TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Töreni’nde Yaptıkları Konuşma

28.12.2021

Değerli Bilim İnsanları,

Kıymetli Misafirler,

Hanımefendiler, Beyefendiler,

Sevgili Gençler,

Sizleri en kalbi duygularımla, sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Türkiye’nin en saygın bilim ödülleri töreni olan TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Töreni’nde bilim insanlarımızı ve değerli misafirlerimizi milletin evinde ağırlamaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum.

Eskiler, şerefü’l mekân bi’l mekin, yani bir mekânın şerefi orada bulunanlardan gelir, derlerdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin kıymeti de bugüne kadar milletimizin tüm kesimlerinden içinde misafir ettiği güzel insanlardan geliyor. Bu mekâna değer veren şehit yakını ve gazilerimizden sporcularımıza, muhtarlarımızdan öğretmenlerimize, engellilerimizden ilim ve kültür insanlarımıza kadar 84 milyon olarak hep birlikte sahip çıktığımız birliğimizdir, beraberliğimizdir, kardeşliğimizdir. İşte bu mekânda bugün ilme ömrünü adamış bilim insanlarını, çığır açıcı işlere imza atacak genç araştırmacıları ağırlamak da bizi bir başka sevindiriyor, bir başka gururlandırıyor.

Her yıl TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri’nin sahipleriyle burada buluşarak artık bir geleneği de iyice yerleştirdiğimize inanıyorum. Araştırmalarıyla dünyaya yön veren, hayatımızı kolaylaştıran, ülkemizin müreffeh yarınları için gecesini gündüzüne katan tüm bilim insanlarımıza milletim adına şükranlarımı sunuyorum.

Bu yıl 66 bilim insanımız yaptıkları çığır açıcı çalışmalarla TÜBİTAK ve TÜBA Ödülleri’ne layık görüldü. Bugün TÜBİTAK Bilim Ödülü’nü 3, TÜBİTAK Teşvik Ödülü’nü ise 14 bilim insanımıza takdim edeceğiz. Aynı şekilde 3 bilim insanımıza TÜBA Uluslararası Akademi Ödülü, 37 üstün başarılı genç araştırmacımıza da TÜBA GEBİP Ödülü vereceğiz. Bilimsel Telif Eser Ödülleri Programı kapsamında ise 9 Türkçe bilimsel telif eser TÜBA TESEP ödüllerini alacak. TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödüllerini alan bilim insanlarımızın her biri kendi disiplinlerinde seçkin çalışmalar gerçekleştiren, bilime uluslararası düzeyde katkıda bulunmuş isimlerdir.

Tabii ödül alan bilim insanlarımızın yaklaşık 3’te birine tekabül eden 21’nin kadın olması bizim için ayrı bir gurur vesilesidir. İnşallah bu ödüller Türkiye’de bilimsel faaliyet yürüten herkes için birer teşvik unsuru olacak, bilimin yaygınlaşması ve benimsenmesinde önemli bir görev icra edecektir.

2021 TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Töreni’nin bilim camiasına hayırlı olmasını diliyor, ödül alan bilim insanlarımızı ayrıca tebrik ediyorum.

Kıymetli Misafirler,

İnsanlığa faydalı çalışmaların ulaşılan medeniyet seviyesinin sembolü ve tüm insanlığın ortak değeri olduğuna inanıyoruz, ancak hak tesliminin de ihmal edilmemesi gerekiyor. Batı medeniyeti her ne kadar referans vermekten imtina etse de bugün bilimde varılan seviyenin temelleri Doğu medeniyeti tarafından atılmıştır. Buradaki Doğu ve Batı kavramlarını yaşadığımız coğrafyayı merkez alarak kullanıyoruz. Mezopotamya, Mısır, Yunan ve Roma uygarlıklarından sonra kaybolmaya yüz tutmuş bilimi İslam medeniyeti adeta yeniden ayağa kaldırmıştır.

