Odalarımızın, birliklerimizin, federasyonlarımızın, konfederasyonlarımızın kıymetli yöneticileri,
Değerli kardeşlerim;
Sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Aynı şekilde salona giremeyip dışarıda bulunan kardeşlerime de bu duygularımı iletmek suretiyle onlara da hoş geldiniz diyorum.
Bizleri bu güzel ortamda biraraya getiren Ticaret Bakanlığımıza ve esnaf kuruluşlarımıza şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Sevginiz, coşkunuz, muhabbetiniz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Sizlerin nezdinde ülkemizdeki tüm esnaf ve sanatkâr kardeşlerimi selamlıyorum.
Esnaf ve sanatkârlarımızı ülkemizin kilit taşı, birlik ve beraberliğimizin çimentosu olarak görüyorum. Bizim gözümüzde esnaf, hanelerimizin hariçteki üyesidir. Kapıdan dışarıya adımımızı attığımız andan itibaren onlarla her gün yüz yüze, ruberu ilişki içinde hayatımızı sürdürürüz.
Esnaf, alışveriş ettiğimiz bakkaldır, manavdır, pazarcıdır, kasaptır, kırtasiyecidir, züccaciyecidir, hırdavatçıdır, tuhafiyecidir, büfecidir, fırıncıdır, sarraftır. Esnaf, tıraş olduğumuz berberdir, hanımlar için kuafördür, yemek yediğimiz lokantacıdır, pastanecidir, bindiğimiz taksicidir, dolmuşçudur, otobüsçüdür. Esnaf, çay içtiğimiz kıraathanecidir, elbisemizi diktirdiğimiz terzidir, ayakkabımızı yaptırdığımız kunduracıdır, kırığımızı-döküğümüzü toparlayan tamircidir, velhasıl esnaf hayatımızın her anında birlikte olduğumuz kişidir.
Derdimizi de, sevincimizi de onlarla paylaşırız, gerektiğinde yardım isteriz, gerektiğinde yardımına koşarız. Hatta hatta gerektiğinde bakkalın önünde bir defteri vardır, o da bakkalın bize adeta kredisidir, maaşı aldığımız zaman gider öderiz, bu hayat da bu şekilde geçer. Evimizin, arabamızın anahtarını, çantamızı evrakımızı onlara emanet ederiz. Akranımızsa veya küçüğümüzse kardeşimiz, büyüğümüzse ağabeyimizdir. Bunun için de esnafın dirliği, huzuru, refahı, mutluluğu bizim için çok önemlidir. Aile içindeki sıkıntının bize etkisi neyse, esnaftaki sıkıntının etkisi de aynıdır.
Geçmişte gıda sektöründe esnaflık yapmış, bu sıfata, bu şerefe nail olmuş bir kardeşiniz olarak sizleri en iyi ben anlarım. Belediye başkanlığım dönemimde de, başkanlık ve cumhurbaşkanlığı dönemlerimde de her zaman fırsat buldukça esnaflarımızla biraraya gelmeye özel önem verdim. Sizlerle içtiğim bir bardak çayın, yapmış olduğum sohbetin özellikle keyfini inanın bana başka bir yerde bulamadım, bulamıyorum. Bu arada tabii ikramlarınızı da unutamıyorum. Türkiye’de esnaf ve sanatkarıyla bu kadar iç içe ve samimi muhabbeti olan bir başka devlet adamı var mıdır, onu da bilmiyorum. Bunun için de 17 yıldır esnaf ve sanatkarlarımıza en güzel hizmetleri getirmeye gayret ettik. Esnaflarımız için yaptıklarımızın en yakın şahidi sizlersiniz. Yine de şöyle bir hafıza tazelemesi bakımından bazı bilgileri sizlere hatırlatmak istiyorum.
Kardeşlerim;
Ülkemizde 3 binin üzerindeki odamıza bağlı 1 milyon 756 bin esnaf ve sanatkârımız bulunuyor. Aileleriyle birlikte düşündüğümüzde karşımıza 8-10 milyonluk bir toplum kesimi çıkıyor.
Esnaflarımızın en büyük sıkıntısı finansman konusunda yaşadıkları zorluklardır. Biz esnaf kredilerinin faiz oranını yüzde 47’den yüzde 4-5 ile yüzde sıfır seviyesine kadar indiren iktidarız. Esnaflarımızın kullandıkları kredilere sağladığımız faiz sübvansiyonunu yüzde 20’den yüzde 50 ile yüzde 100 arasına çıkartarak sizlerin faiz yükü altında ezilmenizin önüne geçtik. Kredi limitlerini artırarak elinize böyle göstermelik değil, gerçekten işe yarayacak bir para geçmesini sağladık, şu anda esnaf ve sanatkarlarımız 200 bin lira ile 500 bin lira arasında kredi kullanabilmektedir.
Bugüne kadar sadece Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kooperatifleri aracılığıyla 2 milyona yakın esnafımıza, dikkat edin, 100 milyar lira kredi verdik. Bakın laf üretmiyorum, biz yaptıklarımızı konuşuyoruz. Sadece bu yıl Halkbank aracılığıyla kullandıracağımız kooperatif kefaletli kredi tutarı ne biliyor musunuz? 22 milyar lira.
Kooperatif kefaletli kredilerde kanuni takip alacağının sıfıra yakın olması, hamdolsun esnaf ve sanatkarımızın ahlakına, borcuna sadakatine işaret ediyor. Kredi vadelerini 5 yıla, 7 yıla, hatta kimi durumlarda 10 yıla kadar uzatarak esna ve sanatkarımızın tüm kazancını bankaya vereceği değil, işine kullanabileceği bir imkan ortaya çıkardık.
Tüm bu işler için geçtiğimiz 17 yılda 7 milyar liralık Hazine desteğini esnaf ve sanatkarımızın emrine verdik. Geçtiğimiz yıl kredi kullanarak işini büyüten, ayakta tutan, geliştiren esnaf ve sanatkarımızın sayısı 494 bine yakındır.
Sadece bununla kalmadık, özellikle sıkıntılı dönemlerde esnaf ve sanatkarımızın borçlarını yeniden yapılandırarak önlerini görebilmelerini temin ettik. KOSGEB destek programları, esnaf ve sanatkarımıza sağladığımız bir diğer önemli imkandır. Geçtiğimiz yıl 26 bine yakın esnaf ve sanatkarımız 431 milyon lira KOSGEB desteği almıştır.
Sicil ve oda kayıtlarını Bakanlığımızdaki veri tabanında biraraya getirerek işlemlerin hızlı ve sağlıklı bir şekilde yürümesini sağladık. Ülkemizin dört bir yanında esnaf ve sanatkarımıza hizmet veren küçük sanayi sitelerinin inşasında TOKİ’yi etkin olarak kullanmaya başladık. Kayseri’de başlayan bu uygulamayı Bursa, Bolu, Uşak, İstanbul, Trabzon illerine de yaygınlaştırıyoruz.
Esnaf ve sanatkar şûraları sizlerin meselelerinin enine boyuna konuşulduğu, tartışıldığı, çözüm yollarının belirlendiği ve yol haritalarının çıkartıldığı önemli toplantılardır. Bugüne kadar 5 şûra yaptık, 6’ncı şûrayı da inşallah önümüzdeki yıl gerçekleştiriyoruz. Ahilik kültürünü yaşatacak çalışmaları yaygınlaştırıyoruz.
Perakende sektörünü esnaf ve sanatkârlarımızın talepleri doğrultusunda düzenleyen bir kanun çıkarttık, çalışma saatleri ve günlerinden belge düzenine kadar pek çok meseleyi bu şekilde çözmüş olduk. Esnaf ve sanatkâr sektör analizleriyle uzun vadeli, gerçekçi, uygulanabilir ve sürdürülebilir politikalar üretilebilmesine zemin hazırlıyoruz.
Vergi mevzuatında sürekli esnaf ve sanatkarlarımız lehine düzenlemeler yaptık. Vergiden istisna kazanç bedelini 11 bin liraya çıkartarak yükünüzü hafiflettik. Emeklilik sonrası işini yürütmeye devam eden esnaf ve sanatkârlarımız için sosyal güvenlik destek primini kaldırdık.
Şehir içi ulaşımda görev yapan taksi, dolmuş, minibüs ve otobüsler için geçtiğimiz yıl ÖTV istisnası getirdik. Ticari araçlardaki ÖTV ve KDV indirimini Mart ayı sonuna kadar uzattık. Bunu biz yapmadık ha, siz istediniz, biz yaptık.
