Tarım ve Orman Bakanlığımızın Kıymetli Mensupları,
Değerli Misafirler,
Hanımefendiler, Beyefendiler,
Hepinizi en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Milli Ağaçlandırma Günümüz olan 11 Kasım vesilesiyle icra ettiğimiz Geleceğe Nefes Programı’nda sizlerle birlikte olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum.
Bu anlamlı günde fidan dikme heyecanımızı bizlerle paylaşan Macaristan Başbakanı, kıymetli dostum Viktor Orban ile çeşitli ülke ve uluslararası kuruluşların temsilcilerine şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Ülkemizin dört bir yanında toprağı fidanlarla buluşturmak için ağaç dikme alanlarına koşan tüm vatandaşlarımızla birlikte buradaki misafirlerimize de hoş geldiniz diyorum. Ülkemizin tüm şehirlerinde de her yaştan vatandaşımız burada olduğu gibi fidan dikmek üzere belirlenen alanları doldurmuştur.
İklim krizinin gündemimizde giderek daha çok yer edindiği bir dönemde fidan dikerek geleceğe bir nefes bırakan herkese şükranlarımı sunuyorum. Bizler, “Yarın kıyametin kopacağını bilseniz bile elinizdeki fidanı dikiniz” düsturuna sahip bir medeniyetin mensuplarıyız. Kültürümüz tüm bitkiler ve hayvanlar dâhil canlıların tamamına karşı sevgi ve şefkatle yaklaşmamızı öğütler. Atalarımızdan, babalarımızdan devraldığımız ağaç, çevre, yeşil sevgisini yeni nesillere aktarmak en başta gelen görevlerimizden biridir. İmkânı olan her vatandaşımızın bahçesini fidanla, tarlasını ağaçla, vatan topraklarını ormanla süslemesi, işte bu gönül zenginliğimizin ifadesidir.
Ağaç dostu olan, orman dostu olan, çevre dostu olan insanın da dostudur, tüm canlıların da dostudur. Bunun için 11 Kasım tarihini ağaç dikme yanında içinde yaşayan tüm canlılarla birlikte ortak hayat alanımız dünyaya olan sorumluluklarımızı da hatırlama günü olarak görüyorum. Şayet biz dünyamıza sırt çevirip onun dengelerine saygı göstermezsek, dünyanın bize vereceği cevapları karşılama gücüne sahip olmadığımızı asla unutmamalıyız. İnsanoğlunun bilhassa son asırlarda bitmek tükenmez bir hırsla doğal kaynaklara saldırması, tabiatın dengesini hiçe sayan adımlar atması artık sürdürülemez bir boyuta gelmiştir.
Bir tarafta yanan devasa büyüklükteki orman alanları, diğer tarafta yaşanan sel baskınları, öteki tarafta süren kuraklık gibi değişen meteorolojik olaylar bize tabiatın ikazlarıdır. Biz bu ikazları görüyor ve verdiği mesajı alıyoruz. Ama bu felaketlerin müsebbiplerinin aynı bilince ve kararlılığa sahip oldukları konusunda derin şüphelerimiz var. Bir yandan iklim değişikliğinin yol açtığı sonuçların önüne geçilmesi konusunda üzerimize düşenleri yaparken, diğer yandan da bu çarpık tabloyla mücadele ediyoruz. Diktiğimiz her fidan mücadelemizin işaretidir. Uluslararası platformlarda yükselttiğimiz her ses de mücadelemizin remzidir.
Değerli Misafirler,
Türkiye, haksızlık ve adaletsizliklere karşı verdiği mücadelenin ardından Paris İklim Anlaşması’na taraf olarak 2053 yılı için sıfır emisyon hedefini ortaya koymuştur. Ülkemizin orta ve uzun vadeli en önemli projeksiyonu olan 2053 vizyonunun merkezine yeşil kalkınma devrimini yerleştirdik. Paris İklim Anlaşması’nın 5. Maddesi ormanların korunması ve güçlendirilmesini amaçlıyor. Orman varlığımızın arttırılması hususunda dün olduğu gibi bugün de, yarın da daima ön saflarda yer alacağız. Daha yeşil bir Türkiye hedefiyle son 19 yıldır Cumhuriyet tarihinin en büyük ağaçlandırma seferberliğini yürütüyoruz.
Dünyada orman varlığı azalırken ülkemiz orman varlığını arttıran sınırlı sayıdaki ülkelerden biri olmuştur. Son 19 yılda önceki 57 yılda yapılan ağaçlandırmanın 1,5 katına ulaşarak 5,5 milyar fidanı toprakla buluşturduk. Biz geldiğimizde 20,8 milyon hektar olan orman varlığımızı 23 milyon hektar sınırına getirdik. Birleşmiş Milletler Küresel Orman Kaynakları Raporuna göre Türkiye ağaçlandırma çalışmalarında Avrupa’da birinci, dünyada dördüncü sırada yer alıyor. Yine aynı rapora göre, yaptığımız ağaçlandırma ve rehabilitasyon çalışmaları ile dünya orman varlığı sıralamasındaki yerimizi 27. sıraya çıkardık. Hedefimiz, 2023 yılı sonuna kadar dikilen fidan sayısını 7 milyara, ülkemizin orman varlığını yüzölçümümüzün üçte birine ulaştırmaktır.
Ayrıca, insanlarımızın tabiatla en kolay şekilde buluşması için 136 adet şehir ormanı kurduk. Mesire yerlerinin sayısını 92’den 1663’e yükselttik. İnsanlarımızın tabiata olan ilgisinin artmasıyla son dönemin yükselen yıldızı haline gelen çadır ve karavan turizmini de teşvik ediyoruz. Milli park sayımızı 32’den 45’e çıkararak, milli park alanımızı 907 bin hektara yükselterek ülkemizin tabiat değerlerini daha sıkı şekilde koruyoruz.
Erozyonla mücadelede dünyaya örnek bir ülkeyiz. Türkiye 1970’li yıllarda her yıl ortalama 500 milyon ton toprağını erozyonla kaybederken ağaçlandırma faaliyetleri ve diğer tedbirlerle bu miktarı 154 milyon tona kadar düşürdük. Yani artık her yıl Kıbrıs Adası büyüklüğünde bir toprağı kaybetmiyoruz. Orman köylümüzün gelirini ve refahını arttırmak için de önemli destekler veriyor, çok sayıda proje yürütüyoruz. Bu kapsamda orman köylerinde yaşayan 252 bin aileye 4 milyar lira kredi ve hibe desteği sağladık. ORKÖY kredilerinden faizi tamamen kaldırdık. Ayrıca, ormancılık faaliyetlerinde çalışan 180 bin orman köylüsü aileye bugüne kadar orman işçiliği karşılığı olarak 22,3 milyar lira ödeme yaptık.
Değerli Misafirler
Ülkemiz ormanlarının yüzde 54’ü yangınlara karşı hassas alanlardan oluşuyor. Son yıllarda en büyük orman yangınlarının yaşandığı Akdeniz Bölgesi iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgeler arasında gösteriliyor. Aşırı yüksek sıcaklıklar ve aşırı düşük nem şiddetli rüzgârla birleşince orman yangınlarının kontrol altına alınması da giderek güçleşiyor. İşte tüm bu olumsuz şartların ağır bedelini 28 Temmuz’dan başlayan bir dizi orman yangınıyla ödemek mecburiyetinde kaldık. Bu yıl ülkemizin 54 ilinde yaşanan 299 orman yangını ve 255 kırsal alan yangınıyla mücadele ettik. Orman Teşkilatımız kahraman mensupları, desteğe gelen kurumlarımızın personelleri ve gönüllü vatandaşlarımızla birlikte bu yangınlara karşı cansiperane bir mücadele yürüttü. Bu vesileyle verdikleri mücadele için genel müdüründen, işçisine kadar Orman Teşkilatımızın tüm personeline milletim adına bir kez daha teşekkür ediyorum. Yangınlarda hayatını kaybeden orman personelimize ve vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Yaşadığımız yangın afeti sırasında ülkemize hava ve uzman personel desteği sağlayan tüm ülkelere de buradan tekrar şahsım, milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum.
Elbette yangınlar sadece ülkemizi etkilemedi, dünyanın pek çok yerinde benzer afetler yaşandı. 2019 ve 2020 yıllarında 240 gün süren Avustralya’da son yıllarda ardı ardına yaşanan dev yangınlarda çok büyük alanlar yok oldu. Amerika’nın Kaliforniya bölgesinde, Sibirya’da, İspanya’dan İtalya’ya kadar Avrupa’nın pek çok yerinde yaşanan orman yangınları önemli kayıplara yol açtı. Önümüzdeki yıllarda da devam edeceği belirtilen orman yangınlarına karşı uluslararası seviyede şimdiden güçlü iş birlikleri oluşturmamız gerekiyor. Ülkelerin sahip olduğu bilgi ve donanımı paylaşmaları bu afetle mücadelemizi kolaylaştıracaktır.
Türkiye olarak aldığımız tedbirlerle yangına ilk müdahale süresini 40 dakikadan 12 dakikaya indirdik. Aynı şekilde yangın başına düşen alan miktarını da geçmişe göre yarı yarıya düşürdük.
Orman Genel Müdürlüğümüz 21 binin üzerinde personeli ve farklı tiplerdeki 4 bin 311 aracıyla yangınlara karşı görev başındadır. Yangınlara karşı tarihimizdeki en zengin hava filosunu da bu dönemde kurduk. Attığı su miktarı ve etkin manevra kabiliyetine sahip amfibik uçakları bu yıl filomuza dâhil ettik. Geçen yıldan itibaren insansız hava araçlarını da orman yangınlarıyla mücadelede kullanmaya başladık. Böylece 7 gün/24 saat ormanlarımızı gözetleyerek çıkan her yangına en kısa sürede müdahale imkânına kavuştuk.
Bu görevler için hâlihazırda envanterimizde 9 insansız hava aracı ve 10 dron bulunuyor. Ulaştığımız teknik donanım kapasitemizi geliştirmeye ve iklim değişikliğinin etkilerine karşı teşkilatımızı güçlendirmeye devam edeceğiz. Yanan orman alanlarını da süratle yeniden ağaçlandırıyoruz. Hedefimiz, yangından zarar gören alanların ağaçlandırma çalışmalarını 1 yıl içerisinde tamamlamaktır. Zarar gören orman alanlarımız öncelikli olmak üzere Geleceğe Nefes Kampanyası ile her vatandaşımız için 3 fidan hesabıyla toplam 252 milyon fidanı inşallah yıl bitmeden toprakla buluşturmuş olacağız.
Milli Eğitim Bakanlığımızla 24 Kasım vesilesiyle her öğretmen için bir fidan dikimi kampanyası başlattı. Bizim de 1000 fidan bağışlayarak katılacağımız bu anlamlı kampanyayla öğretmenlerimiz adına ülkemize 1 milyon 200 fidan daha kazandıracağız.
Fidan dikimi yaptığımız bu alanı da millet ormanı haline getirerek insanlarımızın hizmetine sunacağız. Önümüzdeki yılın sonuna kadar 81 ilimize 81 millet ormanı kurarak tüm vatandaşlarımızın bu hizmetten faydalanabilmesini sağlayacağız.
Orman varlığımızı korumak ve gelecek nesillere aktarmak için hep birlikte çok daha fazla gayret göstermeliyiz. Dikilen tüm fidanların geleceğe ve dünyaya nefes olmasını diliyorum.
Bu güzel programda bizlerle birlikte olan Macaristan Başbakanı değerli dostum Viktor Orban ile yanındaki heyete, çeşitli ülke ve uluslararası kuruluşların temsilcilerine ülkem adına tekrar teşekkür ediyorum.
Sanatçısından sağlıkçısına, öğrencisinden öğretmenine kadar burada bizlerle birlikte olan tüm misafirlerimize ve ülkemizin dört bir yanında fidanları toprakla buluşturan vatandaşlarımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum, kalın sağlıcakla.