Sayın Metropolit,
Süryani Ortodoks Cemaatinin kıymetli mensupları,
Değerli misafirler,
Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Tabi bu vesileyle tüm dini liderleri bu temel atma törenini şereflendirmeleri sebebiyle selamlıyorum.
Bugün temelini atmak üzere bir arada olduğumuz Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesinin Süryani Cemaatine ve İstanbul’a kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum.
Coğrafyamızın kadim evlatları olan Süryani toplumunun diğer tüm meseleleri gibi ibadet ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin görevidir. Biz de bu anlayışla yaklaşık 10 yıl önce Sayın Mor Filiksinos Yusuf Çetin’in talebiyle şu an temel atma töreninde bulunduğumuz kiliseyle ilgili süreci başlatmıştık. Kilise için seçilen yerin tarihi özelliklerinin tespiti ve diğer işlemlerinin tamamlanmasıyla nihayet fiilen inşa aşamasına gelindi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlarımız Kadir Topbaş ve Mevlüt Uysal tüm süreç boyunca Vakfımıza her türlü desteği sağlamışlardır.
Vatikan temsilcilerinin de gereken adımları atmasıyla Süryani vatandaşlarımız burada kendilerine ait bir kiliseye kavuşma imkanı elde etti. Süryani Cemaatinin cömert katkılarıyla kısa sürede inşaatının tamamlanacağına inandığım bu kiliseyi İstanbul’umuz içinde yeni bir zenginlik olarak görüyorum.
Az önce de Yusuf Bey’le onu konuştuk, en geç ne kadar zamanda bitecek diye sordum. Kendileri de bana en geç 1,5-2 yıl içinde bitiririz dedi. Ben biraz daha ilave ettim dedim ki, en geç 2 yıl içerisinde burayı bitirmeniz lazım, 2 yılda bitiririz dediler. Ben de şimdiden hayırlı olsun diyorum. İnşallah açılışında da bir arada oluruz.
Değerli misafirler,
Bu coğrafyayı yaklaşık bin yıldır, İstanbul’u da 566 yıldır yöneten bir milletiz. Bu uzun tarih boyunca coğrafyamız hep dini, etnik, kültürel çeşitliliğin, çok renkliliğin, en önemlisi de insanlık vicdanının merkezi olmuştur. İspanya’dan Kafkasya’ya, Doğu Avrupa’dan Kuzey Afrika’ya kadar her yerden bu topraklara gelen tüm mazlumlar, tüm mağdurlar için kapılarımız da, kalbimiz de sonuna kadar açık olmuştur.
Son olarak Suriye ve Irak’tan gelen ve içlerinde Arap, Kürt, Türkmen ve bu Müslüman kardeşlerimizin yanında Süryanilerin, Ezidilerin ve diğer inanç gruplarına mensup insanların da bulunduğu 4 milyona yakın insanı şu anda biz ülkemizde misafir ediyoruz.
Terör örgütleri Irak ve Suriye’de bu insanlara her türlü zulmü yapar, canlarına ve mallarına zarar verirken biz hiçbir ayrım yapmadan herkese yüreğimizi açtık.
Tarihin her döneminde olduğu gibi bugün de kapımıza kalan insanların ne inançlarını, ne kökenlerini, ne renklerini, ne kültürlerini sorgulamak aklımızdan dahi geçmemiştir. Çünkü bizim için buraya gelen herkes önce insandır. Sadece ve sadece bu sıfatıyla da bizim gözümüzde her türlü hürmete, her türlü desteğe, her türlü hizmete layıktır.
Kendi vatandaşlarımıza verdiğimiz hizmetlerde de asla herhangi bir ayrımcılığa tevessül etmedik. Hiç şüphesiz coğrafyamızın en kadim halklarından olan Süryaniler bu hizmetlere ulaşım konusunda herkes kadar hak sahibidir.
Bölgemizde son 150 yıldır yaşanan acılar, pek çok sıkıntıya ve tahribata yol açmış olmasına rağmen birlikte yaşama irademizde en küçük bir sarsılmaya izin vermedik.
