Ak Parti Sivas İl Teşkilatı’nda Yaptıkları Konuşma

04.09.2019

Çok Değerli Yol ve Dava Arkadaşlarım,

Gönüllü Kuruluşlarımızın Kıymetli Temsilcileri,

İstikbalimizin Teminatı Sevgili Gençler,

Hanımefendiler,

Beyefendiler,

Sizleri bir kez daha böyle bir yemekli muhabbet sofrasında en kalbi duygularla selamlıyorum. Buradan Sivas’ın tüm ilçelerine, köylerine, oralarda yaşayan vatandaşlarıma selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum.

Sivas’ta gerçekten bugün dolu dolu bir gün geçiyoruz. Önce Sivas’ın Kongresinin 100. yıl dönümü vesilesiyle düzenlenen programa iştirak ettik. Kongre Binası’nın önünde binlerce vatandaşımızın katılımıyla adeta bir miting havasında muhteşem bir program gerçekleştirdik. Milli mücadele kahramanlarımızı rahmetle andık. Vatanımızın bağımsızlığı için can veren şehitlerimizi Fatiha’larla yad ettik.

Şimdi de siz teşkilat mensuplarımızla biraradayız. İnşallah buradan Orta Anadolu Ekonomi Forumu’na geçecek, forumun kapanış oturumunda iş dünyamızın temsilcileriyle biraraya geleceğiz. Böylece Sivas Kongresi’nin 100. Yıl Dönümüne yaraşır bir şekilde Sivas programımızı hitama erdireceğiz.

Öncelikle bugün şahsımı bir kez daha bağrıma basan Yiğidolara, caddelere, sokaklara, balkonlara taşan muhabbetleri için kalpten teşekkür etmek istiyorum.

Gerek salonun içindeki şu heyecan, gerekse gün boyu Sivas’ta şahit olduğumuz coşku bizlere çok büyük bir umut veriyor. Sizin bu dayanışmanız bize güç ve cesaret veriyor. Sizin bu sevdanız mücadele azmimizi daha da biliyor. Rabbim yol arkadaşlığımızı, muhabbetimizi daim eylesin diyorum.

Bu güzel toplantıyı tertip ettikleri için Sivas İl Başkanlığımıza ve programda emeği olan tüm dava arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Kurulduğu günden itibaren Sivas İl Teşkilatımız çatısı altında görev almış, ülkemizin güçlenmesi, demokrasimizin perçinlenmesi, milletimizin barış, huzur ve esenliği için ter dökmüş tüm kardeşlerimi tebrik ediyorum. Teşkilatımızın bütün mensuplarına 18 yıldır gece-gündüz demeden AK Parti için, Türkiye’nin ve Türk milletinin istikbali için mücadele eden bütün dava arkadaşlarıma buradan teşekkürlerimi sunuyorum. Teşkilatımız içinde görev almış, bugün aramızda olmayan ahirete irtihal etmiş dava arkadaşlarımı şükranla anıyor, Mevla’dan rahmet diliyorum.

Bugün buraya sadece Sivas Kongresi’nin 100. sene-i devriyesini kutlamak için gelmedik. Aynı zamanda siz Yiğidolara olan şükran borcumuzu ödemek için geldik. Milli iradenin ve milli mücadelenin şehri Sivas, 31 Mart seçimlerinde bir kez daha demokrasiye, geleceğine sahip çıktı. 31 Mart seçimlerinde Sivas kardeşlik dedi, huzur dedi, hizmet dedi. Sivas, yüzde 49,5 oy oranıyla tercihini bir kez daha AK Parti’den, AK Parti’nin eser ve gönül siyasetinden yana kullandı.

31 Mart seçimlerindeki bu başarınızdan ötürü teşkilat mensuplarımızın her birini tebrik ediyorum. Özellikle teşkilatımızdaki hanım ve genç kardeşlerime yüreklerindeki AK Parti sevdasını Sivas’ın her köşesine ilmek ilmek nakşettikleri için en kalbi şükranlarımı sunuyorum.

