Sevgili Giresunlular,
Sevgili Uşaklar,
Değerli Kardeşlerim,
Sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Buradan Giresun’un tüm ilçelerindeki, köylerindeki, hanelerindeki vatandaşlarıma selamlarımı gönderiyorum.
Yaklaşık 3 yıldır gelemediğimiz Giresun’u özlemişiz. Şu anda gördüğüm manzaraya bakılırsa Giresun da bizi özlemiş. Karadeniz’in her köşesi gibi Giresun’a olan sevdamız da son nefesimize kadar baki kalacaktır. Rabbim dirliğimizi, birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi eksiltmesin. Rabbime bana sizler gibi yol arkadaşları, mücadele arkadaşları lütfettiği için, sizler gibi hemşeriler verdiği için ne kadar hamd etsem azdır.
Öncelikle sizlere 3 yıl önce geldiğimde verdiğim sözü tutarak AK Parti’yi yüzde 49’la birinci çıkartmak suretiyle Belediyedeki hizmet bayrağını tekrar bize verdiğiniz için şükranlarımı sunmak istiyorum. Sizlerin güvenine layık olabilmek için merkeziyle, ilçeleriyle, köyleriyle Giresun’un tamamında tüm imkânlarımızla çalışıyoruz, çalışacağız.
Biraz önce Dereli’deydim. Biliyorsunuz 2020 Ağustos’unda meydana gelen sel felaketinde aralarında Dereli’nin de bulunduğu 7 ilçemizde can ve mal kayıpları yaşamıştık, en çok hasar da Dereli’de olmuştu. Arama ve kurtarma çalışmalarının ardından hemen kolları sıvayarak Dereli’yi konutları, işyerleri ve altyapısıyla adeta hamdolsun yeni baştan inşa ettik. Bir daha belini doğrultamaz denilen bu ilçemizi bir yıl gibi kısa bir sürede tekrar ayağa kaldırdık. Zira biz söz verirsek yaparız. Laf değil, iş üretiriz iş. İşte laf ola beri gele değil. Dereli orada, Giresun Merkez burada. Bugün de hem yapımı tamamlanan konut, iş yeri ve altyapı projelerinin resmi açılışını yapmak, hem de hasret gidermek için programımıza Dereli’den başladık. Açılışını yaptığımız eserlerin bir kez daha Derelili kardeşlerimize hayırlı olmasını diliyorum.
Aynı şekilde, Dereli’yle bitmedi, bir de ne var? Doğankent. Doğankent’te de selin yıktığı konutları ve iş yerlerini yeniden inşa ettik. Bugün orada tamamlanan yatırımların sevincini de Giresunlu kardeşlerimle paylaştık. Dereli’de yapılan işler bu ülkede devletin ve hükümetin vatandaşına sahip çıkma, dertlerini çözme, kayıplarını telafi etme konusundaki gücünü, imkânlarını, kararlılığını göstermesi bakımından önemli bir örnektir.
Kardeşlerim,
Şunu özellikle vurgulamak istiyorum: Sel felaketi oldu, bakan arkadaşlarım, ben, hep birlikte Doğankent’te, Dereli’deydik, balıkçıya gitmedik, balıkçıya gitmedik. Nereye gittik? Biz vatandaşlarımızın yanına gittik, onlarla beraber olduk, onların derdiyle dertlendik. Ama birileri de bakıyorsunuz bir yerlerde kafayı bulmaya gidiyor, öbür tarafta kar, bora, fırtına esiyor, hiç umurlarında değil. Bu belediye başkanlığını ben de yaptım, hem de İstanbul’da. Ve öyle kar, bora, fırtına olacak, deprem olacak, sel olacak, yok Bodrum’a git, yok bilmem şuraya git, buraya git, bizim kitabımızda o yok, bizim kitabımızda halkınla beraber olacaksın, halkınla. Ah kardeşlerim ah, işte deprem felaketlerinde, o yangın afetlerinde benim bakan arkadaşlarım neredeydiler? Antalya’da. Neredeydiler? Muğla’da. Neredeydiler? Kastamonu’da Bozkurt’ta. Peki, Cumhurbaşkanı neredeydi? O da onların yanındaydı. Tek tek dolaştık, ne eksiği var? Traktör. Traktörünü gönderdik. Ne eksiği var? Binalar yanmış yıkılmış. Hemen o binalar da yapılıyor. Aynen Dereli’de olduğu gibi. Niye? Sen devletsin devlet, sen onları kendi başına bırakamazsın. Hemen onların yanında yerini alacaksın, eksikleri bir an önce gidereceksin. Sel afeti mi oldu, bunu gidereceksin, çünkü görevin bunu gerektiriyor.
