Sevgili İstanbullular,
Kıymetli Misafirler,
Hanımefendiler,
Beyefendiler,
Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Yeni Kartal Doktor Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi’nin şehrimize, ülkemize, milletimize hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum.
Sözlerimin hemen başında hastanemize adını veren merhum Adnan Menderes’in yol arkadaşı, dava ve hizmet adamı Doktor Lütfi Kırdar’ı rahmetle yâd ediyorum. 12 yıl boyunca vali ve belediye başkanı olarak İstanbul’a hizmet eden Doktor Lütfi Kırdar, son Menderes Hükümeti’nde Sağlık Bakanlığı yapmıştır. İstiklal Madalyası sahibi olan, ömrü ülkesine ve milletine hizmetle geçen Doktor Lütfi Kırdar’ın vefatı ise son derece trajiktir. Yassı Ada mahkemelerinin acımasızlığından payını alanlardan biri de merhum Lütfi Kırdar’dır. Lütfi Kırdar Yassı Ada’da birçok uyduruk davadan yargılanmıştır. Bunlardan birisi CHP’nin kışkırtmasıyla düzenlenen 28-29 Nisan öğrenci olaylarıdır. Öğrencilerin öldürüldüğü, hatta kıyma makinesine atıldığı gibi pek çok yalanın havada uçuştuğu yargılamalar sırasında mahkeme başkanı Lütfi Kırdar’ı huzuruna çağırır. Mahkeme Başkanı malum Salim Başol, Merhum Kırdar’a görevi veya dava ile hiçbir alakası olmayan şu soruyu sorar: İstanbul’a büyük hizmetler yapmış bir kimsesiniz, neden CHP’den istifa ederek Demokrat Parti’ye geçtiniz? Merhum Lütfi Kırdar Demokrat Parti diyerek söze başladığı esnada birden fenalaşır ve sandalyeye oturmak için izin ister, ancak Mahkeme Başkanı buna müsaade etmez. İğrenç iftiralar ve hakaretlere maruz kalan Lütfi Kırdar’ın kalbi bu kadar haksızlığa daha fazla dayanamaz. 17 Şubat tarihinde iki askerin kollarında mahkeme salonundan çıkarılırken oğlu ve yol arkadaşlarının gözleri önünde vefat eder.
Vefatından üç gün evvel ailesine yazdığı mektup Lütfi Kırdar’ın asaletini, metanetini, millet ve memleket sevdasını göstermesi bakımından çok önemlidir: “Muhterem eşim, aziz oğlum, inşallah hep iyisiniz, ben de iyiyim. Şimdi bu mektubu yazdıktan sonra hazırlanarak vazifeye gideceğim. Vazife diyorum, çünkü yazdığınız gibi kabul etmek lazım. Bu da hizmetlerimizin bir hesap vermesi, hayırlısı Allah’tandır. Hakikaten vicdanen çok huzurluyum, çok rahatım, çünkü hayatımda daima yalnız dürüst değil, aynı zamanda feragatle çalıştım. Bu sıkıntılarımı kademe atfediyorum, ne olacaksa olsun, siz üzülmeyin Doktor Lütfi Kırdar.”
Ne yazık ki ailesini tekrar görmek, eşiyle, çocuklarıyla hasret gidermek Lütfi Kırdar’a bir daha nasip olmaz. Cenaze merasimi İstanbul halkının darbeye karşı sessiz bir tepkisine dönüşmüştür. On binlerce İstanbullu son görevlerini ifa etmek için 27 Mayıs mağduru eski valilerinin cenazesine koşmuştur. Milletimiz nasıl ki Yassı Ada Şehitleri’ni kalbine gömerken darbecileri ve hukuk dışı kararlara imza atan hâkimleri asla affetmemişse, işte bu insanları da o derece gönlüne, bağrına basmıştır.
