Haier Beyaz Eşya Fabrikası ve Eskişehir OSB'de 52 Yeni Fabrikanın Açılış Töreni’nde Yaptıkları Konuşma

23.10.2021

Haier Ailesinin Değerli Mensupları,

Kıymetli Sanayiciler,

Başımızın Tacı Emekçi Kardeşlerim,

Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Haier Beyaz Eşya Fabrikası ve Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde koronavirüs salgını döneminde faaliyete geçen 52 yeni fabrika ile altyapı yatırımlarının resmi açılış töreni vesilesiyle bir aradayız.

Geçtiğimiz aylarda ülkemizin dört bir yanında özel sektörümüzün devasa yatırımlarının açılışlarını yaptık. Henüz gidemediğimiz yerlerdeki açılışlar sırada bekliyor. Gaziantep'ten Konya’ya, Kocaeli’nden Hatay’a, Kahramanmaraş’tan Diyarbakır’a, Ankara’dan Adana’ya ve daha sayamadığım birçok şehrimize kadar ülkemizin dört bir yanına yeni üretim tesisleri kazandırdık. Bugün de kültür ve medeniyetlerin buluşma noktası, Osmanlı’nın beşiği, Sakarya Irmağı’ nın suladığı verimli ova Eskişehir’deyiz. Üretim ve istihdamın dinamosu yeni fabrikaların ve Eskişehir Merkez Organize Sanayi Bölgesi altyapı yatırımlarının resmi açılışını yapıyoruz.

Hedefimiz, güçlü potansiyele sahip Eskişehir’imizi ve Türkiye’mizi dünyada hak ettiği yere getirmektir. Toplamda 1 milyar 617 milyon lira yatırım değerine sahip bu fabrikalara ve altyapı yatırımlarına büyük ve güçlü Türkiye yolunda atılmış yeni adımlar olarak bakıyoruz.

Tabii bu yatırımların hepsi birbirinden değerli, ama müsaadenizle önce bugün bize ev sahipliği yapan dünyanın en büyük elektrikli ev aletleri üreticisi Haier’in yatırımıyla başlamak istiyorum. Haier’in yatırım tutarı 850 milyon lirayı bulacak beyaz eşya fabrikasının resmi açılışını gerçekleştiriyoruz. Bilindiği gibi Haier, yakın zamanda özellikle dünya devlerinden olan General Electric’in ev aletleri kısmını, ardından da dijital ürünler üreticisi Candy Hoover’i kendi kadrosu içerisine kattı. Firma bulaşık ve kurutma makinesi yatırımı için de güvenli liman olarak Türkiye’yi seçti. Yatırım değeri 400 milyon lirayı bulan 44 bin metrekare kapalı alanda kurulu hemen önümüzdeki kurutma makinesi fabrikası üretime başladı. Bu tesis tam kapasiteyle çalıştığında yılda 1,5 milyon kurutma makinesi üretecek ve 900 kişiye istihdam sağlayacak. Ayrıca, şu an yapım aşamasında olan 450 milyon liralık bulaşık makinesi fabrikasında da çalışmalar süratle devam ediyor. Bulaşık makinesi fabrikası da 700 kişiye ekmek kapısı olacak, 35 bin metrekare kapalı alanıyla inşallah Haziran ayında faaliyete geçecek. Bütün bu yatırımlarla Türkiye Haier’in Avrupa’daki en büyük üretim ve ihracat merkezi konumuna geliyor.

Türk ekonomisine güvenin bir işareti olarak görmüş olduğum bu yatırım için firmanın yöneticilerine şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum.

Türkiye’ye yatırım yapan, Türkiye’nin aydınlık geleceğine güvenen herkes kazanmaya devam edecektir. Bugün Haier’le beraber salgının zorlayıcı şartlarına aldırış etmeden Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde son dönemde üretime geçen 52 fabrikanın daha resmi açılışını gerçekleştiriyoruz. Bu yatırımlarımızın toplam değeri de 639 milyon lirayı buluyor. Otomotivden makineye, gıdadan kimyaya farklı sektörlerde gerçekleştirilen bu yatırımlarla birlikte birçok alanda ithal ettiğimiz ürünleri ikame ediyoruz. Tarım makinelerinden fiber optik parçalara, helikopter parçalarından otomotiv yedek parçasına üretim kapasitemizi artırıyoruz. Türkiye artık geçmişte ülkemizde esamesi dahi okunmayan teknolojileri üretir hale gelmiştir. Attığımız yeni adımlarla bu kapasiteyi her geçen gün perçinliyoruz. Bugünkü yatırımlarımız da aynı amaca hizmet ediyor.