Şimdi dönem azmiyle, kararlılığıyla, emeğiyle, hayır dualarıyla her zaman bizim yanımızda duran Sivaslı kardeşlerime hizmet dönemidir. Şimdi devir, Sivas’a yeni eserlerle vefa borcumuzu ödeme devridir. Bunun için önümüzde 4,5 yıllık bir icraat dönemi bulunuyor. İnşallah Hilmi Bilgin kardeşimizin gönül belediyeciliği ile Sivas’ı hedeflerine ulaştıracağına inanıyorum.

Teşkilat mensuplarımızdan kendi görev sahaları içerisinde gece-gündüz demeden çalışmalarını bekliyorum. Ve Kabinemiz her an yerelde belediye başkanımızın yanında yer aldı, yer alacaktır. Eksikleri süratle gidermenin inşallah yolunda olacağız.

Değerli Kardeşlerim,

Milletlerin tarihlerinde bazı kader anları vardır. 26 Ağustos’ta 948. yılını kutladığımız Malazgirt Zaferi, 566. yılını idrak ettiğimiz İstanbul’un Fethi, bu sene 105. Yılını geride bıraktığımız Çanakkale Zaferi milletimiz için işte böyle birer kader anlarıdır. Bugün 100. Yıl Dönümüne ulaştığımız Sivas Kongresi de aynı şekilde tarihimizin köşe taşlarından biridir.

Anadolu’nun işgal edildiği, umutların tükenmekte olduğu zor bir dönemde Sivas’tan yükselen istiklal meşalesi kısa sürede yurdumuzun dört yanını kuşatmıştır. Sivas, kongrenin başladığı 4 Eylül 1919 tarihinden itibaren tam 108 gün boyunca milli mücadelemize başkentlik yapmıştır. Cumhuriyetimizin temelleri de yine burada, Sivas’ta atılmıştır. Üzerinden bir asır geçmesine rağmen Sivas Kongresi’nde alınan kararlar milletimizin özgürlük timsali olarak etkisini bugün de hissettirmektedir. Bir asır önce millete cesaret aşılayan Sivas, bugün de bizim yolumuzu ve ufkumuzu aydınlatmayı sürdürüyor.

Türkiye’ye yönelik senaryoların yoğunlaştığı bugünlerde mücadelemizi yürütürken ilhamımızı Sivas’tan, Sivas Kongresi’ne damga vuran emsalsiz direniş ruhundan alıyoruz. Tıpkı Sivas Kongresi’nde olduğu gibi bugün biz de manda ve himaye kabul edilemez diyoruz. Birileri tabii bu mandaları, malum mandalarla karıştırıyorlar, burada da hassas olmamız lazım. Onlar çok daha muteber, ama bu manda farklı. Bölücü niyetler karşısında milli sınırlarımız içerisinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz, diye haykırıyoruz. Vesayet odaklarına karşı milli iradeyi hakim kılmak temel esastır şiarıyla hareket ediyoruz. FETO’dan PKK’ya, Suriye’den Irak’a, Doğu Akdeniz’e kadar sınırlarımız içinde ve dışında yürüttüğümüz beka mücadelesinin rehberi bu ilkelerdir. Türkiye de tıpkı bir asır evvel olduğu gibi inşallah bu mücadelesini de er ya da geç zaferle taçlandıracaktır.

Bugün kongrenin 100. Yılını kutladık. Ve Doğu Akdeniz’de malum iki sondaj gemimiz var, iki de sismik araştırma gemimiz var. Ama birileri diyor ki, Doğu Akdeniz’de Amerika var, İngiltere var, Fransa var, şu var bu var, ama Türkiye Doğu Akdeniz’de yok diyor. Herhalde anlıyorsunuz ne demek istediğimi. Kardeşlerim, bunlar ne yazık ki hala bayrağımızı tanıyamadılar, halbuki gemilerimizin üzerinde devasa ay- yıldız bayrağımız var. Ay-yıldızlı bayrağımızı tanımıyor, diyor ki, Türkiye orada yok. Yazıklar olsun sana, yazıklar olsun. Ama sana da bunu tanıtacağız, er ya da geç tanıtacağız.

