Sizleri en kalbi duygularımla muhabbetle selamlıyorum.
İnşallah Gaziantep’in kurtuluşunun 100. yılı sevincini şehrimizde hep birlikte yaşayacağız. Antep’i Gaziantep yapan bu güzel gününüzü şimdiden tebrik ediyorum.
Bu vesileyle bugün Rahmeti Rahman’a kavuşan mesai arkadaşımız, eski bakanlarımızdan Güldal Akşit Hanımefendi’yi hem Genel Başkan Yardımcım, hem danışmanım olarak, milletvekilimiz olarak yarın ahirete irtihalini tüm arkadaşlarım katılmak suretiyle gerçekleştirecekler. Ölüm mukadder ve bu mukadder olan ölüm hepimiz için de geçerli ve hepimiz de ona yakınız. Bütün mesele, ne yaptık, ne yapıyoruz, ne yapacağız?
Şu anda ben karşımda işte yaptıklarıyla unutulmayacak hayırseverler olarak sizleri görüyorum ve unutulmayacak olan bu yaptığınız hayırlar yaşadığı sürece bunlar ebedi âlemde hesaplara kayda girecek olan yatırımlarımız. En kalıcı, en güzel yatırım işte bunlar. Rabbim hayırlarınızı makbul kılsın inşallah.
Kendilerinin ve vatanlarının istiklali ve istikbali uğruna gözlerini kırpmadan canlarını feda eden tüm şehitlerimizi, gazilerimizi, kahramanlarımızı rahmetle yâd ediyorum. Milli mücadelenin ilk başarılarından biri olan bu zaferin kazanılmasında emeği geçen, kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla Antepli kardeşlerimin her birine şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum.
Bir şehri düşman işgalinden kurtarmak elbette önemlidir. Nesiller boyu hatırlanması, ibret alınması, ders çıkartılması gereken bir hadisedir. Ama kurtuluşu asıl perçinleyen, asıl taçlandıran, asıl gerçek değerine ulaştıran, o şehrin insanıyla, altyapısıyla-üstyapısıyla gelişmesidir, kalkınmasıdır, büyümesidir. Gaziantep, işte bunu başarmış bir şehirdir. Üstelik Gaziantep bu yolda öyle bir mesafe kat etmiştir ki başarısı sadece kendisiyle sınırlı kalmamış, bölgesinde ve dünyada örnek alınan bir kalkınma modeline dönüşmüştür.
Yatırımla, istihdamla, üretimle, ihracatla büyüyen Gaziantep gibi şehirlerimizden aldığımız ilhamla şimdi ülkemizi 81 vilayetinin tamamıyla birlikte aynı hedeflere ulaştırmak için çalışıyoruz. Bu yeni mücadele sürecinde en büyük desteği ve katkıyı yine Gaziantep’ten bekliyoruz. Hiç şüphesiz bu başarının gerisindeki asıl kahramanlar, Gaziantep’in karşımdaki iş insanlarıdır, işçilerdir, onlara her türlü desteği veren siyasetçilerdir, mahalli yöneticilerdir.
Her iş gibi kalkınmanın temel şartlarından biri de; eğitimli, yetişmiş, kabiliyetli iş gücüdür. Bugün burada şehrimize kazandırdıkları okullar ve eğitim tesisleriyle yetişmiş iş gücümüzün gelişmesine katkıda bulunacak iş insanlarımızla birlikteyiz. Bu iş insanlarımıza ülkemize, şehrimize, milletimize kazandıracakları okullar ve eğitim tesisleri için şimdiden yine şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Rabbim işinize, gücünüze, kazancınıza bereket versin. Böylece ülkemize ve şehrimize daha çok hayır hasenat yapabilesiniz.
Eskiler bağış yağış gibidir der. Kültürümüzde emekle ve üretimle özdeşleştirilen bereket, ihsanla, iyilikle, cömertlikle, kanaatle, infakla yan yana kabul edilir. Biliyorsunuz bizim medeniyetimizde Allah rızası için insanlara hayırlı hizmetlerde bulunanlara ne denir? Mübarek denir. Sizlerin de yaptığınız güzel işler ve hizmetlerle inşallah mallarınızın ve ömrünüzün bereketini çoğaltan mübarekler olduğunuza inanıyorum.
Değerli Kardeşlerim,
Hazreti Mevlana, “Adalet bir şeyi yerli yerine koymak, zulüm ise bir şeyi olmaması gereken yere koymaktır” diyor. Gerçekten de para, mal, güç yerli yerine konduğunda orada adalet olur, orada huzur olur, orada güven olur, orada güzellik olur. Buna karşılık aynı imkânlar yanlış ellere geçtiğinde orada zulüm olur, orada huzursuzluk olur, orada çirkinlikler alır başını gider. Medeniyetimizin ve kültürümüzün paylaşmaya verdiği önemin sebebi, işte bu dengeyi sağlamaktır. Sadece komşusu aç iken tok yatan bizden değildir emrini tüm dünyaya hâkim kılabilsek, emin olun şu yerküre üzerinde tek bir mağdur kalmaz, tek bir mazlum bulunmaz.
