Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ve HES Açılış Töreni’nde Yaptıkları Konuşma

06.11.2021

Tarım ve Enerji Sektörlerimizin Kıymetli Temsilcileri,

Değerli Misafirler,

Hepinizi en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Bugün hizmete alacağımız Ilısu Profesörü Doktor Veysel Eroğlu Barajı ve Hidroelektrik Santrali 19 yıldır halka hizmet amacımızın eser ve hizmet siyasetimizin en somut örneklerinden biridir.

Cumhuriyetimizin 100. Yılı için milletimize söz verdiğimiz yatırımlardan biri olan Ilısu Projesi’ni hamdolsun finansmanından, terör örgütünün saldırılarına kadar, her aşamasında önümüze çıkartılan nice engellere rağmen tamamladık. Ilısu Projesi’ni engellemek için yürütülen karalama kampanyalarını ve bunların gerisindeki kirli niyetleri unutmadık, unutmayacağız. Bu eser yeminli Türkiye düşmanlarına da, kendi ülkesini ve milletini husumetleriyle maruf içimizdeki mankurtlara da verilmiş en güzel cevaptır.

Barış, kardeşlik, huzur, refah ve güç sembolü olan Ilısu projesi Dicle Nehri üzerinde gerdanlık gibi dizdiğimiz baraj ve hidroelektrik santrallerimizin en büyüğüdür. Atatürk Barajı’ndan sonraki en büyük 2. gövde hacimli bu barajımız, ön yüzü beton kaplı baraj tipi bakımından da dünyada ilk sırada yer almaktadır. Su depolama kapasitesi yaklaşık 11 milyar metreküpü bulan Ilısu, 1200 megavatlık kurulu gücü ile 4. büyük hidroelektrik santralimiz olarak ülkemize yıllık 3 milyar liralık fayda sağlayacaktır.

Bizim medeniyetimizde unutmayın, su hayattır, enerjide günümüzün bir diğer vazgeçilmez hayat kaynağıdır. Ilısu Profesör Doktor Veysel Eroğlu Barajı ve Hidroelektrik Santrali her iki alanda da ülkemize çok önemli kazanımlar sağlayan bir projedir. Ilısu’nun Diyarbakır, Batman, Mardin, Siirt ve Şırnak illerimizdeki vatandaşlarımız başta olmak üzere, tüm milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu barajın ülkemize kazandırılmasında emeği geçen bakanlarımıza, kurumlarımıza, yüklenici firmalara, mühendisinden işçisini herkese teşekkür ediyorum.

Değerli Kardeşlerim,

Dünyanın ve ülkemizin giderek artan kuraklık tehdidi ile karşı karşıya bulunduğu şu dönemde böyle bir eseri hizmete açmamızın çok daha önemli ve anlamlı olduğuna inanıyorum. Kuraklığın tetiklediği gıda ve aynı şekilde her geçen gün daha belirgin hale gelen enerji krizlerine karşı ülkemizi korumak için tüm potansiyelimizi kullanmak mecburiyetindeyiz. Ülkemizin su kaynaklarının tek bir damlasının dahi israfına tahammülümüz yoktur. Kendi kaynaklarımıza dayalı yenilenebilir enerji üretimini de en üst seviye çıkarmamız şarttır. Dünyanın bundan sonraki dönemine ilişkin senaryolarının önümüze koyduğu karanlık tablo şimdiden tüm ihtimallere karşı hazırlıklı olmamızı gerektiriyor. Hiç şüphesiz su bu yüzyılın en stratejik ve en değerli kaynağıdır. Öyle diyor atalarımız, su ab-ı hayattır.

İklim değişikliği, kuraklık, artan nüfus ve kentleşme ile birlikte su kaynakları üzerindeki baskılar giderek artmaktadır. Dünyada son 60 yılda 3 milyardan 8 milyara çıkan nüfusa karşılık yeryüzüne düşen yağış miktarında herhangi bir değişiklik olmamıştır. Üstelik iklim değişikliği ile bağlantılı kuraklık, sel, orman yangını gibi afetler giderek sıklaşmaktadır. Su kaynaklarının kullanımının kalite ve miktar yönünden azalması da ayrı bir sıkıntı sebebidir. Mevcut su kaynaklarının yüzde 70’dan fazlası tarımda, yani gıda üretiminde kullanılıyor. Bu durum özellikle su konusundaki her olumsuzluğun gıda üretimine de yansıyacağı anlamına geliyor.

