Ümraniye Millet Bahçesi Açılış Töreninde Yaptıkları Konuşma

05.11.2021

Sevgili İstanbullular,

Değerli Ümraniyeli Kardeşlerim,

Kıymetli Misafirler;

Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Açılış töreni vesilesiyle bir araya geldiğimiz Ümraniye Hekimbaşı Millet Bahçemizin İstanbul’umuza ve Ümraniye’mize hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum.

Ümraniye’ye 490 bin metrekare büyüklüğe sahip iki millet bahçesi sözü vermiştik. Bugün hizmete açtığımız Hekimbaşı Millet Bahçemiz, inşallah Ümraniye’mizin sembol mekânlarından biri haline gelecektir. Millet kıraathanesi, seyir terası, bisiklet ve yürüyüş yolları, çocuk oyun alanları, spor sahaları, piknik alanları, meyve-sebze bahçeleri ve diğer pek çok özelliğiyle burası her yaştan insanımıza hitap edecektir. Hekimbaşı Millet Bahçemizin bir diğer özelliği de, hemen yanı başındaki otoyoldan kaynaklanabilecek gürültü kirliliğini önlemek için 5 bin 737 metrekare gürültü bariyeri ile donatılmış olmasıdır.

Ümraniye’ye kazandıracağımız diğer eserimiz Osmangazi Korusu Millet Bahçesiyle ilgili çalışmalarımızı da kesintisiz sürdürüyoruz. Bu iklim dostu yeşil dönüşüm projesinin şehrimize kazandırılmasında emeği geçen Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızı, kurumlarımızı, mühendisinden işçisine herkesi tebrik ediyorum.

Fatih Sultan Mehmet Han’ın emaneti bu güzel şehre sürekli yeni eserler, hizmetler, yatırımlar kazandırmak için gece-gündüz çalışıyoruz. İlk olarak 1995’deki Belediye Başkanlığımızda çıktığımız İstanbul’a hizmet yolculuğumuzu Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak da sürdürdük. Ecdat yadigârı, medeniyetler beşiği, dünyanın gözdesi bu şehri İstanbul’u hak ettiği yere getirmek için attığımız her adımın izlerini beraberce takip ediyoruz.

Etrafı gecekondularla kuşatılmış, yolları çamur deryası, ulaşımı felç, suyu akmayan, kokudan Haliç’in yanına yaklaşılmayan, görüntüsü sefil, insanı mutsuz İstanbul’u hamdolsun küresel bir merkez haline getirmeyi başardık. Şimdi de 2053 vizyonumuzun ilk hedefi olarak ilan ettiğimiz yeşil kalkınma devrimi doğrultusunda İstanbul’u içinde yaşayanların hayat kalitesini yükseltecek hizmetlerle tanıştırmak için kolları sıvadık.

Ülkemizin dört bir yanında inşa etmeyi planladığımız millet bahçeleri projelerimizin önemli bir kısmını İstanbul’da hayata geçiriyoruz. Bugüne kadar 81 ilimizde 66 milyon metrekare alana sahip 404 millet bahçesini projelendirdik. Bunlardan 111’ini tamamlayarak hizmete sunduk. Hedefimiz, 2023 yılında 404 millet bahçesinin tamamını bitirmektir.

Geçtiğimiz hafta Ankara’da Başkent Millet Bahçesi’nin açılışını yaptık. Bir haftada bir milyon vatandaşımız burayı ziyaret etti. İstanbul’a kazandıracağımız 43 millet bahçesi toplamda –lütfen buraya dikkat edelim- 17,7 milyon metrekare büyüklüğe sahiptir. Bunların 13’ünü tamamlayarak İstanbulluların istifadesine sunduk. Ancak, en büyük projemiz ise Atatürk Havalimanı alanına yapacağımız 7,7 milyon metrekare büyüklüğündeki millet bahçemiz olacaktır. Atatürk Havalimanı’nda oluşturacağımız millet bahçesi, inşallah dünyadaki şehir parkları arasında ilk sıralarda yer alacaktır.

