Türk Konseyi 8. Zirvesi’nde Yaptıkları Konuşma

12.11.2021

Sayın Devlet Başkanları,

Sayın Başbakan,

Aziz Kardeşlerim,

Sizleri en kalbi duygularımla, saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. Türk Konseyi’nin 8. Zirvesi vesilesiyle medeniyetlerin beşiği gözbebeğimiz İstanbul’umuzda sizleri misafir etmekten büyük bir bahtiyarlık duyuyorum.

Aile Meclisimizin Kadirli Doğanım Sayın Berdimuhammedov’un da gözlemci olarak iştirakiyle ikmalinden ayrı bir memnuniyet duyuyorum. Tarihi kararlara imza atacağımız zirvemizin ülkelerimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.

Dönem Başkanlığını devraldığımız Can Azerbaycan’a, salgına rağmen yürüttükleri başarılı çalışmalar için tebriklerimi sunuyorum.

Bu sabah İstanbul’un tarihi yarımadasında sekretaryamıza tahsis ettiğimiz yeni binada bayraklarımızı birlikte göndere çekmenin mutluluğunu paylaştık. Zirvemizde diğer birçok ilklere de şahitlik edeceğiz.

Kurumsallaşmasını geliştiren, bölgesinde ve ötesinde itibarını artıran Konseyimizin adını Türk Devletleri Teşkilatı olarak değiştiriyoruz. Tabii bu tarihi değişikliğin sadece sözde kalmaması, fiiliyata da dönüşmesi gerekiyor. Gerek sekretaryanın yapısı ve çalışma usulleri, gerek siyasi, iktisadi ve toplumsal dayanışmamız Aile Meclisimizin örgüt niteliğini yansıtmalıdır. Ülkelerimizi ve bölgemizi ilgilendiren meseleleri ve fırsatları istişare etmek için teşkilatımızdan daha fazla faydalanmalıyız. Bu manada, Dışişleri Bakanlarımızın 27 Eylül’de Afganistan konusunda yaptıkları olağanüstü toplantı bir ilki teşkil etmiştir. Türk Devletleri teşkilatı olarak gözlemci üyemiz Macaristan’la birlikte salgın karşısında verdiğimiz ortak mücadele de bir diğer başarı örneğidir.

Bugün ayrıca, değerli katkılarınızla hazırlanan Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesini uygulamaya alacağız. Bu belge, ufkumuzun sadece üye ülkelerle sınırlı kalmadığını gösterecek, barış, huzur ve refahı tüm bölgemize yayma irademizin tezahürü olacaktır.

Kıymetli Kardeşlerim,

Siyasi ve toplumsal dayanışmamız gibi iktisadi ve ticari iş birliğimizi de müşterek adımlarla çeşitlendirmeli, güçlendirmeliyiz. Toplam ticaret hacmimiz yaklaşık 21 milyar dolar düzeyinde seyrediyor. Bu rakam dünyanın geri kalanıyla olan toplam ticaret hacmimizin sadece yine yaklaşık yüzde 3’üne tekabül ediyor. Dilde, fikirde, amelde birlik anlayışıyla bu rakamı yüzde 10’lara taşımalıyız. Hem ticaretimizi, hem karşılıklı yatırımlarımızı süratle artırmalıyız. Ülkelerimiz arasındaki ticaretin önündeki tarife dışı tüm engelleri kaldırmalıyız. Bu maksatla ticareti kolaylaştırma strateji belgesinin imzalanmasına özellikle önem veriyorum. Ancak kara, hava ve deniz yollarıyla birbirimize sımsıkı bir şekilde bağlanamazsak istediğimiz sonuçları elde edemeyiz. Transit geçiş belgelerini artık gündemimizden çıkarmalı, gümrük mevzuat ve uygulamalarımızı uyumlaştırmalı, geçiş ücretlerini rekabetçi bir düzeye çekmeliyiz. Bu doğrultuda uluslararası kombine yük taşımacılığı anlaşmasını bir an önce imzalamalıyız. Böylelikle, Hazar geçişli uluslararası doğu-batı orta koridor başta olmak üzere aramızdaki tüm yolları bu coğrafyanın ana arterleri haline getirebiliriz. Azerbaycan-Nahçıvan bağlantısı da bu anlamda hayati nitelik arz ediyor. Bölgenin transit ve lojistik merkez olma konumundan şüphesiz hepimiz istifade edeceğiz.

Malum, Sayın Binali Yıldırım’ı Aksakallılar Konseyi’ne Türkiye’nin aksakalı olarak atadık. Binali Bey’in tecrübesi ve birikimi ile ulaştırma başta olmak üzere Konseyin çalışmalarına her alanda değerli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Üstlendiği bu önemli görevde kendisine başarılar diliyorum.

Kıymetli Dostlarım,

Zirvemizin teması yeşil teknolojiler ve dijital çağda akıllı şehirler, çevre kirliliği ve iklim değişikliğiyle mücadele konularında Türkiye olarak daima hassasiyet gösterdik. Paris İklim Anlaşması’nı onaylayıp, yürürlüğe koyarak iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum noktasında yeni bir dönemin kapılarını açtık. Dönem Başkanlığımız süresince bu küresel meselede çok taraflı iş birliğinin geliştirilmesi için yoğun çaba harcayacağız. Bu adımlarımızı bölgemizin dijital çağda çevreye en duyarlı şekilde inkişafı için uzun soluklu bir çabanın ilk adımı olarak nitelendiriyoruz.

Önümüzdeki süreçte şehirlerimizi yeni teknolojileri ve yenilikçi yaklaşımları kullanarak, akıllı şehirlere dönüştürmeliyiz. Akıllı şehir çözümlerinin temelini veri odaklı stratejiler ve bu stratejilerin üretimi ileri düzeyli teknolojiler oluşturacaktır. Ulusal yapay zekâ stratejimizi geliştirerek, bu doğrultuda bir üst aşamaya çıkacak adımı attık. Stratejimizi teşkilatımıza da teşmil ederek müşterek bir saydam ve katılımcı yapay zekâ portalının tesisi için çalışmaya başlayalım istiyoruz. Teşkilat olarak bu konularda ortak politikalar geliştirmeli ve dijital dönüşüme liderlik etmeliyiz. Bu doğrultuda tüm paydaşlarla birlikte insan odaklı ortak stratejik planlar oluşturmalı, dijital dönüşümün yol haritasını belirlemeliyiz, yeşil büyümeye yönelik ortak projelere birlikte imza atmalıyız. Akıllı şehircilik alanında işgalden azat edilen Zengilan’da başlatılan atılım, Türkistan’ın kalkınması Ahal’daki yoğun faaliyetler, Budapeşte’deki uygulamalar, Kırgızistan ve Özbekistan’daki çalışmalar takdire şayandır.

Karşı karşıya kaldığımız bir diğer hakikat ise, küresel ısınmanın da etkisiyle doğal afetlerin sayısının ve yıkıcı sonuçlarının katlanarak artmasıdır. Bu vesileyle, yaz aylarında yaşadığımız büyük yangınların söndürülmesinde bizimle dayanışma gösteren tüm dost ülkelere teşekkür ediyorum. Doğal afetlerle mücadele noktasına da iş birliğimizi geliştirmemiz gerekiyor. Türkiye olarak bu amaçla arama-kurtarma ve doğal afetler sonrası rehabilitasyon konularında ortak hareket etmek üzere Türk Devletleri Teşkilatı Sivil Koruma mekanizması kurulması teklif ediyoruz.

Değerli Kardeşlerim,

Terör örgütleriyle ortak mücadelemiz de gündemimizin önemli unsurlarından biri olmalıdır. PKK, YPG, DEAŞ ve FETÖ gibi şer odakları başta olmak üzere terörün her türlüsüyle mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız, bu konuda iş birliğimizi artırmalıyız. Ayrıca, İslam ve yabancı düşmanlığı gibi çağımızın vebası olan yıkıcı akımlarla mücadelede birlikte hareket etmeliyiz. Teşkilatımızın uluslararası bir kuruluş olarak cazibe merkezi haline dönüştüğünü memnuniyetle müşahede ediyorum. Bu kapsamda Teşkilatımızın gözlemcilik statüsü ve ortaklık kurma usullerine ilişkin kararları da bugün kabul edeceğiz.

Aile resmimizin daha da zenginleşmesi için önümüzdeki dönemde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni aramızda görmeyi canı gönülden arzu ediyoruz. Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türklerinin maruz bırakıldığı tecrit ve ambargonun hafifletilmesinde kıymetli desteklerinize güveniyorum.

Dönem Başkanlığımızda Dünya Göçebe Oyunlarının 4’üncüsüne de ev sahipliği yapacağız. İkincisini Mart ayında düzenleyeceğimiz Antalya Diplomasi Forumuna hepinizi şimdiden özellikle davet ediyorum. Dört yıldır ülkemizde başarıyla düzenlenen Teknofest’i gelecek sene Azerbaycan’da gerçekleştireceğiz. Teknofest’in önümüzdeki yıllarda diğer kardeş ülkelerde de düzenlenmesi yararlı olacaktır.

Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, birliğimizin tarihi dönüm noktalarından biri olan zirvemizin hayırlara vesile olmasını diliyorum, Genel Sekreter Bağdat Bey ve sekretarya başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.