İnsan varlıkların en şereflisi olma ile hayvandan daha aşağı bir konuma düşme tercihini yapabilme iradesiyle yaratılmış bir canlıdır. Rabbimiz ise bize Kur’an-ı Kerim’de defalarca akletmemizi emrediyor, tavsiye ediyor, hatırlatıyor ve akledenler için burada büyük nüanslar var. Dünyadaki tüm önemli düşünürler de insanın en önemli vasfı olarak; doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden ayırt edebilme ve daha önemlisi buna göre tercihte bulunabilme iradesine sahip olmasını gösterirler. Yaratıcısına olan sorumluluklarını bilerek çalışan insanın üretmesi, topluma ve bireylere fayda sağlayacak işler yapması, kendini yüceltmesidir. Buna karşılık sadece ve sadece nefsi için çalışmak, biriktirmek, hele hele bunu toplumu ve bireyleri sömürerek, yani zulmederek yapmak Allah muhafaza bizi çok tehlikeli yerlere sürükler. İşte bunun için bugünkü törenimizin eğitim alanındaki hayırlara hasredilmiş olmasını ayrıca önemli ve isabetli buluyorum.
Türkiye’nin kurtuluşunun eğitim öğretimle bu şekilde niteliğini yükselttiğimiz insanlarımızın çalışmasıyla, üretmesiyle, gayretiyle mümkün olduğuna samimiyetle inanıyoruz. Bu anlayışla ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde eğitim-öğretimi önceliklerimizin en başına aldık. Bütçelerimizde en büyük payı hep eğitim-öğretime ayırdık. Kamu kaynakları ve hayırseverlerimizin eliyle okul öncesi, ilkokul, ortaokul, lise, üniversite, mesleki eğitim seviyesindeki altyapıyı neredeyse baştan sona yeniledik, güçlendirdik. Derslik sayımızı, bakın bu rakamlar çok önemli, derslik sayımızı 343 binden 601 bine yükselttik. Yaptığımız 714 bin yeni öğretmen atamasıyla bu sınıflarda eğitim-öğretimin kesintisiz yapılmasını temin ettik. Halen okullarımızda görev yapan öğretmenlerin dörtte üçü bizim dönemimizde göreve başladı.
Ülkemizin 81 vilayetine yaydığımız yeni üniversitelerle yükseköğretim kurumlarımızın sayısı göreve geldiğimizde 76 üniversitemiz varken, şimdi 207 üniversiteye, akademik personel sayısını 70 binden 180 bine çıkardık.
Bugün artık karşımızda pek çok ülkenin nüfusundan çok daha fazla öğrenciye sahip, her alanda ihtiyacını karşılayacak pırıl pırıl insan kaynağına sahip bir Türkiye var.
Artık bizim üniversitemizin olmadığı il yok, 81 vilayetimizin tamamında üniversitelerimiz var. Eskiden bizim evlatlarımız yurt dışına eğitime giderdi, şimdi ülkemiz yüzbinlerce yabancı öğrenciye ev sahipliği yapıyor. Mesleki eğitimde son dönemde başlattığımız yeni ve yaygın uygulamalarla acil ihtiyaç duyulan alanlardan başlayarak iş dünyamızın yetişmiş insan gücü kaynağını karşılayacak adımları da atıyoruz. Sizlerin yapacağınız yeni hayırlarla eğitim-öğretim davasına sahip çıkmanız hem ülkenin bu önemli meselesinin çözümüne katkı sağlayacak, hem de kendi işlerinizdeki ihtiyacı karşılayacak uzun vadeli bir yatırımdır. İnşallah devlet-millet iş birliğiyle ülkemizi her alanda olduğu gibi eğitim-öğretimde de hedeflerine ulaştıracağız.
Değerli Kardeşlerim,
Şu anda bulunduğumuz bu mekân, ilkokul yıllarımda buralar mezbahaneydi, hayvanların kesimleri yapılır, bağırsaklar, işkembeler, şunlar-bunların hepsinin temizlendiği bir alandı ve Haliç bundan dolayı tamamen pislikti, buralar acayip kokardı, buralardan geçmek mümkün değildi. Ne zaman ki Belediye Başkanı oldum, ilk attığım adımlardan bir tanesi burayı temizlemek, şu anda gördüğünüz Haliç Kongre Merkezi’nin adımını atmak oldu. Ve burayı hamdolsun böyle pırıl pırıl ve Haliç’i de artık o kokusundan geçilemez Haliç olmaktan çıkartıp Haliç’i temizledik ve içindeki bütün pislikleri buradan ta Alibeyköy’deki bir taşocağına taşımak suretiyle ondan kurtardık. Bununla bir şey anlatmak istiyorum; bütün mesele inanmaktır, azmetmektir, ondan sonra da vatanını, milletini Allah için sevmektir.