Vergisini düzenli ödeyen esnafı da unutmadık, onlara da 5 puanlık indirim sağladık. Meslek kollarının yeniden belirlenmesinden sicil affına, taşınır rehninden Ahilik Sandığının kuruluşuna, enerji desteğinden yeni iş yerlerine prim desteğine kadar pek çok düzenlemeyi hayata geçirdik.
Tüm bu çalışmalarda tek bir amacımız vardır, o da, esnaf ve sanatkârımızı rahatlatmak, işini daha iyi şekilde yapabilmesini temin etmek, geleceğini daha iyi görebilmesine katkıda bulunmaktır, çünkü biz sizleri Allah için seviyoruz. Sizin iyiliğinizi kendi iyiliğimiz, sizin rahatınızı kendi rahatımız, sizin gelişmenizi kendi gelişmemiz olarak görüyoruz.
Türkiye’yi bugünlere sizlerle birlikte getirdik, verdiğimiz her mücadelede yanımızda oldunuz. Vesayetle mücadelemizde yanımızdaydınız, Gezi olaylarında, FETÖ’nün 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişiminde, PKK’nın çukur eylemlerinde, DEAŞ’ın saldırılarında, 15 Temmuz darbe girişiminde yanımızdaydınız. Yurt dışından ve yurt içinden ülkemize yönelik her hücuma sizlerle birlikte göğüs gerdik. Hamdolsun, Türkiye’yi 17 yılda 3,5 kat büyüttük, bölgenin ve dünyanın en itibarlı ülkelerinden biri haline getirdik.
Kardeşlerim;
Sıkıntılarımız yok mu? Elbette var. Özellikle geçtiğimiz Ağustos ayında, kur-faiz-enflasyon üçgeninde yürütülen ekonomik saldırı sebebiyle hep birlikte ciddi sıkıntılar yaşadık. Bu saldırılara karşı milletimizle, esnaf ve sanatkarlarımızla birlikte mücadele etmek yerine, fırsatçılık yapmaya kalkan birileri çıktı, işte biz meydanı bunlara da bırakmadık. Fırsatçılar her yerde karşımıza çıkabiliyor, siyasette de, ticarette de fırsatçılara karşı mücadele ediyoruz. Milletimiz özellikle sebze ve meyve fiyatları başta olmak üzere, günlük hayatını doğrudan etkileyen fırsatçılar karşısında haklı olarak çok öfkelidir, biz de öfkeliyiz, işte onun için bu tanzim satışlarının kurulması kararını aldık. Neden? Benim vatandaşıma yüksek fiyatlarla bu simsarcıların mal satmasını engelleyelim diye bu kararı aldık.
Dün Kastamonu ve Çorum’daydım, ondan önce Aydın’daydım ve oralarda da sordum, baktım ki, elhamdülillah, vatandaşım halden memnun, şu anda diyor fiyatlar buralarda yarı yarıya indi. Şimdi bundan sonraki süreçte, seçim sonrası inşallah belediyelerimizin organizasyonu ve TESK, TESKOMB, ilgili bakanlıklarımız oturacaksınız konuşacaksınız, belki de bu işleri belediyelerin organizesiyle sizlerle birlikte en ücra köşelere kadar yapma adımlarını da atabiliriz.
Bizim derdimiz nedir? Bizim derdimiz, halkımıza, vatandaşımıza ucuz ürünü satabilmektir. Dert sadece elma, armut, patates, soğan, domates, sivribiber değil, sadece onlar değil, bunun yanında temizlik ürünlerinden tutunuz diğer birçok kaleme kadar bütün bunlarda ucuz ürünü halkamıza satabilmektir, bunu sağlamamız lazım.
Sizler bu milletin evlatlarısınız, bu millet varsa esnaf olarak siz de varsınız. Millet olmazsa esnaf olarak olabilir miyiz? Esnaf kimdir? Milletin bir ferdidir, milletin bir bireyidir. O zaman biz ne diyoruz? Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik diyoruz. Karşımda ben ahileri görüyorum ve ahilerin de aynen hizmetkar olma ruhuyla yaşadıklarını biliyorum. Biraz sonra ben de duayı yapacağım, duada, izledik, o duanın sahipleri bu millete asla efendi olmazlar. Şimdi biz bu fırsatçılara ikazımızı yaptık, fırsatçıların girdikleri yanlış yoldan dönmeye, fiyatları makul kar seviyelerine uygun yerler çekmeleri çağrısında bulundum.
Devlet olarak doğal gaz ve elektrik fiyatlarında yüzde 10 indirim yaptık mı? Yaptık. Az önce Bendevi Bey elektrikte filan biraz indirimden bahsetti de. Bendevi Bey, zaten yüzde 10 indirim yaptık elektrikte, doğal gazda da yüzde 10 yaptık. Bak ‘şimdi biraz daha indirelim’ diyor. Bütün bu elektrik nereden geliyor? Yurt dışından bunlar ithal, bunlar bu ülkede üretilmiyor, yurt dışından akaryakıt. Akaryakıt fiyatlarını, vergi oranlarını değiştirmek suretiyle mümkün olduğunca sabit tutarak milletimizin üzerindeki yükü almanın gayreti içinde olduk. Tarımda ya bu kadar mazot desteği veriyoruz değil mi?
Bununla kalmadık, pek çok destek programını hayata geçirerek reel sektörün de rahatlamasını sağlamaya çalıştık. Buna karşılık birileri fırsatçılıkta ısrar ettiler. Baktık umursamıyorlar, ‘öyleyse biz de kendi tedbirlerimizi alırız’ dedik. Hemen bakanlıklarımızı, belediyelerimizi devreye soktuk, büyükşehirlerimizde kurduğumuz tanzim satış noktalarında milletimize şu anda uygun fiyatla sebze-meyve satışını başlattık. Şimdi aynı uygulamayı yine fahiş fiyat artışlarının olduğu temizlik ürünleri ve bakliyat gibi alanlara da genişletmeyi planlıyoruz.
Amacımız, asla ve asla esnaf ve sanatkârımıza rakip olmak, onların ekmeğini elinden almak değildir. Biz sadece fırsatçılara derslerini vermek için bu yolu açtık. İşlerin normale döndüğünü, milletimizin sırtına kene gibi yapışan fırsatların yola geldiğini gördüğümüzde artık bu tür yöntemlere ihtiyaç kalmayacak. Bizim işimiz zaten bu değil ki, biz şu anda bu işi yoluna sokalım diye bu adımları attık. Serbest piyasa ekonomisi kuralları çerçevesinde, ama ahlakı, izanı, vicdanı elden bırakmayan esnaflarımıza, sanatkarlarımıza sonuna kadar destek olmayı sürdüreceğiz.
Ahilik kültürü, ah ah hep lafını yapıyoruz, ne diyor? Sabah dükkânı açıyor, ‘ben siftahımı yaptım, git yandaki dükkân siftahını yapmadı, ondan al’ diyor; işte biz buna muhtacız, bu kültüre muhtacız. İşte ben o ahileri arıyorum. Ahilik kültürü, ahilik ilkeleri, ahi ahlakı diyoruz ya, işte bunun önemini son yaşadığımız hadiselerde bir kez daha gördük. Şayet esnaf ve sanatkârlarımız kendi içlerinde ahilik değerlerine uymayan çürük elmaları ayıklar, fırsatların önünü keserlerse, devletin bu tür müdahalelerine ihtiyaç olmaz.
Bir kez daha altını çiziyorum; biz esnafımızın, sanatkârımızın ekmeğiyle oynamıyoruz, tam tersine milletimizin ekmeğiyle oynayanlara derslerini veriyoruz, yaptığımız budur. Fırsatçılara karşı yürüttüğümüz mücadeleden en büyük faydayı esnaf ve sanatkârlarımız görecektir. Zincir marketler diyoruz ya, şimdi bana buradan kızacaklar biliyorum, ne yaptılar? Fiyatlarda çağrılarımıza rağmen hiç indirmediler. Ama şu uygulamayı başlattık, şimdi zincir marketler de fiyatları indirmeye başladılar. Buyurun, yapılan iş bu.
