Emine Erdoğan’ın Myanmar’daki insanlık dramına dikkati çekmek üzere kaleme aldığı makale CNN International'da yayımlandı. Makalesinde, Myanmar’da yaşanan krizi Türkiye’nin tek başına çözmesini beklemenin makul bir yaklaşım olmadığını vurgulayan Emine Erdoğan, “Bu nedenle dünya liderleri, Türkiye’nin adımlarını takip ederek bölgede kalıcı çözümü sağlayacak kapsamlı ve uzun vadeli bir strateji geliştirmelidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Myanmar’daki insanlık dramına dikkati çekmek ve Bangladeş’e sığınan Arakanlı Müslümanlara yardım ulaştırmak üzere 7 Eylül 2017 tarihinde gerçekleştirdiği Bangladeş ziyaretine ilişkin bir makale kaleme aldı. Emine Erdoğan’ın “Dünya Rohi̇ngya Müslümanlarının Acılarına Gözlerini Kapatamaz” başlığını taşıyan makalesi CNN International'da yayımlandı.
Makalesinde, Myanmar’ın köklü geçmişe sahip topluluklarından biri olan ve şu anda dünyanın en büyük vatansız grubu konumunda bulunan Rohingya Müslümanlarının on yıllardır tehlike altında yaşadığına dikkat çeken Emine Erdoğan, 25 Ağustos’tan itibaren bu topluluğa yönelik artan saldırılarda binden fazla insanın hayatını kaybettiğini, on binlercesinin ise Bangladeş’e sığınmak zorunda kaldığını belirtti.
“TÜRKİYE, BÖLGEDEKİ DİPLOMATİK VE İNSANİ ÇABALARINI HIZLANDIRDI”
Türkiye’nin tarihe ‘bir sonraki soykırım’ olarak geçebilecek bu süreci durdurmak için bölgedeki diplomatik ve insani çabaları hızlandırdığını hatırlatan Emine Erdoğan, dünya liderlerinin çok geç olmadan bu adımları takip etmesi gerektiğini kaydetti.
Rohingya Müslümanlarının yaşadığı acıların bugün başlamadığına; 1982’de çıkarılan bir kanun uyarınca vatandaşlıktan mahrum bırakılan bu azınlığın bugün seçme ve seçilme haklarının da aralarında bulunduğu siyasi ve toplumsal haklardan faydalanamadığına işaret eden Emine Erdoğan, “Üstelik karşı karşıya kaldıkları zorlu ekonomik koşullar, günlük hayatın her alanında etkisini göstermektedir” diye ekledi.
“Açıkçası ülkede yaşananlar, ırkı, rengi, cinsiyeti, dili, dini, görüşleri ve kökenleri ne olursa olsun herkesin insan haklarının devletler tarafından korunmasını zorunlu kılan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 2. maddesini açıkça ihlâl etmektedir” ifadelerini kullanan Emine Erdoğan, Rohingyaların haklarının keyfî bir biçimde kısıtlanmasının, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile Ulusal veya Etnik, Dinsel veya Dilsel Azınlıklara Mensup Olan Kişilerin Haklarına Dair Bildiri’nin hükümlerine ters düştüğünün altını çizdi.
“MYANMAR’DAKİ İNSANİ KRİZİ GÖZ ARDI ETMEK MÜMKÜN DEĞİL”
Emine Erdoğan, makalesinde şu bilgileri paylaştı: “Geçtiğimiz yıllarda Rohingya Müslümanlarına yönelik şiddet olaylarında artış meydana gelmiş; bunun sonucunda birçok kişi yerlerinden edilmiş veya hayatlarını kaybetmiştir. Yaşanan gelişmeleri incelemek için Myanmar’a ilk kez 2012 yılında gittiğimde, çoğunluğu Rohingya Müslümanlarından oluşan yaklaşık 200 kişi yaşanan olaylarda hayatını kaybetmişti. Geçtiğimiz yıl içerisinde güvenlik koşulları daha da kötüleşmiş; on binlerce insan neredeyse kesin olarak öldürülmekle kendisi de ekonomik sorunlarla boğuşan komşu Bangladeş’e sığınmak arasında bir seçim yapmak zorunda kalmıştır. Bölgede yaşanan insani krizi göz ardı etmek mümkün değildir: Uluslararası Göç Örgütü’nün 31 Ağustos’ta yayınladığı verilere göre 18 bin 500 Rohingya Müslümanı, Bangladeş’te bulunan mülteci kamplarına ulaşmıştı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri ise bu sayıyı 270 bin olarak güncelledi. Geçtiğimiz hafta Bangladeş-Myanmar sınırında bulunan Kutupalong Mülteci Kampını ziyaret ettiğimde, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan Rohingya Müslümanları bana sevdiklerinin ve akrabalarının nasıl katledildiğine dair korkunç hikâyeler anlattı. Bazıları, eşlerinin katledilişini izlemek zorunda bırakılmıştı. Diğerleri ise köylerinin yakılıp yıkılmasına şahit olmuştu. Hayatta kalabilmek için başkalarının merhametine muhtaç oldukları açıkça belli oluyordu.”