Bilindiği gibi Türkiye şu zengini bir ülke değildir. Kişi başına düşen yıllık 1340 metreküp kullanılabilir su miktarı ile su stresi çeken ülkeler grubundayız. Simülasyonlar 2040 yılından bu miktarın yıllık 1116 metreküpe kadar düşebileceğine işaret ediyor. Yıllık ortalama yağış miktarımızda 574 milimetre ile dünya ortalamasının altındadır. Bu nedenle elimizdeki kaynakları etkin ve tasarruflu kullanmak durumundayız. Su kaynaklarımızı tükenme sınırına ulaşmadan korumak, verimli değerlendirmek ve doğru yönetmek artık bir tercih değil, mecburiyet haline gelmiştir.

Değerli Misafirler,

Geçmişte petrol için verilen mücadelenin bir benzerinin önümüzdeki dönemde su kaynakları ve gıda üretimi için yaşanacağı anlaşılıyor. İşte bu anlayışla Hükümete geldiğimiz günden beri ülkemizi sağlıktan eğitime her alanda olduğu gibi tarım, su ve enerji konusunda da geleceğe hazırlamanın gayreti içinde olduk. Geçtiğimiz 19 yılda su alanında günümüz rakamlarıyla 284 milyar liralık yatırım yaparak 8817 tesisi hizmete açtık.

Son 19 yılda inşa edilen ve Cumhuriyet tarihinde yapılanların iki katından fazla olan 613 barajımız da 46 milyar metreküp suyumuzu depoladık. Böylece depolanan su miktarımızı toplamda 179 milyar metreküpe çıkardık. Aynı dönemde inşa ettiğimiz 1475 sulama tesisiyle yaklaşık 20 milyon dekar alanı sulamaya açtık. Sadece bu alanlardan ülkemiz ve üreticilerimiz yılda 60 milyar lira zirai gelir artışı sağladı. Arazi toplulaştırma çalışmaları kapsamında 266 proje ile 5,2 milyon hektar araziyi su ve üretim girdilerinin azaltarak ekonomik olarak daha verimli kullanılabilir hale getirdik. Halen 3,3 milyon hektar alanda çalışmalar devam ediyor.

Enerjide de yine son 19 yılda, yerli ve temiz enerji kaynaklarımızı değerlendirmek için 605 hidroelektrik santralini hizmete aldık. Ülkemizin kurulu güç kapasitesini 32 bin megavattan 100 bin megavata çıkarmak suretiyle kalkınmanın temel altyapısı olan elektrik enerjisinde herhangi bir sıkıntı yaşanmasını önüne geçtik. Üstelik bu güç artışının üçte ikisini yerli ve yenilenebilir kaynaklarla gerçekleştirdik. Şehirlerimizin içme suyu ihtiyacını karşılamak için 271 içme suyu ve 21 atık su tesisini hizmete açtık. Bu yatırımlar sayesinde 41 milyon vatandaşımıza yıllık yaklaşık 3 milyar metreküp içme ve kullanma suyu temin ettik. Şayet şehirlerimize bu hizmetleri getirmeseydik 2020 ve 2021 yıllarında 44 ilimiz kısmen veya tamamen susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kalabilecekti. Ülke genelinde 90 ayrı proje ile 18 milyon nüfusa yıllık ilave 1,8 milyar metreküp içme suyu sağlamak için çalışmayı sürdürüyoruz.

Sel baskınlarına karşı kurulan taşkın koruma tesislerinin de yarısını, yani 5 bin 140 tesisi son 19 yılda hizmete sunduk. Amacımız her vatandaşımızın temiz suya erişimini sağlamak, bereketi topraklarımızı su ile buluşturmak, su kaynaklarımızı korumak ve verimli kullanmaktır. Bu doğrultuda gerçekleştirdiğimiz Su Şûrasının sonuç belgesini 21 Ekim'de kamuoyuna açıkladık. Böylece su ile ilgili kısa, orta ve uzun vadeli stratejileri belirleyerek suyun geleceğini planladık ve yol haritamızı oluşturduk. Önümüzdeki dönemde de su alanında yeni yatırımlar yapmaya suyun gücünü milletimizle buluşturmaya devam edeceğiz.

