Hanımefendiler,
Beyefendiler,
Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle, hürmetle selamlıyorum. Bu güzel Ramazan akşamında sizlerle beraber böyle bir iftar sofrasında biraraya gelmekten büyük bir bahtiyarlık duyuyorum.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesine, milletin evine hoş geldiniz.
Bugünkü iftar soframızı paylaşarak bizleri onurlandırdınız. Her birinize şahsım, milletim adına teşekkür ediyor, Ramazan-ı Şerifinizi gönülden tebrik ediyorum.
Rabbim tuttuğunuz oruçları, yaptığınız ibadetleri dergâhı izzetinde kabul eylesin diyorum.
Sizlerin vasıtasıyla buradan vatanımızın dört bir köşesindeki tüm çiftçi kardeşlerime sevgilerimi, saygılarımı gönderiyorum.
Bu vesileyle Türkiye’nin gelişmesi, kalkınması, 2023 hedeflerine ulaşması için kışın soğuğuna, yazın kavurucu sıcağına aldırmadan çaba gösteren her bir kardeşime ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Tarladaki bir yıllık hasadını ateşe verme pahasına iradesine sahip çıkan 15 Temmuz destanının tüm kahramanlarını buradan bir kez daha saygıyla selamlıyorum.
15 Temmuz, tarihimizde ak koyun ile kara koyunun belli olduğu, safların netleştiği bir gündür. 15 Temmuz, bu ülkede gerçek demokratlar ile demokrasiden geçinenler arasındaki farkın ortaya çıktığı bir test günüdür. Hamdolsun milletimiz bu sınavdan da alnını akıyla çıkmıştır. Çiftçilerimiz demokrasinin varlık-yokluk mücadelesi verdiği o meşum gece cesaretleriyle, mücadeleleriyle gerçekten asil bir duruş sergilediler. Birileri tankları alkışlarken, darbecilerle anlaşıp tankların arasından kaçarken, bizim çiftçimiz nasırlı elleriyle o gece tanklara meydan okudu. Birileri üç kuruşluk menfaatleri için ATM’lere koşarken, bizim çiftçimiz darbeyi engellemek için meydanlara, kışlalara koştu. Birileri hainleri meşrulaştırma yarışına girerken, bizim çiftçimiz o gece tıpkı kurtuluş savaşında olduğu gibi istikbal ve istiklaline sahip çıktı. Darbe girişimini duyunca kendi deyimleriyle Ankara’ya saldıran gâvura karşı savaşmak, bunun için Torosların zirvesindeki köyünden kalkıp yola düşen çiftçilerimizin hakkını ödeyemeyiz. Rabbim o gece iradesini Pensilvanya’nın gözü dönmüş militanlarına çiğnetmeyen milletimizden, özellikle de çiftçilerimizden razı olsun.
Türkiye Cumhurbaşkanı sıfatıyla 82 milyonun emanetini sırtında taşıyan bir devlet adamı olarak böyle bir milletin evladı olduğum için daima gurur duydum, gurur duyuyorum. 40 sene önce çıktığımız millete ve memlekete hizmet yolculuğumuzda şahsıma sizler gibi yol arkadaşları, sizler gibi kara gün dostları verdiği için Rabbime hamdüsenalar ediyorum. Milletiyle yürüyen, halkıyla sırt sırta veren bir siyasetçiyi Allah’ın izniyle esir alabilecek hiçbir vesayet odağı yoktur.
İşte bu salonda olduğu gibi cumhur ile Başkanının aynı yöne baktığı, aynı hedefe kilitlendiği bir devletin evvel Allah üstesinden gelemeyeceği hiçbir zorluk, atlatamayacağı hiçbir sıkıntı yoktur. Sizler dik durduğunuz, sağlam durduğunuz sürece bir daha asla bu ülkenin ufku darbelerle karartılamayacaktır. Sizler birlik ve beraberliğinizi yücelttiğiniz müddetçe Türkiye büyümeye, güçlenmeye, bölgesinde ve dünyada itibarını artırmaya devam edecektir. İşte bunun için biz her fırsatta kardeşliğe dayanışmaya çağırıyoruz. Bunun için 82 milyonun her bir ferdini kucaklaştırmanın, Türkiye ortak paydasında buluşturmanın mücadelesini veriyoruz. Hırsları için Türkiye gemisinin altını oyanlara inat hangi siyasi görüşe mensup olursa olsun teröre ve şiddete tavır alan tüm vatandaşlarımızı asgari müştereklerde biraraya getirmeye çalışıyoruz. Ataların dediği gibi; aynı gökte uçarlar, ama karganın dünyası başkadır, şahinin dünyası başkadır. Bizim dünyamızda kardeşlik var, muhabbet var, insanımızın gönül sarayını mamur etmek var. İşte şimdi yanıma gelen bazı hanım çiftçi kardeşlerim diyor ki; 5 düve aldım, ama şimdi 10 oldu, 20 oldu. Bir diğeri geliyor, işte şu kadar kovanım vardı, şimdi şu kadar oldu ve şu kadar bal üretiyordum, ama şimdi şu kadar bal üretiyorum; işte mesele bu, mesele bu. Azmin elinden hiçbir şey kurtulamaz, buna inanacağız. İnandığımız zaman evvel Allah bu yolculuk bereketlenerek devam eder.
Bizim dünyamızda hiç kimseyi dış görünüşünden, düşüncesinden veya inancından dolayı ötekileştirmemek var.
Kardeşlerim,
Biz şuna inanacağız: Türkiye ittifakı diyorum, neden? Çünkü yaratılanı Yaradan’dan ötürü seviyoruz da onun için. Bizde Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abhaza, Arnavut, Boşnak, Roman ayrımı olabilir mi? Hayır, bizim dinimizde böyle bir şey yok, bizim inancımızda böyle bir şey yok. Çünkü biz ezelden ebede yaratılanı Yaradan’dan ötürü sevdik, onun için bizde ayrım asla olamaz. Ülkemizi bölmeye çalışıyorlar, ama biz bunu böldürtmeyeceğiz. Ben Kürt’ü de seviyorum, Türk’ü de seviyorum, Laz’ı da seviyorum, Çerkez’i de, Gürcü’yü de, Abhaza’yı da, Roman’ı da, Arnavut’u da, 32 değil dikkat edin 82 milyonu aynı şekilde seviyorum.
Karşımızdakilerin dünyası ise sadece gerilimden, kavgadan… İşte geçenlerde bir tane milletvekili çıkmış, ne diyor? Kazanı kaynatarak darbelere ortam hazırlamaktan bahsediyor. Meclis kürsüsünden yaptıkları kışkırtmalarda da ülkeyi kendi seviyelerine doğru çekmeye çalışıyorlar. Bu topraklardan darbe çıkmaz, bu topraklardan bereket çıkar bereket. Biz bu kifayetsizleri sığ dünyalarına onların hapsolmayacağız. Milli irade düşmanları istemese de demokrasimizin kalitesini, kalibresini yükseltmeyi sürdüreceğiz.
Kardeşlerim,
Anadolu’nun manevi mimarlarından Hazreti Mevlana, şu güzel ifadelerinde bakın ne buyuruyor: “Çalılar, otlar çabuk gelişir, ama gül bir yılda yetişir.” Bu çok önemli. Ben karşımdakileri güller olarak görüyorum. Sizler gülistanın güllerisiniz, sizin böyle bir ayrıcalığınız var. Biz de Hazreti Mevlana’ya ilaveyle diyoruz ki; bir ağacın kök salması, yetişmesi de yıllar sürer. Şimdi yan tarafımda oturan genç kardeşim İbrahim diyor ki; Mersin’in Mut’unda 1200, 1200’ün üzerinde yaşı olan zeytin ağacı var. Şimdi bugün de benim mektepte öğrendiğim ders bu oldu, şimdi onun için bir Mut’a gitmemiz lazım, o ağacı bir göreceğiz, 1250 yaşında zeytin ağacı.
Türkiye, ekonomiden eğitime, terörle mücadeleden güvenliğine, sağlıktan tarıma hemen her alanda bugün bulunduğu yere kolay gelmedi. Son 17 yılda elde ettiğimiz tüm başarıların gerisinde çok ciddi bir emek ve alın teri vardır. Millete hizmet vasıtası olarak gördüğümüz siyaset, bizim için hiçbir zaman dikensiz bir gül bahçesi olmadı. Neyi başarmışsak, hangi reformu hayata geçirmişsek, emin olun görünen ve görünmeyen pek çok engellere, engellemelere rağmen gerçekleştirdik. Ülkemizi hangi alanda ileriye taşımışsak, bunu çok çetin mücadeleler neticesinde başardık. Demokrasimizi darbe tehditlerine rağmen güçlendirdik. Ekonomimizi çalışmadan zenginleşmeye alışmış bir avuç elitin sabotajlarına rağmen üç kattan fazla büyüttük. Diplomasimizi bürokratik oligarşinin engelleme teşebbüslerine rağmen millileştirdik. Savunma sanayimizi bizi kendilerine bağımlı kılan silah tüccarlarına rağmen ilerlettik. Üretimimizi milletin sırtından geçinmeye alışmış tüfeylilere rağmen artırdık. Sen doğru olursan eğri müstahakkını bulur inancıyla doğruluktan, samimiyetten taviz vermeden gecemizi gündüzümüze kattık. Bu çabalar sonunda hamdolsun son 17 yılda ülkemizi Cumhuriyet tarihimizin en büyük kalkınma hamleleriyle tanıştırdık. Sadece seçkinlere, sadece İstanbul ve Ankara’nın lüks gettolarında yaşayanlara değil emekçilerimize, emeklilerimize, topraklarımızı alın teriyle bereketlendiren çiftçilerimize hizmet ettik. Milli gelirimiz arttıkça 82 milyonun refahı, huzuru da arttı. Üretimimiz katlandıkça milletimizin her bir ferdinin geliri de yükseldi. Türkiye güçlendikçe milletimizle beraber gözünü ve gönlünü bize çevirmiş kardeşlerimizin umudu, cesareti, özgüveni de güçlendi. Son 17 yılda ortaya çıkan katma değerden vatandaşlarımızın tamamı hak ettikleri payı aldı. Bugün birileri dışarıdan, birileri içeriden Türkiye’ye diz çöktürmek, kazanımlarını heba etmek için çalışırken milletimiz her zamanki ferasetiyle bu oyunu da bozacak iradeyi elhamdülillah ortaya koyuyor.
Milletimizin söz söylediği en büyük arena sandıklardır. Sandık, demokrasinin namusu, milletin onurudur. Biz bugüne kadarki mücadelelerimizin hepsini sandıktan çıkan iradeden aldığımız güçle kazandık. Mesele bu, çok basit, çaldılar. Hiç kimsenin sandığın mahremiyetine el uzatmasına, tıpkı tek parti döneminde olduğu gibi sandık sonucunu kendi keyfine göre dizayn etmesine izin vermedik. Bugün de vermeyeceğiz. Sandığa gölge düşmüşse, en doğru yol; yeniden milletin hakemliğine başvurmaktır. Hiç kimsenin milletin hakemliğinden kaçmaya, sabah-akşam mızıkçılık yapmaya, bu yol açıldığı için karşısındakileri ve yargıyı suçlamaya hakkı yoktur. Hukuka uygun karar aldıkları için Yüksek Seçim Kurulu üyelerine çete demek, demokrasiden nasibini almamaktır. Türk demokrasisinin tüm kurul, kural ve teamülleriyle işlemesinden kimse korkmamalıdır. İnşallah milletimiz, ülkemiz ve şehirlerimiz için en doğru kararı verecektir. Toprağın canlandığı, işlendiği, ürünlerin boy verdiği şu günlerde seçiminin de demokrasimizi bereketlendireceğine inanıyorum.
