Aziz Milletim,
Hazine ve Maliye Bakanlığımızın Kıymetli Mensupları,
Değerli Misafirler,
Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Hazine ve Maliye Bakanlığımızın Ataşehir Hizmet Binası’nın ülkemize, şehrimize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bünyesinde Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı, Mali Suçları Araştırma Kurulu ve Büyük Mükellefler Vergi Dairesi gibi birimlerin yer aldığı bu eserin ülkemize kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum.
Dünya ekonomisinin en önemli merkezlerinden biri olan İstanbul’un açılışını yaptığımız bu bina ile konumunu daha da pekiştireceğine inanıyorum. Koronavirüs salgını sonrası Türkiye ile birlikte İstanbul’un da cazibesi artacaktır. Yeni döneme hazırlık için vergi mekanizmalarının etkin ve hızlı işletilmesi öngörülebilirliğin temel şartıdır. Türkiye’nin tüm kurum ve kuruluşlarıyla bir hukuk devleti olduğunu bu alanda da göstermekte kararlıyız. Ülkemize yönelik çifte standartları, ikiyüzlü tutumları, önyargılı yaklaşımları hukuk devleti niteliğimizi güçlendirerek aşabiliriz. Yatırım yapmak, kazanç sağlamak, çalışmak, üretmek için çaba gösteren herkesin yanında olmak tüm kurum ve kuruluşlarımızla birlikte temel görevimizdir. Büyüme rakamları başta olmak üzere pek çok konuda ülkemizle ilgili tahminlerin hep fiili gerçekleşmelerin gerisinde kalması potansiyelimizin zenginliği sayesindedir. Salgının dünya ekonomisinde çok ciddi küçülmeye yol açtığı bir dönemde Türkiye’nin olumlu yönde ayrışacağına inanıyoruz. Nitekim açıklanan her veri bu iddiamızı teyit ediyor. Ülkemizin sadece toparlanma değil, onun da ötesinde çok büyük bir sıçrama sürecinde olduğunu yavaş yavaş herkes kabul etmeye başladı. Ekonomimize kurulan tuzakları birer birer bozarak yolumuza devam ediyoruz. Son olarak 2018 Ağustos’unda maruz kaldığımız kur, faiz, enflasyon saldırısının önünü aldığımız tedbirler ve kurduğumuz mekanizmalarla kısa sürede kestik. Salgın dönemi çalışmalarımızın ve emeklerimizin karşılığının görülmesini sadece birkaç ay öteledi. Bu süreçte sanayicimizden, esnaf ve sanatkarımıza, çalışanlarımızdan ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza kadar toplumun her kesiminin yanında olduk. Sosyal koruma kalkanı olarak adlandırdığımız destek programlarıyla doğrudan milletimizin cebine aktardığımız kaynak tutarı 24 milyar lirayı geçti. Kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteğinin süresinin uzatarak salgın sonrası dönemde de çalışanlarımızın yanında yer almaya devam ediyoruz.
Son olarak, özellikle salgın kaynaklı bu kısa gecikme dışında ekonomi programımızı aynı kararlılıkla uygulamayı sürdürüyoruz. Küresel düzeyde yeniden düzenleneceğini anlaşılan siyasi ve ekonomik yapı konusunda Türkiye gerçekten avantajlı bir yerde duruyor. Daha salgın dönemi bitmeden dünyanın dört bir yanından alternatif üretim ve tedarik kanalları için ülkemizdeki firmalarla temasa geçilmeye başlandı. Devlet olarak tüm kurumlarımız ve imkanlarımızla girişimcilerimizin iş dünyamızın dinamizmini destekliyoruz. Tabi özellikle de Türkiye’nin salgın sürecinden sağlıktan üretime kadar her alanda böylesine güçlü şekilde çıkması hemen birilerini rahatsız etti. Avrupa Birliğinin ekonomiden demokrasiye, şeffaflıktan altyapıya hiçbir alanda esamesi okunmayacak ülkelere kapılarını açarken, Türkiye’yi dışarıda bırakması bu rahatsızlığın işaretidir. Ama ne yaparlarsa yapsınlar Türkiye’nin demokraside ve ekonomide hedeflerine ulaşmasına engel olamayacaklar. Biz bir kaybedersek onların kaybı 5 olacaktır, 10 olacaktır. Böylesine çarpık bir hesabın uzun müddet sürdürülebilmesi mümkün değildir. Özellikle turizmde Türkiye’nin sağlık dahil her alanda verebileceği hizmetlerle yarışabilecek bir başka millet tanımıyoruz. Elbette bu konuda daha ilkeli davranan ülkeler de var, mesela İngiltere. Türkiye’yi karantinadan muaf tutarak attığı olumlu adımla her iki ülkenin de kazanacağı bir iklim tesis etti. Bu bakımdan Sayın Boris Johnson’a özellikle milletim adına teşekkür ediyorum. Avrupa başta olmak üzere diğer ülkelerin de en kısa sürede aynı yaklaşımı benimseyeceklerini ümit ediyorum. Almanya’da şu an da bu konuyla ilgili Dışişleri Bakanım ve Kültür Turizm Bakanımın da ziyareti sonrası onlar da bu konuyla ilgili olumlu adım atacaklarını açıkladılar, ifade ettiler.
Değerli Arkadaşlar,
Salgın döneminde bir yandan milletimize en iyi sağlık hizmetlerini verirken, diğer yandan üretimi ve istihdamı arttıracak çalışmaları kesinlikle ve kesintisiz sürdürdük, bunun meyvelerini de almaya başladık. Firmalarımızın önemli bir kısmı salgın döneminde de üretimlerine de devam ettiler. Normalleşme takviminin genişlediği Haziran ayında her alanda oldukça güçlü bir canlanma yaşanıyor. Haziran’da sanayideki elektrik tüketimi Mayıs’a göre yüzde 36 daha fazla gerçekleşti. İmalat sanayinde kapasite kullanım oranları 65,8’e kadar çıktı. Ekonomik güven endeksi 73,5 ve reel resim güven endeksi 89,8 seviyesine geldi. Satın alma yöneticileri endeksi Haziran’da son 28 ayın zirvesi olan 53,9’a yükselerek ekonomik faaliyetlerdeki genişlemeyi teyit etti. Bu veriyle G-20 ülkelerinin tamamını geride bıraktık.
Bir diğer önemli göstergede, müteşebbislik iştahını gösteren sanayi sicil verileridir. Bu yılın ilk yarısında sanayi siciline 7 bine yakın yeni işletme kaydoldu. Sadece Haziran ayında 1421 yeni sanayi işletmesi kuruldu. Bu sayı geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 91 daha fazladır.
Yılın ilk 6 ayında Kocaeli, Manisa Muradiye, Kütahya Seramik, Antalya Korkuteli Mermer İhtisas, Tekirdağ Marmara Ereğlisi, Hakkari Yüksekova Organize Sanayi Bölgeleri kuruldu. Durmuyoruz, gördüğünüz gibi çalışmaya hızla, kararlılıkla devam ediyoruz. Böylece hem ülkemizde organize sanayi bölgesi sayısı 820’ye ulaştı hem de bu imkâna sahip olmayan ilimiz kalmadı. Organize Sanayi Bölgelerimizde yılın ilk yarısında 583 yeni fabrika üretime geçti. Bu fabrikalar için sanayicilerimiz 10 milyar liraya yakın yatırım harcaması yaptı. En çok teşvik belgesi de Haziran ayında düzenlendi. Yılın ilk 6 ayında geçen seneye göre yüzde 14’lük bir artışla 84 milyar liralık sabit yatırım için teşvik belgesi düzenledik. Bu yatırımlar tamamlandığında 129 binin üzerinde vatandaşımıza yeni iş alanı ortaya çıkacak. İhracatımız Haziran’da bir önceki aya göre yüzde 35, bir önceki yılın aynı ayına göre de yüzde 15,8 artmıştır. Üstelik bu başarıları dünyanın büyük bölümünde salgının tüm hızıyla sürdüğü bir dönemde elde ettik. Dünya bu salgının üstesinden geldikçe, ihracatçılarımızın önünde yeni pazarların açılacağını şimdiden görebiliyoruz. Enflasyonu 2018 Ekim’indeki yüzde 25 seviyesinden geçen yılsonu itibariyle yüzde 11,8 düzeyine kadar geriletmiştik. Şu anda da yıllık yüzde 12,6 seviyesinde olan enflasyonu en kısa sürede tek haneli rakamlara düşürmekte kararlıyız ve bunu da başaracağız.
İstanbul Borsası endeksi 116 bin ile oldukça iyi bir performans göstermektedir. Faizlerdeki düşüş otomobilden konuta tüm piyasalarda belirgin bir canlandırmayı da beraberinde getirdi. Bakın şu an da özellikle konut satışlarında ciddi bir patlama var, otomotiv sektöründe ciddi bir patlama var. Sulamadan enerjiye, ulaşımdan sağlığa geniş bir alanda ardı ardına yaptığımız açılış törenleri de ülkemizin kalkınma mücadelesindeki azmin ifadeleridir. Önümüzde hizmete hazır hale gelmiş eserlerin tüm yaz ve sonbahar boyunca sürecek bir açılış takvimi var, durmak yok, yola devam. Bu parolayla ülkemize ve milletimize yaptığımız hizmetleri kesintisiz sürdürmekte kararlıyız.