“MYANMAR’DA YAŞANANLARI DERİN BİR KAYGIYLA TAKİP EDİYORUZ”
Makalesinde, bugün dünyanın en büyük ikinci insani yardım sağlayıcısı konumunda olan Türkiye’nin, 2011’den itibaren kendi sınırları içinde 25 milyar dolar harcayarak yaklaşık üç milyon Suriye ve Iraklı mülteciyi misafir ettiğini; Sahra Altı Afrika ve Güneydoğu Asya’da yaşanan krizlere müdahalede bulunduğunu hatırlatan Emine Erdoğan, “Türkiye, Myanmar’da yaşananları derin bir kaygıyla takip etmektedir. Ancak kaygı duyduğumuzu ifade etmenin sahadaki gerçekleri değiştirmeye yetmediğini gayet iyi biliyoruz” sözlerine yer verdi.
Emine Erdoğan, kaleme aldığı makalesinin devamında şunları aktardı: “Bu nedenle bölgede yaşanan sorunları çözmek amacıyla geçtiğimiz haftalarda bir dizi diplomatik ve insani adım attık. Bangladeş ve Myanmarlı liderlerle temaslarda bulunarak mülteci konumundaki Rohingya Müslümanlarına bin ton insani yardım ulaştırdık. Geçtiğimiz hafta bu yardımların ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasını şahsen takip ettim; katliamdan kurtulanlarla ve şahitlerle görüştüm. Aynı zamanda Bangladeş’te bulunan Rohingya Müslümanlarının ihtiyaçlarının karşılanması için maddi yardım yapma sözü verdik. Bangladeş-Myanmar sınırındaki mültecilerin koşullarının iyileştirilmesi amacıyla yeni barınma merkezleri kurma niyetimizi ifade ettik.”
Türkiye’nin burada yaşanan krizi tek başına çözmesini beklemenin makul bir yaklaşım olmadığını vurgulayan Emine Erdoğan, “Bu nedenle dünya liderleri, Türkiye’nin adımlarını takip ederek bölgede kalıcı çözümü sağlayacak kapsamlı ve uzun vadeli bir strateji geliştirmelidir” ifadelerini kullandı.
“ROHİNGYA MÜSLÜMANLARININ GÜVENLİĞİ SAĞLANMALI”
İlk adım olarak Bangladeş hükûmetine maddi destek sunularak Rohingya Müslümanlarının güvenliğinin sağlanması gerektiğini ekleyen Emine Erdoğan, bugün Bangladeş’in, saldırı altındaki bu azınlık için tek güvenli liman konumunda olduğuna dikkat çekti. Emine Erdoğan, “Daha sonra, uluslararası toplum Myanmar hükûmetiyle birlikte çalışarak Rohingya Müslümanlarına vatandaşlık verilmesini ve Bangladeş’teki mültecilerin ülkelerine güvenli bir şekilde dönmesini sağlamalıdır” görüşüne yer verdi.
Emine Erdoğan, makalesini şu cümlelerle noktaladı: “Rohingya Müslümanlarının dünyanın ücra bir köşesinde yaşaması onların hayatlarını daha değersiz, yaşadıklarını daha az acılı veya bölgedeki durumu daha iyi kılmıyor. İnsanlık, Srebrenica’da ve Ruanda’da hayatlarını kaybeden milyonlarca masuma yaptığı gibi Rohingya Müslümanlarına sırtını dönmemelidir. Gerekli adımlar bugün atılmalıdır.”
Emine Erdoğan, bu makalesini kaleme almadan önce, geçen hafta da dünya liderlerinin eşlerine, Myanmar’daki insanlık dramına ilişkin uluslararası toplumu harekete geçirme konusunda iş birliği teklifi içeren bir mektup göndermişti.