24 Kasım Öğretmenler Günü Münasebetiyle Yaptıkları Konuşma

23.11.2021

Değerli Öğretmenlerimiz,

Eğitim-Öğretim Camiamızın Çok Kıymetli Mensupları,

Hanımefendiler, Beyefendiler,

Sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum.

Davetimize icabet ettiğiniz için her birinize şahsım, eşim adına ayrı ayrı teşekkür ediyorum. 81 vilayetimizin tamamından gelen siz kıymetli öğretmenlerimizi Başkentimiz Ankara’da misafir etmekten büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne, milletin evine, bu gazi mekâna hepiniz hoş geldiniz.

Sizlerin aracılığıyla yurt dışında gerek Milli Eğitim Bakanlığımızda, gerek özel okullarımızda, gerekse Türkiye Maarif Vakfımıza bağlı okullarda görev yapan öğretmenlerimize de selamlarımı gönderiyorum. 24 Kasım Öğretmen Günü’nün öğretmenlerimize, ülkemize, milletimize hayırlı olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.

Bu anlamlı gün vesilesiyle tüm öğretmenlerimize şahsım, eşim ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Görevi başında şehit olanlar ile afetlerde, kazalarda yitirdiklerimiz başta olmak üzere dar-ül bekaya uğurladığımız tüm öğretmenlerimizi, eğitim-öğretim camiamızın güzide neferlerini burada tekrar rahmetle yâd ediyorum. Bölücü örgütün ömürlerinin baharında iken bizden kopardığı Şenay Aybüke Yalçın kızımıza, Necmettin Yılmaz evladımıza ve daha nice kahraman eğitimcilerimize Allah’tan rahmet diliyorum.

Görevlerini hakkıyla yerine getirmiş, ülkesine ve milletine hayırlı nesiller yetiştirmiş, bugün emekliliğini yaşayan öğretmenlerimize de fedakârlıkları için teşekkür ediyor, sağlıklı, hayırlı, mutlu ömürler temenni ediyorum.

Şahsım adına üzerimde emeği olan bütün öğretmenlerime şükranlarımı sunuyor, hayatta olanların tek-tek ellerinden öpüyorum. Ebedi âleme irtihal etmiş olanlara da rahmet diliyorum.

Kıymetli Hocalarım,

Şüphesiz hayatta her meslek önemlidir, kıymetlidir, saygıdeğerdir. Ancak pek az meslek öğretmenlik kadar insanda derin izler bırakır. Hepimizin hayatına dokunan, bize yol gösteren, zor zamanlarımızda elimizden tutan bir öğretmenimiz muhakkak vardır. Bugün hangi konumda olursak olalım her birimiz üzerimizde hakkı olan bu hocalarımızı sevgiyle, saygıyla hatırlıyoruz. Bize şefkatle yaklaştıkları için, bizi sabırla yetiştirdikleri için, bize rehberlik ettikleri için aradan geçen on yıllara rağmen öğretmenlerimizi şükranla yâd ediyoruz. “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” buyuran bir medeniyetin mensupları olarak, ne yaparsak yapalım öğretmenlerimizin hakkını ödeyemeyeceğimizin farkındayız. Nasıl öğretmenlik sadece ücreti mukabili yapılan bir meslek değilse, öğretmenlerimiz için yapılanlar da onların emeklerinin karşılığı olamaz. Ömrünü öğrenmeye, öğretmeye, vatanına, milletine, değerlerine bağlı nitelikli nesiller yetiştirmeye adamış bir öğretmenin hakkı asla ödenmez.

Son 19 yılda eğitim-öğretimin her alanında attığımız adımlarla bir taraftan ülkemizi hedeflerine yaklaştırırken, diğer taraftan da öğretmenlerimize minnet borcumuzu yerine getirmeye çalıştık. Göreve geldiğimizde en önemli mesele, altyapı eksikliğini gidererek, okullarımızı çok ileri standartlara kavuşturmaktı, hamdolsun kavuşturduk. Derslik sayımızı 343 binden 601 bin seviyesine çıkartarak, ülkemizin her bir köşesini modern eğitim kurumlarıyla donattık. 2002 yılından bugüne kadar 713 bin 625 öğretmenimizin atamasını yaparak okullarımızın kadro ihtiyacını çözdük. Mevcut öğretmen sayımızın yüzde 73’ü bizim dönemimizde atandı. 2002 yılında ilköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 36 iken, bu sene aynı sayı 23’e indi. Ortaöğretimde bu rakam 30’dan 22’ye geriledi. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilköğretimde 28, ortaöğretimde 18 iken, bu sene aynı sayı ilköğretimde 15, ortaöğretimde 13 olmuştur.

Ülkemizin tüm coğrafi bölgelerindeki öğretmen norm doluluk oranları birbirine yakın bir seviyeye ulaşmıştır. Keza bizden önce kadın öğretmen oranı yüzde 50’nin altındayken, yasakçı zihniyetle mücadelemiz neticesinde bu oran yüzde 60’ı bulmuştur.

