Çanakkale Toplu Açılış Töreni’nde Yaptıkları Konuşma

13.11.2021

Kıymetli Misafirler;

Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Maşallah, bugün Çanakkale bir başka, Biga bir başka ve bu coşkunuzu, bu birlikteliğinizi Rabbim daim kılsın.  

Ballıkaya’nın eteklerinde, Kocabaş Çayı’nın çevresinde kurulan Biga, kadim tarihlerden beri Büyük İskender’den, Birinci Murat’a kadar tüm fatihlerin gözdesi olmuştur. Koynunda misafir ettiği Gelibolu Fatihi Gazi Süleyman Paşa’yla, Fatih Sultan Mehmet Han’ın yadigârı Ulu Camisiyle, Çanakkale’deki kahramanlarımıza ev sahipliği yapan Hamdi Bey Şehitliğiyle, Seddülbahir’de gösterdiği kahramanlıkla Çanakkale Savaşı’nın en önemli sembollerinden biri haline gelen Mehmet Çavuşuyla, diğer tüm değerleriyle Biga’nın tarihimizle birlikte gönlümüzde de ayrı bir yeri vardır. Hele hele siyasi hayatımda Biga bir başkadır. Biga’nın Meydanında buraya ilk geldiğimde karşımda sadece 10 kişi vardı, bir Vehbi Abimizle rahmetli burada onunla yola çıkmıştık, bir mali müşavir Rıdvan kardeşimle birlikteydik ve sayı 10 kişi, ama şimdi hamdolsun onbinler var; nereden nereye.

Osmanlı döneminde Rumeli ve Batı Anadolu’ya giden tüm kuvvetler Biga’da toplanıp, buradan yola çıkardı tıpkı bugünkü gibi. Şimdi buradan yolculuğa çıkıyor muyuz? Çıkıyoruz. Donanmanın seferlerine katılan birliklerin toplanma yeri de Biga’daydı. İşte bunun için Biga eskiden beri önemli ve stratejik bir yerleşim merkezi olarak bölgesine ve ülkesine hizmet etmiştir. Biz de Çanakkale Köprüsü’nün son tabliyesini yerleştirme töreni vesilesiyle yaptığımız ziyareti Biga’daki bu güzel buluşmayla taçlandırmak istedik.

Biga’dan Çanakkale’deki, Ayvacık’taki, Bayramiç’teki, Bozcaada’daki, Çan’daki, Eceabat’taki, Ezine’deki, Gelibolu’daki, Gökçeada’daki, Lapseki’deki, Yenice’deki kardeşlerimize de selamlarımı gönderiyorum.

Kocabaş Çayı’nın kenarında yetiştirdikleri mandalardan elde ettikleri derilerle İrfan Usta başta olmak üzere, sanatkârlarının yaptığı kispetlerin ünü ülkemiz sınırlarını bile aşan Bigalı kardeşlerimin yiğitliğini anlatmaya gerek duymuyorum.

Bölgemizin ve ülkemizin bu güzel beldesini şehrini, her alanda hak ettiği hizmetlere kavuşturmak için devletimin tüm imkanlarını kullanıyoruz. Özel sektörümüzün bu bölgede yaptığı yatırımları da destekliyoruz. Bugün burada il genelinde tamamladığımız eser ve hizmetlerin resmi açılışlarını yaparak, inşallah Çanakkale’nin aydınlık geleceğine yeni bir kapı aralıyoruz.

Açılışını yapacağımız eserler arasında, eğitimde Ayvacık Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Bayramiç İmam Hatip Lisesi’nin yurt ve spor salonu ile üniversitemizin uygulamalı bilimler fakültesi, diş hekimliği fakültesi uygulama merkezi, kız öğrenci yurdu ve Biga Meslek Yüksekokulu da bulunuyor. Eşek ölür,  kalır semeri, insan ölür, kalır eseri, işte biz eserlerle konuşuyoruz.