Biliyorsunuz 2002 yılında ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde milletimize ne demiştik? Türkiye’yi dört temel taş üzerinde yükselteceğiz; eğitim, sağlık, adalet, emniyet, bunların üzerinde yükselteceğiz demiştik. Bunlar yetmez, başka? Ulaşım dedik, enerji dedik, tarım dedik, dış politika dedik; bütün bunlar üzerinde yükselen bir Türkiye’yi inşa ettik. İşte ben şimdi görüyorum ki Giresun bizden aldığı bu enerjiyle şu anda karşımdaki topluluğa bakıyorum, aynı sinerji burada da var, aynı sinerji burada da var. Zira demek ki birbirimize aşığız. Aşk, öyle bir şeydir ki kişinin sevdiğinde yok olmasıdır. Biz sizi seviyoruz ve sizde yok oluyoruz.
Ve bununla da kalmıyoruz, diyoruz ki; hizmetlerimizle, yatırımlarımızla sürekli, eğitimde 76 üniversiteyle başladık, şu anda Türkiye’nin 81 vilayetinde 206 üniversitemiz var. Üniversitesi olmayan ilimiz yok. Ya biz dertliyiz be, biz bu millete aşığız âşık. Ve bizi bu dert yollara döktü. Biz Ferhat olduk, siz Şirin. Dağları deldik, Şirin’e ulaştık. Öyle Ferhat olmak her kişinin karı değil. Ve Ferhat Şirin’le işte bu yolculukta buluşuyor. Şimdi de bugün Giresun’da sizlerle buluştuk, ne mutlu bize. Ve bu havada, bu soğukta sizlerin sıcaklığı havayı da ısıtıyor.
Şimdi yarın da neredeyiz? Yarın da Trabzon. Yarın da inşallah Trabzon’da Trabzonlu hemşehrilerimizle bir arada olacağız.
Eğitimde Teyyaredüzü ve Espiye imam hatip okullarımızı, Espiye’de ayrıca bir ortaokulumuzu, Şebinkarahisar Fen Lisesi’nin Kapalı Spor Salonu’nu buradan resmen açıyoruz. Üniversitemizin Spor Bilimleri Fakültesi Binası ile diğer yatırımlarının açılışlarını da bugün yapıyoruz. Bitmedi, ya bir Giresun’da stadyum var mıydı? İşte biz sporda 22 bin kişilik Çotanak Stadı ile atletizm sahası, olimpik yüzme havuzu ve bin seyircilik tribünün, merkezdeki 3 bin 500 kişilik spor salonunun, Espiye Futbol Sahası ve 500 kişilik tribünün, Bulancak Gençlik Merkezi ve 2 bin kişilik tribünün, çeşitli kapalı halı sahaların açılışını bugün buradan gerçekleştiriyoruz. Biz laf üretmiyoruz, iş üretiyoruz iş.
Ayrıca, 1028 kapasiteli Gülpembe Hatun Öğrenci Yurdu ile Görele’deki 376 kişilik öğrenci yurdunu da bugün hizmete açıyoruz.
Sağlıkta Giresun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin, Halk Sağlığı Laboratuvarı ek binasının, Eynesil Devlet Hastanesi’nin, Çavuşlu Aile Sağlığı Merkezi’nin resmi açılışını da yapıyoruz. Çevre ve şehircilikte çeşitli köylerimizdeki 125 adet ahırlı köy evi ile altyapı ve çevre düzenlemelerinin açılışlarını buradan gerçekleştiriyoruz. İl Özel İdaremizin ilçelerimizdeki afet hasarlarını gidermeye yönelik altyapı ve içme suyu yatırımlarını buradan resmen hizmete veriyoruz. Enerjide merkez, Bulancak, Keşap, Espiye, Piraziz, Dereli, Doğankent ilçelerimizin doğalgaz dağıtım projelerinin resmi açılışlarını yapıyoruz.