Bu yatırımlar için Eskişehir’in seçilmiş olması da fevkalade isabetlidir. Çünkü Eskişehir, bir asrı aşan sanayileşme kültürü, kaliteli sanayi altyapısı, ulaşım ağlarının merkezinde yer alması ve nitelikli iş gücü ile yatırımlar için biçilmiş kaftandır. İçerisinde bulunduğumuz Eskişehir Merkez Organize Sanayi Bölgesinde 554 parselde 43 bin kişiye istihdam sağlanıyor. Tüm parsellerdeki fabrika inşaatlarının tamamlanması ve Türkiye’mize güvenen müteşebbislerimizin yatırımlarıyla bu sayı 57 bine ulaşacak.

Yine bugün açılışını yaptığımız 128 milyon lira değere sahip yatırımlar ile Eskişehir Merkez Organize Sanayi Bölgemiz yeni bağlantı yollarına ve altyapı imkânlarına kavuştu. Sanayicimizin dikkatini sadece üretime yöneltmek için okulundan camisine, marketinden inovasyon merkezine her türlü ihtiyaçlarının sunulduğu bir sistem kuruyoruz.

Şehirlerimize kazandırdığımız bu planlı sanayi bölgeleri sayesinde ülkemiz yatırım, üretim, istihdam ve ihracat istikametinde yoluna doludizgin devam ediyor. Bu vesileyle salgına rağmen cesurca yatırımlarını gerçekleştiren babayiğit müteşebbislerimize teşekkür ediyorum. Özellikle Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde hayata geçen bu değerli yatırımların şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Kıymetli Misafirler,

Eskişehir bir milyar dolara yaklaşan rakamıyla ülkemizin en fazla ihracat yapan şehirlerinden bir tanesi. Son 15 yılda hep dış ticaret fazlası veren şehrimiz, Türkiye’nin cari dengesine pozitif katkı sağlıyor. Ülkemizin ilk ve tek yerli şanzımanı, ilk milli jet helikopter motoru ve orta menzilli ilk yerli füze motoru bu sanayi şehrinin alametifarikalarıdır.

Biz şehirlerimize iltifatımızı lafla değil hizmet ve eserlerimizle yapmayı tercih ediyoruz. Son 19 yılda ülkemize bu katkıları yapan medeniyet şehri Eskişehir’imizi de hiçbir zaman yalnız bırakmadık. Hükümetlerimiz döneminde Eskişehir’e yaptığımız yatırım 30 milyar lirayı aştı. Eskişehir’i diğer alanlar yanında sanayi kapasitesi bakımından da zirveye çıkarmak için çok büyük çaplı yatırımlar yaptık.

Buradan sanayicimize bir müjde vermeyi de özellikle arzuluyorum; Sivrihisar Organize Sanayi Bölgesi’ni bu yılsonu itibariyle tamamlayarak sanayicimizin hizmetine sunuyoruz. Rekabetçiliğin kilit taşı bilim ve teknoloji ekosisteminin gelişimini kararlı bir şekilde destekliyoruz.

Bugün Eskişehir’de bir adet teknopark ve devlet destekli 25 Ar-Ge ve tasarım merkezi bulunuyor. Teknoparkın inşası için 23 milyon lira hibe destek verdik. Buradaki işletmelerimize 127 milyon lira tutarında muafiyet de sağladık. Ar-Ge ve tasarım merkezlerine sağladığımız muafiyet tutarı ise 570 milyon liraya ulaştı. TÜBİTAK aracılığıyla akademi, bilim insanları ve özel sektörün projelerine 632 milyon lira kaynak aktardık.