Sağlıkta Çan Devlet Hastanemizi, Gökçeada ve Ezine ilçeleriyle Esenler ve Cevatpaşa mahallelerindeki aile ve toplum sağlığı merkezlerini bugün resmen hizmete açıyoruz. Şehrimizin sembollerinden biri haline gelen 72 milyon lira yatırım bedeli olan Çanakkale karasal sayısal yayın kulesinin açılışını yapıyoruz.

Kıyı emniyetimize 124 milyon liralık yatırımla kazandırdığımız 2 adet 90 tonluk römorkör ile 3 adet kılavuz hizmet botunu resmen bugün hizmete veriyoruz. Enerjide şehrimizin pek çok yerine daha kaliteli hizmet verilmesini sağlayacak altyapı yatırımlarını resmen hizmete açıyoruz. Ayvacık ve Ezine ilçelerimizde 151 milyon liralık yatırımla inşası tamamlanan 239 afet konutu ile altyapı tesislerinin açılışlarını buradan gerçekleştiriyoruz. Ezine-Bayramiç yolunu, Çan-Pazar Köprüsünü, Ezine Kültür Merkezini, Biga Ticaret Borsasını, Gümüşçay Fatin Rüştü Zorlu Stadını, çeşitli restorasyon çalışmalarını, Yenice doğal gaz hattını da hizmete açıyoruz.

Kurumlarımıza ait hizmet binalarıyla tamamlanan diğer eserlerin de resmi açılışlarını buradan yapıyoruz. Toplam 777 milyon liralık yatırım bedeli olan 35 adet yatırım projesinin şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Bu eserlerimizi Çanakkale’mize kazandıran bakanlıklarımızı, kurumlarımızı, yüklenici firmaları, mühendisinden işçisine herkesi tebrik ediyorum.

Değerli Kardeşlerim,

Millet olarak 19. yüzyılın ilk çeyreğinde çok büyük kayıplar vermenin yanında çok önemli zaferler de kazandık. Balkanlar’ın, Kuzey Afrika’nın, Irak ve Suriye’nin elimizden çıkışını, hatta Anadolu topraklarının kıyısından, köşesinden işgaline şahitlik ettik. Bunun yanında, Çanakkale’de, Kut’ül Amare’de, Köprüköy’de kazanılan destansı zaferler de buluyor.

Hepsinden önemlisi, milli mücadelemizi başarıyla sonuçlandırdık. Bunların içinde Çanakkale Savaşı, milli mücadelenin ve son devletimizin Cumhuriyetin kuruluşuna giden yolun adeta önsözü olması bakımından önemlidir.

Ortasından deniz geçen iki şehrimizden biri olan Çanakkale’de kazandığımız zaferi Mehmet Akif şöyle anlatıyor:

“Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asîl,

Ne kadar gözdesi mevcûd ise, hakkıyle sefîl,

Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;

Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.

Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...”

Evet, Osmanlı’nın son dönemi ve Cumhuriyet tarihi boyunca yaşadığımız her hadise karşımızdakilerin maskelerini tekrar tekrar yırtan mahiyete de sahiptir. Üzerimize gelen hayasız akınlar hala durmadı, durmayacak da görünüyor. Biraz sonra gideceğimiz Troya’nın sembolü olduğu binlerce yıllık mücadele hâlâ bitmemiştir. Buralardaki 700 yıla yaklaşan varlığımızı kabullenemeyenlerin bizi Boğazın her iki yakasından kazıyıp atma emelleri hala sona ermemiştir. Bir asır önce tüm güçleriyle Çanakkale’ye dayananların içlerindeki heves hala sönmemiştir. Anadolu’nun bin yıllık vatanımız olmasını hazmedemeyenlerin milletimize olan koyu kinleri hala dinmemiştir. Ama hamdolsun, bizim mücadeleme azmimiz dipdiridir. Bu ülkeye ve bu millete pranga vuracaklarını sananları kendilerini en güçlü hissettikleri zamanda ve yerde zelil eden kahramanların soyunun tükenmeyeceğini göstermeyi sürdüreceğiz.

Mehmetçik ifadesine ismini veren Bigalı Mehmet Çavuşun Seddülbahir’i işgal etmek üzere gelen düşman gücü karşısında gösterdiği kahramanlığı unutmadık. Mehmet Çavuş Seddülbahir’de silahıyla, küreğiyle, yerde bulduğu taşla, velhasıl eline ne geçerse onunla düşmanı durdurmuş ve ağır zayiatlar verdirerek, geri çekilmeye mecbur bırakmıştı. Savaş bittikten sonra kendisine teklif edilen maddi yardımları, bak ne diyor Mehmet Çavuş; “Ben para için değil vatanım için savaştım” ve ret ediyor Mehmet Çavuş, bu asaletiyle de tarihe ismini yazdırıyor.

Bir başka Çanakkale kahramanı Ezineli Yahya Çavuş’un bir avuç askeriyle 3 bin kişilik İngiliz birliğinin karaya çıkışını uzunca bir süre engellemesi de savaşın gidişatını değiştiren hadiseler arasındadır. Mehmet Çavuş’un, Yahya Çavuş’un ve diğer Çanakkale kahramanlarının ahvadı olan milletimiz de 15 Temmuz’da tankları, uçakları, ateş kusan namluları çıplak elliyle durdurarak bir kez daha istiklaline sahip çıkmıştır.

Terörle mücadelede sınır ötesi harekatlarda destan yazan askerlerimizin, jandarmalarımızın, polislerimizin, güvenlik korucularımızın kahramanlık hikayeleri nesilden nesle aktarılacak şeref beratları olarak hafızalara kazanmıştır.

Ülkemizi eğitimde, sağlıkta, adalette, güvenlikte, sanayide, tarımda, enerjide, velhasıl her alanda güçlendirmenin mücadelesini verirken işte bu şanlı tarihimizden, işte bu şanlı kahramanlarımızdan güç alıyoruz. Tek gayemiz, alın terleriyle sulayarak ve kanlarıyla yoğurarak bize bu toprakları vatan haline getiren ecdada layık olabilmektir. Ne diyor, toprakları özellikle vatan için attıkları adımla, kanlarıyla sulayarak ne haline getirdiler, vatan haline getirdiler. Çünkü bir toprağın, bir arazinin kardeşlerim, vatan olması kanlarla onun sulanmasıdır, onunla yoğrulmasıdır. Cumhuriyet tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma mücadelesini verirken sadece Allah’ın yardımına ve milletimizin desteğine güvendik, biz size güveniyoruz.

Şimdi hazır mısınız bakalım? Tek millet… Çok daha coşkulu, Çanakkale’yi inletelim. Tek millet… Tek bayrak…  Tek vatan… Tek devlet… Bir olacağız... İri olacağız… Diri olacağız… Kardeş olacağız… Hep birlikte Türkiye olacağız…

Kardeşlerim,

Milletimizin değerlerine savaş açan vesayetçiler, milli iradeyi hiçe sayan darbecilerle, terör örgütlerini kullanarak sınırlarımıza dayanan güçlerle ve içimizdeki gafillerle mücadelemizi hep bu anlayışla yürüttük.

Kardeşlerim,

Biz sizi seviyoruz, biz sizi Allah için seviyoruz. Ve değerli kardeşlerim; Ana Muhalefet, yavru muhalefet ne diyor? Bize Kanal İstanbul’u yaptırmayacaklarmış. Ve ne diyorlar? Sakın ha Kanal İstanbul için gelmeyin, bunu büyükelçilere de söylüyorlar. Ya siz ne kadar zavallısınız ya, sizin zaten bu ülkede dikili bir ağacınız yok. Bunlar devlet yönetmekten de bir bihaber, devlet yönetiminde süreklilik esastır. Dün CHP vardı, arkasından başkaları geldi, aynı şeyi söylemediler, zaten yine bir şey yapmamışlardı ya, ama onların bırakıp gittiği yerden onlar devam etti. Biz geldik, biz bunlar gibi mi yaptık? Yok, tam aksine biz devraldığımız yerden hamdolsun ülkemizi süratle kalkındırmanın gayreti içerisine girdik.

Kardeşlerim; şu 2001’den itibaren aldığımız Türkiye’ye bir bakın, 19 senede nerelere getirdik değil mi? Şimdi inşallah 2022’nin 18 Mart’ına ulaşmadan Çanakkale Köprüsünü açacağız. Bugün son tabliyenin vidalarını sıktık; biz buyuz. Bay Kemal, senin bu işlere kudretin yetmez, senden bir şey de olmaz, çünkü senin hizmet diye bir derdin yok, ama bizim bu millete olan aşkımız hizmet anlayışımızı ne yapıyor, körüklüyor. Düşünün, şu anda öyle zamanlar oldu ki hava dalgalı, karşıdan karşıya geçmek adeta mümkün değil, bazen feriler çalışmaz öyle mi? Ama şimdi 6 dakikada bu köprüden karşıdan karşıya geçeceğiz. Modern olmak budur, medeni olmak budur, lafla olmuyor bu, işte biz şimdi bu adımı attık. Ama utanmadan, sıkılmadan da sonra bu köprüyü kullanırlar. Velhasıl, kullansınlar, zaten biz bize hakaret edene de, etmeyene de bu hizmetleri veriyoruz. Neden? Çünkü güzel bir kelam, at denize, balık bilmezse Halik bilir.

Kardeşlerim,

Türkiye’nin yeni yatırımlarla, yeni projelerle, yeni eserler ve hizmetlerle büyümesini, gelişmesini, yabancıların istememesini elbette anlarız, milletimizin bu topraklardaki varlığına tahammül edemeyenlerin büyük ve güçlü Türkiye hedefimizin karşısında olmaları da gayet doğaldır. Ama bu ülkenin ekmeğini yiyenlerin, suyunu içenlerin, havasını soluyanların tüm imkânlarından ziyadesiyle istifade edenlerin böyle davranmasını kabullenemeyiz.

İşte az önce yine söyledim, söylüyorum, 1915 Çanakkale Köprüsü’nün son tabliyesinin yerleştirilme törenine katıldık, vidaları sıktık, inşallah bunların da vidalarını sıkacağız, sizinle beraber sıkacağız, 2023’te sıkacağız Cumhur İttifakı olarak; buna hazır mıyız? Kapı-kapı dolaşmaya hazır mıyız? Cumhur İttifakı olarak bütün kapıları çalmaya hazır mıyız? Ve bu gayretle inşallah 2023’ün Haziran’ına hazır olalım.

Şimdi ikide bir kalkıyorlar şunu söylüyorlar, erken seçim, erken seçim. Ya sizden bir şey olmaz. Siz sadece şurada ne zamandan beri erken seçim diyorsunuz, ya yetişemediğiniz üzüme koruk diyorsunuz. Siz koruk üzümden anlarsınız, ona devam edin, biz olgunlaşmış üzümü yemeye devam ediyoruz.

Sadece ülkemizin değil, dünyanın en önemli projeleri arasında yer alan bu köprünün yapılmasından gurur duymamak mümkün mü? Ama tıpkı Boğaz üzerine inşa ettiğimiz Yavuz Sultan Selim Köprüsü gibi, tıpkı İzmit Körfezindeki Osman Gazi Köprüsü gibi, tıpkı ülkemizin dört bir yanına gerdanlık gibi dizdiğimiz diğer köprülerimiz, Marmaray’ımız, Avrasya Tünelimiz gibi… Ya denizin altından Marmaray’ı biz geçirmedik mi? Avrasya Tünelini biz geçirmedik mi? Ya biz iş yapıyoruz iş. Bizim, kardeşlerim, icraatlarımızın ulaştığı yere bunların hayalleri bile ulaşamaz. Hastanelerimiz, üniversitelerimiz, nice projelerimiz, şehir hastanelerini zaten akılları almıyor. Ve şehir hastanelerimiz hızla şu koronavirüs döneminde verdikleri hizmetle elhamdülillah büyük belalardan bizi kurtardılar.

