Üniversitemizin Değerli Mensupları,
Kıymetli Hocalarım,
Saygıdeğer Misafirler,
Sizleri en kalbi duygularımla, saygıyla selamlıyorum. Ülkemize, üniversitemize ve sağlık sistemimize kazandırdığımız eserlerin açılışı vesilesiyle sizlerle beraber olmaktan memnuniyet duyuyorum.
Bugün Gebze’de gerçekten dolu-dolu bir gün geçiriyoruz. Buraya gelmeden önce ülkemizin öncü üreticilerinden olan Hidromek’in geliştirdiği dünyanın ilk elektrikli ve lastik tekerlekli şehir ekskavatörünü test ettik. Ardından TÜBİTAK’ımıza ait yedi farklı mükemmeliyet merkezinin resmi açılışlarını gerçekleştirdik. Şimdi de Kocaeli Üniversitesi’nin Onkoloji Hastanesi ve Rehabilitasyon Merkezi ile üç tıp merkezinin açılışlarını yapıyoruz.
İlk merkezimiz olan Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne ait poliklinik ve tıp eğitimi uygulama merkezidir. Toplam kapalı alanı 29.500 metrekare olan merkezimizin yatırım bedeli yaklaşık 73 milyon Türk Lirasıdır. Günlük 4 bin hastaya poliklinik hizmeti verme kapasitesine sahip merkezimizde 225 poliklinik odası bulunuyor.
Hizmete kazandırdığımız Semahat Aracı Onkoloji ve Palyatif Bakım Merkezi ise 10.300 metrekare kapalı alana sahip önemli bir yatırımdır. Binanın Aracı ailesi tarafından üniversitemize bağışlanmasından dolayı bu merkezimize merhume Semahat Aracı’nın adı verilmiştir. 45 adet kemoterapi kabini bulunan merkezimizde günlük 110 hastaya kemoterapi tedavisi uygulanacak, gerekli hallerde bu sayı 200 hastaya kadar çıkabilecektir.
Açılışını yaptığımız bir başka tesisimiz ise, Deneysel Tıp Araştırma ve Uygulama Birimi Merkezi’dir. Burada denek hayvanları için kurulan elektro fizyoloji, kardiyoloji, davranış araştırma laboratuvarları ve ameliyathanelerle ilaç ve tıbbi deneylerde çok başarılı sonuçlar elde edeceğimize inanıyoruz. 10.500 metrekare kapalı alana sahip, yatırım tutarı 17,5 milyon lira olan Batı Kampusu Sağlık Birimleri Araştırma Merkezleri binamız bilhassa içinden geçtiğimiz dönemde kritik önemde bir yapıdır. Tesis içerisinde tıbbi genetik ve moleküler biyoloji araştırma merkezi ve PCR laboratuvarı, bu arada proteomiks laboratuvarı ve klonlama laboratuvarı, kök hücre merkezi yer alıyor. Merkezimiz kovid-19 salgınıyla mücadelede bölgemizde yürütülen PCR test hizmetlerine aktif olarak katkı sunmuştur.
Toplam yatırım bedeli 147 milyon lirayı bulan sağlık tesislerimizin şehrimize ve üniversitemize hayırlı olmasını diliyorum.
Bu eserlerin inşasında emeği geçen herkesi, tüm kurum ve kuruluşlarımızı gönülden tebrik ediyorum.
Kıymetli Dostlar,
Şimdiye kadar dünya genelinde yaklaşık 750 bin kişinin hayatına mal olan koronavirüs salgını pek çok gerçeğin görünmesine sebep olmuştur. Bu salgın sağlık yatırımlarının önemini göstermenin yanı sıra, sosyal devlet anlayışının da değerini ortaya koymuştur. Salgın döneminde pek çok gelişmiş ülkenin sağlık sistemlerinin çöktüğüne şahitlik ettik. Ekonomik güçlerine rağmen tedarik zincirini devam ettiremeyen, kamu düzenini sağlayamayan devletler gördük. Bırakın vatandaşlarına, sağlık personeline dahi maske, tulum, koruyucu tıbbi malzeme temin edemeyen ülkeler oldu. Özellikle yaşlı bakımevlerinden yansıyan görüntüler bir ibret ve utanç vesikası olarak hafızalara kazınmıştır. Elbette her bir ülkenin bu yaşananlardan alacağı dersler vardır.
Türkiye olarak biz de bu süreçte sağlık sistemimizi test etme, güçlü ve zayıf yönlerimizi görme imkânı bulduk. Muhalefetin sürekli eleştirdiği, gereksiz dediği, sağlık yatırımlarımızın kıymeti salgın döneminde çok iyi anlaşılmıştır. Aslında muhalefet modern sağlık kuruluşundan ne anladığını meşhur sahra hastanesi skandalıyla ifşa etmiştir. İstanbul’daki acil durum hastanelerimizi, Başakşehir Çam ve Sakura gibi devasa sağlık tesislerini diline dolayanlar, vatandaşlarımıza derme-çatma fuar alanlarını sahra hastanesi diye yutturmaya çalıştılar. Yönettikleri mahalli idarelerde toplu taşım hizmetlerini dahi salgın şartlarına uygun olarak sunmayı beceremediler. Şov yapmaktan, karamsarlık aşılamaktan, yalan yanlış bilgilerle evham oluşturmaktan kendi asli görevlerini yapmaya fırsat bulamadılar.
Tüm bunlara rağmen hamdolsun güçlü sağlık altyapımız ve tüm sağlık çalışanlarımızın fedakârlığı ile en kritik evreyi başarıyla atlattık. Diğer pek çok yerde yaşanan can sıkıcı, utanç verici görüntülerin hiçbiri ülkemizde yaşanmadı. Maddi imkânı ne olursa olsun bu zorlu süreçte 83 milyonun her bir ferdine birinci sınıf sağlık hizmeti sağladık. Ne vatandaşlarımız tedavi hizmetlerine erişimde, ne de sağlık çalışanlarımız koruyucu sağlık malzemelerine ulaşımda hiçbir sıkıntı çekmedi. Salgın tehdidi altındaki hiçbir vatandaşımızı hastane kapısından geri çevirmedik, hiçbir hastanın tedavisini ihmal etmedik. Bilhassa şehir hastanelerimiz salgın döneminde en çok istifade ettiğimiz, en çok gurur duyduğumuz sağlık tesislerimizden biri oldu. Sadece sağlık hizmetlerini en yaygın ve üst düzeyde vermekle kalmadık, aynı zamanda yeni yatırımlarla sağlık altyapımızı tahkim ettik.
Kendi vatandaşlarımızın ihtiyaçları yanında bugüne kadar 150 ülke ve 6 uluslararası kuruluşun sağlık malzemesi desteği talebini biz karşıladık.
Yurt dışında bulunan 90 binden fazla vatandaşımızı kurduğumuz hava, kara ve deniz köprüleriyle ülkemize getirdik. İnşallah bundan sonra da atamız Kanuni Sultan Süleyman’ın o veciz ifadesinde buyurduğu şekilde “halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” düsturuyla çalışmayı sürdüreceğiz.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Sözlerimi bitirmeden önce başta Kocaelili kardeşlerim olmak üzere tüm vatandaşlarımıza TMM diyerek sloganlaştırdığımız temizlik, maske, mesafe kurallarına riayet etmelerinin önemini hatırlatmak istiyorum. Maalesef maskesini takmayan veya maske bulundurup da çenesinin altında barındıran vatandaşlarım var. Yanlış yapıyoruz, bütün bunlar bize bir şeyi ikaz etmeli; Allah göstermesin, bütün bu süreç içerisinde vefat edenlerin sayısını duyuyorsunuz, görüyorsunuz. Öbür tarafta hastanelerde maalesef şu anda yer alanların durumunu görüyorsunuz. Biz bu ihmallerden çok çektik. Açık plajlar vesaire, lütfen bu dönem içerisinde bunları bırakalım. Ve sabırla şu dönemi atlatmaya gayret edelim. Hiçbirimizin ihmalkâr davranarak, ne kendimizin, ne de sevdiklerimizin sağlığını riske atma lüksü yoktur. Bizim inancımızda önce tedbir, sonra tevekkül gelir. Rehavetin, duyarsızlığın, kurallara karşı kayıtsız davranmanın sonu ya pişmanlıktır, ya da hastalıktır. Vatandaşlarımdan salgına karşı tedbiri elden bırakmamalarını, hayatlarını idame ettirirken muhakkak kurallara uymalarını istirham ediyorum.
Bu düşüncelerle sözlerime son verirken bir kez daha açılışını yaptığımız sağlık tesislerimizin Kocaeli’mize ve Kocaelili kardeşlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu eserin inşasında emeği geçenleri tekrar tebrik ediyor, burada görev yapan sağlık personelimize başarılar diliyorum.
Mart ayından beri büyük bir gayretle çalışan sağlık personelimize şahsım, milletim adına teşekkürlerimi iletiyorum. Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyor, Allah’a emanet ediyorum.
Kalın sağlıcakla.