Kardeşlerim,
Güçlü ülke kendini tarım, hayvancılık ve gıda alanlarında ispatlamış ülkedir. Tarih boyunca hep olduğu gibi 21. yüzyılda tarım ve gıda alanı, su, enerji ve teknolojiyle beraber stratejik sektör konumunu sürdürüyor. Gelecekte tarımın stratejik önemi daha da artacaktır. Bu anlayışla yaptığımız barajlarla, sulama tesisleriyle, tohum ve gübre konusunda attığımız adımlarla, uyguladığımız destek politikalarıyla son 17 yılda tarım alanında ülkemize yeni bir vizyon kazandırdık. Üreticilerimize bugüne kadar yaklaşık 130 katrilyon liralık nakit hibe desteği verdik.
Bu sene destek miktarını –eski rakamla söylüyorum- 16 katrilyon liralık üzerine çıkartıyoruz. Gübre ve yemden alınan KDV’yi tamamen kaldırmanın yanında, mazotun yarısı sizden-yarısı bizden diyerek çiftçilerimizin üretim maliyetlerini ciddi oranda düşürdük. Hayvancılık destekleri kapsamında 2003 yılından bugüne kadar toplam 32 katrilyon lira, ormancılık alanında ise 16,3 katrilyon lira destek verdik. Üreticilerimizin uygun koşullarda finansmana ulaşmasını temin ettik. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından 2019 yılının ilk üç ayında 11,5 katrilyon lira tarımsal kredi kullandırıldı. Aynı şekilde IPARD Programı kaynakları ile 25 binden fazla projeye 9 milyar lira hibe sağladık. Bu hibelerle kırsalda 20 milyar lira yatırım yapıldı, 200 bin yeni istihdam oluştu. IPARD kapsamında bu yıl 2 milyar liralık yeni kırsal kalkınma başvurusuna çıktık. Şu anda proje alma süreci devam ediyor. Tüm çiftçilerimizi bu imkândan faydalanmaya davet ediyorum.
Orman köylülerimizin hem ferdi, hem de kooperatifler yoluyla kredilerden yararlanmalarına imkân tanıdık. 3-5 ağacın taşınması bahanesiyle sokakları yakan vandallara inat orman varlığını artıran nadir ülkelerden biriyiz. 2002 yılında yaklaşık 21 milyon hektar olan orman alanını, 2019 yılında yine yaklaşık 23 milyon hektara yükselttik, 2023 yılında ise bu rakamı 23 milyon hektara getirmeyi planlıyoruz. 2002 yılında hiç olmayan –aramızda balcılar da var tabii- bal ormanı sayısını 2019 yılında 514 adede çıkarttık, 2023 yılında 730’a taşımayı hedefliyoruz. Bugün Türkiye 17 yıl öncesine göre daha yeşil bir ülke haline geldiyse, bunda hayata geçirdiğimiz politikaların çok ciddi katkısı var.
Bitkisel üretimde başta buğday, mısır, çeltik ve ayçiçeği olmak üzere birçok üründe Cumhuriyet tarihinin üretim rekorlarını kırdık. 2002 yılında 97 milyon ton olan bitkisel üretimi 2019 yılında 122 milyon tona çıkardık. İnşallah 2023 yılında bu rakamı 140 milyon tona getirmeyi ümit ediyoruz. 2023 yılında buğday üretimini 22 milyon tona, baklagiller üretimini 1,5 milyon tona, pamuk üretimini ise 3 milyon tona ulaştıracağız, kararlıyız.