Her zaman söylediğimiz gibi, bizim siyasetimiz laf siyaseti, istismar siyaseti değil eser ve hizmet siyasetidir. Pusuya yatarak ülkemizin tökezlemesinden medet umanlara diyorum ki; hiç heveslenmeyin, bu ülkedeki istikrar ve güven iklimini bozmaya kimsenin gücü yetmez. Bizim gündemimiz yatırımdır, geleceğe eser bırakmaktır, insanımıza hizmet etmektir, vatandaşlarımızın refahını artırmaktır. Dünyanın birçok ülkesinin kabuğuna çekildiği salgın döneminde biz varımızla yoğumuzla dünyaya açılıyoruz. Ülkemize kazandıracağımız bir kuruş için büyük bir aşkla çalışıyoruz. Sanayicilerimize bir ülkeye yatırım yapmak isteseniz ne beklersiniz, diye sorsak, hep bir ağızdan aynı şeyleri söyleyeceklerdir; yatırımcı kaliteli altyapıya yatırım yapar, iyi işleyen bir ekosisteme yatırım yapar, cazip teşvik sistemine yatırım yapar, nitelikli insan kaynağına yatırım yapar.

İşte bu yüzden biz 19 sene boyunca bütün enerjimizi ülkeyi baştan başa duble yollarla donatmaya, limanlar inşa etmeye, dağları delip tüneller açmaya, yurdumuzun dört bir yanını demir ağlarla örmeye hazırladık. Bu sayede Türkiye’deki organize sanayi bölgesi sayısı 325’e, orta-yüksek ve yüksek teknoloji üretim üsleri olan endüstrisi bölgesi sayısı 23’e ulaştı. Teşvik sistemimizi sürekli geliştirerek yatırım yapan firmalarımıza büyük çaplı destekler sağladık. Teknopark sayımız 100’e yaklaştı. Ar-Ge ve tasarım merkezlerinin sayısı 1600’ün üzerine çıktı. İnsan kaynağımızı zenginleştirmek için işe üniversite sayımızı artırmakla başladık. Yükseköğretimdeki kapasite sorununu çözdükten sonra şimdi tüm gücümüzü kalitenin yükseltilmesine teksif ettik. Geçmişte katsayı zulmüyle birlikte içi boşaltılan meslek liselerimizi itibarlı günlerine döndürmek için çalışıyoruz. Bütün bu gelişmeler sayesinde milli teknoloji hamlesinin bir markası olan Teknofest’te gençlerimizin üstün başarılarına şahitlik ediyoruz.

Bugünün ve yarının teknolojisi yapay zekâda ulusal yapay zekâ stratejimizi hazırlayarak, adımlarımızı süratle atmaya başladık. Elektrikli araçlarda TOGG ile ön alıcı bir adım attık. Şimdi de şarj altyapıları konusuna çalışıyoruz. Hedefimiz, Türkiye’yi Avrupa’nın elektrikli araç ve batarya üssü haline getirmektir. Dijital teknolojilerde de doğru ürünlere yatırım yaparak yeni adımların hazırlıkları içindeyiz.

Tabii bizim gençlerimize karşı büyük sorumluluklarımız var. İklim değişikliği, dünyayı bambaşka bir noktaya sürüklüyor. Sel ve yangın felaketlerinden başımızı kaldıramıyoruz. İşte bu yüzden biz Paris İklim Sözleşmesi’ni onaylayarak üzerimize düşen görevi yerine getirdik. İşletmelerimiz de gereken hassasiyeti göstererek çocuklarımızın geleceğine sahip çıkacaktır. Hedefimiz, ‘Made in Turkey’ değil, ‘Made in Türkiye’ markasının tüm dünyada hak ettiği yere ulaşmasıdır.

Türkiye’nin geleceği parlaktır, elbette her zaman olduğu gibi bundan sonra da bizi hedeflerimizden alıkoymaya yönelik engellemeler, yıldırma stratejileri, iftiralar ve saldırılar olacaktır. Gücümüze güç katan, büyük ve güçlü Türkiye’nin taşıyıcı sütunları olan müteşebbislerimizle birlikte altından kalkamayacağımız yük yoktur.

Bu duygularla ve bu düşüncelerle sözlerime son verirken, açılışını yaptığımız fabrikalar ile altyapı yatırımlarının bir kez daha gerek firmaya, gerek tüm istihdam edilen personelimize bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Ülkemize güvenerek buraya çaplı yatırım yapan Haier Firması başta olmak üzere tüm sanayicilerimize şükranlarımı sunuyorum.

Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Kalın sağlıcakla.