Bugün konuşmamda da söyledim, bayrağımızı kongrelerde salonlarına asmayanlarla el ele, kol kola gezenlere inşallah bu ülkede nereye gittiklerini, hangi istikamete gittiklerini de herhalde anlatacağız, tanıtacağız. Bu kimin görevi? Teşkilatımızın görevi, bunu yapacağız. Çünkü biz şuna inandık: Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Öyle durup dururken vatan inşa edilmiyor. Şehit kanlarıyla yoğrularak, topraklar ne oluyor, vatan oluyor.

Bu süreçte değerli kardeşlerim; siyasi çıkarı için memleketin geleceğini ateşe atmaktan çekinmeyen kimi menfaatperestler çıkacaktır. Bu süreçte celladına âşık kimi zavallılar, milli iradeye kasteden hainleri aklamaya çalışan bazı gafiller de çıkacaktır. Ancak, biz içimizdeki bu bedbahtlara, bu modern müstemlekecilere rağmen duruşumuzu asla bozmayacağız.

Sivas’tan ve Sivas Kongresi’nden aldığımız cesaretle yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz. Ülkemizi böldürmeyeceğiz, bayrağımızı gönderden indirmeyeceğiz. Vatanımıza namahrem eli değdirmeyeceğiz. Şahadetleri dinimizin temeli olan ezanlarımızı susturmayacağız. Bedeli şehit kanlarıyla ödenen bağımsızlığımıza halel getirmeyeceğiz. Milletimizin kutlu yürüyüşüne ket vurulmasına müsaade etmeyeceğiz. İstikbalimizin garantisi olan ebedi kardeşliğimizin zedelenmesine, zayıflatılmasına asla izin vermeyeceğiz. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.

Kardeşlerim,

Arkasında Sivas olanın evvel Allah sırtı yere gelmez. Boşuna Yiğido demediler, öyleyse gereğini Sivas bugüne kadar yaptığı gibi bundan sonra da yapacak. Büyük ve güçlü Türkiye idealine sancaktarlık yapacak kadro sizlersiniz. Türkiye’nin ufkunu aydınlatacak, bu ülkeyi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak olanlar sizlersiniz. Milletimizin ayağına vurulmak istenen zincirleri parçalayacak olanlar sizlersiniz. Bekamıza yönelik saldırıların arttığı bu kritik günlerde Sivas Kongresi’nin temsil ettiği değerlere hepimizin sahip çıkması gerekiyor. Burada alınan karaların manasını her birimizin, bilhassa da gençlerimizin çok iyi idrak etmesi önem taşıyor.

Unutmayın, Türkiye tarihin hiçbir döneminde kendi başına bırakılmamıştır. Millet olarak hiçbir zaman dikensiz bir gül bahçesinde olmadık. Bağımsızlığı adeta her evden bir şehit vererek kazandık. Cumhuriyetimizi uzun ve çetin mücadeleler sonucunda kurduk. Demokrasiye, tek parti yönetiminin zulümlerine sabrederek ulaştık. Başbakanlarımızı, bakanlarımızı darağacına gönderme pahasına irademize sahip çıktık. 12 Eylül öncesinde ve 28 Şubat’ta yaşanan her türlü provokasyona rağmen hukuk ve demokrasi çizgisinden sapmadık. Darbelere, ülkemizin üzerine kabus gibi çöken vesayete rağmen siyasete olan inancımızı bir an olsun kaybetmedik, daima ümit var olduk. Çünkü biz şuna inanmıştık: Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz.