Şöyle tarihe kısa bir yolculuk yaptığımızda, Batı’nın karanlık çağlarını yaşadığı dönemde, Doğunun altın çağını yaşadığını görürüz. O dönemin dünya çapındaki bilim insanları hep bizim gönül coğrafyamızdan çıkmıştır. Ömer Hayyam’lar, Farabi’ler, İbn-i Sina’lar, Biruni’ler bizim medeniyet bayrağımız altında tarih yazmıştır. El-Cezeri, Ali Kuşçu, Hezarfen Ahmed Çelebi hizmetlerini ve icatlarını bu topraklarda ortaya koymuştur. Elbette sadece geçmişteki başarılarımızla iftihar ederek bir yere varmayız, ama geçmişten bugüne köprü kurmadan da geleceğimizi göremeyiz. Batı ilimde, fende, teknolojide ileri noktalara ulaşırken, bizim geride kalmamız da nice adaletsizlikler, nice zulümler yanında kendi hatalarımızın, eksikliklerimizin de payı vardır, dolayısıyla hayıflanmak çözüm değildir. Yapmamız gereken, üzerimize düşenleri yerine getirmek, çalışmak, üretmek, yeniliklerin öncüsü olmaktır.

Her zaman ifade ettiğimiz gibi, yiğit düştüğü yerden kalkar, yitik kaybedildiği yerde aranır. Bu toprakların ruhuna, birikimine, bereketine güveniyoruz. İşte bu anlayışla son 19 yılda yaptığımız yatırımlarla, uyguladığımız politikalarla, bilimin ve özgür düşüncenin hamisi olduk, olmaya da devam ediyoruz. İnovasyonun ve teknolojinin belkemiği olan bilim, Türkiye’nin siyasi bağımsızlığının da teminatıdır. Bilimin, teknolojinin ve inovasyonun ülkemizde 7’den 70’e benimsenmesi için milli teknoloji hamlesi vizyonu rehberliğinde kararlı adımlar attık. Bilim ve teknolojide ilerleyebilmek için insan kaynağından altyapıya, verimlilikten araştırma-geliştirmeye kadar her alanda projeler yürüttük, yürütmeye devam ediyoruz. İnovasyonun özellikle üniversitelerin, özel ve kamu araştırma merkezlerinin, teknoloji geliştirme bölgelerinin niteliğini de, niceliğini de artırdık. Beşeri sermayeye, bilim insanlarımıza, mühendislerimize, araştırmacılarımıza, hatta ilkokul çağındaki çocuklarımıza destek olabilmek için bu alana ayırdığımız kaynakları sürekli artırıyoruz.

Rahmetli Cemil Meriç, bilgi, sonu gelmeyecek olan bir fetihtir, diyor. Biz sonu gelmeyecek bu fetih için yeni fetihler, yani Fatih’ler yetiştirmenin derdindeyiz. Kabiliyetli evlatlarımız Türkiye’nin dört bir tarafındaki dene-yap teknoloji atölyelerinde kritik ve stratejik teknolojilere yönelik yeni nesil yöntemlerle eğitimler alıyor, sosyal etkinliklere katılıyorlar. Dünyanın en büyük uzay, havacılık ve teknoloji festivali Teknofest’te yarışmalara katılan gençlerimiz gelecekte dünyayı değiştiren mucitler arasına yer alabilmek için yarışıyorlar, emek harcıyorlar. Şüphesiz bu yatırımlar, bu etkinlikler, bu atölyeler ülkemizden daha birçok Aziz Sancar çıkacağının habercisidir.

Safahat’ta Mehmet Akif Ersoy’un Asım’a seslendiği gibi, biz de bilim insanlarımıza şöyle sesleniyoruz: O çocuklarla beraber gece-gündüz didinin, giden 300 senelik ilmi sık elden edinin. Fen diyarında sızan namütenahi pınarı hem için, hem getirin yurda o nafi suları. Bu anlayıştan hareketle TÜBİTAK Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı ile 127 öncü bilim insanımızın çalışmalarını ülkemize taşımasına önayak olduk. Bu çağrıyla ülkemize gelen yabancı hocalarımız da var. Yabancı demek biraz hoşuma da gitmiyor, küresel bazlı hocalarımız da var. Örneğin, Profesör Doktor Eric Jepsen iklim değişikliği ve göl restorasyonu alanında yürüttüğü çalışmalarını ülkemize taşıdı. Doktor Maria Veldhuizen, ülkemizde obezitenin sinirsel sürücülerini anlamaya odaklanan ilk nörobilim araştırma laboratuvarını kurdu. Profesör Doktor Stefan Ivanov Dimitrov moleküler biyoloji ve genetik alanındaki çalışmalarını artık ülkemizde sürdürüyor. Bu hocalarımız aynı zamanda doktora çalışmalarıyla genç bilim insanlarımızı yetiştiriyorlar. Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı’nın yeni çağrısıyla inşallah daha fazla bilim insanını ülkemizin beşeri sermayesine katmış olacağız. Aynı programın bir benzerini Ulusal Lider Araştırmacılar Programı adıyla Türkiye’deki bilim insanlarımız için de tesis ettik.