Değerli Misafirler,

Bugün açılışını yaptığımız Ilısu’nun ve enerji yatırımı olmanın yanında, kültürel ve sosyal gelişimi sağlayacak yapısal dönüşüm boyutu da bulunmaktadır. Proje kapsamında inşaat çalışmaları yanında, çevre, yeniden yerleşim ve kültürel miras konularında pek çok yatırımı hayata geçirdik. En çok istismar edilen Hasankeyf başta olmak üzere, tüm tarihi ve kültürel varlıkları özenle koruyarak gelecek nesillere miras bıraktık. Bugün buraya Kültür Turizm Bakanı mı da yanıma alarak geldim. Niye? Çünkü bütün o kültür değişimi istiyorum ki yerinde izleyelim ve artık burası turistlerin tamamen uğrak yeri olsun. Hasankeyf ilçemizdeki tarihi eserleri Bilim Komisyonu ve Koruma Kurulu onayıyla başarıyla taşıyarak yeni yerlerine yerleştirdik. Bu eserlerden Zeynel Bey Türbesi, Artuklu Hamamı, İmam Abdullah Zaviyesi, Er-Rızık Camii ve Eyyubi Camii tek parça, Orta Kapı ise üç parça halinde Hasankeyf Kültürel Park Alanına nakledilmiştir.

Bay Kemal, bunlar öyle lafla olmuyor, lafla peynir gemisi de yürümüyor. Ayrıca kısmen taşınan veya yerinde koruma altına alınan eserler de mevcut. Yeni Hasankeyf ilçemizi bölge halkının hayat biçimine uygun müstakil, bahçeli, teraslı konutlar şeklinde inşa ettik. Ey PKK'nın yan kolu HDP, sizler bu tür şeyleri yapabilir misiniz? Sizin böyle bir derdiniz var mı? Biz dertliyiz dertli. Biz sizlere aşığız aşık.

Bu kapsamda 875 konutu ve 124 işyerini tamamlanarak hak sahiplerine verdik. Ayrıca Hükümet Konağı, Belediye, Emniyet, Jandarma Binaları, Devlet Hastanesi, Kütüphane, Spor Salonu, Müze, Yüksekokul, Arıtma Tesisi, Cami ve Okul gibi kamu hizmet birimleri de tamamlanarak hizmete alındı. Yani biz burada benim Kürt kardeşlerim var, bu Kürt kardeşlerimi biz ihmal edemezdik, etmedik ve onlara da bu eserleri kazandırdık.

Bölgedeki yolları da daha yüksek standartlı bir şekilde yeniden yaptık. Yeniden yerleşim, tarihi ve kültürel varlıkların korunması, baraj inşaatı, yol inşaatları ve diğer harcamaları ile birlikte projenin maliyeti toplamda kaçı buldu biliyor musunuz? 20 milyar lirayı bulmuştur. Burada toplanan suları yakında inşa edeceğimiz Cizre Barajı’na bırakarak hem enerji üretecek hem de 1 milyon dekar araziyi sulayabileceğiz.

Ilısu Profesör Doktor Veysel Eroğlu Barajı ve Hidroelektrik Santrali geçen yılın 19 Mayıs'ından bugüne kadar yaklaşık 4 milyar kilovatsaat enerji üretimi gerçekleştirerek ekonomimize 2,6 milyar lira katkı sağladı. Bir kez daha bu muhteşem, görkemli tesisin bölgemize, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Emeği geçenleri tebrik ediyorum. Ve ben siz değerli kardeşlerimi, sevgilerimi saygılarımı sunuyorum.

Biz AK Partiyiz, biz Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Gürcü’süyle hiçbir bu ülkede yaşayan vatandaşlarımıza ayrım yapmadan sizleri Allah için seviyoruz. Sizden ricam şu, 2023'ün 14 Haziran'a bir olarak, beraber olarak, iri olarak, diri olarak, kardeş olarak girecek ve inşallah bu bölgelerden büyük bir yekunla zaferle çıkacağız.

Şu anda hazır mıyız?

Tek Millet… Tek Bayrak... Tek Devlet… Tek Vatan.

Allah yar ve yardımcımız olsun.