Değerli Kardeşlerim,

Ümraniye çarpık şehirleşmenin tüm sıkıntılarını yaşamış bir ilçemizdir. Yaşı 60’ın üzerinde olanlar 1970’lerin, 1980’lerin, 1990’ların Ümraniye’sini hatırlayacaklardır. Ümraniye ismi medyada ancak ya öldürülen işçilerle, ya patlayan çöplüğüyle, ya da sefalet görüntüleriyle yer alırdı. Kim vardı o zaman buranın Belediyesinde? Kim vardı? CHP. CHP deyince akla ne gelir? Çöp, çamur, çukur, pislik; bu gelir akla. Öyle ki Ümraniye denince akıllardaki İstanbul’la ilgisi olmayan uzak mı uzak bir yer akla gelirdi. Bugünkü güzel Ümraniye’yle uzaktan yakından ilgisi olmayan bu hatıraları bir daha aynı yanlışlara düşmemek için asla unutmamalıyız.

İşte bu anlayışla çeyrek asrı aşkın bir süredir İstanbul’un her köşesini, her sokağını, her mahallesini, her ilçesini altyapı ve üstyapı yatırımlarıyla donattık, donatıyoruz. Kardeşlerim; İstanbul’a Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum zaman bu Ümraniye’nin hali neydi? Ama elhamdülillah göreve geldik, işte Ümraniye bu hale geldi. Allah sizlerden de razı olsun. Eğer sizlerin desteği olmamış olsaydı, biz bugün buralara gelmezdik.

Tabii 1999 depremi bölgemizdeki şehirlerimizin tamamıyla birlikte İstanbul’un da zaaflarını ortaya serdi ve önceliklerini değiştirdi. Bu çerçevede şehrin yapı stokunun önemli bir kısmının hızla dönüştürülmesi ihtiyacı ortaya çıktı. İstanbul’da başlattığımız kentsel dönüşüm çalışmalarını kısa sürede 81 ilimizin tamamına yaydık. Son 9 yılda yeni inşa ettiğimiz sosyal konutlarla birlikte toplamda 2,5 milyon konutun dönüşümünü tamamladık.

Az önce imam hatip okulunun açılışını yaptık ve onun yanında caminin açılışını yaptık, orada Cuma namazını eda ettik. Tabii bütün bunlarla beraber eşi benzeri dünyada olmayan bu sonuç, 10 milyon vatandaşımızın can ve mal güvenliğini teminat altına aldığımız anlamına geliyor. Halihazırda sahada yatırım değeri 100 milyar lirayı bulan 300 bin dönüşüm konutunun inşası sürüyor.

Bundan sonra daha çok işimiz var, öyle mi? Ama çok işimiz var. Bak Libya Başbakanı geliyor, ondan sonra Yeşilay’ın YEDAM Projesi var, ona gideceğiz, görüşmeler var, inşallah bir başka zaman.

İbrahim Hoca, nasılsın, iyi misin? Maşallah, hanımlar çok diri, çok canlı. Ve ben inanıyorum ki bu hanım kardeşlerimizle birlikte 2023’ün zaferini buradan ilan ediyoruz. Gençlerle inanıyorum ki buradan ilan ediyoruz. Ana Kademeyle hep birlikte Allah’ın izniyle buradan zafere yürüyoruz. Buna hazırız değil mi? Hazırız değil mi?

Şu güzelim millet bahçesine bak, aman Yarabbi. Şöyle az önce içinde dolaştık, gerçekten modern Ümraniye’ye bu yakışırdı. Tüm emeği geçenleri tebrik ediyorum, kutluyorum.

İstanbul’da 68 riskli alandaki 35 bin binada yer alan 117 bin konutun dönüşüm çalışmalarına devam ediyoruz. Şehrin çeşitli bölgelerinde yeni yerleşim alanları kurmak için 49 rezerv alanı belirledik. Ayrıcı 50 bin ve 100 bin sosyal konut projelerimiz kapsamında 21562 konutta inşaat halindedir.