Şimdi yapacağımız çalışmalar neticesinde, büyük ihtimalle seçim sonrasına kalır, baktık ki sistem tam oturmadı, belediyelerimizin riyasetinde sizlerle iş birliği halinde bunları oturup konuşarak yeni bir yol haritası ve yeni yol haritasıyla da bu işi en ücra köşeye kadar inşallah dağıtım mekanizmalarını daha da güçlü kılarak bu adımları atacağız.
Milletimiz kimin samimiyetle yanında olduğunu, kimin de fırsat bulunca elini cebine attığını görüyor. Bunun için yürüttüğümüz mücadelede en büyük desteği de sizlerden bekliyoruz. Nasıl hep birlikte terör örgütlerinin başını ezdiysek, ülkemizi kuşatmaya çalışanlara, ekonomik terör estirenlere şimdi dersini vermeliyiz. İnşallah bu ekonomik tetikçilere de sağlamından bir Osmanlı tokadını hep birlikte vuracağız. 31 Mart’ta sadece belediye başkanlarını seçmekle kalmayacağınıza, aynı zamanda işte bu fırsatçılara, bu millet düşmanlarına da hak ettikleri dersi vereceğinize inanıyorum.
Kardeşlerim;
Türkiye’nin gücü 82 milyon vatandaşımızın her birinin teker teker güçlü olmasından geçiyor. Türkiye’nin büyümesi, sanayicisiyle, iş adamıyla, esnafıyla, çiftçisiyle, çalışanıyla, emeklisiyle, milletimizin tamamının büyümesiyle mümkün. Türkiye’nin kalkınması, 81 vilayetimizin her birinin ilerlemesiyle sağlanabilir. Sadece bir kesimin, sadece bir bölgenin, sadece bir vilayetin kazanması ne doğrudur, ne de sürdürülebilir. Biz 17 yıldır Türkiye’ye hangi hizmeti yaptıysak, hangi eseri kazandırdıysak, hangi projeyi hayata geçirdiysek bundan milletimizin her bir ferdinin kazanmasını sağladık.
Hiç kimse hayat seviyesinin 17 yıl öncekiyle aynı veya daha geri olduğunu söyleyemez. Bunu iddia eden, açık konuşuyorum kardeşlerim; yalancıdır, art niyetlidir, en basitinden idraksizdir. Hayat kalitesinin yükselmesi, elbette ihtiyaçları ve buna bağlı olarak kazanç seviyesinin artması beklentisini beraberinde getirir. Bir başka ifadeyle, bugün geçim sıkıntısı çekmek demek, eskiden olduğu gibi yiyecek ekmeğe, giyecek elbiseye, yakacak oduna, gidecek yola, yapacak işe sahip olmamak demek değildir. Hamdolsun tüm vatandaşlarımız bu imkanlara, bu hizmetlere sahiptir. Bakınız bugün 81 vilayetimizde doğalgaz var, toplam Türkiye’deki tüm ilçelerin yarısında doğalgaz var. Artık benim Anadolu’daki vatandaşım, köylüm evinde düğmeye basıyor ve evinin her yerini ısıtabiliyor, buralara geldik.
Bugünkü mesele kuru ekmek bulmak değil sofrayı donatmak meselesidir. Bugün mesele herhangi bir elbiseye değil en güzel elbiseye sahip olmak meselesidir. Bugün mesele çalışacak herhangi bir işi değil en rahat ve en yüksek gelirli işi bulmak meselesidir. Bu hayat standartlarını talep etmek vatandaşlarımızın hakkıdır. Bizim de bunu onlara sağlamak görevimizdir. Sefalet edebiyatı yapanlar, milletimizi değil ancak kendilerini kandırırlar. Biz milletimizi sefaletten kurtarma değil onları dünyanın en ileri ülkelerinin hayat standartlarına çıkartma sözü veriyoruz. İcraatlarımıza hayalleri dahi yetişemeyenler aradaki bu farkı göremezler. Türkiye’nin bugün geldiği noktayı doğru değerlendirmeden gelecekte nereye gitmemiz gerektiğini bilemeyiz.
