Milli Eğitim Bakanlığımızın Değerli Mensupları,
Saygıdeğer Öğretmenlerimiz,
Sevgili Öğrenciler,
Hanımefendiler, Beyefendiler,
Sizleri en kalbi duygularımla, sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne, milletin evine, bu gazi mekâna hoş geldiniz.
Sözlerimin hemen başında bu sabah Afyonkarahisar’da meydana gelen elim trafik kazasında hayatını kaybeden öğrencilerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Evlatlarımızın ailelerine, yakınlarına ve öğretmenlerine başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Sizlerle beraber ülkemizdeki tüm öğretmen ve öğrencilerimizin yeni eğitim-öğretim yılını tekrar tebrik ediyorum. Rabbimden tüm evlatlarımıza başarılı, verimli bir eğitim-öğretim yılı diliyorum.
Biliyorsunuz Milli Eğitim Bakanlığımıza bağlı okullarda Eylül ayı itibariyle yüz yüze eğitime geçtik. Yaklaşık 1,5 yıl sonra evlatlarımızı çok özledikleri okullarıyla, öğretmenlerimizi de öğrencileriyle buluşturmanın sevincini yaşadık.
Geçen hafta Salı günü yine bu salonda üniversitelerimizin 2021-2022 Akademik Yıl Açılış Töreni’ni düzenledik. Böylece 81 vilayetimizin tamamında okul öncesinden üniversiteye kadar eğitim-öğretimin her seviyesinde yüz yüze eğitime başlamış olduk. Beşinci haftasını geride bırakan eğitim faaliyetlerimiz hamdolsun ciddi bir sorunla karşılaşmadan başarıyla devam ediyor. Milli Eğitim Bakanlığımız ve Sağlık Bakanlığımız sürecin sorunsuz bir şekilde ilerlemesi hususunda gereken her türlü tedbiri alıyor.
Aynı şekilde illerde mülki idare amirlerimiz konuyu yakından takip ediyor. Velilerimizin ve okul aile birliklerimizin de yüz yüze eğitimin sürdürülebilmesi için samimi gayret gösterdiklerini görüyoruz. Eğitimin tüm paydaşlarında oluşan bu mutabakat ve iş birliği ruhundan biz de büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Sürecin başarısı için tedbirlere uyum başta olmak üzere her konudaki gayretlerimizi biraz daha artırmamız gerekiyor. İnancımıza göre takdir, tedbire mani değildir. Salgınla mücadelede bilimin ve tıbbın sunduğu araçlardan faydalanmak, hem insan, hem de Müslüman olarak bizim görevimizdir. Devletimiz insanı yaşat ki, devlet yaşasın, prensibine uygun şekilde birçok gelişmiş ülkeden bile önce gereken her imkânı vatandaşlarına sunmuştur.
Aşılamadaki eşikleri hızla aşarak, toplumsal bağışıklığı ne kadar çabuk sağlayabilirsek, önümüzdeki kış aylarında o derece rahat ederiz. Diğer türlü havaların soğumasıyla beraber sıkıntılarımızın artmasına engel olamayız. Bu konuda tüm vatandaşlarımızın gereken hassasiyeti göstereceğine inanıyorum.
Kıymetli Dostlar,
Hükûmet olarak eğitim-öğretimin kesintiye uğramaması için çalışırken aynı zamanda yeni yatırımlarla eğitim altyapımızı tahkim ediyoruz. Bugün burada son bir senede tamamlanan Mesleki Eğitimde 1000 Okul Projesi vesilesiyle bir araya gelmiş bulunuyoruz. Mesleki eğitimi güçlendirmek gayesiyle hayata geçirdiğimiz bu projeyle belirlenen okullara 1 yılda 1 milyar lira yatırım yaptık. Proje kapsamında 1000 okula 1000 kütüphane kazandırmanın yanı sıra toplam 10 bin akıllı tahta ve 1000 fizik, kimya, biyoloji laboratuvarı kurduk. Ayrıca, mevcut mesleki alan laboratuvarı ve atölyelerini güçlendirdik. Bu okullarımızın döner sermaye kapsamındaki üretimlerini artırmak için 544 yeni atölye laboratuvar kurduk, 282 atölyeyi de güncelledik. Proje dâhilindeki 1000 meslek okulumuzun bakım ve onarımlarını da yaparak eksiklikleri giderdik.
Bugün 1000 okul projesinin yanı sıra 24 ilde mesleki ve teknik eğitim veren okullarımızda kurulan 50 Ar-Ge merkezimizin de açılışını yapıyoruz. Öğretmen ve öğrencilerimizin yeni ürünler tasarlaması ve bu ürünlerin fikri mülkiyet haklarını alarak ekonomik bir değere dönüştürmesi amacıyla hayata geçirdiğiniz Ar-Ge merkezlerini son derece önemli buluyoruz. Ar-Ge merkezleriyle öğrencilerimiz hem fikirlerini somutlaştırma fırsatı bulacak, hem de okullarından başlayarak ekonomimize katkı sunacaklardır. Yine bu merkezler vasıtasıyla öğrencilerimizin mesleki becerileri artarken yeni teknolojilerin takip edilmesi de kolaylaşacaktır.
Güçlenen altyapısı, gelişen imkânları, modern Ar-Ge merkezleri, vizyoner ve yetkin eğitimci kadrosuyla bu okullarımız yeni çekim merkezleri olacaktır. Nitekim son dönemde mesleki ve teknik eğitimi destekleyici politikalarımızın müspet sonuçlarını birçok alanda görüyoruz. 28 Şubat döneminin Türk eğitim sistemine ve ekonomimize yaptığı en büyük kötülüklerden biri olan katsayı zulmünün ortadan kalkmasıyla bu okullarımıza yönelik toplumumuzdaki ön yargılar da önemli ölçüde kırıldı. Hem gençlerimiz, hem de aileleri kariyer planlamalarında mesleki ve teknik eğitime daha fazla önem vermeye başladı. Aynı şekilde üreticilerimiz, sanayicilerimiz ve resmi kurumlarımız da lise çağında verilen mesleki eğitimin değerini çok daha iyi anlamıştır. Bu anlayış birliğinin neticesinde tüm sektörlerle güçlü ve kapsamlı iş birlikleri kurulurken eğitim-üretim-istihdam çevrimi de güçlenmiştir.
Liselere geçiş sisteminde başarı gösteren öğrencilerimiz artık mesleki eğitimi daha fazla tercih ediyor. Kimi savunma sanayi kuruluşlarımız ile sanayi bölgelerimizin himayesinde eğitim veren okullar evlatlarımızın tercihlerinde en üst sıralara çıktı. Meslek liselerimiz artık patent alabilecek düzeyde yeniliklere imza atıyorlar. Bu okullarımızın başarıları arttıkça mesleki eğitime yönelik ilgi de ülkemiz genelinde güçleniyor. 2019-2020 eğitim ve öğretim yılının temasını mesleki ve teknik eğitimde patent, faydalı model, marka ve tasarım yılı olarak belirlemiştik. Sonuçta yıl içinde 803 patent, faydalı model, tasarım ve marka başvurusu yapılmış ve bunların 188’i tescil edilmiştir. Bu yıl ise 250 ürün tescili hedeflenmiş, şu an itibariyle 198 patent, faydalı model, tasarım ve marka tescili alınmıştır. Aynı şekilde meslek lisesi mezunlarımızın üniversite sınavlarındaki başarı grafiğinin de giderek yükselmesinden memnuniyet duyuyoruz. Geldiğimiz nokta itibariyle gönül rahatlığıyla şu gerçeği ifade edebiliriz: Bir dönem evlatlarımız arasında öz-üvey ayrımı yapan politikaların izleri tamamen silinmiştir. Ülkemizde artık herhangi bir okul türüyle ilgili ayrımcılık, ötekileştirme veya adaletsizlik yoktur. Hangi lisede okursa okusun, devletimizin nazarında evlatlarımızın tamamı eşittir, aynı hak ve imkânlara sahiptir. Eğitimde eşitlik ve adaleti tüm yönleri ile tesis etmek, Hükümetimizin öncelikli meselesi olmayı sürdürecektir.
Değerli Arkadaşlar,
Biz eğitimde günü kurtarmanın değil, istikbalimizi garantiye almanın derdindeyiz. Türkiye’yi milletimize söz verdiğimiz şekilde eğitim, sağlık, adalet ve emniyet temelleri üzerinde yükseltmeyi sürdürüyoruz. Bu amaçla son 20 yılda hazırladığımız tüm bütçelerde aslan payını eğitime ayırdık. Mesela 2002 yılında eğitim bütçesi sadece 7,5 milyar lirayken, 2021 yılında bu rakam 147 milyar liraya yükseldi; görüldüğü gibi nereden nereye. Yükseköğrenimi de dâhil ettiğimizde bu yılki eğitim bütçemiz ne biliyor musunuz? 211 milyar lirayı aşıyor. Yine 20 yıl önce resmi-özel dahil okul ve kurum sayımız 50 bin 877 iken, bugün bu sayı 88 bin 325’e çıktı. Ülkemiz genelindeki derslik sayısını da 343 binden 601 bin seviyesine getirdik.
Kadro tahsislerinde de en büyük payı eğitime veriyoruz. 2002 yılından bugüne kadar tam 713bin 625 öğretmenimizin atamasını gerçekleştirdik. Önceki ay yüreği kıpır kıpır, idealist 20 bin genç öğretmenimizi görevlerine başlatmanın gururunu yaşadık. Ayrıca ilave 15 bin öğretmen atamasının müjdesini kısa süre önce kamuoyumuzla paylaşmıştık.
Aynı şekilde öğretmenlerimizi de kapsayan 3600 ek gösterge meselesini önümüzdeki yılın sonuna kadar çözüme kavuşturmayı planlıyoruz. Bunun üzerinde de tabii çok spekülasyonlar yapılıyor. İşte Ana Muhalefetin başındaki zat, işte bu sözü ben verdim filan falan. Sen neyin sözünü veriyorsun ya, bu iş bizim işimiz. Biz kuru kuruya söz vermeyiz, biz yaparız. En önemli bizim özelliğimiz bu; kuru kuruya söz vermek değil icraat. Bizim için asıl olan evlatlarımızla birlikte geleceğimizi de emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin huzuru, esenliği, refahı ve motivasyonudur.
Son 19 yılda devletimizin imkânları genişledikçe, toplumumuzun tüm kesimleri gibi öğretmenlerimiz de bundan payını almıştır. İnşallah bundan sonra da diğer kamu görevlilerimizle birlikte eğitim camiamızın yanında olmayı sürdüreceğiz.
Bu süreçte öğretmenlerimizden tek talebimiz; öğrencilerimizi büyük ve güçlü Türkiye vizyonuyla özgüven sahibi bireyler olarak yetiştirmeleri, onları sadece bugüne değil yarına da en donanımlı şekilde hazırlamalarıdır.
Saygıdeğer Öğretmenlerim,
Bu gençler sizlerin eseri olacak, dolayısıyla yarınları, 2053, 2071, biz bu gençlerimizle inşa edeceğiz. Öğrencilerimizden de beklentimiz; devletimizin, ailelerinin ve hocalarının kendileri için yaptığı fedakârlıkların bilinciyle derslerine yoğunlaşmalarıdır. Her evladımızdan sporda, bilimde, sanatta, mesleki alanda becerilerini ilerletmesini, vaktini en verimli şekilde değerlendirmenin yollarını aramasını istiyoruz.
Sevgili Kardeşlerim,
Bugün tören vesilesiyle mesleki eğitimde bazı müjdelerimiz olacak, bunları da sizlerle paylaşmak istiyorum. Mesleki eğitim merkezlerinde kapasitenin daha fazla arttırılması ve genç işsizlik oranının düşürülmesi için iki yeni düzenleme yapıyoruz.
Bunlardan bir tanesi, mesleki eğitim merkezlerine devam eden öğrencilerin 4 yıl boyunca aldıkları ücretlerin işveren üzerindeki yükünü tamamen kaldırmaktır. Bu yükü devlet olarak biz üstleniyoruz, böylece iş gücü piyasamızın güçlenmesi için işverenlerimize önemli bir destek sunuyoruz.
İkinci olarak, mesleki eğitim merkezlerimizin son sınıfına kalfa olarak devam eden öğrencilerimizin aldıkları ücretleri de iyileştiriyoruz; artık kalfalar son sene asgari ücretin 3’te biri kadar değil, yarısı kadar ücret alacaklar. Her iki hedef ile ilgili olarak Mesleki Eğitim Kanunu’nda gerekli düzenlemeleri kısa sürede yapacağız, böylece mesleki eğitim merkezleriyle ilgili kalıcı bir iyileşme sağlayacak ve Türkiye’de mesleki eğitimi yeni bir evreye taşıyacağız.
Diğer yandan, lise ve üniversite mezunu gençlerimize istedikleri bir alandaki mesleki eğitim merkezi programını kısa sürede tamamlama ve iş gücü piyasasına süratle geçme imkânı getiriyoruz. Milli Eğitim Bakanlığımız bunun için gereken çalışmaları tamamladı, böylece gençlerimiz eğitim sürecinde ücret de alarak, 6-7 ay gibi kısa süreli tamamlama programlarına devam edebilecektir. Bunun ilk uygulaması önümüzdeki günlerde Milli Eğitim Bakanlığımız ile Türkcell tarafından başlatılacaktır. Program kapsamında üniversite mezunlarına 6 aylık eğitim verilecek ve eğitim sonunda başarılı olanlar Türkcell’de istihdam edilecektir.
Bu önemli müjdelerimizin de öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz, mesleki eğitim camiamız ve firmalarımız için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu düşüncelerle bir kez daha mesleki eğitimde 1000 Okul Projesiyle açılışını yaptığımız 50 Ar-Ge merkezimizin hayırlı olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Sayın Bakanımızı ve ekibini mesleki ve teknik eğitim alanında yürüttükleri başarılı ve vizyoner çalışmalar dolayısıyla tebrik ediyorum. Öğretmen ve öğrencilerimize Mevla’dan muvaffakiyetler diliyorum.
Hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunarken, özel eğitim merkezleriyle alakalı da şu an buraların 24 saat açık olması konusunda Adana’da öğrencilerimize söz verdim. Şu anda Külliyemizdeki biliyorsunuz bizim kütüphanemiz 24 saat açıktır, aynı şekilde özel eğitim merkezlerimizi de 24 saat açık hale inşallah getireceğiz ve 24 saat burada öğrencilerimiz her türlü imkândan istifade edecekler.
Sevgiler, saygılar sunuyorum, kalın sağlıcakla.