Kamulaştırma ve kira yardımı gibi çalışmalar içinde yaklaşık 5,7 milyar lira kaynak kullandık. Sadece fikir tepe projesi altyapılarıyla birlikte 15 bin konutu ve 60 bin vatandaşımızı içeriyor. Bu projenin ilk etabını oluşturan 1134 konutun ve iş yerine hak sahiplerine teslim ettik. Arkadaşlar, şu yavrularımıza hediyelerini verin bakalım.

Aynı bölgedeki yeni ihale yıkım ve inşa çalışmaları da hızla sürüyor. Üsküdar Kirazlıtepe’de de biten, devam eden ve yeni başlayan çalışmalar var. Şu anda yerleşmeler başladı. Elbette bunlar yanında kamu binalarından sokak ve cephe yenileme projelerine kadar pek çok hizmeti İstanbullu kardeşlerimizin istifadesine sunuyoruz. Son olarak bugün İstanbul’la birlikte 6 ilimizi kapsayan Marmara Denizi ve Adalar özel çevre koruma bölgesinin ilanıyla ilgili Cumhurbaşkanlığı karanını da Resmi Gazetede yayınladık. Marmara Denizi Karadeniz’e, Hazar Denizi’ne ve Macaristan’a uzanan büyük bir parçanın özelliklerini yansıtan nadir alanlardan biridir. Aldığımız bu kararla ekolojik, doğal, tarihi, kültürel, estetik değerleri yüksek olan Marmara Denizimizi koruma altına alarak bölgedeki çevre sorunlarını tek elden takip edip çözüme kavuşturabileceğiz. Dünya markası İstanbul’u tarihine, şanına ve güzelliğine yakışır bir konuma getirmekte kararlıyız. Her ne kadar birileri bu CHP zihniyeti zulüm 1453’te başladı dese de, asıl niyetlerini ele veriyor olsa da biz 2053 vizyonumuzla fethin, lafzı ve manasıyla yeni nesillerin zihinlerine ve gönüllerine kazımaya devam edeceğiz.

Ayasofya’mızı açtık mı? Ayasofya’mızda artık elhamdülillah Cumalarımızı kılıyor muyuz? Vakit namazlarımızı kılıyor muyuz? Ne mutlu bize. Hep birlikte bu şehrin tarihine, kültürüne, potansiyelini, dinamizmine, enerjisine uygun her adımın, her gayretin, her niyetin başımızın üstünde yeri vardır. Bununla birlikte İstanbul’un maddi ve manevi zenginliğini hedef alan her saldırıyı da failleriyle birlikte yerin yedi kat dibine gömmek boynumuzun borcudur.

Atatürk Kültür Merkezi’ni açtık mı? Opera Sarayı yaptık mı? Hemen yanı başında da sağ olsun Taksim’de camimizi yaptık mı? Elhamdülillah bize düşen bu.

Kardeşlerim,

Türkiye’yi Cumhuriyet tarihinin en büyük demokratik ve ekonomik kalkınma projesi olan 2023 hedefleriyle buluşturmak üzere yola çıkan kadronun önemli bir bölümü belediyelerde yetişmiştir. Şehirlerin yönetiminde kazanılan tecrübeler, ülke yönetiminde bu ekibe ışık tutmuş, yol göstermiştir. Ülkemizi eğitim, sağlık, adalet, emniyet, güvenlik ve bütün bu temeller üzerinde enerji, tarım bu temeller üzerinde yükseltmek için başlattığımız mücadeleyi evvel Allah sanayiden spora, çevreden sosyal desteklere kadar her alana yayarak bugünlere geldik. Vesayetin ayak oyunlarından, terör örgütlerinin saldırılarına, darbe girişimlerinden küresel ekonomik tuzaklara kadar nice engeli aşarak ülkemizi dünyada hak ettiği yere getirmek için çalıştık çabaladık.

