Giresun Dereli’de Halka Hitapları

31.08.2020

Dereli’nin Saygıdeğer Güzel İnsanları,

Sevgili Kardeşlerim,

Sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Giresun 22 Ağustos günü merkeziyle, Dereli’siyle, Espiye’siyle, Doğankent’iyle, Tirebolu’suyla, Güce’siyle, Göreli’siyle ve Yağlıdereli’siyle ancak 50 yılda bir rastlanabilecek büyük bir yağış felaketine maruz kaldı. Bu sel heyelan ve su baskını felaketinde ilçelerimizde ve köylerimizde çok sayıda ev, iş yeri, altyapı zarar gördü. Öncelikle tüm siz değerli kardeşlerime geçmiş olsun diyorum.

Ebediyete intikal eden kardeşlerime Allah’tan rahmet diliyorum, geride kalan ailelerine özellikle sabırlar diliyorum, milletimizin başı sağ olsun diyorum.

Devlet felaketin ilk anından itibaren tüm kurumları ve imkânlarıyla vatandaşının yanına, yardımına koşmuştur. İçişleri Bakanımız felaket gününden beri ekibiyle birlikte burada çalışmaları koordine ediyor. Çevre ve Şehircilik, Tarım ve Orman ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlarımız başta olmak üzere tüm ilgili bakanlarımız kendi görev alanlarıyla ilgili her hususu yakından takip ediyor. Afetin ilk başladığı andan itibaren çeşitli kurumlarımız 1264 araç ve 3 bin 672 personel ile çalışmalarda yerlerini almışlardır. Arama, kurtarma ve afet kaldırma çalışmaları için 36 ilden ekiplerimiz Giresun’da görev yapmıştır. Sivil toplum kuruluşlarımız da imkânları ve personeliyle çalışmalara iştirak etmişlerdir. Ekiplerimiz mahsur kalan 172 vatandaşımızı hamdolsun sağ salim kurtarmışlardır.

Bu felakette şu ana kadar maalesef asker ve sivil 10 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza ve askerlerimize tekrar Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Yaralanan 47 vatandaşımızın tamamı taburcu edilmiştir. Halen 5 insanımız kayıptır, en son kaybımızı da bulana kadar çalışmalar sürecektir.

Yol, su, elektrik gibi temel altyapı hizmetleri birkaç istisna dışında bölge halkının istifadesine sunulmuştur. Kapanan 118 köy yolunun tamamına ulaşım sağlanmıştır. Halen 434 iş makinesiyle temizlik ve rüsubat kaldırma çalışmaları devam ediyor. Toplamda 101 bin metreküpün üzerinde rükubat kaldırılmıştır, bu rakam 900 bin metreküpe kadar çıkabilecektir. Sadece Dereli’de 80 bin metreküp rüsubat temizliği yapılmıştır. Afet bölgesinde 43 bina yıkılmış, 94 bina acil yıkılacak şekilde ağır hasar görmüş, 64 bina ağır hasar ve 492 bina hafif hasar almıştır. Evet, şimdi bu çalışmalarla ilgili görüntüleri hep birlikte izleyelim.

AFAD ve çeşitli bakanlıklarımız yürütülen çalışmalar için Giresun’a 73,5 milyon lira ödenek göndermiştir. Dün gece imzaladığım bir kararla tek seferde 20 milyon liralık kaynağı AFAD’a aktardık. İlçe kaymakamlıklarımıza ve belediye başkanlıklarımıza 13 milyon lira kaynak tahsis ettik. Hazine ve Maliye Bakanlığımız afetten zarar gören yerlerde mücbir durum ilan etmiş, beyannameleri ve ödemeleri ertelemiştir. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin çiftçiler, Halk Bankası’nın esnaflara kullandırdığı Hazine destekli kredilerin ödemeleri de ötelenmiştir.

Sel felaketine maruz kalan esnaflarımıza, burası esnaflarımız için çok önemli, tüm esnaflarımıza yapılan çalışmayla 50 bin liraya kadar olan zararlarının tamamı, bu rakamı aşanların da 50 bin liralık kısmı TESKOMB aracılığıyla hibe olarak verilecektir. Yani bu ne demektir? TESKOMB bu parayı esnaf kardeşlerimin hesabına yatırıyor ve esnaf kardeşlerimiz de bütün ihtiyaçlarını vesaire bununla karşılama imkânını bulacak; bunun ödemesi yok.

Ekonomik ve sosyal hayatın süratle normale dönmesi için afetten zarar gören KOBİ’ler için 100 bin liraya kadar faizsiz kredi desteği ayrıca devreye sokulmuştur. Belediyelerin İlbank’a olan borçlarının ödemeleri 6 ay süreyle tehir edilmiştir.

Afetten zarar gören tüm belediyelere altyapı çalışmaları için İlbank tarafından 25 milyon lira hibe desteği sağlanmıştır.

Üreticilerimize verilecek tarımsal destekleme ödemeleri erkene alınarak 8 milyon lira ödeme yapılmıştır. Toprak Mahsulleri Ofisi fındık alım tarihini 1 hafta öne çekmiş ve alım noktası sayısını artırmıştır. Üreticilerimizin ödemeleri aynı hafta içerisinde yapılmaktadır.