Bakın ben geçenlerde bir konuşmamda dedim ki, ‘Biz Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Kandil’de F16’larımızla, Mehmetçiklerimizle teröre karşı bir mücadele veriyoruz. Buralarda uçaklarımızın yaktığı akaryakıtın, attıkları bombaların, Mehmet’imizin kullandığı silahtan çıkan mermilerin, tankta-topta kullanılan bütün o mühimmatın bedelini, fiyatını hiç düşünüyor musunuz?’ dedim. Kalkıp önümüze patates-domatesle gelenler bunları düşünmeden bize bahane uyduruyorlar.
Yahu bu millet, bu devlet tarihinde 18 Mart 1915’te Çanakkale’de bir tas çorbayı kardeşi Mehmet’le beraber paylaşan bir kültürün mensubudur. Bizim karşımıza patates, domates, patlıcan, sarımsak vesaire bunlarla çıkanlar inanın stoklarda bunları çürütmüşlerdir. Soğanı da çürütmüşlerdir, patatesi de çürütmüşlerdir, sarımsakları da çürütmüşlerdir, bunları hep yakaladık. Çıkmış bir tane genel başkan bayan o da ‘mermiye bunları birbirine karıştırıyor’ diyor. Sen siyaseti birbirine karıştırıyorsun da farkında değilsin, önce bunları bir defa masaya iyi yatıralım. Türkiye satın alma paritesine göre dünyanın 17’nci ülkesiyken bugün 13’üncülüğe yükselmişse ve inşallah yılsonu itibariyle 12’nciliğe çıkacaksa, artık bizim ölçülerimizi, kriterlerimizi buna göre değiştirmemiz gerekiyor.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi işte bu değişim konusunda ülkemizin en büyük şansıdır. Artık ihtiyaçları süratle belirlediğimiz, kararları hızla aldığımız ve aynı şekilde yıldırım hızıyla uygulamaya geçirdiğimiz bir yönetim sistemine sahibiz. Maruz kaldığımız saldırıları kısa sürede etkisiz hale getirmemizde bu imkan çok büyük faydaları ortaya getiriyor.
Bugün Suriye krizinin yönetiminde söz sahibi, bölgedeki tüm aktörlerin en önemli muhatabı haline gelmişsek işte bu sayededir. Bugün ekonomik dalgalanmaların etkilerini yıllar değil aylar içinde ortadan kaldırabilecek idare sergileyebiliyorsak işte bu sayededir.
Milletimizin son yıllarda üst üste yaşadığımız seçimler, halkoylamaları sebebiyle ben yorulduğunu biliyorum. Son dört yılda 7 seçim veya halkoylaması geçirdik. İnşallah Türkiye 31 Mart seçimlerinin ardından 4,5 yıllık kesintisiz bir istikrar ve icraat dönemine sahip olacaktır. Bu dönemi Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştırmak, bölgesinde ve dünyada daha güçlü hale getirmek için en verimli şekilde değerlendirmek istiyoruz.
Esnaf ve sanatkârlarımızın 31 Mart’a vereceği destek bu bakımdan bizim için kıymetlidir. Bugüne kadar hep birlikte omuz omuza yol yürüdük. Geleceğin Türkiye’sinin inşası yolunda yine birlikte yol yürüyeceğimize inanıyorum.
Bu duygularla bir kez daha sizlere sevgilerimi, saygılarımı sunarken sözlerimi tekrar ediyorum, Ahi veya esnaf duasından bazı satırlarla ben de bitirmek istiyorum:
“Bizi haramlardan uzak eyle, başkalarına el açtırma, senin emirlerine karşı gelmekten muhafaza eyle, bizlere doğru yolu göster. Cümlemizi darlıktan, bereketsizlikten, aldanmaktan ve aldatmaktan, hak yemekten, kul hakkına tecavüz etmekten muhafaza eyle. Bizleri açlık, yokluk, kıtlık, kuraklık, arazi ve semâvî musibetlerden muhafaza eyle. Bizlere kanaat etmeyi, gönlü zengin, gözü tok olabilmeyi, hayırda yarışmayı, veren el olmayı nasip eyle. Allah’ım, rızkımız gökte ise yere indir, yer altındaysa gökyüzüne çıkar, uzakta ise yakınlaştır, zorsa kolaylaştır. Rızkımızı temiz ve helâlinden eyle. Bizleri nefsine uyarak kötülük işleyenlerden eyleme, işlerimizi hayırlı ve bereketli eyle.” Amin. Kalın sağlıcakla.