Kıymetli Dostlarım,
Bugün resmi açılışını yapacağımız Kartal Doktor Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi, İstanbul’un en büyük hastanelerinden biridir. 1987 yılında 150 yataklı bir devlet hastanesi olarak hizmete açılan hastanemiz zamanla yetersiz hale gelmişti. Ayrıca eski hastanenin depreme dayanıksız olduğu belirlenmişti. Biz de İstanbul sismik riskin azaltılması projesi kapsamında eski hastanemizi yıktık, yerine de ileri teknolojiye sahip, yatak kapasitesi daha yüksek, altyapı bakımından güçlü bir sağlık tesisi inşa etmeye karar verdik. Yeni hastanemizin İstanbul’a yakışır bir eser olmasının yanı sıra çevreye duyarlı ve depreme dayanıklı olmasını özellikle istedik. 618 milyon liralık bir yatırımla 302 bin metrekare kapalı alana sahip, 5 bloktan oluşan otoparkı, konferans salonu, yeşil alanı ve diğer özellikleriyle bu muhteşem eseri ilçemize ve İstanbul’umuza kazandırdık. Hastanemiz 145’i yoğun bakım olmak üzere, toplam 1105 yatak kapasitesine sahip. Hastane bina zemininde bulunan az önce arkadaşlarımız da söyledi 855 adet izolatörle İstanbul’un depreme en hazırlıklı, en dayanıklı tesislerinden birisi olmuştur. Donanımıyla, altyapısıyla, kendi alanının öncülerinden olan hastanemizde yıllık 3,5 milyon hastanın ayakta, 150 bin hastanın yatarak tedavi görmesini planlıyoruz. Burada kanser cerrahisi başta olmak üzere, senede 100 bin ameliyat yapılmasını öngörüyoruz. Hastanemizi inşa edeceğimiz 150 yataklı onkoloji hastanesiyle daha da büyüteceğiz. Böylece yatak kapasitesini 1250’ye, poliklinik sayısını ise 250’ye çıkarmış olacağız.
Kıymetli Misafirler,
Dünya genelinde yaklaşık 550 bin insanın hayatına mal olan kovid-19 bize sağlığın ve sağlık altyapısının önemini bir kez daha göstermiştir. Salgına en gelişmiş ülkeler dahil, çoğu devlet hazırlıksız yakalanmıştır. Fakat biz dikkat ederseniz hep bir şey söyledik, halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. Ecdadımız Kanuni’nin bize vermiş olduğu bu ilhamla biz devleti adeta yok farz edip ne geliyorsa elimizden onu yaptık, yapmaya devam edeceğiz, çünkü sağlık bu denli önemli. Türkiye işte bu salgın dönemine 40 bin yoğun bakım yatağı, 246 bin yatak kapasitesi, 1213 bilgisayarlı tomografi cihazı, 4 bin tedavi kurumu, hepsinden önemlisi 1 milyon 100 bin sağlık ordusuyla girmiştir. Çok kısa sürede inşa ettiğimiz veya hizmete girme vaktini öne aldığımız hastanelerle sağlık altyapımızı daha da güçlendirdik. Aldığımız tedbirler ve geliştirdiğimiz yöntemler sayesinde salgını en düşük can kaybı oranıyla atlatan ülkeler arasında yer aldık. Koronovirüsle mücadelemize Kartal Doktor Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi’nin de çok büyük katkıları oldu. Salgın tehdidi altındaki hiçbir vatandaşımızı hastane kapasından geri çevirmedik, hiçbir hastanın tedavisini ihmal etmedik. İnsanların ilgisizlikten öldüğü, sağlık çalışanlarının maske dahi bulamadığı görüntülerin hiçbiri ülkemizde yaşanmadı. Sağlık hizmetlerinden özellikle maske, tulum, ilaç, dezenfektan, gıda gibi temel ihtiyaç ürünlerine kadar hiçbir konuda yokluk çekmedik. Sosyal güvenlik sistemimizin kapsayıcılığı ve kuşatıcılığı sayesinde vatandaşlarımızı kimi yerlerde olduğu gibi yüz binlerce dolarlık faturalarla karşı karşıya bırakmadık. Testten teşhis, tedavi ve ilaca hastalıkla mücadele için gereken her şeyi insanımıza ücretsiz sunduk. Maddi imkanı ne olursa olsun bu zorlu süreçte 83 milyonun her bir ferdine birinci sınıf sağlık hizmeti sağladık. Bunun yanında din, dil, ırk ve bölge ayrımı gözetmeden dünyanın 138 ülkesine tıbbı teçhizat ve malzeme gönderdik. Yine bu süreçte Türk mühendisleri tarafından geliştirilip Türk firmalarınca üretilen solunum cihazlarını da yapmış olduk. Şimdi bu cihazların ihracatını gerçekleştiriyoruz. Bugün kendi hastanelerimizin yanı sıra Brezilya’dan Somali’ye kadar birçok kıtada Türk malı solunum cihazları kullanılmaya başlandı. Ülkemiz menşeili sağlık ürünlerine yönelik ilgili katlanarak artıyor. Koronavirüsle örnek mücadelemiz sağlık turizminde Türkiye’nin önünde yeni bir fırsat penceresi açmıştır. Türkiye’yi 3 kıtanın sağlık merkezi yapma hedefimiz de kararlıyız. Kartal Doktor Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi’nin bizi bu idealimize bir adım daha yaklaştıracağına inanıyorum.