1915 Çanakkale Köprüsü’nün yükselişini de içleri kan ağlayarak izleyenler var. Çanakkale’deki bu köprünün inşasını engelleyemediklerini görünce içlerindeki tüm kini ve nefreti nereye yönlendirdiler? Kanal İstanbul Projesi’ne yönlendirdiler. Üstelik sadece prensipte projeye karşı çıkmakla kalmıyorlar, yerlisi ve yabancısıyla tüm yatırımcıları tehdit ederek ülkemizin kalkınmasını engellemek için canhıraş bir gayret içindeler. Açık söylüyorum, bu zihniyet sadece yatırım düşmanı olmanın ötesinde doğrudan ülkesinin ve milletinin düşmanıdır, gerçi bunların tüm geçmişleri aynı rezilliklerle doludur. Türkiye’nin herhangi bir yerinde hangi büyük yatırım gündeme gelmişse bunların hepsine de bunlar karşı çıktılar.

Bu CHP, bu İP, HDP, hep birlikte terör örgütü PKK’nın yandaşlarıdır, bunlar onlarla beraber yol yürüyor. Biz de Cumhur İttifakı olarak MHP’yle birlikte yolumuza devam ediyoruz. Ve biz bu vatanı sevenlerle, bu milleti sevenlerle beraberiz ve yolumuzu da böyle devam edeceğiz.

Ülkemizde demokrasiyi geliştirme, hak ve özgürlükleri artırma konusunda hangi adım atılmışsa, bunlar hepsine de karşı çıkmıştır. Bakın, işte geçmişte bu CHP’lilerin yaptığı meşhur Yassıada vardı ya, o Yassıada’da bunlar merhum Adnan Menderes’in idam kararını vermediler mi? Bunlar Fatin Rüştü Zorlu’nun idam kararını vermediler mi? Bunlar Hasan Polatkan’ın idam kararını vermediler mi? İşte o Adayı biz ne yaptık? Tamamıyla aldık orayı Demokrasi ve Özgürlükler Adası yaptık. Dün de orada ilk defa uluslararası bir toplantıyı düzenledik. Kimleri davet ettik? Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan ve hepsiyle birlikte bir yeni üyemiz daha o da Macaristan, tabii Türkmenistan ve 7’li bir toplantı yaptık, uluslararası ilk toplantı, inşallah bundan sonra da olacak. Sizi özellikle Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nı ziyaret etmeye davet ediyorum, muhakkak gelin görün, hayran olacaksınız, seveceksiniz.

Kardeşlerim,

Biz bunları yapıyoruz. Ve dün sabah başladık, önce Cağaloğlu’nda Türk Konseyi’nin merkezinin açılışını yaptık, Türk Konseyi’ne tarihi Arif Paşa Konağını hediye ettik, Sultan Abdülhamid’in türbesinin hemen karşı sokağında ve oradan çıktık hemen Demokrasi ve Özgürlükler Adası’na geçtik, biz buyuz. Durmak yok...

Sırlarımızın güvenliğini artırmak, sınır ötesinden kaynaklanan tehditleri engellemek için hangi harekât yapılmışsa bunlar hepsine de karşı çıktılar. Akdeniz’de, Ege’de, Kuzey Afrika’da, Kafkaslar’da ülkemizin menfaatlerini korumak için hangi mücadeleye girişilmişse bunlar hepsine de karşı çıkmıştır. Dünyada kendi ülkesindeki yatırımları engellemek için, kendini böylesine rezil, böylesin zelil, böylesine aşağılık duruma düşüren bir başka muhalefet örneği yoktur.

Dün FETÖ’cü hainlerin MİT tırları kumpasıyla ülkemizi düşürmeye çalıştıkları durumla bugün yatırımcıları tehdit ederek ülkemize verilmek istenen zarar aynı sinsi senaryonun farklı sahneleridir. İşte buradan, Çanakkale’den, Biga’dan meydan okuyorum, bu mankurtlar da, onların iplerini ellerinde tutanlar da ne yaparlarsa yapsınlar büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasına engel olamayacaklar.

Nasıl her alanda yüzlerce projeyi ülkemize kazandırmışsak, Allah’ın izniyle 1915 Çanakkale Köprüsü’nü de tamamlıyoruz, tamamlayacağız. Karadeniz’deki doğal gazı da milletimizin hizmetine sunacağız. İnşallah Karadeniz’deki doğal gaz çıktığı andan itibaren vatandaşımızın menfaatini de burada ayrıca gözeteceğiz. Akdeniz’deki, Ege’deki çıkarlarımızı da sonuna kadar koruyacağız. Kanal İstanbul’u da inşa edeceğiz. Sınırlarımızın ötesine kurduğumuz güvenlik hatlarını da birleştireceğiz. Bölgemizdeki ve dünyadaki mazlumların sesi olmayı da sürdüreceğiz. Önümüze kurulan tuzakları birer birer bozup dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına da gireceğiz. Savunma sanayinin her alanında kendimizi ve dostlarımızı dışa bağımlılıktan da tamamen kurtaracağız. Varsın Türkiye düşmanları hasetlerinden çatlasın, varsın Türkiye düşmanlarıyla kol kola girenler esip gürlesin, varsın sözde Atatürkçü, sözde milliyetçi mankurtlar düştükleri çirkeflik çukurunda debelenip dursun, biz ülkemizi hedeflerine ulaştırmak, milletimizi ve devletimizi güçlendirmek için her alanda çalışmayı sürdüreceğiz.

Kardeşlerim,

Ülkelerine yaptıkları ihanetin ödülünü yabancıların sırtlarını sıvazlamalarıyla, terör örgütünden gelen davetlerle alanlardan bunun hesabını günü geldiğinden sandıkta milletimiz soracaktır. Şehitlerine, şehit yakınlarına küfretmeyi olgunlukla karşılayanlardan milletimiz hesabını sandıkta sormakla kalmayıp, onları sokağa da çıkamaz hale getirecektir. İşte şu anda bu şehitlerimize bu saygısızlığı yapanı, evet, şu anda dokunulmazlığını kaldırmak üzere Meclise gönderdik.

Muhalefet adı altında ülkesine ve değerlerine saldıranlara diyorum ki, eğer taktiğiniz kavgada yumruk sayılmaz hesabıyla önünüze gelene sataşmaksa, o yumrukları millete değil gelin gücünüz yetiyorsa bize savurun.

Siyaset, ülkenin ve milletin çıkarlarının önünü tehditle, küfürle, yabancılara şikayetle kesmek değildir. Siyaset, ülkenin ve milletin hayrına proje üretmektir, eser ve hizmet inşa edebilmektir.

Şehit yakınına ağıza alınmayacak küfürlerle hakaret edenlerin terör örgütünün takdirine ve davetine mazhar olanlar karşısında sesi çıkmıyorsa, ortada ya kirli bir pazarlık ya da gaflet sınırını aşan daha vahim bir sorun var demektir. Kaldı ki bu bir bayan olursa, bir bacı olursa… Düşünün, ya sen bir partinin lideri olarak bayansın bayan, Mecliste o nasıl bir küfürdür, ahlak yoksunu, nasıl sen böyle bir küfrü yaparsın ya, bir kadın olarak, bir bayan olarak sen bunu nasıl söylersin?

Tek dertleri var, Türkiye’deki muhalefeti destekleyerek Tayyip Erdoğan’dan kurtulacağız, diyenlerin gazına geliyorlar. Bu ifade Suriye’de Türkiye sınırları boyunca bir terör koridoru kuracağız diye tamamlanıyor. Üstelik bunu söyleyenler sadece lafla kalmıyor, sınırlarımız dibindeki terör örgütünü onbinlerce ağır silahla, araçla, gereçle, cephaneyle donatıyor, onbinlerce teröristi eğitiyor. Suriye’de eğitilen teröristler de onlara verilen silahlarla sınır şehirlerimize, askerlerimizi, güvenlik güçlerimize saldırıyor. Bugün bölgemizde Türkiye’nin hedefleri doğrultusunda attığı her hayırlı adımın karşısında aynı dış ve iç kirli ittifakı buluyoruz. Bu gerçekler ortadayken, CHP’nin başındaki zat ikide bir çıkıp ne işimiz var Suriye’de diyebiliyor. Partisine tezkereye hayır oyu verdirebiliyorsa, bizim de çıkıp siz kimin adına konuşuyorsunuz, kimin adına hareket ediyorsunuz diye sormak hakkımız olur.