18 yıl önce AK Partiyi kurarken de yine pek çok saldırıya, sabotaja, itham ve iftira kampanyasına maruz kaldık, ama yılmadık, tehditler karşısında sinmedik, şantajlara boğun eğmedik. Son 18 yılda ülkemizi hangi alanda ileriye taşımışsak, hangi reformu hayata geçirmişsek bunu çok çetin mücadeleler neticesinde başardık.

İnşallah gelecek Ramazan’a kadar yüksek hızlı treni de Sivas’ımıza getireceğiz. Cahit Bey burada mı? Bak Cahit, gece-gündüz demeden, senden aldığım sözü buraya aktardım, ona göre, tamam, işi sıkı tutacağız. Artık top benden çıktı, herhalde verdiği sözü yerine getirmezse biz ipi farklı çekeriz, ona göre.

Ekonomimizi çalışmadan zenginleşmeye alışmış bir avuç elitin sabotajlarına rağmen 3 kattan fazla büyüttük. Diplomasimizi, bürokratik oligarşinin engelleme teşebbüslerine rağmen millileştirdik. Savunma sanayimizi bizi kendilerine bağımlı kılan silah tüccarlarına rağmen ilerlettik. Elhamdülillah, şu anda S-400’lerimizi de aldık ve ikinci etabı da S-400’lerin geliyor ve bir taraftan da elemanlar orada yetişmeye ikinci parti olarak devam ediyor. Bu tabii bizim savunma sistemimize bambaşka bir güç katıyor. Üretimimizi milletin sırtından geçinmeye alışmış tufeylilere rağmen artırdık.

Kardeşlerim,

Sen doğru olursan eğri doğru olursan eğri müstahakkını bulur inancıyla doğruluktan, samimiyetten taviz vermeden gecemizi-gündüzümüze kattık. Sadece seçkinlere, sadece İstanbul ve Ankara’nın lüks semtlerinde yaşayanlara değil, emekçilerimize, emeklilerimize, topraklarımızı alın teriyle bereketlendiren çiftçilerimize de hizmet ettik. Yeri geldi vesayet güçlerinin tacizlerine meydan okuduk, yeri geldi bölücü terör örgütünü açtığı çukurlara gömdük, yeri geldi FETÖ’yü kendi ihanetinde boğduk, yeri geldi yedi düvele meydan okuduk. Ama milletimizin yüzünü eğecek, milletimizin, ülkemizin adına leke getirecek, milletimize mahcup olacak bir yola asla girmedik. Son 18 yılda her ne yaptıysak Türkiye için yaptık, Türk milleti için yaptık, demokrasimiz için yaptık, milletimizin barış, huzur ve esenliği için yaptık.

Kardeşlerim,

18 yıllık tecrübemizde şu ilahi hakikate defalarca şahit olduk: Herkesin bir hesabı varsa muhakkak Allah’ın da bir hesabı var. Evet,  Allah’ın izniyle iman oldukça, sabır, azim, mücadele oldukça üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir engel yoktur. Biz kadro olarak birbirimize kenetlenirsek önümüze kimse set çekmez. Biz kardeşliğimizi sağlam tutarsak, fitne tohumları asla boy veremez. Zaman zaman şehirlerimizi şu anda dolaşan fitne tüccarları var. Ben inanıyorum ki, Sivas bu fitne tüccarlarına prim vermeyecektir. Biz milletimizin bir defa efendisi değil, hep hizmetkârı olduk. Milletimizle bağımızı güçlendirirsek, partimize yönelik operasyonlar hedefine ulaşamaz.