Şimdi geldim en önemlisine; büyükbaş hayvan sayısını 2019 yılında 17,5 milyon başa, 2023 yılında ise 19 milyon başa çıkarmayı hedefliyoruz. Aynı şekilde 2002 yılında 32 milyon baş olan küçükbaş hayvan sayısını 2019 yılında 53 milyon başa, 2023 yılında ise sürü büyütme projemiz ile 100 milyon başa yükseltmeyi planlıyoruz.
Süt üretimini ise 2023 yılında 24 milyon tona, kırmızı et üretimini ise 1,7 milyon tona taşıyacağız. Üretimdeki artışlar sayesinde ülkemizde kişi başı süt tüketimi 122 litreden 258 litreye yükseldi. Aynı şekilde kırmızı et tüketimi 6,1 kilodan 15 kiloya çıktı. Halen et fiyatlarının arzu ettiğimiz seviyelerde olmadığını biliyorum. İnsanımıza eti uygun fiyattan yedirmekte kararlıyız. Bununla ilgili siz üreticilerimizin taleplerini de dikkate alarak maliyetlerinizi düşürecek, üretimi teşvik edecek politikalara daha fazla ağırlık vereceğiz.
Kıymetli Misafirler,
Biliyorsunuz bu sene buğday ve arpa alım fiyatını erkenden açıkladık. Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından geçen yıl ton başına 1050 liradan alınan sert ekmeklik buğdayın fiyatı bu yıl yüzde 29 artışla ton başına 1350 lira olmuştur.
Kaliteli ürüne verilen yüzde 4’e varan prim ve ton başına 200 lirayı geçen desteklerle üreticimiz ton başına 1600 lira gelir elde edebilecektir, iyi mi? Her ne kadar muhalefet bilmeden konuşsa da bu rakamlar dünya fiyatlarının üzerindedir. Arpa alım fiyatı yüzde 33 artışla ton başına 1100 lira olarak belirlenmiştir. Çiftçi kayıt sistemine kayıtlı üreticilerimize buğday ve arpa için yaklaşık 200 lira prim, mazot, gübre desteği ödemesi yapılacaktır.
Burada bayrama kadar yapılacak desteklerin müjdesini sizlerle paylaşmak istiyorum. İnşallah bayrama kadar 2,4 katrilyon kütlü pamuk desteği, 662 trilyon yağlık ayçiçeği desteği ve 385 trilyon çiğ süt desteği ödemelerini yapıyoruz. Böylece toplamda ise 3 milyar 447 milyon lira destek ödemesi yapmış olacağız.
Bunun yanında Türk çiftçisini teknolojik bakımdan daha avantajlı konuma getirecek projeleri de tek tek hayata geçiriyoruz. Ülkemizin ilk ve hem milli, hem yerli elektrikli traktörünün prototipini tamamladık, nasıl? ("Alkışlar" sesleri) Daha neler olacak, neler inşallah. Yakın zamanda tanıtımını yapacak, akabinde seri üretime geçeceğiz.
Ayrıca, 2004 yılından bu yana gerçekleştirilmeyen tarım şûrasını da Eylül ayında topluyoruz. Tüm paydaşların katılacağı şûrada hem son 10 yılın kapsamlı bir değerlendirmesini yapacak, hem de gelecek döneme dair yol haritamızı çıkaracağız.
Değerli Kardeşlerim,
Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan mübarek Ramazan-ı Şerifinizi özellikle sözlerime son vererek tekrar tebrik ediyorum. Rabbim bizleri Ramazan’a kavuşturduğu gibi inşallah bayrama da kavuştursun duasıyla yeni hasat döneminin ülkemize ve milletimize hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum. Siz üreticilerimize Rabbimden bereketli bir yıl, hayırlı bol kazanç niyaz ediyorum.
Soframızı şereflendirdiğiniz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum.
Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Allah’a emanet olun, kalın sağlıcakla.