Ey Bay Kemal, Gazi Mustafa Kemal’in Libya’daki, Suriye’deki, doğu şehirlerimizdeki, Balkanlar’daki izlerini unutturmaya çalışıp bugün aynı mücadeleyi yürütenleri itham edenlerden Cumhuriyetçi olmaz, Atatürkçü hiç olmaz. Ya diyebilir misin, ey Gazi Mustafa Kemal, senin Trablus Cephesinde ne işin var, hadi söyle? Misakı milli için diyebilir misin, ne işiniz var misakı milliyle?

Ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarma vasiyetine sahip çıkmayanlardan milliyetçi de olmaz, ulusalcı da olmaz, ülke sevdalısı da olmaz. İşte bunun için 2023 çok önemli diyoruz. Türkiye 2023 imtihanını başarıyla verdiğinde Allah’ın izniyle önünde duracak hiçbir güç kalmayacaktır. Biga’dan yükselen bu sesin dalga dalga tüm illerimizi, ilçelerimizi, mahallerimizi, köylerimizi kuşatacağına yürekten inanıyorum.

Seçim gününe kadar bir an bile durmadan bu gerçekleri herkese anlatacağız. Özellikle şu veya bu sebeple CHP’ye, İYİ Partiye, HDP’ye oy vermeyi düşünen vatandaşlarımızı ülkemizin ve milletimizin hayrı için, hepimizin ortak geleceği için karşımızdaki fotoğrafı vicdanla, insafla, açık yüreklilikle değerlendirmeye davet edeceğiz. Eğer bu muhasebeyi yaptırırsak akıl ve izan sahibi herkesin 2023 tercihini en doğru şekilde yapacağından şüphe duymuyorum. Yeter ki biz çalışalım, yeter ki biz yapılanları ve yapılmakta olanları doğru şekilde anlatalım. Yeter ki biz gönüllere dokunalım, gerisi kendiliğinden gelecektir.

Değerli Kardeşlerim,

Karşınızda iktidara geldiğimizde ne söz vermişse hepsini de fazlasıyla yapmış bir siyasetçi olarak bulunuyorum. Hamdolsun bugüne kadar büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası için milletimizle birlikte çok önemli kararlar aldık, yatırımlar yaptık. Milletimiz için, milletimize hizmet için yorulmadan, usanmadan, gece-gündüz demeden çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz. Bugün de milletimize ne diyorsak hepsini de yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.

Bizim değerlerinden en büyük farkımız, bugüne kadar ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerdir. Bu anlayışla Çanakkale’ye geçtiğimiz 19 yılda toplam 27 milyar liralık yatırım yaptık, yani 27 trilyon.

Eğitimde 1904 adet yeni derslik inşa ettik. Gençlik ve sporda 7404 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binalarının da aralarında olduğu 34 tesisi şehrimize kazandırdık. Sosyal yardımlarda ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza 1,3 milyar liralık kaynak kullandık. Sağlıkta 500 yataklı Çanakkale Devlet Hastanemizle birlikte 11 hastanenin de dâhil olduğu toplam 39 sağlık tesisini hizmete sunduk. Ayrıca, 3 sağlık tesisimizin inşası, 11 sağlık tesisimizin ise proje arsa süreci devam ediyor. Çevre şehircilikte 3388 konutu tamamladık, 171 konutun sosyal donatı alanlarıyla birlikte inşasına devam ediyoruz. Ayrıca, 500 konutluk bir diğer projemizin ihalesini de önümüzdeki ay yapıyoruz.

Çanakkale’de gelecek nesillere miras bırakacağımız vatandaşlarımızın nefes alabileceği çocuk seslerinin kuş cıvıltılarına karışacağı 3 millet bahçesi projemiz bulunuyor. Ezine ve Biga millet bahçelerimizin yapımları sürüyor, Lapseki’deki millet bahçemizin ihalesini Eylül ayında gerçekleştirdik.

Ulaştırmada 14 kilometrede devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu 338 kilometreye çıkardık. Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Savaştepe Otoyolumuzun 101 kilometrelik Malkara-Çanakkale arasının inşası sürüyor. Bu projenin bir parçası olan Gelibolu ile Lapseki arasındaki dünyanın en büyük orta açıklığına sahip asma köprüsü 1915 Çanakkale Köprüsü’nün son tabliyesini de bugün yerleştirdik, hayırlı olsun. İnşallah köprümüzü ve otoyolumuzu önümüzdeki yıl açıyoruz. Bu otoyol ve köprü projesi Türk ekonomisinin en gelişmiş bölgeleri olan ve nüfusun önemli bir bölümünün yaşadığı Marmara ve Ege’nin ulaşım sistemlerini birbiriyle entegre edecektir.

Berhamkale ve Mıhlı tarihi köprülerinin restorasyonlarını da yaptık. İnşası süren Gelibolu-Eceabat yolunu seneye açıyoruz. Bayramiç-Etili-Çan ayrımı yolunu, Ayvacık-Küçükkuyu tünel geçişinin kalan kesimlerini, Yenice-Balya yolunu ve Çanakkale-Çan yolundaki çalışmaları da birkaç yıla kadar tamamlıyoruz. Çanakkale Limanı’nın üst yapı tesislerini yaptık. Kepez’e bir liman, Gökçeada, Kaleköy ve Babakale’ye balıkçı barınakları kazandırdık.

Tarım ve ormanda Çanakkale’ye 19 baraj ve 8 gölet inşa ettik, 5 baraj ve 3 gölet daha yapıyoruz. Tamamladığımız projelerle Çanakkale’de 441 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtık. Yapımı devam eden 4 adet sulama tesisiyle 96 bin dekar zirai araziyi daha suyla buluşturacağız.

Gelibolu Yarımadası tarihi milli parkında şanlı tarihimizi gelecek nesillere aktarmak için Çanakkale Destanı Ziyaretçi ve Tanıtım Merkezi’ni hizmete açtık.

Şehitliklerimizi istiklalimiz uğruna canlarını feda eden şehitlerimize yakışır şekilde ihya ediyoruz.  Gelibolu Mevlevihane’sinden Kadı İskele Camiine, Aynalı Çarşı’dan Kilitbahir Cahide Sultan Camii ve türbesine kadar, Çanakkale’deki ecdat yadigârı eserlerimizin restorasyonlarını yaptık. Ayazma Pınarı Tabiat Parkını milletimizle buluşturduk. Çanakkaleli çiftçilerimize 2 milyar lira tutarında tarımsal destek ödedik. Sanayide Çanakkale’ye yeni organize sanayi bölgesi, bir teknopark ve 2 araştırma-geliştirme merkezini kurduk. Şehrimizdeki işverenlerimize 1 milyar lira tutarında prim teşviki verdik.

Çanakkale, Ezine, Bayramiç, Çan, Çardak, Biga, Lapseki, Dardanos, Gümüşçay, Yenice ve Güzelyalı’ya doğalgaz arzını sağladık. Gelibolu’ya, Karabiga’ya ve Geyikli’ye de seneye, Ayvacık’a 2023 yılında, Eceabat ve Evreşe de daha sonraki yıllarda doğal gaz arzını sağlıyoruz.

İnşallah önümüzdeki dönemde tüm ilçeleriyle Çanakkale’yi daha büyük eser ve hizmetlerle buluşturacağız.

Bu duygularla bir kez daha hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.