Kardeşlerim, Gabar’da terörü gömdük. Kardeşlerim, Bestler Deresinde terörü gömdük. Değerli kardeşlerim, yine aynı şekilde Bay Kemal ve avenesi bunlar PKK terör örgütüyle beraber hareket ettiler, onları da gömdük. Şimdi ne yapıyorlar? Terör örgütünü başı cezaevinde ee bunlar da onlarla beraber hareket ediyorlar. İP’te onlarla beraber, CHP’de onlarla beraber, diğerleri de onlarla beraber. Ne oldu size ya? Hani siz teröre karşıydınız, hani terörün karşısındaydınız? Ne çabuk manevra yaptınız? Kusuru bakmayın biz bu ülkeyi teröristlere, terör yandaşlarına, isimlerini vermeyeceğim diğerlerinin gerek yok.

Değerli kardeşlerim,

 Yeter ki siz millet olarak Cumhur İttifakıyla beraber olun, Cumhur İttifakı’nın yanında olun hiç endişe etmeyin. Şimdiden biz 2023’e hazırlanıyor muyuz? Kapı-kapı dolaşıyor muyuz? Aman ha gevşemek yok. İşi rehavete kapılmak yok. Allah’ın izniyle 2023’ten Cumhur İttifakı olarak büyük bir zaferle çıkacağız. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle Cumhuriyet tarihinde yapılanının tamamını 5’e 10’na katlayan eser ve hizmetlere imza attık. Türkiye’nin itibarını ve gücünü diplomasiden, askeri başarılara kadar geniş bir alanda dost ve düşmana kabul ettirdik. İHA’larımızla, SİHA’larımızla, Akıncılarımızla evvel Allah her yerde varız. Libya’da varız, Azerbaycan’da varız, Karabağ’da varız, varız da varız.

Düşünün Suriye’de terör örgütüyle mücadelemizi veriyoruz, Suriye’de terör örgütüyle mücadele verirken Bay Kemal Suriye’yle ahbaplık yapıyor. Bay Kemal, sen Suriye’deki teröristlerle beraber ol. PKK’yla, YPG’yle beraber ol, PYD’yle beraber ol, onları da gömeceğiz. Kardeşlerim, nasıl her hizmetin sağladığı bir kolaylık, her eserin getirdiği bir güzellik, her başarının verdiği bir gurur mevcutsa, aynı şekilde önümüze koyduğu bedelleri de var.

Vesayetle mücadelenin bedelini siyasi alanda karşılaştığımız engellerle, atta partimizin kapatılma tehdidine varan haksız ve hukuksuz girişimlerle ödedik. Terör örgütleriyle mücadelenin bedelini güvenlik güçlerimizden vatandaşlarımıza binlerce insanımızın kanı ve canı ile ödedik. 15 Temmuz’da bu FETÖ terör örgütü bizim karşımıza çıkmadı mı? Bu FETÖ terör örgütüyle biz bu mücadelede 251 şehidimizi vermedik mi? 2200’ü aşkın gazimiz olmadı mı? Ama onların ruhaniyeti hiç endişe etmeyin evvel Allah bizimle beraberdir. Çünkü biz onlarla beraber, “ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber, sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber” diyerek bu yolda yürüdük.

Sınırlarımıza dayanan tehditleri yaptığımız harekâtlarda askerlerimizin gösterdiği kahramanlıkla başarıyla ulaştırdık. Ülkemizi itibarsızlaştırmaya yönelik nice sinsi girişimi dik duruşumuzla ve tavizsiz mücadelemizle boşa çıkardık. Ekonomimize yönelik tuzakların sancılarını küresel krizlerin de etkisiyle hala yaşıyoruz.

Geçtiğimiz 19 yılda ülkemize kazandırdığımız güçlü altyapının önemini karşımıza çıkan her yeni küresel krizde bir kez daha görüyor, bir kez daha anlıyoruz.

Kardeşlerim, şehir hastanelerimiz başta olmak üzere sağlıkta bir devrim gerçekleştirdik mi? Sancaktepe’de Şehir Hastanemiz var mı? Ne kadar kısa zamanda yaptığımızı biliyorsunuz değil mi? 45 günde, 45 günde şehir hastanemizi Sancaktepe’de yaptık. Aynı şekilde Avrupa Yakasında da yaptık.