Bakınız, 18 yılda AK Parti kalesinde gedik açmaya yönelik pek çok teşebbüs oldu. Medyanın siyaset mühendislerinin veya kimi sermaye çevrelerinin gazıyla hareket eden bazı eski üyelerimiz, milletvekillerimiz, hatta bakanlarımız çıktı, ama hepsi de tıpkı bir saman alevi gibi kısa sürede unutulup gitti. Hatırlayın, Sivas’ın içinden de çıktı değil mi? Nerede şimdi? Sorsan belki kimse hatırlamaz, hatırlayanlar da hayırla yad etmez. Siyasi hırsları, siyasi ihtirasları uğruna AK Partiye zarar vermek isteyenlerin sonu hep hüsran olmuştur. AK Partiyi tökezletme planları daima hezimetle sonuçlanmıştır. Bunların hepsi birer projedir unutmayın. Milletimiz Anadolu insanına mahsus o derin irfanıyla gizli-açık her türlü tuzağı sandıkta bozmuştur. Bunun için biz başkalarına değil kendimize bakacak, kendi işimize yoğunlaşacağız. 18 senenin birikimi, 18 yaşında olmanın o eşsiz heyecanıyla çalışacağız, koşacağız, koşturacağız; unutmayın.

Kardeşlerim,

Tevazu, samimiyet ve gayretin olduğu bir siyaset modelini hangi konumda olursak olalım milletimize yaşatacağız. Gurur, bizim yanımıza gelemeyecek, gelemez, ayaklarımızın altında ezeceğiz. Biz gururun kimlerle beraber olduğunu iyi biliriz. Gurur Rabbimize aittir, kul o kapıya girerse bitti demektir. Bunu yapanlar var mı? Var. Nedir o? Ben ben ben diyenler var mı? Var. Bizde ben yok, biz var.

Ben karşımda Yunus’un yoldaşlarını görüyorum ve Yunus’un yoldaşlarına da şöyle sesleniyorum: “Ete kemiğe büründün, Yunus diye göründün.” Biz böyle yürüyeceğiz. Kibir, haset, dedikodu, iç kavganın bizim siyasetimizde yeri yoktur. Bizim siyasetimizde yarış sadece hayır için, millete, memlekete en iyi hizmetleri kazandırmak için yapılır. Hele hele bizim siyasetimizde milletle inatlaşmak, millete rağmen hareket etmek, iş görmek diye bir anlayış kesinlikle söz konusu değildir. Şimdiye kadar hep milletimizle beraber yürüdük, milletimizle hareket ettik, Hakk’ın ve halkın rızasından başka bir gaye gütmedik. İnşallah bundan sonra da aziz milletimizin gösterdiği istikamette yürüyeceğiz. Unutmayın, şu ayet bizler için çok büyük bir ikazdır: “Hesaba çekilmeden nefsinizi hesaba çekiniz.” Mesele bu, ilâhi emre uygun bir şekilde sürekli kendimizi sorgulayarak, sürekli kendimizi yenileyerek hizmet etmeye, ülkemize eserler kazandırmaya devam edeceğiz.

Kardeşlerim,

Karşımda Sivas Teşkilatını Ana Kademe, Kadın Kolları, Gençlik Kolları olarak görüyorum, STK’ları görüyorum ve diyorum ki; hiçbir zaman kibir, gurur bunu semtinize uğratmayın. Tevazu içerisinde bulunduğumuz yerlerde, görevlerde o görevin hakkını verelim. Ve ulaşılmadık, çalmadık kapı bırakmayalım, dolaşalım, ama çok dolaşalım. Ana Kadememiz aynı şekilde çalışsın, Kadın Kollarımız aynı şekilde, Gençlik Kollarımız aynı şekilde ve herkesi kucaklayacağız. Kimseye dirsek çevirmeyeceğiz. Bunu yaptığımız anda bilesiniz ki evvel Allah önümüzdeki 2023 seçimlerinde çok daha farklı bir şekilde sandıklardan çıkarız. Bu seçimlerde yaşadıklarımızı inşallah yaşamayız. Ben size güveniyorum, inanıyorum.

Ve sizleri sadece ve sadece Allah için seviyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun.