Kültür, sanat ve edebiyat dünyamızın kıymetli mensupları,
Değerli misafirler,
Hanımefendiler, beyefendiler;
Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Kültür ve Turizm Bakanlığımızın 2018 yılı Özel Ödüllerini adlarına kurulmuş kurumlara takdim edeceğimiz musikimizin abide ismi Emin Ongan ile fotoğraf sanatımızın abide ismi Ara Güler’i saygıyla yad ediyorum.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülünün kültür ve sanatımızın kadim birikimini gelecek kuşaklara aktaracak kurumlar olarak gördüğüm Emin Ongan Üsküdar Musiki Cemiyeti ile Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi Ara Güler Müzesine verilmesini isabetli buluyorum.
Üsküdar Musiki Cemiyeti eskiden beri sanatımızın en ince, en naif, en seçkin eserlerinin üstatlar tarafından icra edildiği ve yeni nesillere aktarıldığı bir kurum olarak hafızalarımızda yer edinmiştir.
Yahya Kemal ne güzel ifade etmiş; “Çok insan anlayamaz eski musikimizden ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden.” Evet, eski musikimiz öğrenmek, anlamak ve icra etmek için emek isteyen, böyle olduğu için de nadide bir mücevher gibi korumamız gereken değerlerimiz arasında yer alıyor.
Tek parti döneminde ecdadın pek çok mirası gibi müziğimiz de köhnemiş bir zihniyetin ürünü olarak yaftalanarak yok edilmeye çalışılmıştır. Rahmetli Menderes, diğer pek çok alanda olduğu gibi müziğimiz üzerindeki yasakları da kaldırarak milletin adamı olduğunu göstermiştir.
Ödül vereceğimiz sanat kurumumuzun isminin başına cemiyetin çalışmalarına yarım asırlık bir ömrü adayan Emin Ongan’ın eklenmiş olmasını da bir vefa örneği olarak adlandırıyorum.
Ara Güler, kendisiyle özellikle son yıllarda sıkça görüşme imkanı bulduğumuz gerçek bir beyefendiydi. Kendisi hayatını fotoğraf makinesi vizörünün arkasında geçirmiş, bununla birlikte ülkesini ve dünyayı çok daha geniş bir bakış açısıyla değerlendirmiş bir sanat insanımızdır. Gerçi Ara Güler hayatta kendisinin sanatçı olarak sıfatlandırılmasına itiraz eder, sadece foto muhabiri olduğunu söylerdi. Ama bizler onun fotoğraflarıyla ortaya koyduğu ürünlerin gerisindeki ruhu görüp anlayabilen kişiler olarak kendisini sanatçı olarak sıfatlandırmaktan onur duyuyoruz.
Geride bıraktığı arşivi ve müzesi vefatından sonra da Ara Güler’in sanatını yaşatacak ve inşallah gelecek nesillere aktaracaktır. Bundan dolayı da Doğuş Grubuna özellikle teşekkür ediyorum böyle bir mirasa sahip çıktıkları için.
Bakanlığımıza ve jürimize, kültür-sanat kurumlarımıza verilmiş samimi bir destek olarak gördüğüm bu tercihleri için teşekkürlerimi sunuyorum.
Bu vesileyle 1979 yılından bugüne kadar ödüllerin tevdi edildiği tüm kültür-sanat insanlarımızı, kurumlarımızı bir kez daha tebrik ediyorum, ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Bilgileriyle birikimleriyle, kabiliyetleriyle, gayretleriyle ülkemize değer katan uluslararası alanda bayrağımızı temsil eden kültür-sanat insanlarımızın her birini tekrar buradan saygıyla yad ediyorum.
Değerli arkadaşlar;
Bir milletin eğer estetik zevki yoksa, o ülkedeki diğer çalışmaların arzu edilen neticelere ulaşması da mümkün değildir. Bir toplumda sanat ve edebiyat felç olmuşsa, o toplumda ortak değerlerin üretilmesi ve yaşatılması zordur. Yine bir ülkenin gelişmiş bir mimari anlayışı yoksa, o ülkedeki üst yapının özgün bir ruh ve kimlik yansıtması beklenemez. Buna karşılık, insanlarının manevi doyumunu ihmal etmiş, sadece maddi varlıklarla hüküm süren toplumların da tarihte kalıcı izler bırakamadığını açık ve net görüyoruz.
Tarihteki kadim medeniyetlerin ve büyük devletlerin ortak özellikleri, kültür ve sanat alanında önemli değerler üretmiş olmalarıdır. Milletin veya milletlerin medeniyetlerinin maddi ve manevi birikimini gelecek kuşaklara aktarma yolu, kültür ve sanat değerleri ile mimari eserleridir.
Kültür ve sanata önem veren devletler sadece dönemlerinde itibar kazanmakla kalmıyor, tarihin sayfalarında kadim bir medeniyet olarak kaydedilme şerefine de nail oluyorlar. İnsanlar ve devletler gelip geçmiştir, ama bu değerler günümüze ulaşmıştır. İnşallah gelecek kuşaklara da aynı şekilde miras kalacaktır.
Selçuklu ve Osmanlı başta olmak üzere coğrafyamızda kurduğumuz devletlerin bugüne ulaşan izleri medeniyetimizin ve kültürümüzün bu topraklara vurulmuş birer mühürleri gibidir. Bize düşen görev de devraldığımız bu büyük medeniyet hazinesine yakışır şekilde davranmak, kültür, sanat ve mimari alanda altına imza atacağımız yeni eserlerle ecdada layık, evlada da örnek olmaktık.
Millet olarak ortak değerler ve hedefler etrafında kenetlenmenin yolu tüm bu alanlardaki tarihsel birikimin üzerine yenilerini eklemektir. Nasıl adlandırılmış olursa olsun hangi akıma mensup bulunursa bulunsun coğrafyamızın birikimini değere dönüştüren, insanı merkeze alan, milletimizin hayat tecrübesini, çevresine bakışını abideleştiren sanat eserleri yeryüzündeki varlığımızı daha da anlamlı kılmıştır.
Millet hayatının en sahih, en sağlam kayıtlarını tutan arşivler değil, asıl kültür adamlarıdır, edebiyat adamlarıdır, sanat adamlarıdır, onların ürünleridir. Bizim sanatımızda mimari eserimiz sadece mimari eser değil, taştan, ahşaptan daha fazlasıdır. Bizim sanatımızda musiki eseri sadece sözden, notadan ibaret değil, besteden, güfteden ibaret değil, sesten ibaret değil bundan daha fazlasıdır. “Şiir geldi kelimeye dayandı” diyor ya bir şairimiz, şiir sadece kelimelerden, ahenkten ibaret değildir bundan daha fazlasıdır.
Hangi sanat dalında olursa olsun devletimize düşen nitelikli üretimi desteklemek, bu üretimin küresel ölçekte paylaşımını sağlamaktır. Çoğumuzun popüler kültür ürünü diye burun kıvırdığı üretimlerin, bunu üreten milletler adına dünyada nasıl bir nüfus oluşturduğunu bugün çok daha iyi anlıyoruz.
Milletler için bazen diplomasiyle, askeri güçle, ekonomik güçle kazanılamayacak başarılar bir müzik eseri, bir edebiyat eseri, bir sinema eseriyle kazanılmaktadır. İletişimin hızının baş döndürdüğü günümüzde kültür ve sanatın etkileme ve dönüştürme gücü geçmiş zamanlarla kıyaslanmayacak kadar önemli hale gelmiştir.
Değerli arkadaşlar;
Bize göre bu topraklardaki birlik, beraberlik ve muhabbetin gerisinde kültür ve sanat alanındaki eşsiz zenginliğimiz ve hazinelerimiz bulunuyor. Mal varlığımızı korumak ve geleceğe taşımak için kültür ve sanatın gücüne, etkisine, kapsayıcılığına ihtiyacımız var.
Gençlik yıllarında kültür ve sanat faaliyetleri önemli yer tutmuş olan birisi olarak, sorumluluk üstlendiğimiz her yerde bu konuya ehemmiyet verdik. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemimde şehrin diğer meseleleriyle birlikte kültür ve sanat alanında da çok büyük işlere, eserlere, çalışmalara imza attık.
Hükümetlerimiz döneminde de kültür-sanat alanına hep özel önem verdik, bu yöndeki projeleri özellikle himaye ettik. Kültür ve sanat insanlarımızla sürekli istişare halinde olmaya, onların birikimlerinden istifade etmeye ihtimam gösterdik. AK Partili belediyeleri de bu doğrultuda teşvik ederek medeniyet değerlerimize sahip çıkılmasını sağlamaya çalıştık. Buna rağmen, hep söylediğim gibi, geçtiğimiz 16 yıla baktığımda kültür-sanat alanında yeteri kadar mesafe kat edememiş olmamızdan dolayı hep hayıflanırım, iç geçiririm.
Kültür- sanat meselesini ülkemiz ve milletimiz bakımından en az terörle mücadele, en az dış politika, en az temel hizmet alanları kadar önemli bir beka meselesi olarak görüyorum. İnşallah yeni dönemde bu eksiğimizi giderecek, ülkemizde kültürü, sanatı, mimariyi, şehirciliği hak ettiği seviyeye getireceğiz. Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığımıza çok büyük görevler düşüyor.
Turizm alanında Sayın Bakanımızın müktesebatı sebebiyle içimiz büyük ölçüde rahat. Kültür-sanat konularında da Sayın Bakanımızın ekibiyle birlikte ülkemize tarihi bir hamle yaptıracağına inanıyorum. Cumhurbaşkanı olarak attığınız her adımda yanınızda olduğumu bilmenizi isterim. Cumhurbaşkanlığımız bünyesinde kurduğumuz Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu, bu alandaki politikaların inşasına katkı verecek, yapılan çalışmaları da takip edecektir.
Bu duygularla bir kez daha 2018 yılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödüllerine layık görülen Emin Ongan Üsküdar Musiki Cemiyetiyle Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi Ara Güler Müzesi temsilcilerini tebrik ediyorum. Kendi alanlarında ülkemizin kültür-sanat hayatına önemli katkılar sağlamaya devam edeceklerine inandığım bu kurumlarımızın faaliyetlerine destek olan herkese teşekkür ediyorum.
Türkiye’nin tüm kültür-sanat insanlarına hassaten sevgilerimi ve şükranlarımı sunuyorum. Kalın sağlıcakla.