Değerli kardeşlerim,

Biz bu gayretle yola devam ediyoruz. Gerçekleştirdiğimiz büyük dönüşüm olmasaydı koronavirüs salgını sürecinde ne tür sıkıntılarla karşılaşabileceğimizi düşünmek bile istemiyorum.

Yapısal dönüşümlerle iç ve dış şoklara karşı dayanıklı hale getirdiğimiz ekonomik yapımız sayesinde hâlâ kardeşlerim, yatırım, üretim, ihracat ve istihdam hedefiyle yolumuza devam ediyoruz. Ve değerli kardeşlerim, bu kararlı gidişimiz karşısında Avrupa şaşkın, dünya şaşkın, çünkü onlar böyle bir şeyi bizden beklemiyorlardı, ama şu anda bu gidişi görünce şok oldular. Üstelik tüm dünyanın küçüldüğü bir ortamda biz sürekli ve giderek artan oranlarda büyüyerek sadece şoklara karşı dayanıklılığımızı değil, aynı zamanda büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası konusundaki kararlılığımızı da ortaya koyuyoruz. İnşallah bu yılsonu itibarıyla büyüme oranımız yüzde 9’u aşacak.

Dünyanın iklim değişikliği tehdidi karşısında sürekli yalpaladığı bir dönemde biz yeşil kalkınma devrimini ilan ederek kendimize hemen yeni ve tutarlı bir yol haritası oluşturduk.

Güney sınırlarımızdan Kafkasya’ya, Akdeniz ve Ege’den Karadeniz’e kadar dört bir yanımız güvenlik krizleriyle sarsılırken, biz sadece kendi çıkarlarımızı korumakla kalmayıp, dostlarımıza da güven ve destek veren bir yere yükselmeyi başardık. Evet, bedeller ödedik ve ödüyoruz. İnşallah şu Karadeniz’den şu doğal gazı da çıkarmaya başladığımız andan itibaren hem devlet kazanacak, hem halkım kazanacak.

Değerli Kardeşlerim,

Demokrasisi bu kadar güçlü ve evvel Allah 20 yıldır daha da onu güçlü kılmaya çalışan bir ülkeyiz. Ve demokrasiyi güçlendirmede attığımız bu adımlarla elhamdülillah dünyada örnek bir ülke halindeyiz. Hepsinin karşılığını bugün aldık, alıyoruz, bizden sonraki nesillere de güçlü bir miras bırakıyoruz.

Hiç şüphesiz karşımızdakiler boş durmuyor, Türkiye’yi terör örgütleriyle, darbecilerle, 5’inci kol faaliyetleriyle uluslararası sistemdeki çarpıklıkların sağladığı imkanlarla köşeye sıkıştırma çabaları kesintisiz sürüyor. Dünyada kuralların bu kadar pervasızca, çifte standartlı uygulandığı bir dönem pek az görülmüştür. Ülkemiz söz konusu olduğunda her türlü hak, hukuk, adalet, nezaket ortadan kalkmaktadır, buna karşılık bizim kendi menfaatlerimizi savunmamız ve bu doğrultuda gereken adımları atmamız karşısında hemen biraraya gelenlerin bad, o kötü sesi ortalığı inletmektedir. Tabii biz kimin ne dediğine, ne istediğine değil, sadece milletimizin ne beklediğine, neye ihtiyacı olduğuna bakıyoruz İşte bunun için ülkemiz ve milletimiz bakımından 2023 önemli bir dönemeçtir.

Ve haklı mıyız? Tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan diyerek bu yol devam ediyoruz. Allah’ın izniyle bu yükselişi devam ettireceğiz. Burada bir sıkıntı var mı?

Çok çok teşekkür ediyorum, yolumuz, yolunuz açık olsun. Yarın inşallah Batman’dayım ve Ilısu Barajının açılışını yapacağız. Onlar laf yapıyor, biz iş yapıyoruz.