Sevgili Giresunlular,
Tarım Bakanlığımızın Kıymetli Mensupları,
Değerli Kardeşlerim,
Sizleri en kalbi duygularımla muhabbetle, hürmetle selamlıyorum. Buradan ülkemizin dört bir yanındaki balıkçı kardeşlerime selam ve sevgilerimi gönderiyorum.
Bugün Giresun’a ve Giresunlu kardeşlerimize geçen hafta yaşadıkları sel felaketi dolayısıyla geçmiş olsun demek için geldik. Afetten en fazla etkilenen Dereli ilçemizde hem zararın boyutlarını yerinde tespit ettik, hem de Giresunlu kardeşlerimizin sıkıntısını hafifletmek için aldığımız kararları milletimizle paylaştık. Buradan Doğankent ilçemize geçerek arama-kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarını yürüten birimlerimizle bir araya geldik.
Bu vesileyle bir kez daha sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarıma Allah’tan rahmet, ailelerine sabrı cemil niyaz ediyorum.
Kaybolan beş kardeşimizin bulunması için de arama kurtarma faaliyetlerimizi aralıksız bir şekilde sürdürüyoruz. AFAD başta olmak üzere devletimizin tüm kurumları felaketin ardından hemen harekete geçtiler. İlgili bakanlarımız sahadaki çalışmaları koordine etmek, bu zor günlerinde Giresunlu vatandaşlarımızın yanında olmak üzere süratle bölgeye intikal ettiler.
Doğankent’ten Tirebolu’ya geçtik ve yine Tirebolu’daki ailelerle bir araya geldik. Onların da derdiyle hemdert olmak istedik. Felaketin büyüklüğüne rağmen hamdolsun vatandaşımıza devlet nerede sorusunu sordurmadık. Temel ihtiyaçların karşılanmasından arama-kurtarma çalışmalarına kadar insanımızı asla yalnız bırakmadık. Son Kabine Toplantımızda Giresun’daki vergi mükelleflerimizin 30 Kasım 2020 tarihine dek mücbir sebep hali kapsamına alınmasını kararlaştırdık. Ayrıca diğer bakanlıklarımız Giresunlu kardeşlerimize destek mahiyetinde pek çok çalışma yaptı. Elimizdeki tüm imkânları seferber ederek en kısa sürede felaketin açtığı yaraları saracağız. Bunun yanında bir daha benzer acılar yaşamamak için alınması gereken tedbirleri belirleyecek, birilerini üzme pahasına da olsa gerekeni yapmaktan asla çekinmeyeceğiz.
Rabbim ülkemizi görünür-görünmez her türlü afetten muhafaza buyursun diyorum.
Bir haftadır gecesini gündüzüne katarak fedakârca çalışan tüm arama-kurtarma personelimize, güvenlik güçlerimize ve diğer kamu görevlilerimize şahsım ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum.
Aziz Kardeşlerim,
Giresun ziyaretimiz vesilesiyle 2020-2021 su ürünleri avcılık sezonunun açılışını yapmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Sizlerin şahsında tüm balıkçılarımıza Mevla’dan bereketli ve başarılı bir sezon diliyorum. Bu geceden itibaren balıkçılarımız vira Bismillah, diyerek denizlere açılacak, önümüzdeki 7,5 ay boyunca rızıklarını denizde arayacak. Denizde kısmetinizin peşinde geçireceğiniz günler, haftalar, aylar boyunca ağlarınızın hep dolu çıkmasını temenni ediyorum.
Allah’a hamdolsun bu sene denizlerimizden müjdeli haberler bekliyoruz. Karadeniz’de yaptığımız 320 milyar metreküplük doğalgaz keşfi, sularının sadece içinin değil altının da bereketli olduğunu göstermiştir. Bu keşif, etrafı enerji kaynaklarıyla çevrili ülkemizin gerçek potansiyelini ortaya koymuştur. Tespit ettiğimiz rezervin çok daha büyük bir kaynağın müjdesi olduğuna inanıyoruz.
Bunun yanında Oruç Reis Gemimiz de Doğu Akdeniz’deki sismik araştırma faaliyetlerini kararlılıkla sürdürüyoruz. İnşallah en kısa sürede Akdeniz’den de Karadeniz’deki gibi güzel haberler almayı ümit ediyoruz.
Burada bir kez daha şu gerçeğin altını çizmek istiyorum: Türk milleti olarak biz ne hak yeriz, ne de hakkımızı yediririz. Akdeniz ve Ege’de korsanlığa, haydutluğa asla eyvallah etmeyiz. Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip ülkemizi kimse Antalya sahillerine hapsedemez. Milletimizin ve Kıbrıs Türkleri’nin denizlerdeki haklarını sonuna kadar savunmakta kararlıyız. Bu meselede sadece rızkını denizden kazanan siz balıkçılarımızın değil 83 milyonun tüm fertlerinin bizim yanımızda durduğunu biliyoruz. Eski sömürgecilerin gazına gelerek, Türkiye’ye karşı efelenenlere de yakın tarihlerini yeniden okumalarını tavsiye ediyorum.
Değerli Balıkçılarımız,
Biz üç tarafı denizlerle çevrili olan, iklim ve coğrafi olarak sayısız imkân bahşedilmiş bir ülkeyiz. Ülkemizin mavi vatanı 23,2 milyon hektarlık bir büyüklüğe sahiptir. Denizlerimizde 550, iç sularımızda 380’e yakın balık türü yaşıyor. Ticari avcılık yapılabilen balık sayımız 100’ün üzerindedir. Su ürünleri sektöründe 18 binden fazla balıkçı gemisi, 2 bin 127 su ürünleri yetiştiricilik tesisi ve 255 su ürünleri işleme tesisi faaliyet gösteriyor. Sektör doğrudan veya dolaylı olarak 250 bin vatandaşımıza iş ve istihdam imkânı sağlıyor. Ülkemizde yıllık 600-700 bin ton civarında su ürünleri istihsal ediyoruz. Geçtiğimiz avcılık döneminde üretimimiz önceki seneye göre yüzde 48, yetiştiricilik üretimimiz yüzde 19, toplamda ise yüzde 33 gibi rekor bir seviyede artış gösterdik. Böylece 2019 senesinde 837 bin ton üretim hacmine ulaştık.
Balıkçılık filomuzun Atlas Okyanusu’ndan Hint Okyanusu’na kadar açık sularda avcılık yapabilmeleri için 10 ülke ile anlaşma imzaladık. Şu an Atlas Okyanusu’nda Moritanya başta olmak üzere birçok yerde 100’e yakın balıkçı gemimiz, 1500’ün üzerinde tayfa ile avcılık yapıyor. Balıkçılarımızın Doğu Akdeniz’de, uluslararası sularda 12 ay boyunca avcılık yapmalarını temin ettik. Ülkemizin orkinos kotasını 2010 senesindeki 419 ton seviyesinden, 2 bin 305 tona, kılıç balığında 35 ton olan avcılık kotamızı ise 450 tona çıkardık. Tarım ve Orman Bakanlığımız 12 metre ve üzeri boylardaki 1650 balıkçı gemisinin avcılık faaliyetlerini uydu aracılığıyla anlık olarak izliyor.
Yeni sezonla birlikte denetimlerde insansız hava araçlarından da yararlanacağız. Böylece yasa dışı avcılık yapanlara göz açtırmayacağız. Maliyetleri düşürmek için 2004 yılından itibaren balıkçılarımıza ÖTV’si düşük yakıt veriyoruz. Bu uygulama ile balıkçılarımıza toplamda 2 milyar lira, güncel rakamlarla ifade edecek olursak, 7 milyar liranın üzerinde bir destek sağladık. Su ürünleri sektörüne son 18 yılda 2,7 milyar liralık sübvansiyonlu kredi desteği verdik. Gemisi 12 metreden küçük olan yaklaşık 10 bin kıyı balıkçımızı 2017’de destekleme kapsamına aldık. Bugüne kadar toplamda 28 milyon lira, güncel değerle 43 milyon lira kıyı balıkçılarımıza ödeme yaptık.
İktidarlarımız döneminde su ürünleri sektörüne verilen destek miktarı 13 milyar lirayı buluyor. Su ürünleri ihracat rakamlarımız yıldan yıla artış gösteriyor. 3’te 2’si Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere, şu an 100 ülkeye su ürünleri ihraç ediyoruz. 2023 senesi için belirlediğimiz 1 milyar dolarlık ihracat hedefini hamdolsun planlanandan 4 yıl önce yakaladık. Yeni hedefimiz 2 milyar dolardır. Allah’ın yardımı, sizlerin de çabalarıyla bu rakamın üzerine çıkacağımıza inanıyorum.
Geçen yılki sezon açılışında müjdesini verdiğim Su Ürünleri Kanunu değişikliğini 1 Ocak 2020 tarihi itibariyle hayata geçirdik. Kanun değişikliğinin balıkçılığımızın üzerindeki olumlu etkilerini üretimde artış olarak şimdiden görüyoruz. Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar kaçak av yapan 100’ün üzerinde gemiye el koyduk. Kovid-19 salgını sebebiyle geçerlilik süresi sona eren ruhsat tezkerelerinin vize ya da yenileme sürelerini uzatarak, balıkçılarımızı mağdur etmedik. Yine aynı kapsamda balıkçı barınakları ile iç sularda avcılık hakkı kiralanan alanların kira borçlarını erteliyoruz. Bundan sonra da Cumhurbaşkanlığı olarak bakanlarımızla ilgili tüm kurumlarımızla birlikte üzerimize düşenleri yapmaya devam edeceğiz.
Değerli Kardeşlerim,
Sözlerimi bitirmeden önce siz balıkçılarımıza çok önem verdiğim birkaç hususu hatırlatmak istiyorum. İnsanoğlu olarak bizler bu dünyanın sahibi değil, emanetçisiyiz. Denizlerimiz, göllerimiz, ormanlarımız ve yeryüzünde bulunan her şey ömrümüz süresince istifade edilmek üzere bize verilmiş emanetlerdir. Rızkımızı kazanırken sadece günü kurtarmanın değil, aynı zamanda yarına daha güzel, daha müreffeh bir ülke bırakmanın peşinde olacağız. Ağımızı denize atarken o denizde evlatlarımızın ve gelecek kuşakların hakkı olduğunu asla unutmayacağız. Kaçak ve bilinçsiz avcılık gelecek nesillerin hakkını gasp etmektir. Bilhassa yasa dışı trol avcılığı denizlerimizi tahrip eden, canlı hayatını yok eden en büyük yanlışlardan biridir. Denizlerimizi ve içindeki canlıları koruma sorumluluğunun herkesten önce rızkını denizden kazanan balıkçılarımızın görevi olduğuna inanıyorum. Hiçbir kanun, hiçbir polisiye tedbir sizlerin vicdanı ve kendi aranızda kuracağınız otokontrol sistemi kadar etkili olamaz. Sizlerden kaçak, kuralsız bir şekilde avlanarak denizlerimizi tahrip edenlere rıza göstermemenizi rica ediyorum.
Bu düşüncelerle sözlerime son verirken her birinize bereketli, bol kazançlı bir sezon diliyorum. Pruvanız neta, dümeniniz viya, rüzgârınız kolayına, bahtınız açık olsun diyor, hepinize Allah’a emanet ediyorum.
Kalın sağlıcakla.