Saygıdeğer Devlet ve Hükümet Başkanları,
Sizleri milletim ve şahsım adına en kalbi duygularımla selamlıyorum. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Sayın Biden’a bu etkinliği organize ettiği ve nazik daveti için teşekkür ediyorum.
İnsanlık yaklaşık iki yıldır eşi benzeri görülmemiş bir imtihan veriyor, bu süreçte dayanışma sergilememiz halinde bu musibetten kurtulabileceğimizi öğrendik. Türkiye olarak dünya nüfusunun en az yüzde 70’inin aşılanması, bütün ülkelerde test, teşhis, tedavi, tespit ve tedbir araç ile imkânlarının güçlendirilmesine ve küresel düzeyde daha iyi bir sağlık mimarisinin inşasına dair hedefleri ilkesel olarak destekliyoruz.
Türkiye bu süreçte çok sayıda ülkeye ihtiyaç duydukları tıbbi malzemelerin temininde yardımcı olduğu gibi bu hedeflere ulaşma gayretlerine de imkânlar ölçüsünde gereken katkıyı sağlayacaktır. Kırılgan ve dezavantajlı kitlelerin aşı, tanı, tedavi ve kişisel koruma araçlarına erişiminin desteklenmesi, hem evrensel sağlık hakkıdır, hem ahlaki açıdan zaruridir. Ülkeler arasındaki gelir farklılıkları aşıya ve sağlık hakkına erişimde engel teşkil etmemelidir. Bu konuda uluslararası işbirliği ve dayanışmanın azami derecede sağlanması hayati öneme haizdir. Adil, bilimsel ve insani yaklaşım bunu gerektirmektedir. Bu anlayışla 159 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi ekipman ve salgınla mücadelede ihtiyaç duyulan diğer kritik malzemeyi ulaştırdık. Başka ülkelerden tedarik ettiğimiz aşıların bir kısmını talep eden ülkelerle paylaştık. Yaygın ulusal aşılama programımızla 18 yaş üstü nüfusumuzda ikinci doz aşılanma oranında yüzde 70 hedefine çok yaklaştık. Ayrıca, Türkovac ve diğer milli aşı adaylarımızı en kısa zamanda seri üretime geçirerek tüm insanlığın kullanımına sunmayı taahhüt ediyoruz.
Bundan sonraki süreçte de Küresel Covid-19 Zirvesi’nin taahhütlerini de göz önünde bulundurarak, az ve düşük orta gelirli ülkeler için üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz.
Salgın, küresel sağlık mimarisindeki birçok eksikliği de gözler önüne sermiştir. Bu salgından çıkarılan dersler ışığında çok taraflı sistemi küresel sağlık tehditlerine karşı daha sağlam ve hazırlıklı hale getirmek gelecek nesillere olan borcumuzdur. Yeni bir küresel salgın ihtimal değil sadece zaman meselesidir. Bu nedenle tespit edilen noksanlıkların giderilmesi de bir seçenek değil siyasi bir sorumluluktur.
Türkiye, covid-19’dan sonra her bakımdan daha güçlü bir dünya için sergilenecek gayret kulvarında yerini almaya hazırdır.
Bu düşüncelerle sözlerime son verirken zirvenin başarılı geçmesini temenni ediyor, sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum.