Şehit Aileleri ve Gazilere Hitaben Yaptıkları Konuşma

15.07.2020

Şehitlerimizin Muhterem Aileleri,

Kıymetli Gazilerimiz,

Değerli Kardeşlerim,

Sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. 15 Temmuz Milli İrade Destanımızın 4’üncü sene-i devriyesinde siz şehit yakınlarımız ve gazilerimizle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne, milletin evine, bu gazi mekâna hepiniz hoş geldiniz. Programımızı teşrifleriniz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Sözlerimin hemen başında, vatanı için, milleti için, bayrağı için, hepsinden önemlisi canından aziz bildiği mukaddes değerleri için toprağa düşmüş tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Bu yolda mücadele ederken gazilik mertebesine erişmiş gazilerimizi de şükranla yâd ediyor, Rabbimden hepsine uzun ve hayırlı ömürler diliyorum.

Şüphesiz evlat acısı yaşamak zordur. Bir anne-babanın bu dünyadaki belki de en zor, en ağır imtihanlarından birisi evladını kaybetmektir. Bir baba olarak biliyorum ki, ciğerparesini toprağa vermiş bir anneyi, evladını yitirmiş bir babayı teselli edebilecek mahiyette hiçbir söz yoktur, bunun için Allah hiç kimseye, hiçbir anne-babaya evlat acısı yaşatmasın diyorum. Aynı şekilde eşini, annesini, babasını, kardeşini kaybetmiş olmanın acısını da sadece yaşayanlar anlayabilir.

Rabbim siz şehit yakınlarımıza sabrı cemil ihsan eylesin. Bu ağır imtihanı anlınızın akıyla vermeyi nasip etsin diye dua ediyorum.

Bizim inancımıza göre, nübüvvetten sonra bir kulun ulaşabileceği en büyük makam, şahadettir. Ancak, şahadet mertebesine ulaşmak ne kadar ulvi bir dereceyse, arkada kalanlar için de sabretmek, metanetli olmak, rıza-i ilahiye ittiba etmek de o kadar büyük, o kadar ulvi bir derecedir. Türkiye’deki her bir şehit yakınımızın bu hassasiyetle hareket ettiğini yakinen biliyorum. Her fırsatta şehit ailelerimizi ziyaret ediyor, onlarla biraraya geliyor, kimi zaman da telefonda kendileriyle dertleşmeye çalışıyorum. Gerek ev ziyaretlerinde, gerek telefon görüşmelerimizde, gerekse bu tür toplantılarda hep şehit yakınlarımızın abideleşen metanetlerine şahit oluyoruz. Sizlerin nezdinde tüm şehit ailelerimize Türkiye Cumhurbaşkanı sıfatıyla ülkem ve milletim adına minnettarlığımızı ifade ediyorum.

Şehitlerimiz sizlerin olduğu kadar artık bu milletin de canından birer parçadır. Şehitlerimizin geride bıraktığı diğer yakınlarıyla birlikte özellikle yetimleri ve öksüzleri de yine milletimize emanettir. İnşallah milletçe bu emanetlere sahip çıkacak, şehitlerimizin ruhlarını asla muazzep etmeyecek, gazilerimizi asla yalnız bırakmayacağız.

Değerli Kardeşlerim,

Milletlerin tarihlerinde merhum Cengiz Aytmatov’un o veciz ifadesiyle, bir günü bir asra bedel anlar olur. 15 Temmuz gecesi Türk milletinin tarihinde işte böyle bir andır. O gece milletimiz kadını-erkeği, genci-yaşlısıyla 83 milyon yekvücut olarak tarihe altın harflerle geçecek, asla unutulmayacak, üzerinde hep konuşulacak bir zafer kazanmıştır. FETÖ’cü hainlerin kurşunları, tankları, helikopterleri, uçakları, namluları karşısında istiklaline sahip çıkan milletimiz, devletimizi bir darbe girişiminden kurtarmanın yanında, topyekun bir işgal tehdidini de bertaraf etmiştir.

Bugün burada evlatlarıyla, eşleriyle, anne-babalarıyla, kardeşleriyle birlikte olduğumuz şehitlerimizle bizzat gazilerimiz, o gece nesilden nesle aktarılacak büyük bir kahramanlık destanına imza atmışlardır. Atılan kurşunların, getirilen tekbirler karşısında adeta eridiği o karanlık gece, Allah’ın yardımı, mazlum ve mağdurların duası, aziz milletimizin cesareti, şehitlerimizin ve gazilerimizin fedakârlığı sayesinde ülkemiz ve milletimiz için aydınlık bir yarına dönüşmüştür.

Devlet ve millet bünyemizi 40 yıl boyunca habis bir ur gibi saran FETÖ’ye karşı 15 Temmuz’un ardından çok daha etkili ve kararlı tedbirler aldık. Ordumuz, Emniyet Teşkilatımız, mülkiye, hariciye ve adliye teşkilatlarımız FETÖ’cü unsurlardan temizlendikçe adeta kendini yeniden buldu. 15 Temmuz sonrasında Türkiye’nin DEAŞ’tan PKK, YPG’ye kadar tüm terör örgütlerine ağır darbeler indirmesinin gerisinde FETÖ virüsünün bünyeden temizlenmesi vardır. FETÖ unsurlarından arındırdığımız yargımız yeniden milletimizin adalet arayışının umudu haline dönüşmüştür. Evlatlarımızın zihinlerini örgütün sapkın emelleri için iğdiş eden öğretmenler, dershaneler, özel okullar tasfiye edildikçe çocuklarımızın ufku açılmaya başlamıştır.

İçindeki hainlerden arındırılan Türk Silahlı Kuvvetleri Türkiye’nin bekası söz konusu olduğunda hiçbir tereddüt göstermeden her türlü operasyonu icra edebilecek imkânlara kavuşmuştur. 15 Temmuz demokrasimize güç katmanın yanı sıra, ülkemizin terörle mücadelesinde de bir milat olmuştur. Sadece sınırlarımız içinde değil, Suriye ve Irak’ta yuvalanan terör örgütlerine yönelik tarihimizin en büyük operasyonlarını düzenledik, böylece ülkemizi terör örgütleri aracılığıyla güneyinden kuşatma planlarını bozguna uğrattık. Doğu Akdeniz’de attığımız adımlarla milletimizin ve Kıbrıs Türklerinin hakkını savunma kararlılığımızı açıkça ortaya koyduk.

Allah’a hamdolsun, Türkiye bugün milli güvenliğine yönelik tehditleri kendi imkânlarıyla kaynağında yok edecek güç ve kabiliyete ulaşmış bir ülkedir. Bir dönem terörle mücadele operasyonları için bile kimi küresel güçlerin icazetini, yardımı arayan eski Türkiye artık tamamen mazide kalmıştır. Bugün ülkemizle ilgili her meselede başkalarına değil milletimize bakıyor, milletin hak ve hukukunu koruma noktasında hiçbir engel tanımıyoruz. Aynı şekilde 15 Temmuz gecesi 251 vatandaşımızı katleden FETÖ’cü alçaklardan da işledikleri cinayetlerin hesabını hukuk önünde soruyoruz. Elimizdeki tüm diplomatik, siyasi, adli ve istihbari kaynakları seferber ederek FETÖ’cülere dünyayı dar ediyoruz. Bugüne kadar 100’ün üzerinde firari FETÖ’cü teröristti yurt dışında saklandıkları inlerinde bulduk ve yargıya teslim ettik. Dünyanın farklı ülkelerinde okul, kurs, kültür merkezi adı altında işlettikleri fitne yuvalarının kapatılması için çok yönlü bir mücadelenin içindeyiz. Örgüte ait 18 ülkedeki 214 okulun Türkiye Maarif Vakfına devredilmesini, 36 ülkede de bu fitne yuvalarının kapatılmasını sağladık. Dost ve kardeş ülkeler örgüte karşı aldıkları önlemleri giderek artırıyor. FETÖ’nün eli kanlı bir terör örgütü olduğunu kabul eden uluslararası kuruluşların ve devletlerin sayısı günden güne yükseliyor. Son FETÖ’cü da hukuk önünde hesap verene kadar yurt içinde ve yurt dışında bu mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz.

Kardeşlerim,

Şehitlerimizin yakınlarının özellikle de gazilerimizin gönül huzuru içinde, refah içinde, hiç kimseye muhtaç olmadan hayatlarını idame ettirmeleri bizim en başta gelen görevlerimizden biridir. Sizlerin de bildiği gibi son 18 yılda şehit yakınlarına ve gazilerimize sahip çıkma noktasında gerçekten çok samimi bir çaba gösterdik. 15 Temmuz’a kontrollü darbe iftirası atanlar şehit yakınlarının acılarını istismar ederken, biz hep sizlerin yanında olmaya gayret ettik. Sizlerin ihtiyaçlarını gidermek, sorunlarına, sıkıntılarına çözüm bulmak amacıyla pek çok kanuni düzenlemeyi hayata geçirdik. İnşallah bundan sonra da aynı hassasiyetle faaliyetlerimizi sürdüreceğiz.

Ben sizlerden özellikle bir hususa dikkat etmenizi rica ediyorum. Şehitlik ve gazilik her türlü siyasi hesabın üstündedir, öyle olmalıdır. Vatanımız için canını veren her şehit canını vermeyi göze alan her gazi bu milletin ortak değeridir. Hiç kimsenin bu değerlerimiz arasında ayrımcılık yapmasına müsaade edemeyiz. 15 Temmuz gecesi darbecilerle anlaşıp tankların arasından kaçarak, kendi belediye başkanının evine sığınanların, kendi ikballeri uğruna her mesele gibi bunu da istismar etmeye çalıştığını görüyoruz. Ortaya attıkları safsatalarla şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin zihnini bulandırmaya çabalıyorlar. Oysa devletimiz her türlü sıkıntısında, her türlü ihtiyacında daima şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin yanındadır. Milletimiz de 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında düzenlenen bağış ve kampanyalarla şehit yakınlarımıza ve gazilerimize sahip çıkmıştır. Münhasıran 15 Temmuz şehit yakınlarımız ile gazilerimizin ihtiyaçlarında kullanılmak üzere burada 340 milyon lira civarında bir yardım toplanmıştır. Biz de toplanan yardımların amacına ve bağış şartlarına uygun şekilde kullanılmasını temin için geçen sene Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfı’nı kurduk. Vakfımız her ne kadar birileri yıpratmaya çalışsa da kurulduğu günden beri şehit yakınlarımız ve gazilerimize destek olmak için gayret gösteriyor.

Salgın döneminde toplumun her kesimi gibi 15 Temmuz şehit yakınlarımızı ve gazilerimizi de desteklemek amacıyla vakfımız kaynaklarıyla aylık 1000’er lira nakdi destek uygulaması başlatmıştır. Bu uygulamayı vakfın kaynakları el verdiği ölçüde devam etmeyi ve ettirmeyi kararlaştırdık. Sizlerden şehitlik nedir, şahadet nedir bilmeyen, emanete hürmet göstermeyen kifayetsizlere kulak asmamanızı bilhassa rica ediyorum. Cennetle müjdelenmiş şehitler ve gaziler için onlara sağlanan maddi imkânlar sadece milletimizin ve devletimizin vefa göstergesidir. Yoksa bu sıfatların herhangi bir değerle mukayesesi mümkün değildir. Şehit yakınlığı ve gazilik unvanlarının vakarına, onuruna, manevi sorumluluğunu uygun şekilde hareket eden sizlerle son nefesimize kadar birlikte yürüyeceğimizden emin olunuz. Bu unvanların sorumluluğunu taşımakta zorlananlar elbette olabilir, onların da en kısa zamanda şehit yakınlığı ve gazilik şerefinin manevi sırrına vakıf olmalarını diliyorum.

Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, bu yemek vesilesiyle siz şehit yakınlarımız ve gazilerimizle konuşma, dertleşme imkânı bulmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü münasebetiyle bir kez daha aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Gazilerimize Rabbimden sağlık ve afiyet diliyorum.

Her birinize ülkem ve milletim adına şükranlarımı ifade ediyorum; kalın sağlıcakla.