Ülkemize gelen ve ülkemizde yerleşik bilim insanlarımız biyoteknolojiden nanoteknolojiye, robotikten dijital teknolojilere kadar birçok alanda yüksek bütçeli projeler yürütüyorlar. Bu projelerin sadece birinden çıkacak üst düzey ürün bile ülkemizde milyarlarca dolarlık katma değer oluşturabilir. Hocalarımızın yetiştirdiği gençler yakın zamanda milyar dolar değerlemeye sahip girişimlerle karşımıza çıkabilir. Bu sebeple ülkemizdeki üst düzey yetkinliklere sahip bilim insanlarımıza destek olmak hepimizin boynunun borcudur. TÜBİTAK’ın araştırma alanındaki desteklerini önümüzdeki yıllarda yeni programlarla çeşitlendiriyoruz.

Aziz Sancar Hocamız adına verilecek doktora sonrası araştırma bursunu daha öne duyurmuştum. Bu bursumuzu 2022 yılı Ocak ayında başlatıyoruz. Programda yer alacak araştırmacıları Aziz Sancar Hocamız bizzat seçecek ve kendi laboratuvarında birlikte çalışma yürütecek.

Bunun yanında yeni bir burs programını daha buradan duyurmak istiyorum. Bütün ömrünü bilime adayan ve bilim tarihi alanındaki çok kıymetli çalışmalarıyla dünyada çığır açan Profesör Doktor Fuat Sezgin Hocamız adına yeni bir burs programı başlatıyoruz. Bu burs programı aracılığıyla yüksek lisans, doktora ve doktora sonrası süreçlerde bilim tarihi alanında çalışmalar yapacak bilim insanlarımıza destek vereceğiz.

Değerli Misafirler,

Üniversite veya üniversitelerimizin fizik, kimya, biyoloji ve matematik gibi temel bilimler alanındaki bölümlerine ilginin istediğimiz seviyelerde olmadığını en iyi sizler biliyorsunuz. Bu tablonun önüne geçmek için çeşitli tedbirleri hayata geçiriyoruz. Gençlerimizi temel bilimlere yönlendirmek üzere her yıl 2 bin 300 lisans öğrencisine başarı bursu veriyoruz. Araştırma-geliştirme faaliyetleri yürütülen merkezlerde ve teknoparklarda temel bilimler mezunu istihdam eden firmalara maaş desteği sunuyoruz. Bu tür desteklerle gençlerimizin temel bilimlere olan ilgisini artırmayı hedefliyoruz. Böylece teknoloji üretiminin belkemiği olan temel araştırma çalışmalarına ivme kazandırmak istiyoruz. Bilimsel araştırmanın sağlıklı yapılabilmesi için bilim insanlarımızın son teknoloji altyapılara erişimini sağlamak da önemlidir.

Üniversitelerdeki tematik araştırma merkezlerine bu sebeple büyük çaplı yatırımlar yapıyoruz. Bir ülkenin teknolojik yetkinliği, araştırmalar sonucunda ortaya çıkan ve uygulamalı araştırmalara baz olacak makaleler, araştırma raporları ve temel teknolojiler sayesinde gelişiyor. Yüksek teknolojiye erişebilmenin ilk tohumu temel araştırmalarda atılıyor. Bunun için üniversitelerdeki tematik araştırma merkezlerini destekliyor ve bilimi tahkim edecek adımlar atıyoruz.

Ülkemizde bilim denildiğinde ilk akla gelen kurumların başında Türkiye Bilimler Akademisi geliyor. TÜBA’nın yayınladığı her eser ve yapmış olduğu her bilimsel etkinlik bilim hayatımıza önemli katkı sağlıyor. Türk İslam Bilim ve Kültür Mirası Projesi bunlardan biridir. Bu kapsamda 2021 yılında 12 eser basıldı. Yazımında önemli mesafe alınan Bilim Terimleri Sözlüğü de, titizlikle üzerinde durduğumuz bir diğer önemli eserdir. Bu sözlük bilimin kendi dilimizde üretilmesine ciddi katkı sağlayacaktır. TÜBA’yı bu doğrultuda gösterdiği gayretler sebebiyle özellikle tebrik ediyorum.

