Değerli İşçi Kardeşlerim,
Çalışma Hayatımızın Kıymetli Temsilcileri,
Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum.
Farklı sektörlerde alınlarının teriyle ekmeklerini kazanan işçi kardeşlerimle bugün burada, bu gazi mekânda, milletin evinde, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bizlerin burada buluşmasına vesile olan Türk-İş Başkanımız ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımıza şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Gösterdiğiniz kadirşinaslık, ahde vefa, gönüllerinizden kopup gelen şu sevgi için her birinize şükranlarımı sunuyorum.
Hayata İETT’de işçi olarak başlamış, daha sonra kendi işini kurmuş, siyasetin her kademesinde bulunmuş, Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı makamlarına gelmiş bir kardeşinizim. Emeğiyle, alın teriyle, beden gücüyle çalışmanın hem yorgunluğunu, hem de bu şekilde evine helal rızık götürmeni verdiği manevi hazzı çok iyi biliyoruz. Çalışmak kadar, emeğinin karşılığını hakkıyla almanın ne kadar önemli olduğunun da gayet önemle farkındayız.
Belediye başkanlığı dönemimden sorumluluğunu üstlendiğimiz her yerde ve her makamda çalışanların haklarının teslimi için gayret gösterdik. Gerektiğinde bütçe imkânlarını zorlama, gerektiğinde başka kalemlerden fedakârlık yapma pahasına tercihimizi hep çalışanların emeklerinin karşılığını verme istikametinde kullandık. Tabii ki sonuçta imkân-mümkün arasında bir denge kurmak mecburiyetinde kalıyoruz. Bununla birlikte ülkemizin potansiyeline, milletimizin çalışkanlığına ve üretkenliğine güvenerek çıtayı sürekli daha yükseğe çıkarıyoruz.
Türkiye’nin son 19 yılda istihdam sayısını 9,5 milyon artırırken, çalışanların gelir seviyesini de kat be kat yükseltmiş bir ülke olduğu gerçeğini asla unutmamalıyız. Milli gelirimiz Türk Lirası olarak yaklaşık 11 kat yükselirken, asgari ücretin 16 kata yakın artması bunun en somut örneklerinden biridir. Aynı fevkalade yükselişi emekli maaşlarında da görmek mümkündür. Öyle ki 27 kat artan emekli maaşları vardır. Bugüne kadar yaptığımız tüm toplu sözleşme görüşmelerinde hep çalışanlarımızın gelirlerini ve refahlarını yükseltecek formüller üzerinde durduk. Kamu işçilerimizin ücretlerindeki artışlar özel sektörü de benzer yönde hareket etmeye yönelttiği için, burada çıkan rakamlar kısa sürede tüm çalışanlara şamil oluyor.
Bir kez daha altını çizerek ifade etmek isterim ki; biz hep ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerle insanımızın hayat kalitesini, gelirlerini yükselterek de refah seviyesini artırmak için mücadele ettik. Milletimizle birlikte ilan ettiğimiz 2023 hedeflerimizle Türkiye’yi her alanda olduğu gibi çalışanlarımızın gelir seviyeleri konusunda da en üst sıralara çıkarmayı planladık.
Son yıllarda ardı ardına yaşadığımız darbe girişimleri, ekonomik saldırılar, salgın musibeti ve afetler sebebiyle biraz gecikme yaşamış olsak da bu hedefimize sıkı sıkıya bağlıyız.
Son dönemde sanayi üretiminde, ihracatta, istihdamda, büyümede hızlı bir yükselişle salgın öncesi dönemin bile üzerine çıktık. Aynı şekilde turizm başta olmak üzere hizmetler sektöründe süratli bir toparlanma yaşanıyor. Makroekonomide dengeler tekrar yerine oturmaya başladı, göstergeler ekonomideki pozitif yükselişin artarak süreceğine işaret ediyor. Tüm bu olumlu gelişmeler sayesinde hem işçilerimizin, hem memurlarımızın toplu sözleşmelerinde oldukça tatminkâr artışlar yapmaya özellikle kavuşma imkânını sağladı. Mesela geçtiğimiz ay imzalanan kamu işçileri toplu sözleşme iş sözleşmesiyle 700 bin kamu işçimizin ücretlerinde çok ciddi iyileştirmeler yaptık. Bu kapsamda asgari ücret ile 4 bin lira arasında ücret alan işçilerimize seyyanen 500 lira zam yaptık. Böylece 4 bin liraya kadar olan işçilerimizin ücretlerinde yüzde 34, tüm işçilerimizin ücretlerinde ortalama yüzde 25 artış gerçekleşti. Sosyal yardımlar, ilave tediye ikramiyeleri gibi ödemelerle aylık giyinik ücret tutarı 9 bin lirayı aşmıştır. Memurlarımızın maaşlarında da benzer şekilde en düşük ücretlerde yüzde 31’i geçen oranlarda artış yapıldı. Bir süre önce emeklilerimizin bayram ikramiyelerinde de artışa gitmiştik. Bu şekilde çalışanlarımızın gelirlerini artırırken esnafından sanayicisine her kesimi de gözeten uygulamalar geliştirdik, kapsamlı sosyal destek programlarımızla her vatandaşımızı koruyup kolladık.
Eğer bu ülkenin kazancından 84 milyonun tamamının faydalanması temin etmeyeceksek, bunca gayrete, bunca mücadeleye, bunca kavgaya ne gerek var? Ülkemizi dünyanı en büyük 10 ekonomisinden biri haline getireceğiz derken bunu sadece şu veya bu kesim için değil, işçisinden memuruna, esnafından emeklisine herkes için söylüyoruz. Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe, zenginleştikçe her bir vatandaşımızın da refah seviyesi artacaktır.
Allah’ın izniyle büyük ve güçlü Türkiye sülieti ufukta gözükmüştür. Biz millet olarak birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıktığımız müddetçe bu hedefe ulaşmamıza kimse engel olamaz. Ülkemizin siyasetten ekonomiye, savunmadan altyapıya, her alanda kat ettiği mesafeyi görenlerin panikleri doğru istikamette ilerlediğimizi gösteriyor. İnşallah hem asırlık kayıplarımızı telafi ettiğimiz, hem de aydınlık geleceğimize güvenle baktığımız bir dönemin eşiğindeyiz. Sembolü 2023 hedeflerimiz olan bu süreci istikrar ve güven iklimini koruyarak devam ettirdiğimizde evlatlarımıza hepinizin hayali olan bir ülke bırakacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Milletin evindeki buluşmamızı işte bu kararlılığın, azmin, dirayetin bir kez daha tüm dünyada ilanı olarak görüyorum. Rabbim hepinizden razı olsun.
Her birinize kazasız, belasız, verimli, huzurlu çalışmalar diliyorum.
Sizleri tekrar sevgiyle, saygıyla selamlıyorum, kalın sağlıcakla.