Bulancak ve Espiye adliye binalarımızı, güçlendirilip tadil edilen İŞKUR Hizmet Binası’nı, Sosyal Hizmet Merkezi’ni, Fındık Araştırma Enstitüsü Altyapı ve Laboratuvar projelerini, Gümrük Müdürlüğü ek binalarını, Emniyet Müdürlüğümüzün çeşitli binalarını, Aymaç Tabiat Parkı düzenlemesini de buradan resmen hizmete açıyoruz. Tarımda Devlet Su İşleri’nin tamamladığı çeşitli taşkın koruma ve köprü projelerinin ağaçlandırma işlerinin, orman köylülerinin istihdamına yönelik projelerin resmi açılışlarını da gerçekleştiriyoruz.
Şimdi geliyorum Giresun Belediyemizin açılışlarına. Belediyemiz bugün resmi açılışını yapacağımız yeni binasıyla inşallah bundan sonra sizlere daha güzel hizmet verecektir. Belediyemizin inşasını tamamladığı Batı Sahili düzenlemesi, içme suyu depo ve terfi merkezi, sahil yolu aydınlatması, sokak yenileme çalışmaları, çöp sahası rehabilitasyonu, kale aydınlatması, şehir girişi yol genişletmesi ve çevre düzenlemesi, yöresel ürün satış yerleri, Haydar Aliyev Parkı ile şehrimize kazandırdığı çok sayıda iş makinesinin resmi hizmete alınmasını buradan yapıyoruz. Böylece bugün burada toplam yatırım tutarı 1 milyar 398 milyon lirayı bulan 78 kalem eser ve hizmetin açılışını yapmış oluyoruz. Nasıl, iyi mi? Tüm bu yatırımların şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Giresun’u bu yatırımlarla buluşturan bakanlıklarımızı, kurumlarımızı, Belediyemizi, yüklenici firmaları, mühendisinden işçisine herkesi tebrik ediyorum.
Değerli Kardeşlerim,
Türkiye iki asırlık kalkınma mücadelesinin en önemli safhalarından birinden geçiyor. Bu iki asır boyunca ülkemizi hak ettiği demokrasi ve ekonomi seviyesinin gerisinde bırakmak için oynanan oyunlar yüzünden milletçe başımıza gelmedik şey kalmadı. Koskoca Osmanlı’yı bu sebeple yıktılar. Bin bir zahmet ve fedakârlıkla kurduğumuz Cumhuriyetimizi kadük bırakmak için her yolu denediler. Tek parti faşizminden vesayet gölgesine, darbelerden terör örgütlerine kadar kullanmadık araç bırakmadılar. Milletimiz o eşsiz ferasetiyle her defasında bu tuzakları gördü ve bozmayı bildi. Rahmetli Menderes’ten Rahmetli Özal’a kadar nice siyaset ve devlet adamına verilen büyük desteğin gerisinde işte bu anlayış vardır.
AK Parti’nin kuruluşu, iktidara gelişi ve 20. yılına erişmesi de milletimizin üzerinde oynanan oyunlara verdiği en esaslı cevaplardan biridir. Tabii bu 20 yıllık serencamımıza baktığımızda nice büyük sınamaları aşarak, bugünlere geldiğimizi görüyoruz. Özellikle son 10 yılımızda sokakları karıştırmaktan teröre, darbe girişiminden ekonomik tetikçiliklere kadar atlamadığımız badire kalmadı. Bölgemizdeki ülkelerin önemli bir kısmı maalesef bu sınamaları geçemedi, pek çok devlet paramparça oldu. İşte şu anda Rusya’yla Ukrayna arasındaki gelişmeleri görüyorsunuz. Milyonlarca insan kendi ülkelerinde veya sığındıkları yerlerde sefalet altında hayatlarını sürdürmeye çalışıyor. Bunların bir kısmına da biz sahip çıktık. Hamdolsun Türkiye olarak bu karanlık dönemi devletimizin bütünlüğüne de, milletimizin birliğine de halel getirmeden geride bıraktık.
Şöyle bir etrafımıza ve dünyaya baktığımızda gerçekten şükredecek çok şeyimiz olduğunu görüyoruz. Bu dönemde sıkıntılar çekmedik mi? Elbette çektik. Bu dönemde bedeller ödemedik mi? Elbette ödedik. Kimi zaman huzurumuz kaçtı, kimi zaman canımız yandı, kimi zaman kanımız döküldü, kimi zaman cebimiz zarar gördü, terör çok can yaktı. Ama hamdolsun bölgesinde ve dünyada giderek daha çok güçlenen bir devletimiz, geniş bir hak ve özgürlük alanımız, istihdamı ve üretimiyle giderek büyüyen bir ekonomimiz var. Velhasıl geleceğimize güvenle bakmak için gereken her türlü imkâna sahibiz. İstikrar var, güven var, bu güven ve istikrar bizi dünyada güçlü ülkeler arasına yerleştirdi. Türkiye’yi başka türlü istedikleri yere çekemeyeceklerini görenler son yıllarda tüm güçleriyle ekonomimize yükleniyor.
Hatırlayın, güya dünyanın en büyük ülkesinin başındaki kişi eşi benzeri görülmemiş bir şekilde Türkiye’nin ekonomisini mahvetme tehditleri savurdu. Batılı finans kuruluşları serbest piyasa ekonomisine taban tabana zıt manipülasyonları ekonomimize darbe üstüne darbe vurmaya kalktı. Sınırlarımıza dayanan terör örgütleri de aynı projenin bir parçası olarak üzerimize salındı.
Şimdi soruyorum; Gabar’da, Cudi’de, Tendürek dağlarında, Beslerderesi’nde nerede o teröristler? Hepsini mağaralara gömeceğiz dedik ve gömdük mü? Gömüyor muyuz? Ah benim vatandaşım sokaklara çıkamıyordu sokaklara, şimdi çıkıyor mu? Çıkıyor. Niye? Güçlü bir irade var. Terörle mücadelede bir güç var ve yılmadan, usanmadan biz bunların inlerine gireceğiz dediğimizde bunların bazıları dalgasını geçiyordu. Ama şimdi hepsi süt dökmüş kediye döndü.
Ülkemizdeki kimi çevreler üzüntüyle belirtmek isterim ki bu gâvurların değirmenine su taşımak için adeta birbirleriyle yarıştılar. CHP’nin başını çektiği bu kesimler ülkenin ve milletin felaketi üzerinden kendi çıkarlarını inşa etmenin peşine düştüler. Hamdolsun başaramadılar, başaramayacaklar. Cumhur İttifakı olarak bunların üzerine üzerine gidiyoruz ve gitmeye devam edeceğiz. Çünkü yaşadığımız her hadise milletimize bunların gerçek yüzünü gösteriyor.
Dün vesayetin yanında yer alarak demokrasiye ihanet etmişlerdi. Dün terör örgütlerine payandalık yaparak, vatanın bütünlüğüne göz dikmişlerdi. Dün darbecilere yancılık yaparak, istiklalimizi karartmaya kalkmışlardı. Dün sınır ötesi harekâtlarımıza karşı çıkarak bekamıza kastetmişlerdi. Dün ekonomimize yönelik tuzaklara destek vererek aşımıza zehir atmaya niyetlenmişlerdi. Bugün de aynı gaflet, dalalet, ihanet çizgisinde yürümeyi sürdürüyorlar. Yalanla, iftirayla, çarpıtmayla gerçekleri gizleyerek, hakikatleri tersyüz ederek milleti kandıracaklarını sanıyorlar. Hâlbuki bunlar daha kendi partilerini yönetmekten acizler. Bunlar kendi belediyelerinde şehirlere hizmet vermekten acizler. Bunlar ülkenin milli çıkarlarını içeride ve dışarıda savunmaktan acizler. Bunlar milletin geleceği için en küçük bir hayal kurmaktan, vizyon belirlemekten, proje üretmekten acizler. Çünkü bunlar milletimizin ver yiyeyim, ört yatayım, bekle canım çıkmasın diye tarif ettiği türün mensuplarıdır. İşte bunun için de hiçbir zaman iflah olmamışlardır ve olmayacaklardır.
Değerli Kardeşlerim,
Tabii bunları söylerken yaşadığınız sıkıntıları, yaptığınız fedakârlıkları, altına girdiğiniz yükleri görmezden gelmiyoruz. Tam tersine, hepsinin de farkındayız, hepsini de yakından takip ediyoruz, hepsinin de çözüm yollarını arıyor, buluyor ve hayata geçiriyoruz.
Geçtiğimiz Aralık ayının 20’sine kadar döviz kurunda yaşanan suni dalgalanmanın önünü nasıl kestiğimizi 20 Aralık itibariyle biliyorsunuz. Önce piyasanın kendi dinamikleri içinde bu dalgalanmanın durulmasını bekledik, baktık bu iş milletimize ciddi zararlar verecek bir yere doğru gidiyor, hemen tedbirlerimizi aldık, mekanizmalarımızı kurduk ve kuru tekrar istikrara kavuşturduk. Enflasyonun sizlerin üzerinde ciddi bir yük haline dönüştüğünü biliyoruz, görüyoruz. Bakın tekrar ediyorum; faizle mücadelemi biliyorsunuz, faizi indireceğiz ve indiriyoruz. Bilin ki enflasyon da inecek, daha düşecek. Asgari ücrette verdiğimiz sözü tuttuk mu? Tuttuk ve 4 bin 250 liraya asgari ücreti çıkardık mı? Çıkardık. Memur ve emekli maaşlarına kadar çalışanlarımızın gelirlerinde yaptığımız yüksek oranlı artışlarla insanımızı enflasyona ezdirmedik.
Bizim iki büyük hassasiyetimiz var. Birincisi; ülkemizin ve milletimizin güvenliğini sağlamaktır, çünkü can güvenliğiniz yoksa diğer her şey anlamsız hale gelir. İkinci hassasiyetimiz de; insanlarımızın geçim kapısını, yani istihdamı ayakta tutmak ve sürekli geliştirmektir. Çünkü işiniz varsa, geliriniz varsa, fiyatlar bir parça yükselmiş de olsa hayatınızı sürdürebilir, önünüzü ancak görebilirsiniz. Ama işinizi kaybettiğinizde fiyatların yüksekliğinin, düşüklüğünün hiçbir önemi kalmıyor. Çünkü geliriniz tamamen kesiliyor. İşte bu anlayışla ekonomi programımızı, yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlayla büyüme üzerine bina ettik.
Döviz kuru istikrara kavuşur, enflasyon düşer, pahalılık ortadan kalkar; bunların hepsi de gelip geçicidir. Ama üretimde, istihdamda, ihracatta yakaladığımız başarılar kalıcıdır. Yapılan her yatırım, açılan her üretim ve hizmet tesisi nesiller boyunca ülkemize ve insanlarımıza kazandırmaya devam edecektir.
Milletimden bu noktada bizimle beraber bu yolda yürümelerini istiyorum. Nasıl demokrasimizi, güvenliğimizi, altyapımızı, bölgesel ve küresel siyasi gücümüzü iftihar verici bir seviyeye çıkardıysak, inşallah yakında ekonomide de benzer bir başarıya hep birlikte imza atacağız. Ordu-Giresun Havalimanı hiç aklınızdan geçer miydi, ya burada böyle denizin üzerinde bir havalimanı yapılacak, geçer miydi? Şimdi bu havalimanı yapıldı mı? Samsun-Sarp, bu sahilden böyle bir otoyol yapılacağı aklınızdan geçer miydi? Kim yaptı? Biz yaptık. Nerede diğerleri? Onlar laf üretir, biz iş üretiriz; farkımız bu.
Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmeden aldığımız her nefes, içtiğimiz her yudum su, yediğimiz her lokma bize zehirdir. Ne zaman ki ülkemizi bu hedefimize de ulaştıracağız, işte o vakit evlatlarımıza 2053 vizyonlarını hayata geçirebilecekleri bir ülkeyi gururla teslim edebiliriz. Bugüne kadarki her mücadelemizde yanımızda olan Giresun’un bu kutlu yolda da desteğini bizden esirgemeyeceğine yürekten inanıyorum.
Sizleri bu alanda, bu soğuk havada daha fazla bekletmek istemiyorum, üşütmek istemiyorum. Bunun için sözlerime burada son verirken, açılışını yaptığımız eser ve hizmetlerin bir kez daha şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Şöyle bir elleri kaldıralım, hep bir ağızdan coşkuyla Giresun duysun. Hazır mıyız?
Tek millet… Tek bayrak… Tek vatan… Tek devlet…
Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.
Cumhur İttifakı olarak 2023’e yürüyor muyuz? Maşallah. Allah gücünüzü daim kılsın inşallah. Yar yardımcımız olsun inşallah. Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum, kalın sağlıcakla. Giresun, kardeşlerim; hazır mıyız?
Tüm bu eserler Giresun’umuza, Giresunlulara hayırlı olsun diyoruz ve kurdeleyi… Hazır mıyız? Kurdeleleri kesiyoruz. Tüm bu hizmetler Giresun’umuza hayırlı olsun diyoruz.
Ya Allah Bismillah.