Değerli Misafirler,

Türkiye’nin bilhassa son zamanlarda bilime, bilim insanına ve teknolojiye çok büyük yatırımlar yaptığını gören her göz, hakkı konuşan her dil kabul etmektedir. Ülkemiz bu sayede teknolojisini daha üst seviyelere taşıyarak gayretlerinin meyvesini alma yolunda ilerlemektedir. Bu gerçeği inanmayanlara da itimat edeceklerini düşündüğüm birkaç örnek vermek istiyorum. Türkiye, küresel yenilik endeksinde bu yıl 10 basamak birden yükselerek ulaştığı 41. sırayla ilk 50 liginde en büyük artış kaydeden ülke oldu. Avrupa Komisyonu’nun 2021 yılı ilerleme raporunda inovasyon ekosistemimiz Türkiye’nin bilim ve araştırma alanındaki hazırlıkları çok ileri düzeyde, denilerek takdirde ifade edildi. Buradan bütün dünyaya seslenerek diyorum ki, biz izlemeye devam edin.

Teknolojik bağımsızlığın, siyasi bağımsızlığın teminatı olduğunu bilerek çalışmaya devam edeceğiz. Ülkelerin gücü artık yüksek teknolojideki etkinlikleriyle ölçülüyor. Savunma sanayinde geldiğimiz nokta bugün bütün dünyanın dilindedir. Türkiye’nin bölgenin geleceğini şekillendiren ülkelerin başında geldiği analizleri giderek daha çok paylaşılıyor. Ülkemizi bu noktaya getirmek için çok çalıştık, çok azmettik, çok fedakârlık yaptık, bize dayatılan şartlara yıllarca boğun eğmedik, kendi göbeğimizi kendimiz kesme iradesini gösterdik. Artık sanayinin tüm sektörlerinde parmakla gösterilen ülkelerden biri olmak hedefiyle sürekli vites yükselterek yolumuza devam ediyoruz.

Türkiye, koronavirüs salgınının zorlu ikliminde geçtiğimiz sene olduğu gibi bu seneyi de dünyanın önde gelen ülkelerinden pozitif yönde ayrışarak büyümeyle kapatıyor. İhracatta geçen ay sonu itibarıyla yıllık 221 milyar dolar rakamını yakaladık, cari fazla vermeye başlayacağımız günler inşallah yakındır. Salgının tetiklediği sıkıntılar küresel piyasalardaki etkisini sürdürüyor. Tedarik zincirlerindeki kırılmalar sebebiyle enflasyon dahil birçok alanda ekonomiler sınanmaya devam ediyor. Global piyasaların bir parçası olan Türkiye ekonomisi de elbette bu sıkıntılı süreçlerin etkisini hissediyor. Ama biz bu fırtınaya son 19 yılda her alanda güçlendirdiğimiz, üretim kabiliyetini en üst seviyeye çıkardığımız şoklara karşı direnicini defalarca test ettiğimiz sağlam bir ekonomiyle girdik. Pusulamız katma değerli üretimdir, rotamız yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyümedir, hedefimiz de dünyanın ilk 10 ekonomisi içine girmektir, üstelik bu hedefe ulaşmaya hiç olmadığımız kadar yakınız.

Ekonomide çizdiğimiz rota ve geliştirdiğimiz araçlarla ülkemizi, geçmişte sürekli içine çekildiği kısır döngüden, arasına sıkıştırıldığı istikrarsızlık çarkından, ezilmeye çalışıldığı güvensizlik dişlisinden kurtardık. Ülkemizi 19 yılda nasıl böylesine güçlü bir demokrasi ve kalkınma altyapısına kavuşturduysak, bundan sonraki hedeflerimize de aynı şekilde ulaşacağımızdan şüphe duymuyoruz. Bu mücadelede başarıya ulaşmak için teknolojiye ve teknolojinin itici gücü olan bilimin desteğine ihtiyacımız var. Bilimi anaokulu çağındaki çocuklardan başlayarak her yaştaki, her uğraştaki tüm insanlarımızın gündeminde ön sıralara çıkartmamız şarttır. Teknofest kuşağını gümbür gümbür büyütmeye devam ediyoruz. Bütün bunları gerçekleştirecek insan gücüne, azme ve iradeye sahibiz. Ülkemizi 2023 hedeflerine olduğu gibi, 2053 vizyonuna da bilim insanlarımızın çalışmaları, gayretleri ve emekleri sayesinde ulaştıracağız.

Bu duygularla TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri organizasyonunda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Ödül sahibi bilim insanlarımızı tekrar tekrar tebrik ediyorum.

Hepinize sevgilerimi ve saygılarım sunuyorum, kalın sağlıcakla.