Değerli Arkadaşlar,
Tabii biz bugün burada malum kovid-19 sebebiyle sembolik bir tören yapıyoruz. Ben inanıyorum ki bu kovid-19 belası olmasaydı şu an da bu salon tıklım tıklım dolacaktı. Az önce Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi’nin açılışını yaptık yine sembolikti tabii. Ama eğer böyle bir şey olmasaydı orada da binler bir araya gelecekti, çünkü böyle bir hastane Anadolu Yakamız için hakikaten bambaşka bir gösterge sebebiydi. Ve işte kısa bir süre önce malum Sancaktepe’de 1008 odalı yine bir hastane açılışını yaptık ve burada da yine sembolik bir tören yaptık, bunlar ardı ardına devam ediyor. İşte dün Konya Sulama Tesisleri’nin birinci etabının hamdolsun şöyle bir temel atma ve bir diğer taraftan açılışını yaptık, ama yine maalesef sembolik yaptık, ama sular şırıl şırıl akıyordu. Ve su medeniyettir anlayışımızı Konya’nın o kurak ovalarında hamdolsun sulamayla hayata geçirdik.
Kur’an-ı Kerim’de insan için ancak çalıştığının karşılığı vardır buyruluyor. 83 milyon her birimiz kendi işimize sımsıkı sarılacak ve çok çalışacağız ki, ülke olarak hedeflerimize ulaşabilelim. Milletimin her bir ferdinde taşı sıksa suyunu çıkaracak güç, azim ve kararlılık olduğunu biliyorum. İstiklalimize, istikbalimize, kazanımlarımıza sahip çıkmak için, bu gücümüzü tam kapasite kullanmamızın gerektiği bir döneme giriyoruz. Geçmişte bu milleti ya birbirine düşürerek, ya siyasi ve ekonomik krizlerle oyalayarak, ya teröre boğarak önüne gelen fırsatlara yönelmesini engellemişlerdi, inşallah bu defa başaramayacaklar. Tarihi tekerrür ettirmek amacıyla içeride ve dışarıda ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar bu defa Türkiye’nin şahlanışını durduramayacaklar.
Türkiye’nin son 18 yıldaki istikrarlı yükselişi Cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanların 5 katı, 10 katı hizmetlerin gerçekleştirilebilmesini temin etti. Bu güzel tabloyu bozmak için pek çok teşebbüste bulundular. Sokakları karıştırmaktan terör örgütlerini harekete geçirmeye, darbe teşebbüsünden ekonomimize tuzak kurmaya kadar her yolu denediler. Hamdolsun milletimiz özellikle son 7 yıldır bu amaca matuf yapılan tüm hamleleri boşa çıkardı. Biz de Allah’ın yardımı ve milletimizden aldığımız güçle Türkiye düşmanlarını birer birer tepeleyerek işte bugünlere kadar geldik.
Ülkemiz yakın tarihinde görülmedik ölçüde güçlü bir bölgesel aktör haline geldi. Küresel güç değerlendirmelerinde ülkemizin konumu her geçen yıl yükseliyor. Şimdi büyük ve güçlü Türkiye hedefine her zaman olduğundan daha yakınız. Ülkemizi 2023’e sağ salim ulaştırdığımızda artık Türkiye’yi durdurulamaz bir güç haline getirmiş olacağız. İnşallah evlatlarımıza 2053 ve 2071 vizyonlarını rahatça hayata geçirebilecekleri bir ülkeyi miras olarak bırakacağız. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkalım. Yeter ki ezanımızda, bayrağımızda, vatanımızda, devletimizde sembolleşen değerlerimizden taviz vermeyelim. Yeter ki kim var diye seslenildiğinde sağına ve soluna bakmadan ben varım diyebilecek bir gençlik yetiştirebilelim. Emin olun gerisi çok kolay.
Bu duygularla bir kez daha açılışını yaptığımız Hazine ve Maliye Bakanlığı Ataşehir Hizmet Binasının hayırlı olmasını diliyorum. Sizlere sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Bu eserin inşasında emeği geçen mimarından mühendisine, işçisine kadar tüm kardeşlerimi tebrik ediyorum, kutluyorum.
Kalın sağlıcakla.