Değerli Kardeşlerim,
Aynı şeyi ben Gaziantep’te görüyorum, Gaziantep neydi, elhamdülillah şimdi ne oldu. Demek ki ehil ellere verilirse, bu vatanı, bu milleti sevenlere verilirse Gaziantep de Anadolu’nun bağrında şu anda geldiği durum gibi daha da iyi hale gelir.
Gaziantep’in yatırım, istihdam, üretim, ihracat konusunda geldiği seviye hepimiz için iftihar verici düzeydedir. Ülkemizin en büyük organize sanayi bölgelerinden birine sahip Gaziantep’te Kurulu 1140 fabrika harıl-harıl üretim yapmaktadır. Küresel krizi fırsata çeviren Gaziantepli sanayicilerimiz sürekli yeni yatırımlarla kapasitelerini büyütmekte, 175 ülkeye ulaşan ihracat yelpazelerini genişletmektedir. Bu Gaziantep’le övünmek, iftihar etmek bizim için de şereftir.
Kasım ayı itibarıyla bir önceki yıla göre ihracatını yüzde 30’a yakın artıran Gaziantep, yılsonunda inşallah 12 milyar dolar sınırına dayanacaktır. Üretimdeki artışla 240 bini bulan ve yeni yatırımlarla 300 bine doğru giden istihdamın organize sanayi bölgesinin ilave etaplarının devreye girmesiyle katlanarak artacağına inanıyorum. Bizim ülke ve millet olarak ihtiyacımız olan da işte budur, bunun dışındaki her şey lafı güzaftır.
Diyorum ya yatırım, istihdam, üretim, ihracat üzerine kurulu ekonomi politikamızın eteğe kemiğe bürünmüş halini görmek isteyen gitsin Gaziantep’e baksın. Orada gördüklerinden sonra hâlâ yüksek faizle ekonomiyi soğutma, hâlâ kura takılıp kalarak ülkemizi hedeflerinden uzaklaştırma iddiasının arkasında duranlar çıkarsa artık onlara da diyecek bir sözümüz yok. Bizim tek derdimiz var, ihracat ihracat ihracat ve bunu başaracağız.
Belediyelerimizin de şehrin üretim dinamiklerini desteklemek için eğitim-öğretim başta olmak üzere her alanda gösterdikleri gayreti, yaptıkları yatırımları, sergiledikleri iş birliğini yakından takip ediyorum. Büyükşehir Belediyemizin imar planlarında eğitim için 18 bin 350 dönüme sahip 1753 alan ayırmış olması bu anlayışın en somut ifadesidir.
Aynı şekilde Büyükşehir Belediyemizin 12 sanat ve mesleki eğitim kursu, öğrencilerden her kesimden vatandaşımıza kadar tüm Gazianteplilere hizmet veriyor. Büyükşehir Belediyemiz çocuk kütüphanelerinden kent arşivine kadar geniş bir alanda verdiği hizmetler yanında, bu akşam da gezdim gördüm, bastığı 48 kitap, yaptığı 13 belgesel, çıkardığı 10 çocuk dergisi gibi pek çok faaliyetlerle şehrin geçmişine ve geleceğine sahip çıkıyor.
Gaziantep iklim değişikliği fonlarından etkin şekilde faydalanmasını sağlayacak yeşil şehirler programına katılan ülkemizdeki 4 şehirden biri oldu. Diğer yandan, Şahinbey Belediyemiz sayıları 200’e yaklaşan gençlik merkezi ve bilgi evinde çocuklarımıza ücretsiz kurslar düzenlerken salgın döneminde 52 bin öğrencimize de tablet, bilgisayar dağıttı. Şahinbey Belediyemizin bugüne kadar 111 bin öğrencimizi uçakla Çanakkale’ye götürmesini evlatlarımızın o havayı soluması bakımından çok hayırlı bir hizmet olarak değerlendiriyorum.
Şehit Kamil Belediyemiz de kütüphaneleriyle, giderlerini karşıladığı 65 ana sınıfıyla, öğrencilerimize sağladığı malzeme destekleriyle eğitim seferberliğindeki yerini alıyor. Bu belediyemizin düzenlediği ve yılda 5 bin öğrencimizin faydalandığı doğa kampı da gençlerimize önemli bir tecrübe sağlıyor.
Aynı şekilde diğer ilçe belediyelerimiz de eğitim faaliyetlerini desteklemek için samimi gayret gösteriyor. Tabii bu arada gastronomiyi de herhalde yok farz edemeyiz. Bu konularda da bu akşam bilmiyorum gastronomiden bir şeyler görecek miyiz? Çok da aşırı olmasın tabi, gece geç saat.
Rabbim iş insanlarından belediyelerine, işçisinden sivil toplum kuruluşlarına kadar bu şehre ve onunla birlikte ülkemize hizmet eden herkesten razı olsun, Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum.
Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılı vesilesiyle şehre 100 eğitim kurumu kazandırma sözü veren iş insanlarımıza bir kez daha şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Bu sözlerin bakanlıklarımız ve Belediyemizde birlikte biz de sıkı takipçisi olacağız.
Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
25 Aralık’ta Gaziantep’te tekrar görüşmek üzere kalın sağlıcakla diyorum.