Türkiye’ye sevgisi, sadakati, katkısı olan herkes bizim nazarımızda ülkemizin birinci sınıf vatandaşlarıdır. Ne siyasette, ne ticarette, ne de diğer alanlarda hiç kimse için gizli veya açık bariyerler söz konusu değildir. Nitekim bugün ülkemiz siyaset, iş, sanat, spor hayatında her kesimden insanımızın kendi birikimi, gayreti, becerisi ölçüsünde yer aldığını görüyoruz.
Kendi bireysel hayatımızda da çocukluğumuzdan beri bu çok renkliliğe bizzat şahit olduk, yaşadık, istifade ettik destekledik. Demokrasimizi güçlendirerek ülkemizdeki herkesle birlikte farklı dinlere mensup cemaatlerin özgürlük alanlarını genişleten, haklarını garanti eden çalışmalar yürüttük.
Bugün geldiğimiz noktada demokrasinin geliştirilmesinin ve bu yönde atılan adımların ülkemize zarar vereceğini iddia edenlerin ne kadar yanıldıklarına hep birlikte şahit oluyoruz. Bize göre bugün Türkiye geçmişe göre çok daha güçlü bir toplumsal yapıya sahiptir. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak önümüzdeki dönemde de aynı yaklaşımla çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Değerli dostlar,
Yaşadığımız coğrafya, sahip olduğumuz doğal ve beşeri zenginlik sayesinde binlerce yıldır insanlığın en büyük medeniyet ve kültür inşa hareketlerine sahne olmuştur. Böylesine cazibe merkezi bir coğrafya ister istemez sürekli saldırılara ve bunların yol açtığı acılara da maruz kalmıştır.
Ülkemiz bugün de tarihi kaderi yaşıyor. Bölgemizde cereyan eden hadiselerin önemli bir bölümünün arka planında bu toprakların zenginliklerine sahip olma emeli vardır. Farklı söylemlerle ortaya çıkmış olsalar da tüm terör örgütlerinin ve onları birer maşa olarak kullanan güçlerin asıl hedefi ortak vatanımızdır.
Bu saldırıları boşa çıkarmanın yolu farklılıklarımızı en önemli zenginliğimiz görerek 82 milyon olarak tek yürek, tek bilek halinde hareket etmemizden geçiyor.
Unutmayınız bu ülke hepimizin ülkesidir, bu devlet hepimizin devletidir. Türkiye güçlendikçe ortaya çıkan imkanlardan bilaistisna tüm vatandaşlarımız yararlanmıştır, yararlanacaktır. Ülkemizde hak ve özgürlükler genişledikçe bundan da yine istisnasız tüm vatandaşlarımız faydalanacaktır.
Tek istisnamız terör örgütleridir, teröristlerdir. Ülkesine ve milletine karşı ihanet içine girenlerdir. Bunun dışında bizim zihnimizde ne de kalbimizde ayrımcılığa yer olmamıştır, olmayacaktır. Zira yaratılanı Yaratandan ötürü sevme anlayışı bizim medeniyetimizin gereğidir.
Büyük ve güçlü Türkiye hedefine ne kadar yaklaşırsak hepimiz de o derece kendimizi güvende ve huzurlu hissedeceğiz. Hepimiz de ortaya çıkan refahı paylaşacağız.
Üzerinde Allah’ın izniyle daha binlerce yıl boyunca beraberce yaşayacağımız bu toprakların zenginliği ve bereketi hepimize yeter. Önemli olan birliğimize, beraberliğimize, dayanışmamıza, ortak hedefler etrafında kenetlenme azmimize sahip çıkmamızdır. Bunu başardığımızda inşallah üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir meselemiz yoktur.
Doğrusu böyle anlamlı bir yaz gününde bu temel atma töreninde bu duygularla Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesinin, Süryani Cemaatine ve İstanbul’a kazandırılmasında emeği geçenleri özellikle tebrik ediyorum.
Tabi ki buraya katkısı olacak tüm cemaat mensuplarını veya cemaat dışından olan tüm dostlarımızı da özellikle kutluyorum.
Sizlere sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum, kalın sağlıcakla.