Balık yetiştiricilerimize 8 bin adet kırmızı benekli alabalık hibe olarak dağıtılmıştır. Biliyorsunuz, bugün aynı zamanda balıkçılık sezonunun açılışı ve bunu da Giresun’dan yapacağız inşallah.

ORKÖY destekleri kapsamında toplam 5 milyon liralık hibe verilecektir. 2020 sonuna kadar Giresun iline özel hayvanlara yapılacak aşılarda bedel alınmayacaktır. Afet kapsamında bölgede 55 bin dekar mera ve yaylanın ıslahı gerçekleştirilecektir.

Konut, iş yeri ve diğer hasarlar için 6,5 milyon lira nakdi yardım yapılmıştır.

Dereli ve Doğankent ilçelerimize iki adet sahra sağlık çadırı kurularak sağlık hizmetleri aksatılmamıştır.

Afet sonrasında 14 ekip ve 17 personelle vatandaşlarımıza psikososyal destek sunulmaktadır.

TOKİ’nin Dereli’de yapacağı 142 konutun inşası için çalışmalara hemen başlanmıştır. Aynı şekilde Doğankent’te de 120 konut yapılacaktır. Köylerimizde de 250 köy konutu inşa edilecektir. Altında ahırı olacak, üstünde de konutu olacak. Bunlar da gerçekten çok çok güzel konutlar.

Giresun’da bir daha böyle bir afet yaşanmaması için toplam keşif bedeli 1 milyar 290 milyon lirayı bulan proje hayata geçirilecektir. İlk etapta 120 milyon liralık bütçeyle bent yapımı, ıslah, beton duvar ve kanal inşası, kargir duvar ve taş tahkimat inşası ile köprü yapımı gerçekleştirilecektir. Harşit Çayı Vadisindeki tüm kum, çakıl ocakları kapatılacak, derelere yapılacak müdahaleler mutlak kontrol altına alınacaktır.

Aksu Deresi, Yağlıdere, Gelevera Deresi ve Harşit Çayı Vadisinde Dünya Bankası kredisiyle entegre havza projesi hazırlanacak ve uygulanacaktır. Görüldüğü gibi yaraları sarmak afetin izlerini ortadan kaldırmak ilçelerimize ekonomik ve sosyal olarak yeniden canlandırmak için her türlü tedbiri aldık yatırımları planladık, çalışmalara başladık.

Değerli Kardeşlerim,

Rabbimiz dünyayı bir düzen üzere kurmuştur. Bu düzende tabiatın hakkı vardır, tabii insanın hakkı vardır, diğer canlıların da hakkı vardır. Tabiatın hakkına riayet etmediğinizde bunun sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalırsınız. İnsanın hakkına riayet etmediğinizde bulun vebaliyle de karşı karşıya kalırsınız. Diğer canlıların haklarına riayet etmediğinizde benzer sonuçlarla karşı karşıya kalırsınız. Maalesef insanoğlu dünyadaki diğer varlıkların ve canlıların haklarına riayet etme konusunda giderek daha hoyrat, daha ihmalkâr, daha cüretkâr davranır hale gelmiştir. Hâlbuki bu dünya hepimize yetecek kadar büyük, Rabbimizin insanı hepimize yetecek kadar ihsanı sonsuzdur. Tabiattaki dere yatakları istisnai de olsa büyük yağışlar olduğunda kolayca akıp gidebilsin diye vardır. Biz tutup bu dere yataklarını evlerle, iş yerleriyle, sair yapılarla işgal edersek gün geldiğinde sel gelir bunları da alıp götürür. Aynı şekilde yaylalar hayvanlar rahatça otlasın, insanlar güzelliklerinden ve imkânlarından istifade etsin diye vardır. Biz bu yaylaları betona boğarsak gün gelir hep birlikte bunun pişmanlığını da yaşarız. Elbette şu gerçeği kimse inkâr edemez: Ülkemizde imar ve şehirleşme çalışmaları en başından itibaren sorunlu ve sıkıntılı şekilde yürümüştür. Güzel bir söz var, dere er veya geç selde yatağını bulur. İstediğiniz kadar oraya binalar yapın, ama o sel geldiği zaman taşkın geldiğinde ne yapar? Yatağını bulur. Ve onun önünde hiçbir şey dayanamaz.

İstanbul başta olmak üzere tüm kadim şehirlerimizin etrafı önce plansız, altyapısız, kontrolsüz yapılarla dolmuş, sonra buralar ıslah edilmeye çalışılmıştır hâlbuki olması gereken tam tersidir. Önce plan yapılması, sonra buna göre altyapı kurulması, ardından da yerleşim yerlerinin inşa edilmesi gerekiyordu. İlk düğme yanlış iliklendiğinde sonrakileri düzeltmek ya hiç mümkün olmuyor ya da çok büyük bedel istiyor. Depremler bize yaptığımız işin yanlışlığını acı bir şekilde göstermiştir. Türkiye ancak son 20 yılda planlı ve altyapı öncelikli bir şehirleşme anlayışıyla buluşabilmiştir. Giresun’da yaşanan sel felaketinden aldığımız dersler önümüzdeki dönemde yapılacak çalışmalarda inşallah bize ışık tutacaktır. Ancak bu konuda sadece devletin kararlı olması yetmiyor, milletimizin de devlete gerektiğinde kendi menfaatinden vazgeçme pahasına destek vermesi gerekiyor. Dere yatağına bina yapma baskısından bunalan belediye başkanı eninde, sonunda pes eder. Belediye başkanı bu konuda kararlı davranırken, vatandaşımızın da anlayış göstermesi şarttır. Hele hele bu tür yerlerde dikey yapılaşma intiharla eşdeğer bir yanlıştır.

Kardeşlerim,

Şimdi TOKİ olarak konutlar yapacağız, tabii dükkânlar yapacağız, ama bu dükkânları konutlarla beraber çok yüksek yapmayacağız. Ya zemin artı üç, bilemedin dört yapacağız. Niye? Fazla yapmak istemiyoruz. Allah göstermesin bir depremde vesaire ortaya çıkacak olan bir bela ile karşı karşıya kalmak istemiyoruz. Hem istiyoruz ki güzel binalar yapalım, esnafın dükkânı gayet güzel olsun, üzerinde konutlar gayet güzel olsun. Şöyle bakıldığı zaman bambaşka bir güzellik olsun. İşte şimdi bakıyorum bir tarafta zemin artı 3 hemen yanı başında zemin artı dört kat, beş kat bina var. Şimdi bu tabi şık mı? Değil. Bu plana uygun mu? Değil. İşte bunların hepsini bitişik nizam yapacağız, ben de Belediye Başkanlığı yaptım ya, İstanbul’da yaptım ya biraz bilirim bu işleri. Şimdi diyorum, biz Dereli’yi yeniden inşa edelim. Bu konuda gerçekten Çevre Şehircilik Bakanım çok hassas. Sağ olsun bu işlerde buralarla ilgili projeleri getirdi, gördüm ve ben de hayran oldum. Ve şimdi bu projeleri biz, siz de bize yardımcı olur ve bunları biz buralarda uygularsak, göreceksiniz 6 ay sonra, 1 sene sonra diyeceksiniz ki Allah sizlerden razı olsun bu ne kadar güzel bir projeymiş. Ama bu arada dere yataklarını da ıslah edeceğiz ha, çünkü oralardan da tehdit almak istemiyoruz. Yıkımsa yıkım, yapacağız. İnşa ise inşa, yapacağız. İhya ise ihya, onu da yapacağız. Ama bizim derdimiz; benim Derelili kardeşim, benim Doğankentli kardeşim, Yağlıdereli kardeşim, Espiyeli kardeşim, velhasıl hepsi gerçekten modern konutlarda, modern dükkân ve mağazalarda yerini bulsun. İnşallah altyapı çalışmalarını en güzel şekilde yapacağız. Altyapıyla beraber inşallah burada birkaç köprüyü de yıkıp buralarda gayet güzel kemer köprü inşa edeceğiz ve böylece bu köprülerle de işi sağlama alacağız.

Coğrafyanın zorluğu, arazinin kıtlığı, nüfusun artışı elbette inkâr edilemez bir gerçektir. Şimdi mesela bize burada rezerv alan lazım. Ama Dereli’de böyle rezerv alan bulmak zor. Niye? Bakıyorsunuz şöyle dik yamaçlar. Ancak olsa olsa oralarda belki konut inşa etme şansımız olabilir. Ama devasa bir projelendirmeye gitmek zor. Tabiatın kuralları çok daha büyük ve aşılmaz bir gerçek olarak karşımızda duruyor. İnşallah devlet ve millet olarak el ele verip bundan sonra dünyanın kadim işleyişine uygun şekilde şehirlerimizi geliştireceğiz.

Kardeşlerim,

Buraya Ordu-Giresun Havalimanı’ndan geldik. Dereli’deki incelemelerimizin ardından Doğankent’e gidecek, arama kurtarma ekipleri ve vatandaşlarımızla görüşeceğiz. Akşam da Giresun’da balıkçılık sezonunun açılışını gerçekleştireceğiz. İnşallah yeniden yağışlar başlamadan hem kayıplarımızı tamamen bulacağımızı, hem de acil olarak yapılması gereken işleri tamamlayacağımızı ümit ediyorum.

Bakanlıklarımızın ve kurumlarımızın her biri kendi sorumluluk alanında yürüttükleri çalışmaları süratle neticelendireceklerdir. Her bir çalışmanın bizzat takipçisi olacağız. Afetten aldığımız derslere uygun şekilde ilçelerimizi ve köylerimizi tamamen ayağa kaldırana kadar tek bir anımızı boşa geçirmeyeceğiz.

Bir kez daha hayatını kaybeden vatandaşlarıma ve askerlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Hepinize geçmiş olsun dileklerimi tekrarlıyorum.

Esnafımıza, işletmelerimize, çiftçimize, orman köylümüze bol kazançlı bereketli işler temenni ediyorum. Hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.

Kalın sağlıcakla.