Kıymetli Dostlar,
Salgınla beraber insanı münasebetlerden iş ilişkilerine, ekonomiden ulaşıma kadar her alanda hayatımızı derinden etkileyen yeni bir durum ortaya çıktı. Dünya bir sağlık krizinin ötesinde, sosyal, ekonomik ve beşeri boyutları olan bir meseleyle karşı karşıyadır. Böyle devasa bir sorunla mücadele etmek elbette kolay değildir. Her ne kadar aşı konusunda yürütülen çalışmalarda ilerleme sağlansa da, bir süre daha hastalıkla yaşayacağımız anlaşılıyor. Bu gerçekle yüzleşmek ve adımlarımızı buna göre atmak zorundayız. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi salgınla mücadelenin en başarılı, en etkili yöntemi virüsü kapmamaktır. Günlük hayatımızı idame ettirirken virüsün bulaşma riskini minimuma indirmemiz gerekiyor. Şüphesiz bunun yolu da alışkanlıklarımızı değiştirmekten geçiyor. Biliyorsunuz bizim bir sloganımız var, o da tamam, diyerek sloganlaştırdığımız temizlik, maske ve mesafe kurallarına riayet ederek virüs bulaşma ihtimaline en aza indirmek mecburiyetindeyiz. Milletimizin bu konuda giderek daha çok bilinçlendiğini görüyoruz. Özellikle kapalı mekanlarda, iş yerlerinde, ibadethanelerde, toplu ulaşım da maske kullanımını günden güne yaygınlaşıyor. Ama şunu söyleyeyim: İster kapalı, ister açık bütün vatandaşlarıma diyorum ki, gelin şu sigarayı da bırakın. Ve bilin ki, bu sigara da koronanın bu noktada en önemli etkenlerinden bir tanesidir.
Asker uğurlama törenleri ve taziyeler başta olmak üzere kimi toplu etkinliklerde istenmeyen görüntülere şahit olabiliyoruz, böyle bir yaklaşım olmaz. Asker uğurlama derken arkadaşınızı zehirliyorsunuz, böyle bir yaklaşım olmaz. Ve bu konularda valime de söyledim, İstanbul’da kesinlikle bunlara müsaade etmeyeceksiniz. Böyle bir uğurlama olduğu anda toparlayın götürün. Çünkü biz bu insanları öyle kenarda, köşede yürürken, gezerken bulmadık, bunlar bize Rabbimizin emanetidir. Genç, virüse karşı bağışıklık anlamına gelmez. Üzüntülü olmak ihmalkâr davranmayı gerektirmez. Bizim inancımızda tedbirsiz tevekkül olmaz. Rehavetin sonu ya hastalık ya da pişmanlıktır. Kontrollü bir şekilde hayatımızı normalleştirirken tedbirleri elden bırakmayacağız. Vatandaşlarımızı salgına karşı dikkatli olmaya, kurallara riayet etmeye davet ediyorum.
Bu duygularla açılışını yaptığımız Kartal Doktor Lütfi Kırdar Şehir Hastanemizin bir şifa kaynağı olmasını Allah’tan diliyorum. Bu eserin inşasında emeği geçenleri tebrik ediyor, burada görev yapan sağlık personelimize başarılar diliyorum. Merhum Doktor Lütfi Kırdar gibi hayatlarını bu millete ve şehrimize hizmete adamış tüm siyasetçilerimizi, büyüklerimizi bir kez daha rahmetle yâd ediyorum. Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Kalın sağlıcakla.