde, gönülleri başka mecralarda olanlardan bu ülkeye hayır gelmez. Siyaseti yalandan, stratejisi iftiradan, taktiği çarpıtmadan ibaret olanların bu millete hayrı yoktur. Şeref sözü vermeyi, çocuğa çiklet sözü vermek kadar değer atfetmeyenlerin hiçbir sözüne güven olmaz. Bulunduğu yere kumpasla gelenlerden siyaseti de, yönetimi de, onurla yürütmesini beklemek elbette beyhude çabadır. Azıcık izzeti nefis sahibiyseler, en azından çoluklarının çocuklarının yüzüne bakabilmek için kendilerine çeki-düzen vermeleri gerekir. İnşallah 2023 bu bakımdan Türkiye için bir temizlenme, arınma, yenilenme vesilesi olacaktır.
Kardeşlerim,
Bu soğuk havada sizleri daha fazla üşütmek istemiyorum. Sözlerime burada son verirken, açılışını yaptığımız eser ve hizmetlerin bir kez daha bu güzel Trabzon’umuza hayırlı olmasını diliyor, emeği geçenleri tekraren tebrik ediyorum.
Tüm hemşerilerime, hepinize selamlarımı, sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum, kalın sağlıcakla.