Aziz Adanalılar,
Değerli Hanımefendiler, Beyefendiler,
Sevgili Gençler,
Kıymetli Kardeşlerim,
Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Bu yıl 5’incisi düzenlenen Uluslararası Adana Lezzet Festivali’nin ülkemize, şehrimize ve ağız tadını bilen herkese hayırlı olmasını diliyorum.
Aslında festivalimizin sloganı olan coğrafya lezzettir ifadesi, buradaki durum gayet isabetli bir şekilde ifade ediyor. Gerçekten de ülkemizde lezzet deyince akla ilk gelen yerlerden biri elbette Adana’dır. Lezzetin ünü sınırları aşan Adana’nın kebabından yemeden, şalgamından içmeden hayata veda eden gerçekten dünya nimetlerinden mahrum gitmiş demektir.
AK Parti’yi kurduğumuz, ancak siyasi yasaklı olduğumuz için henüz Mecliste görev almadığımız, başkanlığı üstlenmediğimiz bir dönemde Adana’ya gelmiştim, Adanalılar o tarihte bizi her zamankinden daha coşkulu, daha muhabbetli bir şekilde karşılamışlardı. Bu karşılamadaki pankartlardan biri hâlâ hatırımdadır. Pankarta şöyle yazmıştı Adanalılar: Seni kebaptan ve şalgamdan daha çok seviyoruz. Evet, gerçekten de bir Adanalı’nın bir başka faniye olan sevgisinin ölçüsünü bundan daha açık, daha iyi, daha samimi anlatabilecek başka bir ifade yoktur. Adana Lezzet Festivalini bu hakikatin ülkemize ve tüm dünyaya ilanının vesilesi olarak görüyorum.
Dünyadan ve Türkiye’den pek çok kabiliyetli şefin, yemek yapma ve tadım üstadının katıldığı festivalimizin her geçen yıl geliştiğine şahit oluyoruz.
Yakın çalışma çevresinde pek çok Adanalı bulunan birisi olarak şehrin lezzetlerine aşinalığımızı ham dolsun hiç kaybetmedik. Bugün de Bakanımızla, Sözcümüzle, Genel Başkan Yardımcımızla, milletvekillerimizle hep beraber işte buradayız. Diğer vakitlerde de kimi zaman Adana’dan getirterek, kimi zaman Ankara veya İstanbul’daki Adana lezzet duraklarından tedarik ederek, bu güzel lezzetlerle yakın teşviki mesaimizi sürdürüyoruz.
Tabii artık yemek dediğimiz olay ekonomik gücü ve turizm potansiyeliyle karın doyurmanın çok ötesine geçmiş bir sektörü ifade ediyor. Gastronomi diye adlandırılan hadise, şehirlere ve ülkelere dünya çapında değer katan sosyal, kültürel, ekonomik faaliyeteler dönüşmüştür. Hamdolsun, biz bu konuda Adana başta olmak üzere pek çok imkâna, pek çok güzelliğe, pek çok markaya sahibiz. Elbette Türkiye’nin 81 vilayetinin her birinin kendine göre bir gastronomi zenginliği var, ama bazı şehirlerimizin bu konuda ülkemizi şanla, şerefle, gururla temsil edebilecek gastronomi ürünü yelpazesine sahip oldukları da bir gerçektir. Uluslararası Adana Lezzet Festivali işte bu bakımdan mutlaka önemle üzerinde durulması, desteklenmesi, geliştirilmesi gereken bir etkinliktir.
Valiliğimiz başta olmak üzer festivalin düzenlemesinde emeği geçen ile etkinliklerde yer alarak Adana’nın marka değerine katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum.
Değerli Kardeşlerim,
Dünyanın ne kadim medeniyetlerine ve kültürlerine ev sahipliği yapan Mezopotamya’nın Seyhan ve Ceyhan nehirleri arasındaki kadim şehri Adana, 6 bin yılı bulan bir geçmişe sahiptir. Büyük Selçuklu’dan beri vatanımız olan bu toprakların geçmişinden devraldığımız zengin mirası tüm güzellileriyle bugüne ulaştırmış bir milletiz. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın düsturuyla geniş bir coğrafyayı yöneten bir ecdadın torunları olarak, bugün de aynı anlayışla kökenine, meşrebine, mezhebine bakmaktan 84 milyonun her birine sahip çıkıyoruz.
Adana, milli mücadelede işgale karşı gösterdiği direnişle, istiklalini ve istikbalini korumak azmini ispatlamış bir şehir olarak başlattığımız demokrasi ve kalkınma atılımının da en önünde yer almıştır. Meşhur sıcağı Adana’nın sadece havasını değil, Adanalıların gönüllerini de ısıttığı için bu şehirden asla ülkeye ve millete zarar getirecek iş çıkmaz.
Sanayisiyle, ticaretiyle, tarımıyla, dünyanın en önemli enerji merkezlerinden biri olan limanıyla, işte burada olduğu gibi gastronomisiyle ülkemize değer katan Adana’ya ne kadar teşekkür etsek azdır.
Tabii bir şehir ülkeye bu kadar katkıda bulununca, ülkeyi yönetenler olarak bize düşen görev de, o şehrin kalkınması, gelişmesi, büyümesi için üzerlerine düşen yapması gerekir. Biz Adana’ya bu vazifemizi yerine getirdiğimize inanıyorum. Buraya gelmeden önce Ceyhan’da hem 2,2 milyar liralık kamu ve 1,8 milyar liralık özel sektör yatırımlarının açılışlarını yaptık, hem de 1,7 milyar dolarlık dev bir özel sektör yatırımının temelini attık, inşallah 2024 yılında hizmete girecek bu polipropilen tesisiyle ülkemiz bu alanda önemli bir ithalat yükünden kurtulacaktır.
Akşama doğru da önce Çukurova Üniversitemizdeki yatırımların toplu açılışını yapacağız, ardından da Adana’mıza kazandırdığımız bir diğer önemli eser olan yeni müzemizde gençlerimizle biraraya geleceğiz. Orhan Kemal’in gençliğinde memur olarak çalıştığı Milli Mensucat Fabrikası artık ülkemizin en önemli müzelerinden biri olarak kültür sanatımıza hizmet ediyor. Müzenin diğer bölümleri de faaliyete girdiğinde Adana gerçekten 24 saat yaşayan uluslararası çapta bir kültür sanat merkezine kavuşmuş olacak. Görüldüğü gibi sanayisiyle, gastronomisiyle, kültürüyle, sanatıyla Adana’nın tüm güzelliklerine sahip çıkıyor, geliştirmek için çalışıyoruz.
Bugün burada Adana Lezzet Festivali’nde biraraya gelmiş olmamız şehrimizi hedeflerine ulaştırmak için daha çok çalışma, daha çok gayret etme kararlılığımızın bir ifadesidir. Festivalimizin sıfır atık prensibiyle düzenlenmesini de Paris İklim Anlaşması’nı onayladığımız şu günlerde yeşil kalkınma devrimimizin şimdiden başladığının önemli bir işareti olarak görüyorum.
Bu duygularla uluslararası Adana Lezzet Festivalimizin 5’incisinin hepimizin damak tadına, göz güzelliğine, yürek ferahlığına, muhabbetine vesile olmasını diliyorum. Allah ağzımızın tadını bozmasın diyorum.
Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum, kalın sağlıcakla.