Ders kitaplarını ücretsiz dağıtarak, hem her sene başında yaşanan bir kargaşanın önüne geçtik, hem de ailelerimizi büyük bir dertten kurtardık. 81 vilayetimizin tamamına kazandığımız dijital kütüphaneler, spor salonları, laboratuvarlarla okullarımızın arasındaki farklılıkları önemli ölçüde giderdik. Müfredatta yaptığımız reformlarla evlatlarımıza daha modern, daha özgür, kendi kabiliyetlerine daha uygun dersleri seçme imkânı sunduk. Çocuklarımızın bir kısmının ayağına adeta pranga vuran katsayı uygulamasını kaldırarak, mesleki eğitimi çok daha cazip hale getirdik. Evlatlarımızı dar kalıplara mahkum eden, formatlayan jakoben eğitim modeli yerine, her bir öğrencimizin içindeki yeteneği keşfetmeyi amaçlayan bir yaklaşımı eğitim sistemimize hakim kıldık. Tüm bu gayretlerimizle ülkemizi sadece eğitim altyapı açısından değil müfredat ve içerik açısından da günümüzün ihtiyaçlarıyla uyumlu bir çehreye kavuşturduk.

Son 19 yılda bütçede en büyük payı daima eğitime tahsis ettik. Önümüzdeki yıl için eğitim bütçemizi 274 milyar 385 milyon lira olarak belirledik. Bu rakam merkezi yönetim bütçesinin yüzde 15,7’sine tekabül ediyor. Böylece ülkemizi dünyanın devler ligine taşıma mücadelemizin odağında eğitimin bulunduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koyduk. Eğitimde son 19 yılda elde ettiğimiz başarılara inşallah yenilerini eklemeyi hedefliyoruz.

2023’e giderken bir taraftan ülkemizin en önemli ihtiyaçlarından olan mesleki teknik eğitimi özendirirken, diğer taraftan eğitimde fırsat eşitliğini daha da güçlendirecek adımları atmayı sürdüreceğiz.

Değerli Öğretmenler,

İnsanı ihmal eden, insan faktörünü dikkate almayan hiçbir politika hedefine ulaşamaz. Özellikle eğitim gibi doğrudan çocuklarımızı ve istikbalimizi ilgilendiren bir meselede işin merkezinde insanın bulunması gayet tabidir. Bu anlayışla öğretmenlerimizi dünyanın en iyi, en donanımlı, en huzurlu eğitimcileri haline getirmek için üzerimize ne düşüyorsa yapıyoruz, yapacağız. Sizlerin çocuklarımızın eğitim-öğretimi konusunda gösterdiğiniz gayreti ve yaptığınız fedakârlıkları da yakından takip ediyoruz. Öğretmenlerimizin sıkıntılarını kendi sıkıntımız görerek şartları zorlama pahasına gereken her türlü adımı atıyoruz.

Şimdiye kadar ülkemizin imkânları genişledikçe ortaya çıkan katma değerden özellikle öğretmenlerimizin de istifade etmesini sağladık. Öğretmenlerimizin mali ve sosyal haklarında önemli iyileştirmelere gittik. Göreve yeni başlayan bir öğretmenimizin maaşı, burası çok çok önemli; 2002 yılında 470 lira iken, Temmuz 2021 itibariyle nereye çıktı biliyor musunuz? 5 bin 100 liraya yükseldi; nereden nereye. 2002 yılında aynı öğretmenin aylık 60 saatten aldığı toplam ek ders ücreti 165 lira iken Temmuz 2021 itibariyle bu rakam 1272 liraya çıktı. 2002 yılında ek ders ücretiyle birlikte bir öğretmenin eline toplam 635 lira geçerken, bugün 6372 lirayı geçmektedir. Ayrıca, yine 2002 yılında bir öğretmenin eğitim-öğretim hazırlık ödeneği 175 lira iken, bu sene itibariyle bu rakam 1250 liraya ulaşmıştır.

Büyük Türkiye vizyonuna yakışır bir biçimde inşallah büyük Türkiye’nin mimarları olan öğretmenlerimizi de korumayı, gözetmeyi sürdüreceğiz. Bu vesileyle öğretmenlerimize bazı müjdeler vermek istiyorum. Öğretmenlerimizin haklarını güvence altına alacak bir öğretmenlik meslek kanunu çıkarmak için hazırlıklarımızı tamamladık. Meclis sürecinin ardından yürürlüğe girecek bu kanunla mevcut hakları korunan öğretmenlerimize ilave mali ve sosyal haklar da sağlıyoruz. Artık yürüttükleri görev bir kariyer mesleği olarak tamamlanacak öğretmenlerimize 3600 ek gösterge başta olmak üzere sağlayacağımız yeni hakların şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.

Bu duygularla sözlerime son verirken bir kez daha 24 Kasım Öğretmenler Günü’nüzü kutluyorum. Sizlerin nezdinde bütün öğretmenlerimize bir kez daha teşekkür ve şükran duygularımı iletiyorum. İllerinizdeki tüm öğretmen kardeşlerime selamlarımı, saygılarımı iletmenizi sizlerden özellikle rica ediyorum.

Allah yar ve yardımcımız olsun.

Sağlıcakla kalın.